• Sonuç bulunamadı

Gençlik Döneminde Dindarlığın Durumu

G. Araştırma Modeli

1.1. Üniversite ve Gençlik

1.1.3. Gençlik Döneminde Dindarlığın Durumu

konusu olmuştur. Batı Avrupa ve Amerika’da, yaş ve dindarlık arasındaki ilişkiyi ortaya koyan araştırmalarda genel olarak ulaşılan sonuçlara bakıldığında, dindarlığın gençlik döneminde düşüşe geçtiği, ilk olgunluk döneminden 30 yaşlarına doğru düşüşün devam ettiği, daha sonra durağan bir seyir izlediği, 40-45 yaşlardan sonra ise kısmî bir yükseliş trendinin gözlendiği anlaşılmaktadır.21

Wach, toplumdaki gençlerin, genellikle “yaratıcı din” eğilimini benimsediklerini, buna karşılık yaşlıların ise sistematik bir dinî yaşamı tartışmasız otorite olarak kabul ettiklerini dile getirmektedir. Bu eğilimler sonucunda yaşlılar arasında geleneksel dindarlık ve muhafazakarlık, gençlerde ise din anlayışındaki iniş-çıkışlar daha yaygın olmaktadır. 22

19 Celil Abuzer, Üniversite gençliğin değişen din anlayışı, İpek Yay., İstanbul, 2010, s. 58. 20 Abuzer, a.g.e, ss. 127-130 ve s.159.

21 Hökelekli, a.g.e., 1993, s. 282; Ahmet Onay, Dindarlık Etkileşim ve Değişim, Dem Yay., İstanbul, 2004, s.108.

Gençlik döneminin genel özelliği dini bakımdan kendi tutumunu belirleyebilecek zihin yapısına ulaşmış olmaktır. Dolayısıyla daha önce ergenlik çağında yaşadığı dini arayışlar, bocalamalar, şüpheler ve kararsızlıklar bu dönemde yatışmaya başlayıp bir sonuca varmaktadır. 23 İlk yetişkinlik çağına girince gençliğin dini hayatı dengelenmekte, zihni duygusallıktan kurtulup akılcılığa yönelmektedir. Dolayısıyla genç, daha önce benimsediği inançları gözden geçirip dini şüphelerini çözerek dine dayalı bir tatmin edici bir hayat felsefesi geliştirmektedir. 24

Türkiye’de gençlerin dindarlığıyla ilgili yapılan bazı çalışmalara göre, 18-26 yaş grubu dikkate alındığında, yaş ile dindarlık arasında tespit edilen negatif ilişki istatistik olarak anlamlıdır. Bunun sebebi de, öğrenci son sınıflara yaklaştıkça zihnini daha fazla, sınavlardan geçmek, mezun olmak ve mezuniyetten sonra iş bulmak gibi meseleler meşgul etmektedir. 25

Türkiye’de yapılan birçok araştırma, dinin inanç boyutuna yönelik tutumların yaşa göre farklılık göstermediğini, ibadet ve sosyal hayata yönelik boyutlarına dair tutumların ise yaş düzeyine göre farklılaştığını göstermektedir. 18-24 yaş arasındaki bireylerin dinin ibadet ve sosyal hayat boyutuna karşı en olumsuz tutum düzeyine sahip toplum kesimi olduğunu, kişilerin yaş düzeyi arttıkça bu konudaki tutumlarının doğru orantılı bir şekilde olumlu yönde, alt yaş gruplarına doğru inildikçe ise olumsuz yönde bir artış eğilimi gösterdiğini söylemek mümkündür26

.

Türkiye’de dinî hayatla ilgili yapılan araştırmalar, gençliğin ve özellikle üniversite gençliğinin dine yönelik tutum ve davranışlarının olumlu ve oldukça yüksek düzeyde olduğunu, gençlerin dinî inanç ve ritüellere bağlılığını sürdürdüklerini ve onlar için dinin, hayatı anlamlandırma açısından önemini koruduğunu doğrulamaktadır. 27

23 Hökelekli, a.g.e., 1993, s. 280. 24 Hökelekli, a.g.e., 1993, s. 282. 25 Onay, a.g.e., s. 109

26 Kemaleddin Taş, "Dindarlığa etki eden faktörler", Süleyman Demirel Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı. 13, 2004/2, ss. 66-68.

