• Sonuç bulunamadı

1.10. DÜNYADA VE AB ÜLKELERİNDE GIDA GÜVENLİĞİNDE GENEL

1.10.1. Dünyada Genel Durum

Dünya nüfusundaki hızlı artışla birlikte gıda maddelerine duyulan ihtiyaç da yoğun bir şekilde artmıştır. Gıda maddelerine olan talebin karşılanabilmesi amacıyla; birim alandan daha fazla ürün alabilmek için tarımsal alanlarda kimyasal girdilerin kullanıldığı konvansiyonel üretime başlanmıştır. Yeşil devrim olarak adlandırılan ve verim ve üretimde önemli artışların olduğu 1960’larla başlayan dönemde bilinçsiz ve yanlış ilaç uygulamaları, kimyevi gübrelerin bilinçsiz ve aşırı kullanılması sonucunda ekolojik denge bozulmaya başlamış, çevre ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, gelişmiş ülkelerde artan tüketici bilinci

ile birlikte sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği kavramları tartışılmaya başlanmıştır.

Gıda güvencesi sorununu çözümlemiş ülkelerde, gıda üretim ve ticaretinin küresel ölçekte insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyen, güvenli ve kaliteli şekilde yapılması için büyük bir titizlik gösterilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) küresel gıda güvenliği endişelerini:

1. Mikrobiyolojik tehlikeler, 2. Kimyasal tehlikeler

3. Gıda kaynaklı hastalıkların taranması ve izlenmesi 4. Yeni teknolojiler

5. Ülkelerde mevcut idari ve beşeri kapasitenin geliştirilmesi başlıkları altında sınıflandırmıştır.

Gıda güvenliğini sağlamaya yönelik uluslararası uygulamaya baktığımızda, Birleşmiş Milletler kuruluşlarının kendi görev alanları çerçevesinde öncelik verdiği konuların başında gıda güvenliğinin geldiği anlaşılmaktadır. Bu çerçevede, 1997 yılında BM İdari Koordinasyon Komitesi bünyesinde, 1996 Dünya Gıda Zirvesi Eylem Planı'nın uygulanmasını izlemekle görevli bir "Gıda Güvenliği ve Kırsal Kalkınma İletişim Ağı" oluşturulmuştur. Küresel düzeyde ve tüm Birleşmiş Milletler kuruluşlarının katılımıyla oluşturulan söz konusu İletişim Ağı'nın sekretarya görevi Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) tarafından üstlenilmiştir. İletişim Ağı çalışmaları, diğer ülkelere benzer olarak, Türkiye'de de, Birleşmiş Milletler Daimi Koordinatörlük sistemi çerçevesinde ve FAO ülke ofisinin liderliğinde, ilgili hükümet ve sivil toplum kuruluşlarının katkı ve katılımları ile yürütülmektedir.

Birleşmiş Milletler FAO/WHO tarafından kurulan “Kodeks Alimentarius Komisyonu” gıda maddelerine yönelik asgari kalite ve güvenlik kriterlerini belirlemekte ve dünya ülkelerine tavsiyelerde bulunmaktadır. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) tarafından Sağlık ve Bitki Sağlığı Anlaşması (SPS), Ticarette Teknik Engeller

Anlaşması (TBT) ile güvenli, kaliteli ve çevreye zarar vermeyen gıda ürünleri ticaretinin kurallarını yönlendirmektedir. AB ise, çiftlikten sofraya yaklaşımı ile gıda güvenliği, bitki ve hayvan sağlığı ile hayvan refahını sağlamaya yönelik gelişmiş oldukça geniş bir mevzuata sahiptir (DPT, 2006).

Tarım ve gıda ürünlerinin ticaretindeki engellerin kaldırılmasını kendine amaç edinen Komisyon, tüketici sağlığını korumaya ve adil bir ticaretin gerçekleşmesine yönelik gönüllü standartların kullanılmasını teşvik etmiştir. Bu kapsamda, Komisyon ’’uluslararası Gıda Ticareti Etik Kanunu’’nu (Code for International Trade in Food) yayınlamıştır. Bu kanunun başlıca amacı düşük kaliteli ve güvenilir olmayan gıdaların uluslararası ticarete konu olmasını engellemektedir (Babadoğan, 2000: 56).

