• Sonuç bulunamadı

Genel Kanunî Yedek Akçelerin Tanıtılması

B. Primin Yedek Akçe Türleri Arasındaki Yeri

I. Genel Kanunî Yedek Akçelerin Tanıtılması

Kanunî yedek akçeler şirket bakımından ayrılması zorunlu kılınan, ayrılmaları ve kullanılma şartları emredici hükümler ile düzenleme altına alınmış, ortaklığın, pay ve

402 KGK’nın 19.9.2018 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan kararı uyarınca, kararın ekli listesinde sayılan şirketler finansal tablolarını TMS/TFRS’ye göre, bağımsız denetime tâbi olup, ekli listede yer almayan şirketler ise BOBİ FRS’ye uygun olarak hazırlayacaklardır (KGK Kararı, m. 3.1.a-b). Ayrıntılı bilgi için bkz. Aksu Özkan, s. 53 vd.

403 TMS/TFRS’ye uygun finansal durum tablosu örnekleri için bkz. KGK tarafından hazırlanan Finansal

Tablo Örnekleri ve Kullanım Rehberi (RG, 7.6.2019, S. 30794); BOBİ FRS’ye uygun finansal durum tablosu örnekleri için bkz. https://www.kgk.gov.tr/DynamicContentDetail/9190/Elektronik-Finansal- Raporlama (E.T.: 2.5.2020).

MSUGT/VUK, BOBİ FRS ve TMS/TFRS’ye uygun olarak hazırlanan finansal durum tablolarında, hisse senedi ihraç primlerinin raporlanışına ilişkin karşılaştırmalı bir tablo için bkz. Pektaş, Eren: MSUGT, BOBİ FRS ve TMS/TFRS’nin Ölçme/Değerleme ve Raporlama Esaslarına Göre Analizi, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kütahya 2018, s. 223.

129

menfaat sahiplerinin korunmasına hizmet eden404 yedek akçelerdir405. Kanunî yedek

akçelere ilişkin düzenlemelerin emredici nitelikte olmalarının bir sonucu olarak, söz konusu düzenlemeler esas sözleşme hükmü yahut genel kurul kararıyla sınırlandırılamaz yahut kaldırılamaz, ancak genişletilebilir.

Kanunî yedek akçeler TTK m. 519 ve 520’de hüküm altına alınmışlardır. TTK m. 520 yeni bir hüküm olmakla beraber, TTK m. 519 eTTK m. 466 ile büyük ölçüde benzer niteliktedir406. Burada ifade edelim ki, TTK m. 519 hükmünde dikkat çeken yeniliklerden biri, kanunî yedek akçelerin ikinci ayrımına ilişkin olarak “%5 kâr payı ayrıldıktan sonra” ibaresinin “%5 kâr payı ödendikten sonra” şeklinde değiştirilmiş olmasıdır407.

Kanunî yedek akçeler, genel kanunî yedek akçe (TTK m. 519) ve şirketin iktisap ettiği kendi pay senetleri için ayrılan yedek akçe (TTK m. 520) olmak üzere ikiye ayrılırlar. Genel kanunî yedek akçelerin olağan kaynağı kârdır. Doktrinde yıllık kârdan ödenmiş sermayenin yüzde yirmisine kadar yapılan ayrım birinci ayrım, pay sahiplerine kâr payı ödendikten sonra yapılan ayrım ikinci ayrım olarak isimlendirilmektedir408.

Kanun’da birinci ayrıma ilişkin bir tavan belirlenmiş olmakla birlikte, ikinci ayrım ve olağan dışı kaynaklardan yapılan ayrım için herhangi bir üst sınır bulunmamaktadır.

404 Karayalçın, Yaşar: “Mecburî- Kanunî Yedek Akçeler ve Kullanılması”, BATİDER 1968, C. 4, S. 3, s.

410.

405 Moroğlu, Sermaye Artırımı, s. 219; Tekinalp, Yeni Hukuk, s. 504; Gürbüz Usluel, s. 21.

406 “Madde, 6762 sayılı Kanunun 466 ncı maddesinden alınmıştır. Ancak, anılan 466 ncı maddenin ifadesi,

uygulamada yorum güçlükleri doğurduğundan gerek kelimelerin seçiminde, gerek söz diziminde önemli değişiklikler yapılmış, ancak içeriğe temel olan düşünce ve hükümler değiştirilmemiştir.” (Gerekçe, TTK

m. 519).

407 Bu ifade değişikliğinin birinci tertip kâr dağıtımı yapılmasını zorunlu kılıp kılmadığı konusundaki tartışmalar için bkz. Yanlı, s. 15 vd.

