• Sonuç bulunamadı

Görsel-1: Yıldız Sarayı Bahçesinden.

http://www.estanbul.com/ilk-ressamlarimizdan-tarihi- tablolar-

210485.html#.Ve2Q3NLtmko Erişim Tarihi: 07.09.2015.

Görsel-2: Beylerbeyi Sırtında Meseire.

http://www.restoraturk.com/restorasyon-sanat/resim-ve heykel-restorasyonu/379-ressam-halil-pasa.htmlErişim

Tarihi: 09.09.2015 Görsel-3: Maden İşçileri.

http://www.tarihnotlari.com/namik-ismail/ Erişim Tarihi: 14.09.2015

Görsel-4: Maskeli Balo.

http://www.sanalmuze.org/arastirarakogrenmek/sanat_yapiti _2.htm Erişim Tarihi: 16.04.2019

Görsel-5: Sacide Hanım.

https://tr.pinterest.com/pin/335870084692035689/ Erişim Tarihi: 16.04.2019

Görsel-6: Nalbant.

http://artistwonders.com/nuri-iyem/ Erişim Tarihi: 12.04.2019 Görsel-7: Dutçu. http://lebriz.com/pages/exhibition.aspx?exhID=143&lang=T R Erişim Tarihi: 18.04.2019 Görsel-8: http://lebriz.com/pages/exhibition.aspx?exhID=89&lang=TR Erişim Tarihi: 04.09.2015. Görsel-9: http://lebriz.com/pages/exhibition.aspx?exhID=89&lang=TR Erişim Tarihi: 04.09.2015.

Görsel-10:

http://lebriz.com/pages/exhibition.aspx?exhID=89&lang=TR Erişim Tarihi: 04.09.2015.

Görsel-11: https://www.meleklermekani.com/threads/cihat-burak- resimleri.107395/ Erişim Tarihi: 10.11.2018. Görsel-12: Cafe Select Montparnasse Paris.

https://www.istanbulmodern.org/tr/resim-galerisi/sergi/cihat- burak-retrospektifi/32 Erişim Tarihi: 10.11.2018.

Görsel-13: Beyaz Kelebek.

https://www.istanbulmodern.org/tr/resim- galerisi/sergi/cihat- burak-retrospektifi/32 Erişim Tarihi: 10.11.2018.

Görsel-14: Bir Kitapta Resim Şart.

Antmen, Ahu (Temmuz 1999). Burhan Uygur. Burhan Uygur Resim Sergisi Kataloğu (1. Baskı). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Görsel-15: İsimsiz.

Uğurlu, Veysel (14 Ekim- 12 Kasım). Burhan Uygur. Burhan Uygur Sergi Kataloğu. İstanbul: Ofset Matbaa.

Görsel-16: Çılgın Bir Ressamın Özlemi.

Özsezgin, Kaya (2000). Burhan Uygur- Günümüz Türk Ressamları-2 İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Görsel-17 Portre İçinde Görüntü.

Erkmen, Aydın (Aralık 1990). Ergin İnan-

İnsan/Kosmos/El/Ayak ve Mektuplar Resim Sergisi Katoloğu. İstanbul: Mas Matbaa.

Görsel-18: Ayak.

Ergüven, Mehmet (1995). Ergin İnan (1. Baskı). Ankara: Enlem 80 Yayınları.

Görsel-19: Ayak İzi.

Ergüven, Mehmet (1995). Ergin İnan (1. Baskı). Ankara: Enlem 80 Yayınları.

Görsel-20: Dar Çevre. http://lebriz.com/pages/artist.aspx?artistID=588&section=13 0&lang=TR&bhcp=1&periodID=-1&pageNo=0&exhID=0 Erişim Tarihi: 11.11.2018. Görsel-21: Direniş. http://lebriz.com/pages/artist.aspx?artistID=588&section=13 0&lang=TR&bhcp=1&periodID=-1&pageNo=0&exhID=0 Erişim Tarihi: 11.11.2018. Görsel-22: Gerilim. http://lebriz.com/pages/artist.aspx?artistID=588&section=13 0&lang=TR&bhcp=1&periodID=-1&pageNo=0&exhID=0 Erişim Tarihi: 11.11.2018. Görsel-23: Havva/Eva,

Bilgin, E. Zafer. (2005). İbrahim Örs (1. Baskı). İstanbul: Tual Ofset.

