• Sonuç bulunamadı

KISIM I: Sosyal ve Ekonomik Boyutlar Bölüm 1: Giriş

TÜRKİYE’DE SÜRDÜRÜLEBİLİR BÖLGESEL GELİŞME YAKLAŞIM

D. GAP Bölgesi’nde Çevresel, Ekonomik ve Sosyal Yapı

GAP Bölgesi’nde sürdürülebilir gelişme kapsamında uygulanan politikalara geçmeden önce Bölgenin çevresel, ekonomik ve sosyo-kültürel yapısı incelenecektir.

1. GAP Bölgesi’nin Coğrafi Yapısı ve Doğal Kaynakları

GAP alanı, Türkiye’nin 7 coğrafi bölgesinden biri olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi içinde yer alan Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak illerini kapsamaktadır. Projenin uygulandığı illerin yüzölçümü 75.358 km2’dir. Bu alan Türkiye yüzölçümünün % 9,7’sine tekabül etmektedir. Yüzölçümü itibariyle bir karşılaştırma yapıldığında 15 AB ülkesinden 5’i (Belçika, Danimarka, Hollanda, İrlanda ve Lüksemburg) bu bölgeden küçük kalmaktadır. GAP Bölgesi yine yaklaşık olarak Yunanistan’ın yarısına, İngiltere’nin 1/3’üne, İspanya’nın 1/7’sine, İtalya’nın 1/4’üne, Almanya’nın 1/5’ine, Fransa’nın 1/8’ine, Portekiz’in 4/5’ine eşit olup, Japonya’nın 1/5’ine ulaşmaktadır (GAP, 1993: 4).

GAP Bölgesi’nin en büyük yeraltı zenginliği çoğu Diyarbakır ve Siirt çevresinde yer alan petrol yataklarıdır. Ayrıca Irak’ta Kerkük petrol bölgesinden başlayan iki boru hattı bölgeden geçerek Irak petrolünü Yumurtalık limanına taşımaktadır. Bu bakımdan bölgenin Türkiye ekonomisinde özel bir yeri vardır. Krom, Manganez, Demir, Asfaltit, Perlit ve Fosfat öteki önemli yeraltı kaynaklarıdır. Geleneksel sanayi kolları son zamanlarda yeni dalların katılmasıyla büyük ölçüde çeşitlenmiştir (çimento, kimya, dokuma, besin, madeni eşya ve tarım aletleri, yem). Başlıca sanayi merkezleri Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin ile petrol sanayisi sayesinde büyük kent durumuna gelen Batman’dır. Bölge’nin “Verimli Hilal”in alanında Anadolu’yu Arap alemine bağlayan kara ve demiryolları üzerindeki konumu bütün tarih boyunca olduğu gibi bugün de önemini korumaktadır (Milliyet Büyük Larousse, 1992: 4855-4856).

2. GAP Bölgesi’nin Ekonomik Yapısı

GAP Bölgesi tarım bakımından dünyanın en eski kültür odakları arasındadır. Zamanımızdan 9-10 bin yıl kadar önce birçok yabani bitki ve hayvan burada evcilleştirilmiştir. Günümüzde de tarım, bölge ekonomisinde en önemli yeri tutar. Bu bakımdan tarla ürünleri başta gelir ve bölge, tarımsal gelirin % 70 kadarını sağlar. Türkiye yüzölçümünün ancak % 9,7 kadarına eşit yer kaplayan bu bölge, alanına ve nüfusuna oranla tarımsal üretim fazlalığı ile dikkati çeker. Türkiye’de üretilen baklagiller ve sebzelerin % 28,7’si, antepfıstığının % 94,7’si, mercimeğin yarıdan fazlası bu bölgenin payına düşer. Bölge, ağırlıklı olarak tarıma dayalı olmasına rağmen modern tarım teknolojilerinin yeterince gelişmediği bir özelliğe sahiptir. Tarımda yeterli gelişme sağlanamamasının başlıca nedeni de, Bölgenin kurak iklime sahip olması ve tarımsal üretimin gereksinim duyduğu sulama imkanlarından yoksun olmasıdır (Milliyet Büyük Larousse, 1992: 4855).

Çalışan işgücünün önemli bir bölümünü tarım sektöründe istihdam etmek zorunda kalan Güneydoğu Anadolu Bölgesi, pazara yönelik tarımsal üretime geçmenin güçlüklerini yaşamaktadır. Tüketime yönelik geleneksel tarım işletmeleri özelliği gösteren çoğu küçük aile işletmesi niteliğine sahip tarım sektörü, Türkiye’de,

tarımda en iddiasız illerini bünyesinde barındırmakta ve Türkiye’nin tarımsal katma değer toplamındaki payı oldukça düşük kalmaktadır (Yıldız, 2008; 294). Tarla tarımının yanında, hayvancılık ve hayvan ürünleri de bölgenin geleneksel ve hatta bazı yörelerde başta gelen gelir kaynağıdır (Milliyet Büyük Larousse, 1992: 4855).

Bölge ekonomisi bir bütün olarak ele alındığında Türkiye GSYİH’na katkısı % 5,5’tir. Bölge’de istihdamın sektörel dağılımına bakıldığında, ilk sırayı tarım iş kolunda çalışanlar (% 61,4) oluşturmaktadır. Sanayi iş kolunda çalışanların oranı % 7 iken, ticaret iş kolunda çalışanların oranı % 6,3 ve mali kurumlar iş kolunda çalışanların oranı ise % 1,2’dir. Ücretli çalışanların toplam istihdama oranı % 33,2, ücretli çalışan kadınların toplam istihdama oranı ise % 3,7’dir (Yıldız, 2008: 294).

