• Sonuç bulunamadı

Demografik ve Sosyolojik Profiller

3.2. Saha Araştırmasının Değerlendirilmesi ve Bulgularının Analizi

3.2.1. Demografik ve Sosyolojik Profiller

Araştırma verileri incelendiğinde GAP Bölgesinde kadınların güçlendirilmesi yönünde yapılacak çalışmalarda belirleyici faktörler arasında, kadının yaşı, yaşadığı yer, medeni durumu, eğitim durumu, çalışma hayatına katılımı etkili olmaktadır. Araştırmanın demografik ve sosyolojik profilleri kısmında bu durum gözlenmiştir.

Doğum yeri sorusunu, doğum yerlerinin kent ve kasaba olması durumuna göre 5 kadın kasaba, 15 kadın ise kent olarak belirtmiştir. İl olarak 19 kadının doğum yeri Şanlıurfa iken 1 kadının doğum yeri Gümüşhane’dir. Araştırmaya katılan kadınlar daha çok Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde doğmuşlardır. Ayrıca, evli kadınlar daha çok kendi bölgelerindeki erkeklerle (akraba, tanıdık, komşu, köylü…) ile evlenmekte/evlendirilmekte ve bölge dışında yaşama şansları azalmaktadır. Bunun yanında kadınlar bölge dışına çıkmaları yönünde engellerle karşılaşmışlardır.

51

Kadın, bölgesel göçü tetikleyen ekonomik, sağlık ve sosyal problemlerden kaynaklanan nedenlerden dolayı tüm yaşamını bölge içinde sürdürmekte ve bölge dışına çıkmamaktadır.

Yaşanılan yer olarak araştırmaya dâhil olan bütün katılımcılar şehirde (Şanlıurfa) ikamet etmektedir. Merkeze gelen katılımcılar daha çok merkez çevresinde oturan, merkezle aynı mahalleyi paylaşan kadın ve genç kızlardan oluşmaktadır. Bu durum merkeze gelen katılımcıların merkezin cezbediciliğinden çok bulundukları çevrede olması ve ailelerinin izin vereceği başka alternatifler olmadığından kaynaklanmaktadır. Her ne kadar Halk Eğitim Merkezi farklı branşlarda eğitim vermelerine rağmen, merkezin salt kadın üzerine olması, erkeklerin merkeze girişlerinin olmaması ailelerin bu konudaki hassasiyetleri merkeze olan talepleri arttırmaktadır. Merkez kadınlar için bir çıkış noktası olmamakla birlikte dış dünyaya açılan bir kapı görevi de görmektedir.

Toplumsal baskının etkin, geleneksel kuralların etkili olduğu toplumlarda kadın, kamusal alanda kendini geri planda tutmaktadır. Buna neden olan durumlardan birisi de medeni durumdur. Kadının sosyalizasyon sürecinde olumsuz etkilenmesine ve kadının toplumsal hayatta kendini ifade ediş tarzına yansıdığı gözlemlenmiştir. Medeni durum sorusunda, araştırmaya katılan kadınların 11’i evli, 6’sı bekâr ve 3 tanesi dul (boşanmış/eşini kaybetmiş) olarak tespit edilmiştir. Medeni kanuna göre medeni durum evli ve bekâr olarak sınıflandırılmaktadır. Fakat evlenmiş boşanmış, eşini kaybederek bekâr kalan kadınları araştırmada dul kategorisinde değerlendirilmesinin daha uygun olacağı düşünülmüştür. Araştırmanın güvenirliği açısından medeni durum 3 kategoriye ayrılarak katılımcılara sorulmuştur. Araştırma verilerinin incelenmesinde medeni durumların tümüne rastlanmaktadır. Araştırmanın hitap ettiği çevrenin özelliklerinin irdelenmesi ve katılımcıların medeni durumuna bakıldığında araştırma bu grupların (bekâr, evli, dul) tümüne yöneltilmiştir. Özellikle görüşme sırasında kadınlar bazı sorulara çekinceli olarak cevap vermişlerdir. Bekâr ve dul kadınlar soruları cevaplarken daha özgüvenli olarak konuştukları gözlemlenmiştir. Evli kadınlar ise daha temkinli ve daha sıkılgan bir tavırla görüşmeyi gerçekleştirmişlerdir.