Görsel-24: Bilek Güreşi.

http://lebriz.com/pages/exhibition.aspx?lang=TR&exhID=3851&b hcp=1 Erişim Tarihi: 10.09.2015.

Görsel-25: Medusa,

Bilgin, E. Zafer. (2005). İbrahim Örs (1. Baskı). İstanbul: Tual Ofset. Görsel-26: http://lebriz.com/pages/exhibition.aspx?lang=TR&exhID=39 36 Erişim Tarihi: 04.09.2015. Görsel-27:

http://lebriz.com/pages/exhibition.aspx?lang=TR&exhID=39 36 Erişim Tarihi: 04.09.2015. Görsel-28: http://lebriz.com/pages/exhibition.aspx?lang=TR&exhID=39 36 Erişim Tarihi: 04.09.2015. Görsel-29: Mart.

Güzelhan, Çetin (2002). Hanefi YETER(1967- 2001). İstanbul: Bilim Sanat Galerisi.

Görsel-30: İnsan ve Elma.

Güzelhan, Çetin (2002). Hanefi YETER(1967- 2001). İstanbul: Bilim Sanat Galerisi.

Görsel-31: Kiraz Ağacına.

Güzelhan, Çetin (2002). Hanefi YETER(1967- 2001). İstanbul: Bilim Sanat Galerisi.

Görsel-32: Son İsveçli. http://www.bedribaykam.com/bb/donemler_olgun_california .html Erişim Tarihi: 02.09.2015. Görsel-33: Saga. http://www.bedribaykam.com/bb/donemler_gec_california.ht ml Erişim Tarihi: 02.09.2015.

Görsel-34: Heykel Gibi Kadın.

http://www.bedribaykam.com/bb/donemler_dunyam.html Erişim Tarihi: 02.09.2015.

EKLER

SANATÇI BİYOGRAFİLERİ (Alfabetik isim sırasına göre dizilmiştir.) Bedri Baykam

1957 yılında Ankara'da doğan Bedri Baykam'ın eserleri altı yaşından bugüne kadar Bern, Cenevre, New York, Washington, Paris, Londra, Roma, Münih, Stockholm, San Francisco ve Berlin başta olmak üzere tüm dünyada sergilenmeye başladı. Sanatçı, 1980-1983 yıllarında, California College of Arts and Crafts'de resim ve sinema eğitimi gördü. 80'li yıllarda başlayan uluslararası Yeni Dışavurumculuk Akımı'nın öncülerinden olan Bedri Baykam, 1987 yılına kadar Amerika'da kaldı. O tarihte İstanbul’a geri dönen Bedri Baykam bugüne kadar yarısı uluslararası olmak üzere 139 kişisel sergi açtı, sayısız grup sergisine katıldı. Bedri Baykam'ın eserleri, Berlin Academie der Künste, Barcelona Picasso Museum, Roland-Garros Museum, Pinacothèque de Paris, Stedelijk Schiedam, Museum der Moderne Salzburg, Osthaus Museum Hagen, Künstlerhaus Bethanien Berlin, Bahrain National Museum gibi müzelerde ve Kahire, Venedik, İstanbul ve Buenos Aires Bienalleri'nde sergilendi. Bedri Baykam; Daniel Templon, Stephen Wirtz, Opera Gallery, Yahşi Baraz, The Proposition, E.M. Donahue, Lavignes-Bastille, Siyah Beyaz gibi önce gelen bir çok sanat galerisinde de sergiler açmıştır. Birçok kısa metrajlı film ve video çeken, aktörlük yapan Bedri Baykam 80'lerde ayrıca New York'un çehresini değiştiren graffiti sanatçılarından biri oldu. 80'lerden itibaren standart hale getirdiği büyük boy işleri ile, politika ve erotizmi çağdaş sanat ortamımıza taşıyan sanatçı, son beş yıldır, yıllardır üzerinde çalıştığı, dijital ve boyasal saydam katmanlar serilerinin uzantısı olarak, tüm dünyada büyük ilgi gören 4D “Dört Boyutlu” işler üretmeye başladı. UNESCO'ya bağlı Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği'nin de kurucularından ve halen bu örgütün Türkiye Ulusal Komitesi Başkanı olan sanatçı Bedri Baykam, aynı zamanda 2015 yılında düzenlenen UNESCO resmi partneri International Association of Art (IAA) 18. Dünya Sanat Birlikleri Genel Kurulu’nda Dünya Başkanı seçildi. Taksim'de bulunan Piramid Sanat'ın (2006) kurucusu olan sanatçı, çalışmalarını İstanbul'da sürdürmektedir (“Sanal 9”, 2019).

