• Sonuç bulunamadı

GAP Bölgesinde Kadınların Güçlendirilmesi

1.4. GAP (Güney Doğu Anadolu Projesi)

1.4.2. GAP Bölgesinde Kadınların Güçlendirilmesi

Karaosmanoğlu’na göre Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren önemli konular arasında yer alan kadınların eğitim durumunu yükseltmek, sosyal ve ekonomik statülerini iyileştirmek için girişimlerde bulunulmuş fakat araştırmaların çoğu durum tespitinin dışına çıkamamıştır. Kadınların eğitimini, bilgi, birikim ve becerilerini arttıracak, örgütlenmelerine yardımcı olacak projeler çok az sayıda olmuştur (Karaosmanoğlu, 2006: 29). ÇATOM’ların amaç, hedef ve işleyişlerine bakıldığı zaman Karaosmanoğlu’nun dediği gibi bilgi, birikim ve becerilerini arttıracak çalışmalar yaptığı gözlenmiştir. Geleneksel yapı kurallarının etkin, toplumsal baskıların etkili olduğu toplumlarda, bölgelerde olduğu gibi Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde de cinsiyet ayrımı yapılarak kadın sorunsalına cevap bulunamamıştır. Kadını birey olarak görmeyen, ev içinde, tarlada, ücretsiz işçi olarak çalışan kadınlara yönelik çalışmalar yapmak, çözüm üretmek kolay olmamakla birlikte, bölgeyi tanımadan yapılan her çalışma tam olarak amaca ulaşmamakta, eksik kalmakta ya da farklı sonuçlara neden olmaktadır (TKV, 1994: 1). Sosyal kalkınma, toplumun her ferdinin kalkınmasıyla gerçekleşeceği olgusundan yola çıkarsak, kadını kalkındırmadan, kamusal alanda var olduğunu göstermeden, kadın yoksulluğunu önlemeden bu süreci aşamayız.

GAP Bölgesinin erkek egemen toplum yapısı, kadının kamusal alandaki var olma çabasının önündeki en ciddi engellerden biridir. Cinsiyet ayrımcılığına maruz

25

kalan kadın geri planda bırakılmakta eğitim, sosyal ve siyasal bakımdan kısıtlamalarla karşılaşan kadın aile içinde ücretsiz işçi konumunda bırakılmıştır. Sosyal kalkınma toplumun bütün kesimlerini içerdiği için kadının önündeki engeller kaldırılarak ülke ekonomisine katkıda bulunulması sağlanmalıdır (Özer, 2005: 8-9). GAP Bölgesinde illerin gelişmişlik düzeyi ilden ile değişmekle birlikte iç göçün etkisiyle üretim olanaklarını yitiren aileler -yoksulluğun sınırında- kent yaşamındaki yerini alırken birçok sorunla karşılamaktadır. 2004 yılında yapılan “GAP Bölgesinde Kadın Girişimciliği” araştırmasında ortaya çıkan verilerde kadınların tüm GAP illerinde ücretsiz aile işçisi olarak çalışma oranı yüksektir. OECD ülkeleri arasında yapılan incelemelerde, OECD veri tabanına göre kadın istihdamına katılma oranı 2011 yılında en yüksek İzlanda olurken en düşük %27,8 ile Türkiye olmuştur. 2012 TUİK verilerine göre çalışan kadınların %33,7 si ücretsiz aile işçisi olarak çalışmaktadır. Ayrıca tarımsal iş gücü kadınlarda %39,3 olmakla birlikte 2004 yılına oranla azaldığı tespit edilmiştir (İstatistiklerle Kadın 2012, 2013: 71-75). Kadınların ücretsiz aile işçisi olarak çalışması kadınların erkeğe olan bağımlılığını arttırmaktadır (Şener, 2009: 7). DEİ, hane halkı işgücü anketi sonuçlarına göre 1988-1995 yılları arasında istihdam edilen nüfus bakımından tarımda istihdamın Türkiye yüzdesi 49,3’tür. Bunun yanında tarımda ücretsiz aile işçisi olarak istihdam edilen nüfusun %79,8’ini kadınlar oluşturmaktadır (Başbakanlık Aile Araştırmaları Kurumu, 1997: 21). ÇATOM ve benzeri merkezler özellikle Türkiye’nin Doğusunda sosyal hizmetlerin yürütülmesi, kadınların, çocukların ve gençlerin toplumsal alanda var olan haklarının kullanmaları kolaylaştırıcı ve topluma uyum sağlama sürecinde etkili olmaktadır. ÇATOM’larla birlikte kırsal alanda kadın baz alınarak ülkemizin sosyal ve ekonomik kalkınmasında önemli adımlar atılmıştır. Bunlar, toplumsal kapasitenin artırılması, gençlere, kadınlara ve çocuklara sosyal mekân sağlanması açısından önemli yerlerdir (GAP, 2007: 4). Üner ve Fazlıoğlu’na göre, toplumda kadın ve genç kızlara verilen değerin düşük olması, okuryazar olma durumunu etkilediğini belirtirler. Özellikle 2007 yılı verilerine göre GAP Bölgesinde her beş kadından ikisi okuma yazma bilmemektedir. Bu da istihdamı, sağlı durumunu, anne- bebek ölümlerini etkilemektedir (Üner ve Fazlıoğlu, 2007: 10). Bu durum ise kalkınmayı ve kadının güçlenmesini olumsuz yönde etkilemektedir.

