• Sonuç bulunamadı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. GÜNEY KORE KALKINMA MODELİ VE GÜNEY KORE KALKINMA MODELİNİN TÜRKİYE’YE KALKINMA MODELİNİN TÜRKİYE’YE

3.1. GÜNEY KORE KALKINMA MODELİ

Güney Kore, 1965 yılında kişi başına GSMH’sı yalnızca 103 ABD doları olan bir ülkeydi. O tarihten günümüze Güney Kore’nin yıllık GSMH büyümesi yaklaşık % 7 ve kişi başına GSMH büyümesi de % 5,7 olmuştur. Güney Kore mucizesinin temelinde devletin stratejik ekonomik kararları etkin biçimde uygulayabilmesi yatmaktadır.

Geri kalmış bir ülkede güçlü bir devlet mekanizmasının ortaya çıkmasının beş koşulu olduğu savunulmaktadır: Toplumu sarsan veya yapısını zaafa uğratan büyük felaketlerin olması, dışarıdan büyük bir askeri tehdit, büyük ülkelerin, ülke içinde istikrarı sağlamak amacıyla gücün bir kaynakta toplanmasını desteklemeleri, toplumdan göreceli olarak izole ve daha iyi eğitilmiş bir sosyal grubun olması, güçlü bir devlet mekanizmasının kurulmasını savunan yetenekli liderlerin varlığı.140

Güney Kore’de 1961 yılındaki askeri darbeyle başlayan süreç, 1965 ortalarından itibaren güçlü bir devlet için yukarıda sayılan beş koşulun tümünün varlığını mümkün kılmıştır. Japon işgali, İkinci Dünya Savaşı ve ardından Kore savaşı ülkede büyük bir yıkıma neden olmuş ve topluma egemen olabilecek hiç bir güç odağı kalmamıştır.

Japonlar, Güney Koreli girişimcileri ve büyük sermayenin büyümesini sınırlamış, kendileri çekildikten sonra ülkeyi yönetebilecek güçlü adam bırakmamışlardır. İkinci Dünya savaşından sonra 25 milyon nüfusun dört milyonu Japonya ve Mançurya’dan

140 YILDIZ, A. Y.; a.g.e., s: 87; MIGDAL, J.; Strong Societies And Weak States: State-Society Relations And State Capabilities In The Third World, Princeton University PRESS, 1990, s: 53.

dönmüş, üç milyonu ise Kore savaşı sırasında yurtlarından olmuştur. 1949 yılındaki toprak reformu kırsal alandaki toprak ağalarını ortadan kaldırmıştır. Askeri darbe öncesi ülkeyi yöneten Rhee hükümeti zamanında güçlenen büyük sermayenin temsilcileri hapse atılmış, tüm finansal sistem devletleştirilmiş ve muhalefet tasfiye edilmiştir.141

Kuzey Kore’nin büyük bir askeri tehdit oluşturması, devletin toplum üzerinde otorite kurmasını kolaylaştırmıştır. ABD, gerek komünizmi tecrit etme politikası, gerek ekonomik olarak istikrarlı bir Güney Kore kurmak için devlette otoriter bir yapılanmayı desteklemiştir. Güney Kore Silahlı Kuvvetleri ise, o zamana kadarki yönetici sınıftan uzak durmuş olması nedeniyle, önceki hükümetlerin yolsuzluk ve kötü yönetim gibi menfi icraatlarından toplum önünde yıpranmamıştır. Bu nedenle, darbeden sonra hızla devlet otoritesini merkezi bir yapıda toplayabilmiş ve ekonomiyi yönetecek yetenekli bir kadro oluşturabilmiştir.142

1960’ların ortalarından itibaren Güney Kore’de güçlü bir devlet oraya çıkmıştır.

Güçlü devlet sadece kağıt üzerinde karar alabilen veya kanun koyabilen değil, aynı zamanda aldığı karar ve koyduğu kanunları uygulayabilen devlettir. Kuzey Kore’nin istila tehdidi de devletin toplum üzerinde mutlak bir hakimiyet kurmasını kolaylaştırmış. Kırsal alanda, toprak reformu ve çiftçilere sağlanan cömert destekler sonucu hem istikrar sağlanmış, hem de devlet otoritesine karşı çıkacak toprak aristokrasisi ortadan kaldırılmıştır. Büyük sermaye, yasa dışı servet tanzimi kanunu ve finansal piyasaların devletleştirilmesi sonucu hükümetin insafına kalmıştır ve politik muhalefet tasfiye edilmiştir. Bu durumda Güney Kore’deki 1961 sonrası rejimi etkileyebilecek tek güç olan ABD ise politik olarak istikrarlı ve ekonomik olarak kendine yeterli bir Güney Kore istediği için devletin toplum üzerinde hakimiyetini desteklemiştir.