Bedri Baykam, keskin bir eleştirel tavır kullandığı eserlerinde kişisel toplumsal ve güncel olaylardan yola çıkmıştır. Siyasi arenadaki yönetici sistemler, hiyerarşik yapıdaki eksiklikler, dengesizlik ve açıklar onun eleştirel tutumunu

belirleyen konular olmuştur. Bedri Baykam figürü, soyut sanatı, kolajı, photo painting’i, gösteri sanatını ve yerleştirmeleri bir arada kullanarak eserler üretmiştir. Boya kullanımındaki saldırgan dille sürme tekniğiyle bütünleşen rahatlığın getirdiği dinamizm, hareketlilik ve spontane arayışlar onun resim dilinin yeni-dışavurumcu bir çizgide belirginleştiğinin bir göstergesi olmuştur (Dağlılar, 2005: 57-58).

Burhan Uygur

1940 yılında Giresun'da doğan Burhan Uygur ilk ve Ortaokulu Tirebolu'da, lise öğrenimini ise Trabzon'da tamamladı. 1968'de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (Mimar Sinan Üniversitesi) Resim Bölümü'nde önce Nurullah Berk'le çalıştı, daha sonra da Bedri Rahmi Eyüpboğlu Atölyesi'nden lisans diploması aldı. 1970'te Avusturya hükümetinin bursuyla Salzburg Yaz Akademisi'nde ressam Corneille ile çalışmalarını sürdüren sanatçı 1982'de Çamlıca Sanat Evi'nde özgün baskı çalışmaları yaptı. Yurt içinde 20'ye yakın sergi açan Uygur, yurtdışında ise Amsterdam'da bir sokak sergisi olma üzere 1980'de Almanya Stuttgart'ta iki sergi açtı. 1972'de Taksim Galerisi'nde düzenlediği "Hiçlik Üzerine Kurulan Boş Hayaller" sergisi ile dikkat çekti ve 1974'te Ankara'da Devlet Galerisi'nde "Günler Ne işe Yarar" sergisinde çok büyük ilgi topladı. Sanatçı 1978 Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar Ödülü, 1982 İzmir Ticaret Odası Resim Yarışması Birincilik Ödülü, 1982 Resim ve Heykel Müzeleri Derneği Günümüz Sanatçıları 3. Açıkhava Sergisi Resim Dalı Başarı Ödülü, 1985 Resim ve Heykel Müzeleri Derneği Günümüz Sanatçıları 6. Açıkhava Sergisi Mansiyon, gibi ödüller kazanmıştır (“Sanal 10”, 2019).

Burhan Uygur 20. yüzyılın ikinci yarısında sanatsal gelişimini sürdürmüş bir ressam olarak konu seçiminde serbest olmuştur. İç dünyasına giren, onu etkileyen her şey resmine girer. Roman, öykü, şiir, müzik, film, gazetede okuduğu bir haber, çevresindeki insanlar, insan ilişkileri, sevdiği ve etkilendiği bütün nesneler, anılar ve yaşamdan sahneler resimleri için esin kaynağı olur. İçinde yaşadığı dünyanın insanları yanı sıra balıkçı, berber, çalgıcı, tamirci, dilenci, çöp toplayan çocuk gibi her an karşısına çıkabilecek kişilere de resimlerinde yer verir. Genellikle ezik, kıyıda köşede kalmış, kaybetmiş, kendi talihsiz yaşamları içine bırakılmış insanların acıları, hüzünleri, yalnızlık, terkedilmişlik duyguları ama yaşam koşulları içinde ümitlerini yitirmeden ilerlemeleri bu duyarlı kent gezginini etkilemiştir. Tüm bunları imgeleminde yeniden canlandırarak resimlerine aktarır. Kendi hayallerinde