408 Arslanlı, C. IV-V, s. 83 vd.; Tekinalp, Yedek Akçeler, s. 293 vd.; Karayalçın, Muhasebe Hukuku, s. 116.

130

TTK m. 519.1 hükmü uyarınca, esas sözleşmede daha yüksek bir oran belirlenmediği takdirde, “yıllık kârın yüzde beşi, ödenmiş sermayenin yüzde yirmisine ulaşıncaya kadar genel kanunî yedek akçeye ayrılır.409” Esas sözleşmeyle birinci yedek

akçe ayrımı için daha yüksek bir sınır öngörülmeksizin, kanunî yedek akçe miktarı, ödenmiş sermayenin yüzde yirmisine ulaşmasına rağmen ayrım yapılmaya devam edilir ise, yüzde yirmiyi aşan bu kısım, TTK m. 521 uyarınca şirketin isteği ile ayrılan (ihtiyarî) yedek akçe kapsamına girer410.

Kanunî yedek akçelere ilişkin ikinci ayrım ise TTK m. 519.2.c’de hüküm altına alınmıştır. Buna göre, “pay sahiplerine yüzde beş oranında kâr payı ödendikten sonra, kârdan pay alacak kişilere411 dağıtılacak toplam tutarın yüzde onu412” kanunî yedek

409 Yıllık kâr (dönem kârı), işletmenin bir yıllık faaliyet sonucunu açıklayan bilanço olan yıllık bilançoya göre belirlenir (TTK m. 508.2). Bu bağlamda, işletmenin bir yıllık süre zarfında, işletme faaliyeti sonucu elde ettiği gelirler ve yapılan giderler arasındaki olumlu sonuç yıllık kâr olarak isimlendirilir (Hızır, Serdar: “Anonim Şirkette Pay Sahibinin Şirkete Borçlanma Yasağını Düzenleyen TTK m. 358 Üzerine Bazı Değerlendirmeler”, BATİDER 2013, C. 29, S. 2, s. 271-272). Kavramın tanımı bu şekilde olmakla birlikte, TTK m. 519.1 uyarınca, birinci yedek akçe ayrımının matrahını teşkil eden yıllık kârın nasıl anlaşılması gerektiği konusu doktrinde tartışmalıdır. Tartışmalar için bkz. Aksu Özkan, s. 255 vd. Söz konusu ayrımda dikkate alınacak sermaye esas (veya) çıkarılmış sermaye değil, ödenmiş sermayedir (Bu tercihe ilişkin bir eleştiri için bkz. Tekinalp, Yedek Akçeler, s. 302).

410 Tekinalp (Poroy/Çamoğlu), Ortaklıklar II, s. 328.

411 Anonim ortaklıklarda kâr payından pay sahiplerinin yanında birtakım kimselerin daha faydalandırılması mümkündür. Pay sahipleri dışında kâra katılabilecek kimselere intifa senedi sahipleri (TTK m. 503), yönetim kurulu üyeleri (TTK m. 394, 511) örnek olarak gösterilebilir. Görüldüğü üzere, ikinci ayrımda “kârdan pay alacak kişiler” ifadesine yer verilerek, sadece pay sahiplerine ödenen değil, kârdan pay alacak kişilere ödenen kâr payı miktarının dikkate alınacağı hüküm altına alınmıştır (Pay sahibi dışında kârdan pay alacak kişiler kavramına ilişkin ayrıntılı açıklamalar için bkz. Gürbüz Usluel, s. 121 vd.).

412 İkinci ayrıma ilişkin TTK m. 519.2.c hükmündeki “dağıtılacak toplam tutarın yüzde onu” ibaresi yenidir. Yenilik kaynağını “yüzde on” ifadesinden almaktadır. Nitekim, eTTK m. 466/II/3’te söz konusu husus “dağıtılması kararlaştırılmış kısmın onda biri” şeklinde kaleme alınmıştı ve onda bir kavramının açık olmaması, hükmün farklı şekillerde yorumlanmasına yol açmıştı (Söz konusu tartışmalar için bkz. Karayalçın, Muhasebe Hukuku, s. 118 ve orada dn. 6). TTK m. 519.2.c hükmü yüzde on şeklindeki ifadesiyle söz konusu tartışmalara son vermiştir.

131

akçelere eklenir413. Kanunî yedek akçelere ilişkin yapılacak söz konusu ikinci ayrımda,

Kanun’da herhangi bir tavan hükmüne yer verilmemiştir. Bu bağlamda, birinci ayrımın aksine, ikinci kanunî yedek akçe ayrımında zorunluluğun ortadan kalkması gündeme gelmeyecektir. Bunun yanı sıra, ikinci ayrımın kaynağı da kâr olmakla birlikte, birinci ayrımdan farklı olarak, ikinci ayrımda dağıtılmasına karar verilen kâr dikkate alınacaktır. Genel kanunî yedek akçelerin olağan dışı kaynakları ise ihraç primleri ve iptal edilen pay senetlerinden elde edilmiş olan gelirlerdir414 (TTK m. 519.2.a-b).