Uluslararası alanda özellikle ticaretin gelişmesi sonucunda daha belirgin olarak ortaya çıkan ve insan sağlığını, dolayısıyla ticareti, tehdit eden hayvan hastalıklarına karşı etkin mücadelede karşılaşılan sorunların bertarafı için kurulan Uluslararası Salgın Hastalıklar Ofisi (OIE) de, başta zoonoz hastalıklar3 ve gıdadan insana geçen hastalıklar olmak üzere, halk sağlığı ve tüketicinin korunması alanında daha aktif bir rol almaya başlamıştır. Bunun sonucunda OIE başta hayvansal üretimde gıda güvenliği olmak üzere çeşitli gruplar oluşturmuş, Kodeks Alimentarius Komisyonu ile daha etkin bir işbirliği ortamına girmiştir.

Bitki koruma alanında bitki ve bitkisel ürünlerden yayılan zararlı ve hastalıkların önlenmesi ile bunlarla mücadele yöntemlerinin belirlenerek uygulanması FAO Uluslararası Bitki Koruma Anlaşması (IPPC) çerçevesinde yürütülmektedir. Bitki Sağlığı Önlemleri Komisyonu (CPM) tarafından yürütülen uluslararası düzeydeki çalışmalar sonucu Uluslararası Bitki Sağlığı Önlemleri Standartları (ISPMs) belirlenmektedir. Dünya Ticaret Örgütü Anlaşması çerçevesinde yapılan bitkisel ve hayvansal ürünlerin gıda güvenliğine uygunluğunu

3 Zoonoz hastalıklar doğal olarak omurgalı hayvanlardan insanlara, insanlardan da hayvanlara

geçebilen hastalıkların tümü olarak tanımlanabilir.Örnek:Kuş gribi,deli dana, kuduz gibi. 01.12.2011 http://www.abveteriner.org/dosyalar/zoonoz.pdf

öngören SPS Anlaşması ile uluslararası standartların oluşturulması IPPC sekretaryası tarafından koordine edilmektedir (DPT, 2006).

Özellikle 1997 yılında EUREP adı altında biraraya gelerek 1999 yılında yayınladıkları öncelikle yaş meyve sebzede iyi tarım uygulamaları esaslarını belirleyen EUREPGAP adındaki protokol yaygınlaşıp dünya geneline genişlemiştir. Yaşanan bu gelişmeler neticesinde İyi Tarım Uygulamaları ChileGAP, ChinaGAP, KenyaGAP, MexicoGAP, JGAP (Japon) ve en son ThaiGAP’ın oluşması ile dünya geneline yayılmıştır. 7 Eylül 2007 tarihinden itibaren EUREPGAP artık GLOBALGAP olarak tanımlanmıştır. 2007 yılı itibarıyla, bu organizasyon içerisinde yaklaşık 80 ülkede 80.000 sertifikalı üretici iyi tarım uygulamaları yapmaktadır ( Baerdemaeker, 2008).

GLOBALGAP dışında, dünya genelinde perakendeciler tarafından talep edilen SQF ve BRC gibi iyi tarım uygulamalarına konu farklı sertifikasyon sistemleri de bulunmaktadır. İngiliz Perakendecilik Konsorsiyumu Standardı (BRC), İngiliz perakendecilerinin oluşturmuş olduğu bir standarttır. SQF ise Amerika Birleşik Devletleri merkezli olan ancak dünya genelinde faaliyette bulunan gıda perakendecileri ve toptancıların oluşturduğu Gıda Pazarlama Enstitüsü (FMI) tarafından geliştirilen bir sertifikasyon sistemidir (Baerdemaeker, 2008) .

