• Sonuç bulunamadı

DENEYSEL ARAŞTIRMALAR

YÜRÜTME 1 SORUN/ KONU SEÇİMİ

4. YÜRÜTME/ UYGULAMA

4.3. Evren ve Örneklem Seçim

Araştırmaya konu olan toplum ya da toplum grubuna evren/ population

denir. Evren ile genellikle çalışma evreni kastedilir. Oysa, gerçekte iki tür evren vardır. Bunlar; kuramsal/ genel evren ve çalışma evrenidir. Kuramsal (teorik) evren, araştırma konusu ile ilgili ve dünyadaki tüm bireyleri kapsar ve tanımlamak çok kolaydır (tüm insanlar, tüm diyabetliler, tüm 15-49 yaş grubu kadınlar, tüm bebekler gibi). Ancak, araştırmalarda kuramsal evrene ulaşılması olanaksızdır. Bu nedenle, araştırmalar kuramsal evrenin bir parçası/ ulaşılabilir kısmı olan çalışma evreni üzerinde yürütülür. Elde edilen sonuçlar da çalışma evreni ile sınırlıdır. Yani, yalnızca çalışma evrenine genellenebilir.

Çalışma evreni, araştırıcının sonuçlarını genellemek istediği bütündür. Sonuçların, genellenebilirliği arttıkça, yani çalışma evreninin kuramsal evreni

temsil etme yeteneği arttıkça, değeri, güvenirliliği ve geçerliliği artar. Her araştırma farklı kuramsal evreni hedefler ve amaçlar. Dolayısı ile, çalışma evrenini araştırmanın amacı belirler. Kiminde hedef tüm insanlık iken, kiminde ise belli bir nüfus kesimidir (belli bölge, yaş ve cinsiyetteki nüfus, belli sosyoekonomik düzeydeki grup, işçiler, öğrenciler gibi). Çalışma evreni hedeflediği kuramsal evrenin bir parçası ve temsilcisi olmak zorundadır.

Araştırmanın başında, çalışma evrenini belirlemek, sınırlamak ve tanımlamak gerekir (... bölgesinde 15-49 yaş grubu kadınlar, ... bölgesindeki ilkokul beşinci sınıf öğrencileri, ... fabrikasında çalışanlar, ... polikliniğine başvuranlar, ... kliniğine yatan diyabetik steatozlu olgular gibi). Çalışma evreni tanımlanıp, evrendeki bireyler listelendikten sonra, örneklem hacmi hesabı ve örnekleme yöntemi seçimi yapılır.

Kuramsal evrene ulaşmanın olanaksızlığından yukarda söz edilmişti. Aynı şekilde, çalışma evreninin tamamını tek tek incelemek ve veri toplamak çok zor, pahalı ve zaman alan bir iştir. Bazen ise, olanaksızdır. Kaldı ki; çoğu zaman buna gerek de yoktur. Araştırmayı, çalışma evrenini temsil eden bir grup (örneklem) üzerinde yürütmek yeterli ve güvenilirdir. İşte, çalışma evreninden, belli bir örnekleme (sampling) yöntemi ile seçilen ve onu temsil eden denekler grubuna örneklem/ sample denir. Araştırmanın, örneklem üzerinde yürütülmesi; kolaylık, ucuzluk ve çabukluk avantajı sağlar. Ayrıca, yapılacak işin hacmi küçüldüğünden, çok daha ayrıntılı ve doğru bilgi toplama olanağı doğar.

Örnekleme yapılırken, belli bilimsel kurallara uyulmaz ise, örneklem çalışma evrenini temsil etmez. Taraf tutma/ bias ortaya çıkar. Sonuçlar geçerliliğini ve güvenirliliğini yitirir. Örnekleme yapmanın temel kuralı ise, çalışma evrenindeki her bireye, denek olarak seçilme açısından, eşit şans tanımak yani tarafsızlıktır. Bir örneklemde taraflılığın ortaya çıkmasına neden olan başlıca olaylar şöyle sıralanabilir:

a. Yanlış ve yetersiz örneklem hacmi ve örnekleme yöntemi kullanma, b. Yanıt almada başarısızlık ve yedek denek kullanma,

c. Örneklemin kasıtlı seçilmesi.

Bu üç olayın/ yanlışlığın ortaya çıkmaması için; örnekleminin bilimsel kurallara uygun yapılması gerekir (Bu konudaki daha geniş bilgi bölüm V’de verilmiştir).

Örneklem oluşturmanın ilk adımı; incelenecek olgunun olayın sıklığına ve niteliğine göre, örneklem hacminin, ilgili formülden yararlanarak, hesaplanmasıdır (Ekler bölümünde örneklem hacmi formülleri verilmiştir). Daha sonra örnekleme yöntemine karar verilir. Hangi örnekleme yöntemine başvurulacağı/ seçileceği, araştırmanın amacı, evrenin özellikleri ve bireylerin

evrendeki dağılımına bağlıdır. Bireyleri birbirine çok yakın ve evrenin benzeşikliği çok yüksek (homojen) olan kan, su, idrar ve benzeri evrenden hem örnek almak hem de sonuçların evrene genellemesi kolaydır. Basit tesadüfi ya da random yöntemiyle yapılabilir. Buna karşılık elemanları dağınık ve benzeşme düzeyleri düşük/ nonhomojen evrenden örnekleme yapılması daha dikkatli olmayı ve ayrıntılı yöntemleri gerektirir (küme örneklem, tabakalı örneklem gibi). Tüm bu özellikler göz önünde bulundurularak, aşağıda özetlenen örnekleme yöntemlerinden birine karar verilerek örneklem oluşturulur.

a. Tam sayım/ census: Çalışma evrendeki tüm bireylerin sayıldığı,

incelemeye alındığı yöntemdir.

b. Gelişigüzel/rastgele/ kura yöntemi: En basit örnekleme yöntemidir.

