• Sonuç bulunamadı

388.189 ha’lık kısmı Avrupa Birliğine üye 4 ülkede bulunmaktadır. Bunlar sırasıyla 230.000 Ha alanla İngiltere, 81.978 Ha alanla Hollanda, 66.721 Ha alanla İspanya ve 9.490 Ha alanla Almanya’dır (GLOBALGAP, 2008).

AB ülkeleri içerisinde Almanya lider ithalatçı ülkedir. Mevcut nüfus özelliklerine göre oldukça az alanda sertifikalı tarımsal ürün yetiştiriciliği yapılmaktadır. Almanya'yı İngiltere ve Fransa izlemektedir. Meyve ithalatı daha çok birlik dışı ülkelerden yapılmasına karşı, sebze ithalatı daha çok birlik içi ülkelerden yapılmaktadır. Yeni üye ülkelerden ise Polonya en fazla meyve ithalatı yapmakta iken Çek Cumhuriyeti en fazla sebze ithal eden ülkedir. Gıda güvenliği hareketinin başlaması İngiltere'deki yaş meyve sebze gıda zincirinin üzerinde yönlendirici etkisi olmuştur. Perakendeciler, ürün yönetimini ilgilendiren her alanda sözleşme; hazırlamıştır. Büyük ölçekli süpermarketlerin tamamına yakını tedarikçilerinden sağladıkları ürünlerde gıda güvenliği ve kalitesini talep etmeye başlamışlardır (Sayın ve diğerleri, 2004:39).

1.11. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE GLOBALGAP UYGULAMALARI

Gelişmekte olan ülkelerde büyük ölçekli tarım işletmeleri GLOBALGAP (EUREPGAP) standartlarına daha rahat koşullarda uyum sağlayabilmektedir. İzlenebilirliğin kontrol edilmesinin güç olması, gıda güvenliği, hijyen standartları nedeniyle ihracatçılar üretimin sorumluluğunu almak istememektedirler. Bu durum, GLOBALGAP(EUREPGAP)'in temel amacı olan dünyadaki tüm üreticilere ulaşmayı sağlayan global standartları geliştirmek ile uyuşmamaktadır. GLOBALGAP(EUREPGAP), Batı Avrupa ülkelerinde ve Avrupa dışındaki bazı ülkelerdeki yetiştiricilere uygulanan kalite yönetim sistemi ile uyuşmamaktadır. Uyum kriterleri özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki küçük ölçekli üreticiler ve ihracatçılar için engel olarak düşünülmektedir. Bu amaçla gelişmekte olan ülkelerde projeler kapsamında yürütülmektedir (Poyraz, 2009: 13).

1.11.1. Hayvan Sağlığı

AB’nde hayvan sağlığı konusu gıda güvenliğinin sağlanmasında önemli unsurlardan birini oluşturur. Özellikle, gıda hammaddesi sağlayan hayvanların sağlık koşullarının korunarak geliştirilmesi, Birlik içinde canlı hayvan ve bunlardan elde edilen ürünlerin ticareti ile bunların ithalatına yönelik kuralların belirlenmesi öncelikli bulunmuştur.

Hayvansal ürünlerin zoonoz hastalıklar ya da çabuk bozulma riskleri nedeniyle insan sağlığı açısından yakından izlenmesi gerekli görülmektedir. Bu kapsamda, hayvanların kayıt altında tutulması, hastalıklarının izlenmesi, hayvan hareketlerinin kontrol altında tutulması ve gıda ürünlerine işlenmeden önce kontrolü, bunları işleyecek tesisler hakkında kriterlerin belirlenmesi, iç ticaret ve ithalat kuralları mevzuatla saptanmaktadır. Bu konularda genel çerçeve belirlenirken OIE (Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü) kuralları esas alınmaktadır.

AB’de şap gibi hayvan hastalıkları ile BSE ve kuş gribi gibi insanları da etkileyebilen riskler büyük bir öncelikle ele alınmaktadır. Hayvan hastalıkları ve kontrol tedbirleri konusunda mevzuat çerçevesinde izleme ve hastalıkların ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Hayvanların izlenebilirliğinin artırılması ile tanıma sistemleri kullanılarak hastalık kontrol tedbirleri etkileştirilmektedir.

