• Sonuç bulunamadı

Görsel Kültür Tabanlı Öğretim Yönteminin Öğrencilerin Uygulama

5. TARTIŞMA

5.5. Görsel Kültür Tabanlı Öğretim Yönteminin Öğrencilerin Uygulama

Görsel kültür iletişimi, kitle kültürünü ve diğer görsel fenomenleri kavramlaştırmanın yeni bir yolu olmuştur. Yani Görsel kültür, gündelik yaşam, iletişim, etkileşim biçimleri sonucunda, bireyin görsel algı, estetik bilgi, yorum ve yargı becerisini de içine alan fenomenleri kapsar (Artut, 2009, s. 41). Bu bağlamda hazırlanan görsel kültür programı ile yapılan öğrenci sanatsal ürünlerinin de önemi artmıştır. Öğrencilerin anlamlı ürünler ortaya koyabilmelerinde araştırma ile benzer düşüncelerde araştırmalar yapılmıştır.

Görsel kültür çalışmalarında öğrencilerin konuya ilişkin eleştirel sorgulamalar yapmaları yanında, Duncum’ın (2003) belirttiği gibi, görsel kültür çalışmalarında öğrencilerin yalnızca eleştirel düşünmeye ve sorgulamalara değil, bu sorgulamaların ürünlerine nasıl yansıdığı ile de ilgilenilmiştir.

Görme, gündelik bir alışkanlık olma niteliğini kolay kolay yitiremez. Bakma işlemini görmeye, görme işleminin de değerlendirmeye dönüştürebilmek, sadece, bu işlemlerde bulunanların yaşantılarını, yaşamlarını değerlendirme olarak tanımlanamaz. Aynı zamanda, görüntülerinde bir anlam, bir değer kazanmasını, hatta onlardaki anlamın, değerin ortaya çıkmasını, bulunmasını, belki de keşfedilmesini sağlar. Görülenlerin bakan için ne anlama geldiğini, nasıl bir ileti amaçladığını; bir savı, bir bildiriyi taşıyıp taşımadığını saptayabilmek, sadece bakanın tutum ve davranışlarını değil, görülenin değerini de dolaysız olarak etkileyecektir (Erinç, 1995). Görsel kültür ile yapılan öğretim programlarının sonuçlarında, günlük, sıradan bir yaşamda bakma işlemini, fiziksel bir kaçınılmazlık, ya da bir tepki olma durumundan çıkarabilmek, onu görmeye dönüştürmek, görüleni önce detayları ile bir bütün olarak yakalamak, sonrada detaylardan arındırmak esas varlık nedenini yakalayabilmek, yaşamı anlamlı hale getirebileceği gibi seçici olmayı da olanaklı kılacaktır.

Tavin ve Anderson’un (2003) görsel kültür çalışmaları ile öğrencilere afiş çalışmaları yaptırdıkları ve öyküler yazdırdıkları araştırmanın “çoğu öğrenci ürünlerinin, görsel olarak göz alıcı iken, içerik ve yazılı anlatımlarının çok daha zengin ve duygusal anlamlar taşıdığı” söylemişlerdir. Araştırmada da benzer verilere ulaşılmış öğrencilerin yazılı anlatımlarında daha zengin verilere ulaşılmıştır.

Görsel kültür elemanı olarak yapıları çalışmalar yeniden üreterek onların devamını sağlamasına yardımcı olduğu gibi toplumsal düzeni eleştirerek onu değiştirmeye de çalışmaktadır. Böylece toplumsal süreçlerin dönüşümüne etki ederek insanlık tarihinin felsefi, politik, sosyolojik ve ekonomik evrimine zaman içerisinde katkı sağlamışlardır.