yaşattıklarının ve özlemlerinin yanı sıra bu insanlarınkini de yansıtır. Resimlerinde renk açısından siyahlar, kahverengiler, griler, sarılar, renkli beyazlar bir vurguyu gerektirmedikçe konulmayan mavi, yeşil, kırmızı gibi renkler ve biraz yaldızlar ustaca bir araya getirilirler ve gizemli lekecilikle bütünleşirler. Renkler bazen aydınlık bazen ise koyu olarak yer alır. Hemen hemen tüm resimlerinde (koyu ve gölgeli olanlar da dahil) beyaz görülür. Son çalışmalarında yoğun kırmızı rengi kullanmıştır. Karşıt renkleri bir araya getirir. Boyaları karıştırarak uygular. Renkleri lokaldir: figürü veya herhangi bir nesneyi belirli bir renkle sınırlar. Kimi zaman figür lekelerden oluşabileceği gibi kimi zaman da figürün çevresinde lekeler vardır. Burhan Uygur resimlerini tuval, karton, kağıt, sunta, ahşap, taş, sandık, duralit, seramik -tabak-, papirüs ve kapı gibi malzemeler üzerine yapmıştır. Sadece tuvale bağlı olmadan çok farklı malzemeleri deneyen ressamın özgün baskı tekniğinde de çalışmaları vardır. Bunlar Süleyman Sait Tekcan atölyesinde 1982 yılında basılmıştır. 1992 yazında eski bir Volkswagen’i resimlemeyi ve içine çamurdan heykeller yapmayı planlar ama ne yazık ki bu düşüncesini gerçekleştiremez. Üzerine resim yapacağı malzeme için sürekli arayışlar içinde olur. Özgün baskıyı tadında bıraktığını kapı ve sandıkların artık ona göre bittiğini söyler (“Sanal 11”, 2019).

Türk resminin 1960-70 arası figüratif eğilimleri içinde yer alan Uygur, soyut ve figüratif ögeleri bir arada kullandığı eserlerinde düşsel ve şiirsel bir dünya yarattı. Biçimleri renk lekeleriyle elde ettiği resimlerinde çizgiye pek az yer vermiştir. Yaşam-ölüm-ölümsüzlük çevrimi içinde sürekliliği işleyen sanatçı, kimi resimlerinde günlük yaşamdan renkli tipleri ve sahneleri zengin iç dünyasıyla birleştirdi. Resminin içeriksel kurgusuyla bütünleşen ve lekeci bir anlayış ile kendine has figürleri içeren resimleri, çağdaş sanatımızda, özgün altyapı arayışları açısından özellikle genç kuşağı etkileyen bir model oluşturmuştur. Burhan Uygur’un resimleri ağırlıklı olarak Türkiye’de müzelerde ve önemli özel koleksiyonlarda bulunmaktadır. Sanatçı 1992 yılında vefat etmiştir (“Sanal 12”, 2019).

Cihat Burak

1915 yılında İstanbul’da doğan mimar, ressam ve öykü yazarı Cihat Burak, Galatasaray Lisesinin ardından 1943’te Güzel Sanatlar Akademisinden mimar olarak mezun olur. Tekel Genel Müdürlüğü ve Bayındırlık Bakanlığı’nda mimar olarak

çalışan Burak, 1953’te BM ve 1961’de Fransa Hükümeti’nin bursuyla iki kez Fransa’ya gider, sonra işinden ayrılarak kendini resme verir. 1964’te hem Uluslararası Utrillo yarışmasında gümüş madalya alırken, “Deniz Savaşı/Hayal Donanma” adlı resmi Musee de l’Art Moderne’deki uluslararası sergide Bronz Madalya’ya değer görülür. 1991’de Garanti Bankası Beyoğlu Sanat Galerisi’ndeki son sergisine kadar 23’ü kişisel olmak üzere toplam 78 sergiye katılır. 1982 yılında görsel sanatlar dalında Sedat Simavi ödülünü kazanır. İlk öykü kitabı ‘Cardonlar’ 1982’de yayınlandı. ‘Yakütiler’, 1992’de Yunus Nadi Ödülleri’nde öykü dalında birinci oldu, son öykü kitabı ‘Zenci Kalınız’ olan Cihat Burak, Mart 1994’te hayata veda eder. (Şapçı, 2014: 48). Şapçı, Hatice, Işıl.

