• Sonuç bulunamadı

1.17.1. Amerika Birleşik Devletleri’nde İyi Tarım Uygulamaları

ABD’ye ithal edilen ve ülke içinde üretilen yaş meyve ve sebzelerin güvenilirliliğini garanti altına almak için 1997 yılında FDA (Amerika Gıda ve İlaç Dairesi) ve USDA ( Amerikan Tarım Banakanlığı) tarafından yaş meyve ve sebzelerdeki mikrobiyolojik riskleri minimize etmek için bir direktif hazırlanmıştır.

Yaş meyve ve sebzeler sağlıklı beslenmenin önemli bir parçası olarak görülmektedir. Amerikalılar, 30 yıl öncesine göre %20 daha fazla meyve ve sebze tüketmektedirler. Bu artış, beslenme uzanmalarının meyve ve sebze ağırlıklı beslenmenin kanser, kalp hastalıkları, şeker ve yüksek tansiyon gibi hastalıkları önlediği yönündeki görüşlerinden kaynaklanmaktadır.

Ürünün yetiştirilmesinden tüketimine kadar bütün aşamalarda bakteri, virüs ve parazitler ürüne bulaşabilmektedir. Tarlalarda, toprak, hayvan gübresi, su, hayvanlar, kullanılan araç ve gereçler ve çalışanlar yoluyla zararlı organizmalar yayılabilmektedir. Yaş Meyve ve Sebzelerde Mikrobiyal Gıda Güvenliği Tehlikelerin Azaltılması Rehberi ile aynı paralelde Cornell Üniversitesi tarafından hazırlanmış olan GAP programında açıklanan üreticilerin bu tür riskleri azaltmak için yapması gerekenler kısaca özetlenmektedir :

Temiz Toprak ; gübrenin yanlış kullanımı gıda kaynaklı hastalıkların ortaya çıkmasında büyük bir risk faktörüdür. Gübrenin kompost yapılması, dikimden önce toprağa katılması ve en üste taze gübre koyulmasından kaçınılması, toprak için çok

yararlı olan bu kaynağın kullanımı sırasında ürünlerin kirlenmesinin azalması açısından çok önemlidir.

Temiz Su; tarlada sulamada kullanılan suyun temiz olması gerekmektedir. Ürünün soğutulmasından, yıkanmasına kadar kullanılan suyun içme suyu olması gerekmektedir.

Temiz Eller; tarlada ve paketleme evinde çalışanların temizliğine dikkat etmek gerekmektedir. Ürünleri toplayan, sınıflandıran, dizen veya paketleyen işçilerin tuvaletten sonra mutlaka ellerini yıkamaları gerekmektedir. Hepatit A virüsünün neden olduğu salgınların enfekte olmuş çalışanlar ile bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Tarlada; sabun, temiz su ve tek kullanımlık havlular bulundurulması istenmektedir.

Temiz Yüzeyler; hasat veya paketleme işleminden önce ve her günün sonunda kullanılan bütün kutular ve yüzeyler temizlenmelidir. Tavsiye edilen kimyasallar prosedürlerine göre uygulanmalıdır (Subaşı, 2009: 44).

Yaş meyve ve sebze üretimi ve hasat süresince patojen bulaşmasını en aza indirmek için ekim öncesi aşamasında, üretim aşamasında, hasat aşamasında ve hasat sonrası aşamada dikkat edilmesi gereken hususlar aşağıda özetlenmiştir.

Ekim öncesi aşama;

- Üretim yapılacak alanın dikkatli seçilmesi,

- Gübrenin muhafazası,

- Gübrenin uygulama zamanı ve gübrenin karıştırılmasına dikkat edilmesi,

- Tohumların dikkatli seçilmesi gerekmektedir. Üretim aşaması;

- Gübre ile bitkinin kenarlarına koyulan gübrelerin beraber kullanılmaması,

- Hayvanların tarlaya girmesinin engellenmesi,

- Tarlada çalışanların hijyeninin sağlanması,

- Sulama suyunun kalitesinin test edilmesi,

Hasat aşaması;

- Hasat gereçlerinin temiz olması,

- Çalışanların hijyeninin sağlanması,

- Ürünün soğuk tutulması,

- Ürünün dikkatli taşınması,

- Tüketicilerin ürünleri kendilerinin toplayabildiği çiftliklerde, tüketicilerin toplarken hijyenik olmaları gerekmektedir.

Hasat sonrası aşama;

- Çalışanların hijyeni ve sağlığına dikkat edilmesi,

- Yıkama suyunun denetlenmesi,

- Paketleme evinin dezenfekte edilmesi,

- Taşıma ve soğutma araçlarının kontrol edilmesi gerekmektedir (Subaşı, 2009: 48).