Öğrencilerin sanat çalışmalarında zihinsel süreçlerini işe koşmaları ve yaratıcı düşünme becerilerini geliştirmeleri için, sanat eğitiminde görsel kültür çalışmalarının bütüncül bir anlayışla temel oluşturmasını sağlamıştır. Araştırmanın her etkinliğinde öğrencilerin derse ve uygulamalara etkin bir biçimde katıldıkları görülmüştür uygulamada, öğrenciler konuların oluşturulmasında belirleyici rol almışlardır.

Ayrıca araştırmanın bu bulgusu, Tavin’in (2003) “sanat eğitiminin görsel kültürün eleştirisi, yorumlanması ve analizi üzerine odaklandığında; öğrencilerin kendi imajlarını oluşturabildikleri, kendi yaşamları ve konular arasında ilintiler kurabildikleri ve ayrıntılar üzerine daha fazla odaklanabildikleri” bulgusu ile örtüşmektedir. Öğrencilerin etkinlikler sırasında geliştirdikleri farklı yaklaşımların, öğrencilerin sınıf konuşmalarının verdiği düşünme süreçlerinin çeşitlenmesi ile oluştuğu söylenebilir. Öğrenciler, her yeni gelen düşünceden sonra hem şaşırmış hem de eğlenmişlerdir.

Araştırmada, öğrencilerin görsel kültür çalışmalarına ilişkin düşünceleri sorulmuştur. Öğrenciler, görsel kültür çalışmaları ile işlenen görsel sanatlar dersini daha önce işledikleri görsel sanatlar dersinden farklı olduğunu belirtmişlerdir. Daha önce Görsel Sanatlar Dersinde hep serbest resim yaptıklarını söylemişlerdir. Bu durum, Darts’ın (2004) “görsel kültür ve sanat arasında güçlü bir ilişkinin olduğu, sanat çalışmalarının görsel kültürün kullanımıyla daha anlaşılır duruma geldiği” bulgusuyla örtüşmektedir.

Sonuç olarak, tüketim ideolojisi bağlamında kitle iletişim araçlarının etkinliği ile kitlelere yapay zevkler – mutluluklar veren ve bunları üreten gerçek yaşamın olumsuz yanlarından sıyrılan, gündelik yaşamın kültürüdür (Oktay, 1993). Görsel Sanatlar Dersinde uygulanan görsel kültür çalışmalarında öğrencilerin ilk etkinlikten son etkinliğe kadar geçen süreçte sınıf tartışmalarına katılımlarında, kendilerini ifade etme ve eleştirel düşünme becerilerinde, ön bilgilerini işe koşmada, olayları sorgulama ve

kendi düşüncelerini savunmada giderek daha istekli ve cesur oldukları görülmüştür. Öğrenciler, etkinlikler süresince konuya ilişkin düşüncelerini daha düzenli bir biçimde ele almaya başlamışlar, konuları daha derinlemesine irdeleyen ve sorgulayıcı bir tutum sergilemişlerdir. Bu durumda, araştırma sürecinde Görsel Sanatlar dersinde uygulanan görsel kültür çalışmaları, öğrencilerin görsellere ilişkin anlamları sorgulamalarına ve oluşturdukları ya da geliştirdikleri yeni anlamları sanat ürünlerine yansıtmalarına katkı sağlamıştır. Kendini ifade etme yollarından biri olarak sanat etkinliklerini kullanan öğrencilerin, konuya ilişkin bir duygu ve düşünce oluşmadan gerçekleştirdikleri sanat etkinliklerinin kuru bir anlatımdan öteye gitmeyeceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, Görsel Sanatlar Dersinde uygulanacak görsel kültür çalışmaları, öğrencilerin derste ele alınan konu ya da nesneye ilişkin bir duygu, düşünce ve anlamlar zinciri oluşturmalarına, bu düşünce zenginliğinin yaptıkları sanat ürünlerine yansımasına, çevrelerini kuşatan görsel dünyayı anlamalarına ve oluşturdukları anlamlarla çağın koşulları içinde kendilerine bir yer edinmelerine temel olabilecek bir çalışma alanı olarak görülebilir.

BÖLÜM VI