2014 Bizans’tan Osmanlı’ya Şenlikler, Törenler ve Cihat Burak Resmine Yansıması, Işık Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Kuramı ve Eleştiri Yüksek Lisans Programı, İstanbul

Gerçeküstü unsurları kara mizahla birleştirerek özgün bir resim dili ortaya koyan Cihat Burak’ın resimlerine hayaller, şiirler, fanteziler ve mizah karışmıştır. Osmanlı tarihi, Cumhuriyet Türkiye’sinin sosyo-politik yaşam tarzı, çocukluk anıları, ölüm ve yaşam, edebiyat metinleri ile düşsel bir dünyanın iç içe geçtiği anlatımlar ele aldığı çeşitli konular içerisinde yer almaktadır (Özerakın, 2014: 47).

Cihat Burak resimlerinde bazı zamanlar özellikle deforme edilmiş perspektif düzeninden söz edebiliriz. Sanatçının imgeleri yerleştirme biçiminde, minyatür sanatındaki istifleme düzenine dayanan etkiler görülmektedir. Onun çalışmalarında bir çeşit Doğu kökenli resim sanatının uzantısı şeklinde algılayabileceğimiz yer yer ortaya çıkan iki boyutluluk, Osmanlı minyatürlerindeki izlek gölge oyunları üzerinden de okunabilmektedir. Bir gölge oyunu olan geleneksel Türk orta oyunu Hacivat ile Karagözde de Batı kökenli üç boyut yanılsamacılığı yoktur. Boş bir perdeden oluşan zeminde figürler ise yassıdır. Perspektife girmez ve minyatür hissi verir (Kırmızı, 2014: 87-88).

Cuma Ocaklı

Cuma Ocaklı 1947 yılında Diyarbakır/Siverek’te doğdu. 1968’de İstanbul Çapa İlköğretmen Resim Seminerini, 1971’de ise İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Resim Bölümünü bitirdi. 1985 yılında Marmara Üniversitesi Resim Bölümünde lisans, 1987 yılında da Dokuz Eylül Üniversitesi Resim Bölümünde yüksek lisans

eğitimini tamamlayan sanatçı, 1990 yılında doçent, 1996 yılında profösör oldu. Uzun yıllar Dokuz Eylül Üniversitesi Resim Bölümünde öğretim üyesi olarak çalıştıktan sonra aynı üniversitenin Güzel Sanatlar Bölüm Başkanlığı görevinden emekli oldu. Dördü yurtdışında olmak üzere toplam kırk kişisel sergi açan Ocaklı, dokuz ödül kazandı. Ödülleri arasında 1968 Berlin konulu Resim Yarışması, Alman Kültür Merkezi Birincilik Ödülü ve 1985 DYO Resim Yarışması Başarı Ödülü de yer almaktadır. Sanatçının yurtiçi ve yurtdışında birçok müze ve koleksiyonlarda eserleri bulunmaktadır (“Sanal 13”, 2019).

Ressam akciğer rahatsızlığı nedeniyle 30 Eylül 2016'dan beri tedavi gördüğü Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde 2 Ekim 2016'da 69 yaşında hayatını kaybetti (“Sanal 14”, 2019).

Ergin İnan

1943’de Malatya’da doğan Ergin İnan 1964-1968 yılları arasında Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda öğrenim gördü (Tansuğ, 2012: 386).

Aynı bölümde 1968 yılında asistan olarak göreve başlayan sanatçı, Kral Schlamminger ve Helmut Hungerberg'in öğrencisi oldu. 1969'da Salzburg Yaz Akademisi'nde Prof. Emilio Vedova, 1970 yılında ise Federal Almam Hükümetince verilen "Alman Akademik Mübadele Bursu"nu kazanarak 1973'e kadar Münih Güzel Sanatlar Akademisinde Prof. Rudi Tröger ve Prof. Max Zimmerman ile çalıştı. 1973 yılında öğretim üyesi olduğu Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar

Fakültesi Resim Bölümü'ne 1985 yılında profesör olarak atandı.