Perakendeciler tarafından talep edilen sertifikasyon sistemi içerisinde, yaş meyve sebze sektöründe talep edilen en yaygın sertifikasyon sistemi GLOBALGAP (EUREPGAP)’dir (Baerdemaeker, 2008).

Dünya Ticaret Örgütü tarafından hazırlanan “Sağlık ve Bitki Sağlığı” (SPS) anlaşmasıyla, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu DTÖ' ne üye ülkeler, gıda güvenliği hakkındaki yerel önlemlerini uluslararası standartlara ve ilkelere göre almak zorunda kalmışlardır (Poyraz, 2009:2) .

ABD’de geliştirilen İTU, 2 ana bölüm ve 6 alt bölüme ayrılmıştır: I.Yetiştiricilik

2- Kompost ve gübre 3- Su

4- I.Pestisitler

II. Hasat, Kurutma ve Ayıklama 5- İşçilik

6- Hasat Ekipmanlarıdır.

FAO tarafından ortaya konulan GAP ise 11 ana başlık altında toplanmıştır. Bunlar:

1- Toprak, 2- Su,

3- Bitkisel üretim ve yem bitkileri üretimi, 4- Bitki koruma,

5- Hayvansal üretim 6- Hayvan sağlığı, 7- Hayvan refahı,

8- Hasat, çiftlik içi işleme ve depolama, 9- Enerji ve atık yönetimi,

10- İnsan refahı, sağlığı ve güvenliği, 11- Doğal hayat ve çevredir .

GLOBALGAP (EUREPGAP), şu anda Avrupa’daki bir kısım perakendeciler tarafından talep edilmektedir. Ancak ABD’ de taze ürünlerin tüketimine bağlı olarak gıda kaynaklı hastalıkların artmasıyla, yakın gelecekte Kuzey Amerika’daki süper marketlerin de GLOBALGAP (EUREPGAP) talep edilebileceğine ilişkin güçlü göstergeler bulunmaktadır.

Hassas olan Japonya ve Kore pazarları, er ya da geç

GLOBALGAP(EUREPGAP) uygunluk talebinde bulunacaklardır. Bu yüzden, dünyanın birçok yerine (Avrupa, Kuzey Amerika ve Uzak Doğu) taze ürün ihraç eden üreticilerimizden de GLOBALGAP(EUREPGAP) gerekliliklerini yerine getirmiş olmasını talep edeceklerdir.

Bu belgeler insanların sağlıklı gıdalar ile beslenmesi noktasında çok önemlidir. Soframıza misafir gelen ürünlerin tohumdan ürüne kadar güvenilir şekilde kontrol edilip belgelendirilmesi, elbette hepimizin içini rahatlatacak ve daha sağlıklı ürünler tüketmemize olanak verecektir (Sayın, 2007).

Tablo 1: Dünyada GLOBALGAP(EUREPGAP) Sertifikalı Alanlar

Kaynak: Sayın 2007: EUREPGAP-GLOBALGAP Uygulamalarına Dünya, AB ve Türkiye Persfektifinden Genel Bir Bakış

Dünyada kayıtlı GLOBALGAP işletmelerinin ürün çeşidine göre dağılımına bakıldığında %74’nin bitkisel üretim, %17’sinin Hayvansal üretim ve %9’unun ise Su ürünleri yetiştiriciliği yaptığı görülmektedir. Aynı sertifikalı işletmelerin sektörel pozisyonları itibarı ile incelendiğinde ise %49’luk kısmının tedarikçilerden, %37’lik kısmının birliklerden ve %14’lük kısmının ise perakendecilerden oluştuğu görülmektedir (GLOBALGAP, 2009).

Şekil 2: Dünyada GLOBALGAP Sertifikalı Üreticilerin Ürün Çeşidine Göre Dağılımları

Kaynak: GLOBALGAP 2008: 9. GLOBALGAP Konferansı ve Sekreterlik Raporu sayfa 8, ağustos 2009)