• Sonuç bulunamadı

Din Devlet Yönetimine Müdahale Etmesi

G. Araştırma Modeli

3.7. Din İle Siyaset İlişkisi

3.7.1. Din Devlet Yönetimine Müdahale Etmesi

araştırmada konu ile alakalı yönelttiğimiz soru, Türk ile Ürdün toplumları arasında düşünce farklılıklarının büyüklüğü nedeniyle en fazla ihtilafın olacağı konulardandır. Türkiye'de kamusal alanda son yüzyılın neredeyse tamamında seküler devlet anlayışına sürekli vurgu yapılması dinin devlete müdahale etmemesinin halk arasında geniş ölçüde kabul görmesine yol açmıştır. Buna karşın Ürdün toplumunda durum farklıdır. Ürdün rejimi seküler ya da laik devlet kavramını kullanmamıştır. Dolayısıyla rejim ile halkın arasında ihtilaflar çok gergin ve şiddetli olmamıştır. Çünkü Ürdün hükümetleri özellikle din eğitimi, medya, dini hizmetleri ve dini kurumları gibi halkın dindarlığına dokunan hassas noktalarda sorun çıkartacak bir tavır almamıştır.

Türkiye'de yapılan bazı araştırmalara göre din ile siyaset ilişkisinin dindarlığın en zayıf noktasını teşkil ettiğini göstermiştir. Buna örnek olarak Köktaş araştırmasında şu sonuca ulaşmıştır:

“dindarlığın en az etkide bulunduğu alan olarak din-devlet ve din-siyasal davranış

ilişkileri alanı tespit edilmiştir. Bu sonuç Türkiye'nin yapısal sekülerizminin, yani laikliğin daha fazla kabul gördüğü şeklinde yorumlanabilir” 291

.

Üniversite öğrencileri medyada, seçimlerde, üniversitede ve hayat boyunca toplumdaki “İslamcı-Laik” ikileminin yol açtığı tartışmaları yaşadıktan sonra bu ikilemin neresinde konumlandıklarını tespit amacıyla şu soru sorulmuştur:

Tablo 106: Türkiye- Ürdün Örneklemlerinde Devletin Şeriata Göre Yönetilmesi Görüşü Hakkında Öğrencilerin Görüşlerinin Dağılımı

Soru: Devletin din kurallarına (şeriata) göre yönetilmesi gerekir İst. Ü Ürd. Ü

N % N % Tamamen katılıyorum 105 16,0 221 55,5 Katılıyorum 93 14,2 113 28,4 Fikrim yok 81 12,3 46 11,6 Katılmıyorum 85 12,9 12 3 Hiç katılmıyorum 293 44,6 6 1,5 Toplam 657 100,0 398 100,0

Yukarıda görünen tabloda devletin şeriata göre yönetilmesi gerektiğine katılan öğrencilerin oranları, Türk örnekleminde %30,2 iken, Ürdünlü örnekleminde %83,9’a kadar yükselmektedir. Verilen ifadeye karşı çıkanların oranları ise Türk örnekleminden %57,5 iken aynı oran Ürdün örnekleminde 4,5’e kadar inmektedir.

Bu konudaki ortaya çıkan sonuçların ışığında iki örneklemin arasında en fazla görüş ayrılığı oluşan nokta olduğu görülmektedir.

İstanbul Üniversitesi öğrencileriyle Ürdün Üniversitesi öğrencileri arasında bu kadar büyük farkın ortaya çıkmasının ardında en başta gelen sebep Türkiye Cumhuriyetinde benimsenen “laik devlet” anlayışıdır. Ürdün Krallığı tarafından Krallığın kuruluşundan bu yana öyle bir anlayışın kamuoyunda ele alınması söz konusu değildir. İki ülkenin rejimlerin, şeriata ne kadar yakın ya da uzak olduğu tartışma konusu olmakla birlikte söz konusu iki rejim şeriata göre yönetilmemektedir. Ama Türk rejiminin bir ilke olarak “laik devlet” ilkesini benimsemesi ve son yüzyılda medya ve diğer sahalarda bu ilkenin yerleşmesi şeriata karşı kamuoyunda hassasiyet oluşturmuştur. Ürdün rejiminin, aile hukukunu fıkıhçılara

bırakması, din eğitimini desteklemesi ve bu çalışmada daha önce belirttiğimiz diğer hususlar gibi konularda da şeriatın devletin yönetimine daha yakın konumlandırması da ortaya çıkan farkın sebeplerindedir. Ürdün kamuoyunda ve medyasında “laik devlet” gündeme gelse de kullanılmayan ve kabul edilmeyen bir anlayış iken, Türkiye sahasındaki durum tam terstir.