Hayvansal ürünlerin sağlık ve hijyen koşullarının gıdaların riskini önemli oranda etkilemesi nedeniyle, hayvansal ürünlerin işlendiği tesislerin hijyen koşullarında farklılaştırmaya gidilmiş, AB’nin, kontrollerin kaynağında yapılması ilkesi kapsamında bu tesislerin kaydı ilkesi getirilmiş ve buralardaki kontroller daha kapsamlı düzenlemelere tabi tutulmuştur. Bu kurallar sadece üye devletlerde üretilen ürünleri değil, aynı zamanda da ithalatı da kapsayacak biçimde genişletilmiştir. Buna göre, AB’ye hayvansal ürünler ihraç etmek isteyen ülkelerin, AB’dekine benzer kuralları uygulaması gerekmektedir.

Yine insan sağlığı açısından önem taşıyan bir başka konu ise, hayvansal kökenli ürünlerde yürütülecek kalıntı kontrollerine ilişkindir. Söz konusu resmi kontroller 2002/63/EC sayılı Komisyon Direktifinde ortaya konulan kurallar çerçevesinde yürütülmektedir. Bu ürünlerde bulunabilecek maksimum kalıntı seviyeleri (MRL) ile ilgili olarak 396/2005 sayılı Yönetmelik yürürlükte bulunmaktadır.

Bu noktada, hayvan beslenmesi ile doğrudan ilişkili olan hayvansal yan ürünler konusu da önemlidir. Zira, hayvansal yan ürünlerin yemde kullanılması BSE hastalığının diğer hayvanlara geçmesi riski nedeniyle, AB’de bu tür yemlere karşı tedbirler alınmasını gerektirmiştir. Bu tedbirlerin en önemlisi, bir hayvan türünün yan ürünlerinden elde edilen yemlerin, aynı türün beslenmesinde kullanılmaması kuralıdır. Yani balık artıklarından elde edilen balık unu gibi yemlerin, balıklara ya da rendering ürünlerinin büyükbaş hayvanlara yedirilmemesi kural olmuştur.

1.11.2 Bitki Sağlığı

AB bitki sağlığı mevzuatının temel hedefi, toplulukta bitkilere zararlı organizmaların ortadan kaldırılması, bunların topluluk içinde yayılmasının önlenmesi, toplulukta bulunmayan zararlı organizmaların ithalat yoluyla girişini engellemek amacıyla karantina tedbirleri alınması, bitkisel kaynaklı gıdaların güvenliğini korumak, AB üyesi ülkelerdeki bitkilerin sağlık ve kalite düzeyinin güvenliğini sağlamaktır. Aynı zamanda bu mevzuat uluslararası bitki sağlığı standartları ve kuralları uyarınca dünyanın diğer bölgelerinden yapılan ithalat da dahil olmak üzere, AB sınırları dahilinde gerçekleştirilen bitki ve bitkisel ürün ticaretini de düzenlemektedir.

Bitki sağlığı mevzuatı kapsamında önemli olan diğer bir husus ise zirai mücadele ilaçları (bitki koruma ürünleri) ile ilgili düzenlemelerdir. Yeni mevzuat ile geçmişten itibaren üye devletlerde ruhsatlandırılmış olan ilaçların hepsinin yeniden değerlendirmeye tabi tutulması gerektiğinden, bu ilaçların kalıntılarına ilişkin

düzenlemeler konusunda hâlihazırda çok karmaşık bir yapı bulunmaktadır. Bu yapı üye devletler arasındaki ticarette de birtakım sorunlara yol açmaktadır.

Bitki sağlığı konusunda gıda güvenliğine ilişkin en önemli sorun kalıntıların kontrol edilmesi ve bunların belli bir seviyenin üzerinde bulunarak hayvan ve insan sağlığını tehdit etmesinin önlenmesidir.

Bitki sağlığı alanındaki diğer mevzuat ise temel olarak tohum ve fide kalitesi ile bitki çeşidi haklarına ilişkindir. Tohum ve fide kalitesi kapsamında, üreticilere sertifikalı ve kaliteli tohumluk sunulmasını hedefleyen düzenlemeler yer almaktadır (DPT, 2006).