Okuma yazma ülkemizin halen problemlerinden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle devlet politikası haline gelen ve eğitimi önceleyen

52

çalışmalarla bu sıkıntı giderilmeye çalışılmaktadır. Eğitimin ücretsiz, zorunlu/kesintisiz olması ve okula giden çocukların/gençlerin kitap ve eğitim giderlerinin devlet tarafından desteklenmesi ile eğitimde önemli adımlar atılmıştır. 2012 TUİK verisine göre nüfus içinde kadınların %7,8’i okuryazar değildir. Araştırmaya katılan katılımcıların öğrenim durumu okur/yazar değil, ilkokul, ilköğretim, lise ve üniversite olarak ayrılmıştır. Bu ayrım 8 yıllık eğitim süresince 2000 yılında yürürlüğe girmesinden kaynaklanmaktadır. Araştırma sonucunda bir katılımcının okuryazarlığının olmadığı, bir katılımcı ilkokul 2’de, bir katılımcıda ilkokul 4. Sınıfta okulu bıraktığını belirtmiştir. 7 katılımcı ilkokul mezunu, 2 katılımcı ilköğretime devam etmekte, 5 katılımcı lise mezunu iken 2 katılımcı halen devam etmektedir. Üniversite okuyan katılımcı bulunmamaktadır. Ayrıca ilköğretime devam eden katılımcıların ikisi ve liseye devam eden 1 katılımcı ÇATOM’a geldikten sonra, yönlendirmeler sayesinde öğrenimlerine açıktan devam etmektedirler.

GAP Bölgesi’ndeki kadınların çalışma hayatına katılım oranı düşüktür. Toplumsal cinsiyetçi bakış açısı bunda etkili olmaktadır. Katılımcıların herhangi bir gelir getirici işte çalışıyor musunuz? Sorusuna 20 katılımcı hayır cevabını vermiştir. 5 katılımcı daha önce bir işte çalıştığını belirtmiş, 1 katılımcı çalıştığı mefruşat dükkânın kapandığını, 2 kadın eşlerinden izin almakta sıkıntı yaşadıkları için, 2 katılımcıda kendi istekleriyle işten ayrıldığını söylemiştir. Kadınlar herhangi bir işte çalışmak istemekte fakat hane içindeki erkeklerin (baba, eş, ağabey, oğul) rızası etkili olmaktadır. Çalışılacak yerin kadın için uygun olup olmaması, daha çok kadınların ağırlıklı olarak çalıştığı yerler olması ve hane içi ekonomik gelire etkisi kadınların çalışma yaşamında etki faktörlerdendir. Katılımcılara bir işte çalışmak ister misiniz? sorusu sorulmuş ve “eşimin izin vereceği, kadınların çalıştığı işte çalışmak isterim (Ş. K., 36)”, “kendi paramı kazanmak, kimseye muhtaç olmadan yaşamak isterim, 4 tane çocuğum var onların okumasını isterim ama kocam çalışmama izin vermiyor, akrabalarımız laf eder diye (F. S., 41)”, “kendi işyerimi açmak istiyorum ama para sıkıntısından dolayı açamıyorum, hocalarım bana KOBİ’yi anlattı. Eğer eşimi ikna edebilirsem kuaför dükkânı açacağım (G. E., 40)”.