Rakamlar, Bölge’de tarımsal yapının ağırlığını görece koruduğu, sanayi iş kolunda istihdam edilen nüfusun toplam istihdam içindeki oranının çok düşük kaldığını göstermektedir.

Kent-kır bağlamında, işsizlik oranları irdelendiğinde, kentsel sektörde işsizlik oranı yüksektir. Ücretsiz aile işçiliğinin yaygın olduğu kırsal sektörde, ‘gizli işsizliğin’ önemli bir oran teşkil ettiği gözlenmektedir (Yıldız, 2008: 296).

Bölge illerinde kronik bir hal alan işsizlik, başta yoksulluk olmak üzere, sağlık, eğitim, konut, suç vb. bir dizi toplumsal soruna kaynaklık etmektedir. GAP odaklı yapılan bilimsel araştırmalar, söz konusu sorunların Bölge illerinde dramatik artış gösterdiğine işaret etmektedir. Bölge illeri, gelir, istihdam ve refah açısından Türkiye ortalamasının bir hayli altında kalmaktadır (Yıldız, 2008: 298).

3. GAP Bölgesi’nin Sosyo-Kültürel Yapısı

GAP alanına giren bölge Türkiye’nin görece az gelişmiş bir bölgesidir. 2008 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS)’ne göre 71.517.100 kişi olan ülke toplam nüfusunun % 10,2’sine tekabül eden GAP Bölgesi nüfusu 7.350.752 kişi

olup, bu nüfusun % 68’i kentlerde % 32’si ise kırsal alanlarda yaşamaktadır (TÜİK, 2009).

2008 yılında Bölge’nin yıllık nüfus artış hızı binde 24, Türkiye genelinde ise binde 13,1 olarak gerçekleşmiştir. Bölge nüfusunun 2008 yılı itibariyle yaş guruplarına göre dağılımı incelendiğinde, ekonomik olarak aktif nüfus (15-64) oranının % 57,5; 15 yaşından küçük olan nüfus oranının % 38,5 ve 65 ve daha yukarı yaş oranının % 4 olduğu görülmektedir. Bu rakamlar bölgede bağımlılık oranının (% 74) yüksek olduğunu göstermektedir. Türkiye genelinde bu oran % 49’dur (TÜİK, 2009).

GAP Bölgesi Türkiye ortalamasının üstünde nüfuslanmış bir bölgedir. Ama bu bakımdan iklim şartlarına, su ve tarım olanaklarına bağlı olarak çeşitli yöreleri arasında büyük farklar vardır. Bu nedenle nüfus özellikle bölgenin daha elverişli olan batı kesimi ile Toros eteklerinde ve Mardin eşiği alanında toplanmıştır. Elverişli topraklarına karşın susuz ve kurak bazı platolar çok tenhadır. Başlıca kentler de (Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin ve Siirt) doğal koşulların belirlediği alanlarda ve tarihi yollar üzerinde kurulmuştur. Kentleşme ve nüfus yoğunluğu üzerinde rol oynayan yeni bir etken de petrol ve petrol sanayisidir (Milliyet Büyük Larousse, 1992: 4855).

Bölge illeri arasında Gaziantep hariç tutulursa, diğer illerin hepsinin göç verir duruma geldikleri görülmektedir. Fakat aynı zamanda bu iller, Bölgenin diğer illerinden ve kırsal hinterlandından da yoğun göç almaktadır. GAP dışına göçler, ağırlıklı olarak üç büyük metropol (İstanbul, Ankara ve İzmir) ve Çukurova (Adana, Mersin ve Hatay) yönündedir. Bölge dışına en fazla göç veren iller ise Adıyaman, Siirt, Mardin, Şırnak gibi Bölge’nin görece en yoksul kentleridir (Yıldız, 2008: 292).

GAP Bölgesi eğitim açısından da çok geri durumdadır. Türkiye’de okuma- yazma bilen nüfus % 86 civarında iken bölgede % 68,8 kadardır. Kadınlarda bu oran % 55,6’lara kadar düşmektedir (GAP, 2008). Bölgede özellikle kırsal kesimde eğitim

sorunu mevcuttur. Eğitim sorunun çözülebilmesi için proje kapsamında çalışmalar yapılmaktadır.

GAP Bölgesi, insanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden birisidir. M.Ö. 9000 yıllık geçmişe sahip bölgede, farklı din, kültür ve medeniyetlerin günümüze çok zengin bir mirası ulaşmıştır. Bölgedeki turizm kaynaklarından bazıları: Adıyaman’da Nemrut Dağı, Arkeolojik Sit Alanı ve Milli Parkı, Gölbaşı, Eski Kahta, Cendere Köprüsü, Zey Mağaraları, Eski Besni, Çelik Kaplıcaları, Gümüşkaya Mezarları; Batman’da Hasankeyf Yöresi; Diyarbakır’da Surlar, Diyarbakır Çarşısı, Camiler, Meryem Ana Kilisesi, İç Kale, Malabadi Köprüsü, Hasuni Mağaraları; Gaziantep’te Sof ve Hızır Yaylası, Belkıs Höyük, Kavaklık, Tilmen Höyük; Kilis’te Karataş Parkı, Akpınar Mesire Yeri; Mardin’de Zinnar Bağları, Süryani Kiliseleri, tarihi binaları ve mağaraları; Siirt’te İrahim Hakkı ile Veysel Karani Türbeleri, Ulu Cami; Şanlıurfa’daki tarihi camiler, Şanlıurfa Kalesi, Balıklı göl, Atatürk Barajı, Atatürk Ormanı, Karaali Kaplıcası ve Harran’daki tarihi yerleşim yerleri ve Şırnak’ta Cizre Kentsel Sit, Cudi Dağı, Finik Kalesi ve Mağara Evleri sayılabilir (İncekara, 2001: 33-35).