1968 yılından günümüze kadar çok sayıda kişisel sergi açan Ergin İnan, 1979 yılında Galeri November Berlin'de, 1988 yılında Galeri Nev-İstanbul'da, 1995'te Yapı Kredi Bankası Kazım Taşkent Sanat Galerisi, 2001'de Galeri Artist- İstanbul'da, 2008 yılında ise Galeri Artist - Berlin'de kişisel sergilerini gerçekleştirdi. Kişisel sergilerinin yanında 1972 yılından beri karma sergilere de katıldı. Sanatçının yapıtlarının bulunduğu kalıcı koleksiyonlar arasında, Ankara ve İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Müzeleri, Dahlem Museum-Berlin, Haus der Kunst - Munich, Kunstverein - Frechen, Modern Art Museum - Cleveland, Bradford Museum, British Museum - Londra, Fredrikstad Modern Art Museum - Belçika müzeleri sayılabilir. Sanatçının eserleri Contemporary İstanbul 2008 kapsamında da

Casa Dell'Arte Galeri ortaklığında sergilenmiştir (“Sanal 15”, 2019).

Ergin İnan, 1974’te düzenlenen 35. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde Ergin’den Çiller’e adlı yağlıboya çalışmasıyla, 1975’teki 36. sergideyse Irmak Kıza adını taşıyan gene yağlı boya yapıtıyla başarı ödülleri kazandı. 1977’de Görsel Sanatçılar Derneği tarafından yılın grafik sanatçısı seçilen sanatçı aynı yıl düzenlenen İstanbul Sanat Bayramı nedeniyle, özgün baskı dalında başarı ödülü aldı. Ayrıca 1982 Uluslararası Kore Minyatür Baskı İki yılda bir Şergisi’nde ve Uluslararası Norveç Özgün Baskı İki yılda bir Sergisi’nde onur ödülleriyle değerlendirildi. Aynı tür ödüllerden bir başkasını 1980’de Almanya’da düzenlenen Uluslararası Grafik İki yılda bir Sergisi’nde elde etti. 1981’de 5. Uluslararası Cleveland Desen İki yılda bir Sergisi’nde dördüncülük, 1983’te gene aynı yarışmada O Kadın Figürü adlı özgün baskı çalışmasıyla, üç bin sanatçı arasında birincilik ödülünü kazandı Bu resim, ödül sonrasında, Cleveland County Museum’un ko- leksiyonuna da girmiştir. 1983’te Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar Ödülü’nü Mehmet Güler’le paylaşan Ergin İnan 1988’de ise II. Asya-Avrupa Sanat Bienali’nde Cumhurbaşkanlığı Atatürk Sanat Ödülü’nü aldı. Sanatçının yapıtları günümüzde müzeler ve özel koleksiyonların yanı sıra Ankara ve İstanbul Resim ve Heykel müzelerinde yer almaktadır (“Sanal 16”, 2019).

Ergin İnan’ın resim ve desenleri; Bizans ikonları, anonim Anadolu halk sanatçıları, Kuran elyazmaları ve 15. Yüzyılda yaşamış olan nakkaş Siyah Kalem’den etkiler taşır. Bu kaynaklardan yola çıkarak ürettiği eserlerinde tek ya da gruplaştırılmış insan figürlerini, böcekleri, yaprakları titiz bir ayrıntı işçiliği ile soyut, iki boyutlu yüzeyler üstünde betimlemiştir. Başlıca konularını oluşturan insan, doğa, varlık gibi kavramları büyük bir sevgi ve mistik bir anlayışla ele alıştır. Örneğin yapıtlarındaki böcek motifleri, böcek oluşlarının ötesinde tüm varlığı içeren birer simge görünümündedir. Yer yer çok ayrıntılı ilenmiş desenlerinde Osmanlıca ve Türkçe yazılara da yer vermiştir. Bu çalışmaları, mektup çağrışımı uyandıran resimler olarak nitelendirilir. Yapıtlarındaki bütün imgeler kendi aralarında birlik, aynılık izlenimini verir. Bu izlenim onun varlığı bir bütün olarak algılayıp anlatmak istemesinin sanatsal düzeydeki sonucudur (“Sanal 17”. 2019).