1.17.2. Kanada’da İyi Tarım Uygulamaları

Kanada Bahçe Bitkileri Konseyi (Canadian Horticultural Council)’nin 7 Mayıs 2002 tarihindeki toplantısında tarlada gıda güvenliği konusunda ulusal bir strateji geliştirme ve uygulama kararı almıştır. Bu kapsamda, tarlada gıda güvenliği rehberi hazırlanarak üreticilere dağıtılmıştır. Bu programı uygulamak tamamiyle gönüllü yapılmaktadır.

Kanada Guelph Üniversitesi bünyesinde yer alan Food Safety Network’ün tanımladığı tarlada gıda güvenliği sistemi HACCP’i temel alan bir sistem olup, gıda ile ilgili riskleri açıklamakta ve tarlada bulaşan bakterileri azaltmayı hedeflemektedir. Çiftliklerden toplanan veriler analiz edilmekte olup, önlem ve kontrolleri kapsayan stratejiler geliştirilmektedir. Program su ( sulama ve yıkamada kullanılan), araçlar (tahta kutular gibi), taşıma, genel ve çalışanların hijyeni (el yıkama gibi) konularını kapsamaktadır. Üreticiler ve paketleyiciler için 7 gün 24 saat hizmet veren gıda güvenliği koordinatörü bulunmaktadır. Ayrıca, söz konusu program ürün örneklerinin ve suyun mikrobiyolojik analizini de kapsamaktadır (Subaşı, 2009: 49).

1.17.3. Avrupa Birliği’nde İyi Tarım Uygulamaları

1 Ocak 2005 tarihinde yürürlüğe girmiş olan 178/ 2002 sayılı yeni AB Gıda Kanunu Düzenlemesi ile Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi, kurulmuş ve gıda güvenliği konuları ile ilgili prosedürler ortaya konulmuştur. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi, yeni gıda güvenliği politikasının temellerini oluşturma, bilimsel tavsiyelerde bulunma, gerekli verilerin toplanması ve analizi, kontrol ve ortaya çıkan riskler konusunda tüketicinin bilgilendirilmesi işlevlerinin Avrupa Birliği düzeyinde yerine getirme gibi görevleri olan bağımsız bir kurumdur. Bu yönetmeliğin çıkarılma nedeni son dönemlerde önemi giderek artan gıda güvenliği ile ilgili kaygılardır. Ürünlerin tedarik zinciri boyunca nerede güvenli olma özelliğini yitirdiği; yani ürünün izlenebilirliğinin tam olarak yapılamadığı ve tüketiciye doğru bilginin zamanında işetilemediği durumlar nedeniyle böyle bir yönetmeliğe ihtiyaç duyulmuştur.

Yönetmelik hem ithal edilen ürünlere, hem de AB içinde ihraç edilen ürünlere uygulanacaktır. Yönetmeliğe göre gıda güvenliği gereklilikleri aşağıdaki gibidir;

1. Ürün güvenli değilse piyasaya sunulmamaktadır.

2. Ürünün sağlığa zararlı olduğu ve tüketime uygun olmadığı düşünülüyorsa ürünün güvenli olmadığı varsayılmaktadır.

3. Güvenli olmadığı düşünülen bir ürünün yer aldığı partideki tüm ürünlerin de güvenli olmadığı kabul edilmektedir.

‘’Tarladan-Çatala’’ gıda güvenliği kavramı; yem üretimi, temel maddelerin üretimi, gıda maddelerinin işlenmesi, depolama, taşıma ve perakende satış dahil olmak üzere gıda üretimi zinciri içinde faaliyet gösteren tüm sektörlerin gıda güvenliği kriterlerine uyumlu bir şekilde hareket etmeleri, böylece zincirin başından sonuna kadar gıda güvenliği ve kalitesinin güvence altına alınması anlamına gelmektedir. ’’Tarladan-Çatala’’ kavramı AB’nin gıda güvenliği ve hijyeni için benimsediği yeni yaklaşımı özetlemektedir.

Aday ülkelerin üyeliklerinin gerçekleşmesiyle birlikte bu ülkelerde üretilen gıda maddelerinin AB iç pazarında serbest dolaşımından faydalanacak olmaları

nedeniyle, AB içerisinde uygulanmakta olan gıda güvenliği önlemlerinin aynı şekilde ‘’Aday Ülkeler’’ tarafından da uygulanmaya konulması gerekmektedir. Bu nedenle AB yasalarına uyum çerçevesinde ülkemizde de 27 Mayıs 2004 tarihinde ‘’Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir (Subaşı, 2009: 52).