• Sonuç bulunamadı

1.6.2 Gençliği Onar Yıllık Zaman Dilimine Ayırıp İnceleyen Gençlik Tipolojis

Gençlikle ilgili yapılan başka tipolojiler de vardır. Bunlardan en çok kullanılanı onar yıllık zaman dilimlerine ayırıp bu dönemler bağlamında bazı gençlik özelliklerini belirlemeye çalışandır. Bu noktada söz edilen onar yıllık süreçler 68-78 Gençliği, 80 Gençliği, 90 Gençliği ve Milenyum Gençliğidir. Aynı zamanda yuppie, tiki, cool ya da apaçi gençlik gibi gençlik tipolojileri de onar yıllık dönemler halinde inceleme yapan tipoloji ile örtüşmektedir.

1.6.2.1. 68-78 Gençliği

Dünya ölçeğinde 68 Kuşağı şeklinde adlandırılan ancak Türkiye’de ise benzer özellikler gösterdikleri için 68-78 Kuşağı olarak isimlendirilen kuşağın neredeyse tüm üyeleri üniversite öğrencileriydi. Türkiye’de 68-78 Kuşağı deyince akla gelen ilk şeyler gençlik ve başkaldırı kavramlarıdır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünyada değişen dengeler, ekonomik kalkınma ve bu kalkınmaya bağlı olarak ortaya çıkan

tüketim toplumundan rahatsız olamaya başlayan gençler özellikle üniversite öğrencileri dünyada çeşitli sebeplerle başkaldırı hareketlerinde bulundular.

Öğrencilerin başlattığı 68 olaylarıyla beraber birçok ülkede pasif durumda olan toplumsal sınıflar siyasal, sosyal ve ekonomik sahnenin düzenlenmesi ve yönetilmesi süreçlerine katılmaya, bu süreçte etkin rol almaya başlamıştır. 1968 olayları sonrasında ortaya çıkan yeni sosyal hareketlerin tepkisel oldukları ve köklerinin tarihsel süreçte yer aldığı kabul görmeye başlamıştır. Alain Touraine bu gelişmeleri

“sahne değişikliği” olarak nitelendirmektedir. Bu döneme kadar siyaset sahnesine

ekonomik sorunlar getirilirken bu önemden sonra yani 68 Mayısıyla beraber sahneye kültürel ve ahlaksal sorunlarda taşınmıştır (SEKAM, 2013: 17).

1968 hareketi gençlik hareketleri içinde en çok tartışılan hareketlerdendir. Olayların neredeyse tüm dünyada ve neredeyse eş zamanlı olarak yaşanmış olması olayın önemini daha da arttırmaktadır. O dönemde devrim fikri en önemli fikir olmuştur. Öğrenci ayaklanmaları işçi ayaklanmaları ile bir araya gelince birçok ülkede hayat felç olmuştur. Daha önce dünya üzerinde hem kapitalist sistemleri hem de sosyalist sistemleri tehdit eden böyle büyük ayaklanmalar yaşanmamıştır (Bulut, 2011: 129).

1.6.2.2. 80 Gençliği

12 Eylül 1980 de bir darbe ile generaller yönetimi ellerine aldılar. Parlamento ve

hükümetin varlığına son verildi, siyasal partiler kapatıldı, parti liderlerine siyasal yasaklar geldi ve bazı sendikalar kapatıldı. Demokratik hayata ara verildi. Yeni bir anayasa hazırlandı. 80 darbesi Türkiye’de siyasal anlamda bir kırılma noktasıydı. Ancak Türkiye sadece siyasal anlamda bir kırılma değil aynı zamanda ekonomik anlamda bir kırılma da yaşadı.

Yeni uygulanan ekonomi politikaları, neo-liberal politikalar gençler üzerinde de etkili oldu. Yeni ekonomi politikaları ile artık dışa açılan Türkiye ekonomisi gençleri yabancı dilde eğitim veren üniversitelere yönlendirdi. Ayrıca gençlerin seçtikleri

bölümlerde de etkili oldu. İşletme, ekonomi ya da uluslararası ilişkiler gibi bölümler gençlerin hayallerini süsleyen bölümler haline geldi (Lüküslü, 2005: 32).