1.2. Dindarlığın Tanımı

“İnanç”, “Din”, “Dindarlık” kavramlarını tanımlamak için, bireyin Yüce Varlık ile içsel/manevi bağlantısını “inanç”, bu bağlantıya binaen oluşan ilişkiler bütününü “din”, bu bütünün algılanma şeklini ise “dindarlık” olarak tanımlayabiliriz. Daha geniş ifade etmek gerekirse dindarlık, nihai kutsal varlık ve kutsal nesne ile insanın ilişkisi açısından kendini ifade eden, sürdürülen, dönüştürülen ya da özdeşim kurma araması nedeniyle ortaya çıkan duygular, davranışlar, düşünceler ve yaşantılar şeklinde tanımlanabilir..28

Şüphesiz, sırf din üzerine yapılacak bir değerlendirme, dindarlık üzerine yapılacak değerlendirmeden farklıdır. Çünkü “din” kavramı daha çok kutsal bir öğreti anlamı taşırken; “dindarlık” kavramından söz konusu kutsal öğretinin insan hayatında canlanması kastedilmektedir.29 Başka ifadeyle “dinin insan hayatına nüfuz derecesi”dir.30

Dolayısıyla dindarlığın dinden en önemli farkı, her dindeki çeşitli inançlar ve ibadetlerin, dine inanan birey açısından dinamik bir süreç arz etmesidir. 31

Daha ayrıntılı bir şekilde Ünver Günay tarafından yapılan başka tanıma göre; “kutsal

olanın yahut onun özel bir formu olmak itibariyle belli bir dinin muayyen bir zaman ve şartlarda belli bir kişi veya grup ya da toplum tarafından yaşanması” dır. 32 Abdurrahman Kurt ise: “bir kişinin mensubu olduğu dine ait inanç, ibadet ve sembollere ilişkin kabul,

yoğunlaşma ve meşgul olma derecesi” olarak tanımlamaktadır. 33

Himmelfarb’a göre ise dindarlık, “kişinin, mensubu olduğu dinine ait ilgiler,

inançlar veya faaliyetlerle meşgul olma düzeyi”dir. 34

28 Mebrure Doğan, Dindarlık Sabır Ve Psikolojik İyi Olma Arasındaki İlişkiler, Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi, Erzurum, 2014, s. 13.

29 Hasan Kayıklık, Din Psikolojisi, Karahan kitabevi, Adana, 2011, s.191.

30 Mustafa Tekin, “Dindarlık Bağlamında Emel-İ Sâlih Kavramına Sosyolojik Bir Yaklaşım”. Dindarlık

Olgusu Sempozyu Tebliğ Ve Müzakereleri, Kurav yay., 2004, Bursa, s. 53.

31 Köse ve Ayten, Din Psikolojisi, Timaş yay., İstanbul, 2013, s. 109.

32 Ünver Günay, Dindarlığın Sosyo-Psikolojisi, Karahan kitabevi, Adana, 2006, s. 22.

33 Abdurrahman Kurt, “Dindarlığı Etkileyen Faktörler”, Uludağ Üniversitesi, İlahiyat Fakltes Dergisi, Bursa, Cilt 18, sayı 2, 2009, s. 2.

34 Murat Yıldız, “Dindarlığın Tanımı Ve Boyutları Üzerine Psikolojik Bir Çalışma”, Tabula Rasa Dergisi, 1. Sayı, Isparta, 2001, s.23.

W. James’in ortaya koyduğu tanıma göre dindarlık, “büyük ve üstün bir varlığın,

hareket ve fiillerimizi gözetlediği yolundaki duygudan kaynaklanır. Bu duygunun derecesi kişinin dindarlığının göstergesidir. Bu duyguları en kuvvetli olanlar en dindar kimselerdir”. 35

Dini hayat kavramı hem bireysel hem de sosyal yaşam içerisinde inanç, ibadet, dini tecrübe ve günlük pratiklerin tamamını kapsayan bir olguyu ifade eder 36

Bireysel ve toplumsal temsiller toplumun zihniyet yapılarına vizyon oluşturma yetisinde olup, sanattan mimariye kadar insan ilişkilerini sosyopolitik ve sosyoekonomik bağlamda etkilemektedir.37Dinin farklı yorumları, toplumda din olgusundan kaynaklanan zihniyet, mezhep, cemaat ve diğer dini gruplar bu kavramların tartışılması için temel zemin oluşturmaktadır. Diğer taraftan dini hayatın ekonomi, siyaset, kültür gibi alanlarla yakın ilişkisi, günlük hayatta sık sık karşılaşılan ve tartışılan bir durumu ifade etmektedir38.