Fikret Mualla Saygı

1903’te İstanbul'da doğan Fikret Mualla Saygı Saint Joseph Fransız Okulu'nda ve daha sonra bir süre Galatasaray Lisesi'nde okudu. Mühendislik eğitimi almak üzere Almanya'ya gönderildi. Almanya'nın çeşitli kentlerinde dolaştı, İsviçre ve İtalya'ya gitti, buradaki müzeleri gezdi. Resim yeteneğinin farkına vararak kısa zamanda güçlü bir desen bilgisi edindi. Başarılı resimlemeler, moda çizimleri ve gravürler yaptı, desenleri dönemin önemli Alman dergilerinde yayınlandı. Fikret Mualla, 1928'de alkol nedeniyle bir süre hastanede tedavi gördü. Daha sonra Almanya'dan Fransa'ya geçti, Paris'te Montparnasse ve Saint Germain gibi sanat çevrelerinde yaşadı. Orada, André Lhote'un atölyesinde çalışan Hale Asaf'la tanıştı. Paris'te sürekli resim yapan Fikret Mualla bir süre sonra maddi sorunlar nedeniyle Türkiye'ye döndü. Geçimini sağlamak amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı'na yaptığı başvuru üzerine 1934'te Ayvalık Ortaokulu’nda kısa bir süre resim öğretmenliği yaptı. İstanbul'da Lüküs Hayat, Deli Dolu, Saz Caz gibi operetler için kostümler çizdi. Nâzım Hikmet'in Varan 3 adlı şiir kitabını resimledi. İsmail Hakkı Baltacıoğlu'nun çıkardığı Yeni Adam dergisi için desenler hazırladı. Babasının ölümü üzerine eline geçen miras payı ile Paris'te yaşamını sürdürebileceğini düşünerek 1939'da Türkiye'den ayrıldı. 1939 yılında gerçekleşen Uluslararası New York Fuarı Türk Pavyonu için Abidin Dino'nun isteği üzerine “İstanbul” konulu otuz kadar tablo yaptı. 1938'de yayımlanan Ses dergisi için desenler çizdi. Bu dönemde yazılmış ve Ses'te yayımlanmış "Masal" ve "Üsera Karargâhı" adlı iki de öyküsü vardır.Fikret Mualla hayatının yirmi altı yılını Fransa'da yaşadı. Bir ara hastanede kaldığı süre zarfında, iki ay içinde kendisine resim yaptıran Dina Vierny'nin koruması altına girdi. Bu resimleriyle Kasım 1954'te Paris'te Dina Vierny Gallery'de ilk sergisini açtı. Daha sonra sanayici Lharmin'le bir anlaşma yaptı ve Seine Nehri'nin "sağ" yakasına taşındı. Resimlerinin sürekli müşterisi olan Madame Anglés'yle bu dönemde tanıştı. Fikret Mualla'yı bundan sonra koruması altına alan Madame Anglés, 1962'de felç geçirdiğinde hastaneye kaldırılarak bakım görmesini sağladı. Daha sonra sanatçıyı Nice şehrinde Reillane kasabasındaki evine yerleştirdi ve bütün giderlerini karşıladı. Fikret Mualla ömrünün sonuna dek felçten muzdarip kaldı. 20 Temmuz 1967'de de hayatını kaybetti. Ölümünden yedi yıl sonra 1974'te Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün ilgilenmesiyle kemikleri Türkiye'ye getirildi ve Karacaahmet

Mezarlığı'na gömüldü. 1976'da dostlarından, yakınlarından ve çeşitli koleksiyonlardan derlenen 118 resmi ile Ankara'da adına bir sergi düzenlendi. Yapıtlarının çoğu bugün özel koleksiyonlarda bulunmaktadır (“Sanal 18”, 2019).

Hayatının büyük bölümünü Fransa’da geçiren Fikret Mualla, yapmış olduğu resimlerin konularını kahveler, sirkler ve sokaklar gibi Paris yaşamının ayrıntılarından seçmiştir. Yaşamın gerçeklerini büyük bir içtenlikle renge ve biçime aktaran sanatçı içinde yaşadığı bohem çevrenin insanını resmine konu olarak almıştır. Resim onun için bir yaşama biçimi olmuştur. Daha çok guvaş tekniğine