ÇATOM’a katılımcı olarak gelen ve eğitimine devam eden genç kızlar için okul başarısı ve aile durumu baz alınarak yapılan incelemelerle burs olanağı

53

sağlanmaktadır. Merkez kız çocuklarının okumasına katkı sağlayarak, bölge ve ulusal kalkınmayı ve eğitim düzeyinin yükseltilmesine yardımcı olmaktadır. Merkez katılımcılarından E. B.(15),“okulumu bitirip iyi bir üniversite kazanacağım. Biz 9 kardeşiz, 2 abim ve 1 ablam evli, 2 ablam da okumuyor. Ben, 1 kız kardeşim ve 2 erkek kardeşim okula gidiyoruz. Babamın durumu iyi değil. Hem ÇATOM’dan her ay burs alıyorum hem de burada bize okulda gördüğümüz dersleri ücretsiz olarak gösteriyorlar. Mesela İngilizceden hiç anlamıyordum, şimdi okul notlarım düzeldi. Kardeşlerime de ben İngilizce ödevlerinde yardım ediyorum. Ayrıca bilgisayar derslerine de katılıyorum. Öğretmenimin verdiği ödevlerin çoğunu buradan araştırıp öyle yapıyorum. Annem bizim okumamızı çok istiyor. Çünkü dedem onu okutmamış. Bende üniversiteyi kazanıp öğretmen olup çalışmak ve benim gibi öğrencilere yardım etmek istiyorum. Ayrıca burada bizlere çok iyi davranıyorlar” cevapları alınmıştır. Genel itibariyle katılımcılar hane halkı erkeklerinin rızalarını alarak bir işte çalışmayı istemektedirler. Ayrıca okullaşma oranın artması ve okulun burs, dersler açısından desteklenmesi nitelikli insan gücünün gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Özellikle 15-30 yaş aralığındaki katılımcılar çalışma alanı olarak okullarını bitirip, hem parasal hem de statü olarak daha iyi işlerde çalışmak istemektedirler. Ayrıca kadının kendi ekonomik özgürlüğünün olması gerekliliğini belirtmişlerdir. Katılımcılardan birisi “eğer bir işim olursa eşimin bana karışması azalır, borçlarımızı öderiz, çocuklarımın her istediğini alırım ve evimin içi daha huzurlu olur (N. K., 39)” demiştir. Diğer bir katılımcı ise “Köydeyken ailem ve kocamın ailesi sürekli yardım ediyordu. Fakat kocamın işinden dolayı Urfa merkeze göç etmek zorunda kaldık. Burada ev kiraları da çok fazla ve her şey çok pahalı. ÇATOM’da dikiş kursuna gittim. Burada yaptığım ürünleri hocalarımız sergiye götürerek sattılar. Benimde elime biraz para geçti ve rahatladık. Eğer bende iyi ve sürekli bir işte çalışırsam daha rahat geçiniriz (E. D., 37)” demiştir. Kırsaldan şehir merkezine göç aileleri hem ekonomik hem de sosyal anlamda etkilemiştir. Ev geçiminin kadının üzerinde bulunduğu tek ebeveynli ailelerde araştırmaya katılan kadınların sabit bir geliri olmasına rağmen, alım gücünün azalması onlarında ek gelire ihtiyaç duymalarına neden olmuştur. Burada katılımcıların en çok sıkıntılı olduğu konu, ekonomik göstergelerin ev içi huzuru etkilediğini ve tek maaşlı ailelerin geçim zorluğu yaşadığını gerçeğidir.

54

Merkeze gelen kadınlar her ne kadar ekonomik durumlarının sıkıntılı olduğundan bahsetseler de bu aileler devletten yardım almaktadır. Aylık geliriniz yaklaşık ne kadardır? Sorusuna katılımcılar cevap verirken tedirginlik yaşamışlardır. Katılımcıların bir kısmı ÇATOM’dan, farklı kurumlardan kendileri/çocukları burs almakta, bir kısmı da devletin sosyal yardımlarından (giyim, gıda, kömür, yeşil kart vb.) faydalanmaktadır. Katılımcılar, yardımlar kesilir ya da yardım edilir düşüncesiyle, alım gücünün zorluklarından, okul masraflarından, bölgedeki ev kiralarının yüksek olması gibi konulardan bahsederek bu soruya cevap verilmiştir. 11 katılımcı aylık evlerine ortalama 800-1000 TL girdiğini, 7 katılımcı 1000-1300 TL arasında olduğunu söylemiştir. 2 katılımcı ise evlerine giren aylık ortalama geliri bilmediklerini belirtmişlerdir.