12 Eylül’e gelinen süreçte sivil-asker bürokratlar siyasal anlamda aktif olan hatta eylemlerini şiddet kullanarak gerçekleştirilen gençlikten, politik gençlikten sıkılmışlardı. 12 Eylül’den sonra hedeflenen gençlik bireyci, tüketici ve apolitik bir gençlikti. Bu gençlik tipinin oluşturulması orta-üst ve üst gelir grubunda kolaylıkla sağlandı. Bu yaratılan kuşağa, 80’li yıllarda tüm dünyada kullanılan “yuppie” ismi verildi. Yuppie terimi Young Urban Proffessionels (genç şehirli profesyoneller) anlamına gelmektedir (SEKAM, 2013: 22).

Yuppie terimi, anavatanı olan Amerika Birleşik Devletleri’nde 80’li yılların açgözlülüğünün sembolü haline gelmiştir. O yıllarda Batı’da yuppie bir hakaret terimi olarak kullanılırken Türkiye’de durum bundan çok farklıydı. Bizde yuppie deyince becerikli, çalışkan, zevk sahibi kimseler anlaşılmaktaydı (Kozanoğlu, 1993: 8).

Kozanoğlu’na göre 80’li yıllarda Özal politikalarını benimseyenlerin en yeteneklileri ve başarılı olanları yuppieler arasından çıkmıştır. Yuppielikte belirleyici etken sınıf atlama olmuştur. Kendileri de sınıf atlama sürecini yaşamış Özal, Reagen, Thatcher gibi isimler bu sürecin somutlaşmış örnekleri olmuşlardır. Bu halk liderleri, geniş kitleleri kendi politikalarının içine kanalize etmeyi başarmış ve halka ellerindekilerle yetinmemeleri gerektiğini, daha fazlasını istemelerini öğütlemişlerdir. Sınıf atlama sürecini başarıyla tamamlayan bu isimler halkın bu konudaki isteklerinin istekten öteye geçebileceği yönünde başarılı bir kanıt oluşturmuştur (Kozanoğlu, 1993: 11).

1.6.2.3. 90 Gençliği

1980’lerde Türkiye’de temelleri atılmış olan neo-liberalleşme süreci 1990’lı

yıllarda neredeyse tamamlanmıştı. Ancak tamamlanmaya yüz tutan bu süreç 90’lı yıllarda küreselleşme kavramının etkisiyle başka bir noktaya doğru evrilmeye başlamıştır. Bu noktadan sonra sistem değişime uğramış ve sistemin devamlılığı için

yeni bir kültür ortaya atılmıştır. Medya vasıtasıyla oluşturulan, tüketim toplumunu destekleyen bu kültür bireyin içinde bulunduğu sınıfın değil, bir üst sınıfın değerlerini benimsetmeyi amaç edinmiştir. Medya empoze etmek istediği bu yeni kültürü yaşam tarzı haberciliği ile yaymaktadır. Tüketim kültürünü destekleyen yaşam tarzı haberciliği genellikle gazetelerin hafta sonu eklerinde yer almaktadır. Eklerde yeni açılan mekânlar, içkiler, moda ve güzellik, spor, sağlıklı yaşam konularının üzerinde durulmakta ve ekler eskiden üst sosyo-ekonomik gruplara hitap ederken artık tüm kesimlere hitap etmektedir. Yaratılmaya çalışılan ise tüketen, doyumsuz, dayanışma duygusundan yoksun, yarışma duygusuna boyun eğmiş tek tip insanlardır (SEKAM, 2013: 24).

1980’li yıllarda gençleri tanımlamak adına kullanılan yuppie kelimesi yerini 90’lı yıllarda tikky ve ya tiki kelimesine bırakmıştır. 90’lı yılların genç kuşağını tanımlamak için kullanılan tiki kelimesi o yıllarda çok moda olan Rotring marka kalemlerin Tikky serisinden esinlenilerek kavramsallaştırılmıştır. Tiki aslında kendilerini tiki olarak tanımlamayan kişilerce ortaya atılmış bir kavramdır ve kimse tiki olarak tanımlanmaktan hoşlanmaz (Lüküslü, 2005: 33). Tikiler tüketim kültürünü somutlaştırmaktadırlar ve tüketim kültürünü özümseyen 90 Kuşağı tiki olarak nitelendirilmektedir.

Bu yıllarda tüketme eylemi ihtiyaçları karşılama eylemi olmaktan çıkmış ve toplumda bir yer edinmek için başvurulan bir eylem haline gelmiştir. Tikiler ise marka kullanarak markalaşmaya çalışan gençlerdir. Tikilerin bireysel hedefleri lüks tüketime ulaşma üzerine kuruludur (Deniz, 2012: 122).