Bir diğer husus olarak devlet ile din ilişkisinin dini hükmü fıkıh kitaplarına dayanmaktadır. Bu konuda klasik alimlere göre, din ile devletin birlik temsil ettiklerini ve arasında bir ayrışma söz konusu olmadığı ve devletin bütün kanunlarını dinden alması gerektiği konusunda çoğunlukla mutabakat vardır. Yeni dönemde ise Hz. Peygamberin kurduğu devletin sistemini o devrin şartlarına bağlamış olduğunu ve bu konuda dinden ziyade sosyal ve siyasal şartlara göre yapmış olduğunu savunan fikir özellikle Türkiye'de çoğalmış ve Türk toplumunda Ürdün toplumundan daha fazla revaç görmüştür. Ürdün'de ise bu konudaki klasik fikir daha yaygındır. Dolayısıyla dindar kesimde de bu durum görüş ayrılığına yol açmıştır.

Bu meseledeki bulguları, uluslararası "PEW" araştırma merkezinin yaptığı araştırmalardan bir tanesi desteklemektedir. Söz konusu araştırma merkezinin birçok islamî ülke üzerinde yaptığı bizim konumuza yakın, mukayeseli çalışmasında “ülkemizi yöneten kanunların Kur’an’dan alınması lazım” diye bir soru sorulmuştur. Bu yaklaşıma Ürdün ve Türkiye’nin ankete aynı oranla katılmasıyla şu oranlar ortaya çıkmıştır292:

Cevap Türkiye Ürdün

kesinlikle katılıyorum %13 %54

Katılıyorum ama tamamıyla değil %38 %38

Katılmıyorum %36 %7

Bu araştırmada Kur’an-ı Kerim’in bu çağ için geçerliliğine dair ele aldığımız görüş ve tartışmalar bu meselede tezahür etmektedir.

Koştaş 293 “dinin devlet düzenini yönlendirmesini zararlı buluyor musunuz?” diye bir soru sormuştur. Dinin devlet sistemini yönlendirmesini zararlı bulanların oranı %67.9’dur. Bu görüşe katılmayanların oranı %18.4’tür. Aynı konuda fikri olmayanların oranı %11.3’tür. Cevapsız bırakanlar ise %2.4’tür.

292 http://www.pewglobal.org/2016/04/27/the-divide-over-islam-and-national-laws-in-the-muslim-world/ Erişim tarihi 29 Nisan 2016.

Sonrasında Kirman araştırmasında294 öğrencilere “dinin devlet işlerine müdahalesi

uygun değildir” ifadesi için fikirlerini sormuştur. Öğrencilerin % 52.9’u bu ifadeye kesinlikle

ve %22.4’ü kısmen katılırken, örneklemin % 11.2’si katılmadığını ve % 4.6’sı da kesinlikle katılmadığını belirtmiştir. Örneklemin % 8.9’u ise herhangi bir fikir belirtmemiştir. Buna göre öğrencilerin büyük çoğunluğu (% 75.3), bir ilke olarak dinin devlet işlerine müdahalesine karşı çıkmaktadırlar.

Musa Koçar Isparta’da yaptığı araştırmasında,295 üniversite öğrencilerine, “dinin,

devlet ve siyaset düzenini yönlendirmesi doğru değildir” sorusunu yöneltmiştir. Alınan

cevaplara göre öğrencilerin %36,1’i tamamen katılmakta; %21,5’i katılmakta, %19,5’i kararsız; %13,2’i katılmamakta ve %9,6’sı hiç katılmamaktadırlar.

Bizim araştırmamızı Koştaş’ın araştırması ve diğer araştırmalarla mukayese edersek dinin devlete müdahale etmesi konusunun öğrencilerin çoğu tarafından kabul edilmeyen bir konu olduğu görülmektedir. Ancak dinin devlete müdahale etmesinin zararı ya da uygunsuzluğu yaklaşımının giderek zayıfladığı anlaşılmaktadır. Bunun en büyük sebebinin Türk siyaset sahasındaki din ile siyasetin giderek yaşadığı uzlaşmanın olduğunu düşünülebilir. Söz konusu uzlaşma ve din ile siyasetin gerilme durumunun azalması halkın görüşüne yansımıştır.

Tablo 107: Türkiye- Ürdün Örneklemlerinde Devletin Şeriata Göre Yöneltmesi Konusundaki Öğrencilerin Görüşlerinin Mann Whitney-U -testi

Üniversite N M MEDIAN S.D P

Devletin din kurallarına (şeriata) göre yönetilmesi gerekir.

İstanbul 657 2,43 2,00 1,544 ,000

Ürdün 398 4,33 5,00 ,904

İstanbul ile Ürdün Üniversitesi öğrencileri arasında “devletin şeriata göre yönetilmesi” konusundaki farkın anlamlı olup olmadığının tespiti için Mann Whitney-U -testi kullanılmıştı. Çıkan sonuca göre Ürdün Üniversitesi öğrencileri puanlarının (x=4,33), İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin puanlarından (x=2,3437) anlamlı şekilde yüksek olduğu görülmektedir (p=0,00; p<.001).

294 Kirman, a.g.e., 2005, s. 194. 295 Koçar, a.g.e., s. 157.

Bu bulgular, daha önce “Ürdün Üniversitesi’nin öğrencilerinde, dinin siyasete

müdahale etmesinin gerekli olduğu düşüncesi İstanbul Üniversitesi’nin öğrencilerinkinden daha fazladır” şeklinde hipotezimizi doğrulamaktadır.