26

Günümüz ataerkil kapitalist toplumunda ücretli iş kategorisi ‘erkek işi’ kabul edilmekte, kadın hane içinde ücretsiz işçi konumunda yer almaktadır. Kadın cinsiyet rolleri gereği eğitimden uzak kaldıkça ücretli işten dışlanmış, sosyal güvenceden mahrum kalmıştır (Akduran, 2012: 17). Kadınların eğitime teşvikinde medya ve toplum önderlerinin etkin rol oynaması; kız çocuklarının örgün eğitime katılmaları, kadınların okur-yazarlık kurslarına katılımlarının artırılabilmesi için önemlidir. Ayrıca bu konuda yapılacak eğitimler kırsal alandaki erkeklerin de bilinçlendirilmesine yarar sağlayacaktır. Erkek egemenliğindeki kalkınma ajansları kadınları eş ve anne rolleriyle görmekte ve yapılan iyileştirme politikaları bu yönde olmaktadır (Serdaroğlu ve Yavuz, 2008: 124). Akduran’ın da ifade ettiği gibi “kadınların ev içindeki emek yükleri onların emek piyasasındaki varlıklarını zayıflatmaktadır” (Akduran, 2012: 35). GAP’ın sürdürülebilir insani kalkınma olarak 1995 yılında ÇATOM’ların kurulmasıyla birlikte dönüm noktası olarak yer almıştır.

GAP’ta ‘doğal kaynakların kullanımı, çevrenin korunması, cinsiyet dengeli kalkınma, yoksulluğu azaltılması/ giderilmesi ve dezavantajlı grupların kalkınmaya entegrasyonu ile birlikte toplumsal dönüşüm gerçekleşmiştir. Bu dönüşüm sürecinde toplumsal kalkınma yönü ağır ağır ilerlerken kadın toplumsal dönüşüme ayak uydurmakta zorlanmıştır. Özellikle toplumsal değerler, gelenek/görenek, örf ve adetler bu süreci baltalamakta ve kadının kendini toplumda ifade etmesi, kamusal haklardan yararlanmasını kısıtlamakta, ev içine hapsolmuş, silik bir karakter çizmektedir. ÇATOM’ların belki de bölgeye en çok katkısı kadın baz alınarak ailenin toplumsal adaptasyonu ve bölgeler arası kalkınmışlık düzeyine ulaşılması, refah yaşam ve sosyal dengenin sağlanmasında önemli görevler üstlenmesi ve bu yönde çalışmalarda bulunmasıdır.

27 İKİNCİ BÖLÜM

ÇATOM (Çok Amaçlı Toplum Merkezi)