Güney Kore’de güçlü bir devletin ortaya çıkması alınan karaları uygulayabilecek bir yapılanmayı mümkün kılmıştır. Ancak daha da önemlisi bu güçlü devletin kendi

141 JONES, L. P. And SAKONG, I.; Government, Business And Entrepreneurship In Economic Development: The Case Of Korea, Harvart University Press, 1980, s: 59; YILDIZ, A. Y.; a.g.e., s: 87-88. 142 YILDIZ, A. Y.; a.g.e., s: 88.

varlığını meşrulaştırmak ve toplumda bir konsensus sağlamak için, ekonomik büyümeyi kendi varlık nedeni olarak kabul etmesidir.

Park yönetimi iş başına gelince ilk aldığı tedbir birinci beş yıllık kalkınma planını hazırlatmaya başlatmak ve bu planı uygulamak için gerekli bürokratik altyapıyı kurmak olmuştur. Bu tedbirler, yeni rejimin sorunlara karşı ideolojik bir önyargıdan çok, pratik bir yönetici gibi yaklaşacağını göstermektedir. Daha öncede bir çok ekonomik plan hazırlanmış, ancak hiçbir zaman bu planları destekleyecek uygulama, izleme ve değerlendirme birimleri kurulmamıştır.143

Devletin yönetim felsefesindeki değişim, bürokrasinin yeniden yapılandırılmasını da sağlamıştır. Rhee döneminin yolsuzluklara karışmış ve reformlara karşı tavır alabilecek bürokratlar işten el çektirilip, daha genç, dinamik ve yeni yönetimin ekonomik büyüme ihtirasını paylaşan bürokratlar göreve getirilmiştir. Zaman içinde, bu bürokratların politik baskılardan uzak, ekonominin teknik gerekliliklerine göre karar almalarına yardımcı olacak bir sistem kurulmuştur. Bu sistem aynı zamanda bürokratların meziyetlerine göre yükselebilecekleri bir personel politikası ile de desteklenmiştir. Bürokrasinin bir taraftan kalifiye ve reformcu bürokratlarla takviye edilmesi, diğer taraftan bu bürokratların politik baskılardan uzak olarak ekonomiyi yönetmelerinin sağlanması Güney Kore’nin başarısında çok önemli rol oynamıştır.144

Park yönetiminin diğer gelişmekte olan ülkelere göre en önemli farkı aldığı kararları etkin biçimde uygulayabilmesi olmuştur. Devlet sanayileşmeyi büyük teşvikler ve korumacılık altında desteklemiş, ancak bu destek pek çok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi şartsız ve süresiz olmamıştır. Tam tersine, desteklenen sanayilere teknoloji ve ihracat potansiyeli başta olmak üzere, yüksek performans kriterleri konulmuş ve bu kriterlere uymayanlar ağır biçimde cezalandırılmıştır.145 İşte bu performans kriterlerini tutturamayan sektör ya da firmalara yaptırım uygulanabilmiş olması Güney Kore modelini başarılı kılan özelliktir. Sosyal, bireysel ve toplumsal olumsuzlukların ortaya çıkabileceği dahi göze alınarak ne pahasına olursa olsun

143 YILDIZ, A. Y.; a.g.e., s: 90-91.

144 KARABİBER, M.; a.g.e., s: 59.

145 YILDIZ, A. Y.; a.g.e., s: 93.

ekonomik kalkınma denmiş, kalkınma yolunda demokrasi dahi bir kenara bırakılabilmiştir.

Bir çok kalkınmakta olan ülke belli sektörleri geliştirmek için çeşitli destekler kullanmıştır. Ülke şartları ne olursa olsun, başarılı modelleri başarısızlardan ayıran temel özellikler:

1- Desteklerin yüksek performans kriterlerine bağlanması ve bu performans kriterlerini sağlamayanlara yaptırım uygulanabilmesi,

2- Devletin sunduğu destekleri belli bir zaman dilimiyle sınırlandırması,

3- Destek verilen sektörlerdeki firmaların ulusal sınırlar içinde kendi aralarında ve dünya piyasalarında da diğer ülke firmalarıyla rekabet edebilecekleri ortam sağlanmasıdır.