Denekler evrenden rastgele veya kura ile seçilir. Daha çok kan, idrar, su gibi benzeşirliği çok yüksek olan evrenden örnek almada kullanılır. İnsanlar ve benzeri, benzeşirliği düşük olan bireylerden oluşan evrenden bu yöntem ile örneklem seçilmesi doğru değildir, çünkü, biasa en yatkın örnekleme yöntemidir.

c. Basit randomizasyon: Evrenin bireylerinin benzeşirliği düzeyi

yüksek olduğu durumlarda başvurulan yöntemdir. Evrendeki tüm bireylere eşit şans verme esasına dayanır. Önce, evren listelenir/ sıralanır. Daha sonra, örnek hacmi kadar denek, Random Tesadüfi Sayılar listesinden yararlanılarak seçilir.

Random Sayıları (0-9) rakamları kullanılarak elde edilmiş dörtlü kolanlar halinde dizilmiş sayılardır. Gereksinime göre (evren ve örneklem hacmi büyüklüğüne göre), kolonlardan biri, ikisi, üçü ya da dördü kullanılarak, bu sayılarla, evrendeki sıra numarası aynı olan bireyler denek olarak seçilir.

d. Sistematik örnekleme: Benzeşirliği yüksek olan evrenden

örnekleme yapmada başvurulan diğer bir yöntemdir. Evren listelendikten ve örneklem hacmi hesaplandıktan sonra, evrenden ritmik sayılarla örnekleme yapma yöntemidir. Evren hacmi/ birey sayısı örnek hacmine bölünmek suretiyle ara rakam, örnekleme aralığı olarak adlandırılan ritmik sayı bulunur. Böylece, bu başlangıç rakamından başlayarak, her bulunan sıra numarasına ara rakam eklenmek suretiyle, ritmik olarak ilerlenir. Ara rakamın denk geldiği bireyler denekleri oluşturur. İyi bir örnekleme yöntemidir. Ancak, evren rastgele ve homojen dağılmamış, belli bir düzen ve ritm içinde dağılmış ise, örneklemde bu ritmik özelliklerden birine yığılım olur ve bias ortaya çıkar.

e. Küme örnekleme/ Cluster sampling: Evrenin alana dağınık ve

birbirine benzer, evrene benzer kümelerden (köy, ilçe, okul, kreş vb.) oluşması halinde başvurulan yöntemdir. Burada seçim bireye yönelik değil kümeye yöneliktir. Her kümeye eşit şans tanınır. Evreni, birey değil, küme özelliklerine göre gruplama işlemidir.

Seçilen kümeler arasında ayırt yapılmaz ve kümelerdeki tüm bireylere eşit şans tanınır ise, buna oransız küme örnekleme yöntemi denir. Kümeler belli özelliklerine göre sınıflanmış/ gruplanmış ise (köyler nüfus büyüklüğüne göre, okullar sosyo-ekonomik düzeye göre vb.), bu takdirde, her sınıftan, o sınıfın evren içinde sahip olduğu paya eşit olarak seçim yapılır. Bu yönteme de oranlı küme örnekleme denir. Böylece, her sınıfın örnekleme eşit şansa girmesi sağlanmış olur. Kümeler belirlendikten sonra her kümeden sistematik ya da random sayıları ile denek seçimi yapılır.

f. Tabakalı örnekleme/ stratified sampling: Evreni, bireyin bazı özelliklerine, değişkenlerine göre sınıflama/ gruplara ayırma işlemidir (Doktorları; pratisyen, uzman, öğretim üyesi, anneleri; üç çocuktan az, çok gibi). Evrendeki ayrı grupların farklı olduğunun düşünüldüğü ve bu farkın araştırma açısından önemli olduğu durumlarda yeğlenen yöntemdir. Evren tabakalara ayrıldıktan sonra, bu tabakalardan sistematik ya da basit randomizasyon ile seçim yapılır. Bu yöntemde, her tabakadan örnekleme giren birey sayısının örneklem içinde sahip olduğu pay, o tabakanın evren içindeki payına eşit olması yeğlenir. Bazı çalışmalarda, araştırmanın niteliği oranlı örnekleme yapılmasını gerektirmeyebilir.

g. Olasılıksız örnekleme: Örneklemin, araştırıcının kendi iradesi ve belli olasılıklara göre oluşturulması şansının olmadığı ve kendiliğinden oluşan örneklemdir (polikliniğe başvuranlar, ilana/ çağrıya gelenler gibi). Bu durumda örneklemin belli bir evreni yoktur, dolayısı ile de sonuçlar bir evrene, topluma genellenemez. Bu tür örneklem üzerinde yapılan çalışmalarda yanılma/ bias oranı çok yüksektir. Sonuçları güvenilir olmaz.

h. Kombinasyon/ aşamalı örnekleme: Birkaç yöntemin birlikte ve kombine kullanılması halidir.

i. Amaçlı örnekleme: Araştırıcının, işine en çok yarayacak bilgileri alabileceği, denekleri kendisinin tayin etmesi yöntemidir. Bilgi toplamak amacıyla başvurulur.