• Sonuç bulunamadı

Görünür spektrumdaki elektromanyetik dalgalar, göz merceği ile retinadaki alıcılar üzerinde odaklanır. IĢık burada bulunan duyarlı pigmantlerde çözülmeye yol açar. Pigmentlerdeki çözülme sinir akımını baĢlatacak olan potansiyeli ortaya çıkarır. Sinir akımı, görme sinirleri boyunca ilerleyerek gözden çıkar ve anlamlandırılacağı yer olan beyne iletilir ( Morgan,1999).

Görsel imge cisimlerden yansıyan fotonların (ıĢığın temel birimi), gözdeki retina doku tabakasındaki izdüĢümüdür. Retinadaki görsel imge özelliklerinin beynin farklı bölümlerinde analiz ve sentez edilmesiyle görsel algı gerçekleĢir (Bulduk, 2014).

23

Duyu organları ya da bir uyaran nedeniyle oluĢan duyular beyinde yorumlanır. Algı bu yorumlamanın sonucunda ortaya çıkar. Bu iĢlemde en etkin olan görme duyusudur. Algılama sürecinde bir nesne ve bir de öznenin varlığı söz konusudur. Görülen nesne, dıĢ çizgileri, kitlesi ve rengi ile göz merceklerinden geçerek beyin tarafından bir imge olarak kaydedilir. Ancak nesnelerin görünümlerinin dıĢındaki özellikleri, yaĢantıya dayanılarak öğrenilir. Belleğe dayalı olarak elde edilen ön yaĢantılar, gözlem ve eleĢtirel değerlendirmeler, biliĢ öncesi düĢünme Ģeklinde açıklanabilir (Morgan, 1999).

Görsel algılama sadece iyi görme yeteneği değildir. Bir görsel uyarıcının yorumu gözde değil beyinde olur (Reinartz ve Reinartz,1975). Görme olayında, istem, dikkat ve farkındalık gerekir. Görsel deneyim ile kazanılan görsel yaĢantı, görme ve farkındalık ile iliĢkilendirilir (Orhon, 2003).

Görsel algı doğumdan itibaren hızla geliĢir. Altı aylık olduğunda bebeğin görsel kapasitesi yetiĢkininkiyle benzerdir. DoğuĢtan ve çevresel etkenlerin görsel algı üzerinde etkileĢimi söz konusu olsa da görsel deneyim, geliĢim için esastır ve fizyolojik yapıların iĢleyiĢi ile ilgili görsel bilgiyi kullanma yeteneği zamanla artar. Kritik dönemler sırasında temel algı deneyimleri olmadığında algı yeteneği daima sınırlı kalabilir (Arkonaç, 2005).Görsel algılama yetenekleri yoluyla çocuklar, çevreden aldıkları duyumlarla zihinsel yapılar oluĢturup, her yeni uyaranla zihinde değiĢen yapıları yeniden düzenlerler (Koç, 2002). Görsel algı, bireyin davranıĢlarında diğer duyu organlarına oranla daha büyük bir etkiye sahiptir (Teker, 2002).Görsel algı kavramı görsel uyaranları tanıma, ayırt etme ve daha önceki deneyiĢlerle iliĢkili olarak yorumlama yeteneği anlamına gelir. Görsel algı sadece iyi görme yeteneği değildir. Örneğin, dört çizgiden meydana gelmiĢ Ģekil gördüğünde duyu izlenimini gözler alınır ancak onun bir kare olduğunu tanıma düĢünme iĢlemidir. Görsel algılama hemen her davranıĢta vardır. Görsel algılamadaki yetenekleri sayesinde çocuklar okumayı, yazmayı, aritmetik yapmayı ve okuldaki baĢarıları için gerekli olan tüm diğer becerileri öğrenirler (Doğan, 1989).

2.4.1.Frostig Görsel Algılama Alanları

Görsel algıdaki farklılıklar üzerine çalıĢan ve ilk dikkat çeken kiĢi Frostig‟dir. Görsel algılama sınıflandırmaları incelendiğinde Frostig, Chalfat ve Schefellin tarafından yapılan sınıflandırmalar olduğu görülmektedir. Chalfat ve Schefellin görsel algının bileĢenlerini

24

görsel ayrımlaĢtırma, sekil-zemin algısı, görsel bütünleĢtirme ve objeyi tanıma olarak tanımlamıĢtır (Duru, 2008).

Görsel algılama ve ayırt etme konusunda önder olarak nitelendirilebilecek Frostig görsel algı bozukluklarının tanısında yardımcı olacak "Frostig Görsel Algı Testi"ni ve bu test sonucu gecikme olduğu tespit edilen alanlardaki geliĢimi destekleyecek Frostig Görsel Algı Eğitimi Programı‟nı geliĢtirmiĢtir (Reinartz ve Reinartz, 1975).

Frostig Görsel algılama alanlarını beĢ grupta incelemiĢtir. Bunlar:

 Göz- motor koordinasyonu (GMK)

 ġekil zemin ayrımı (ġZA)

 ġekil sabitliği (ġS)

 Mekan ile konumun algılanması (MKA)

 Mekan iliĢkilerinin algılanmasıdır.(MĠA)

2.4.1.1.Göz-Motor Koordinasyonu

Frostig‟e göre göz motor koordinasyonu görme duyusu ile uyarıcıları algılama, ayırt etme, daha önceden öğrendiklerini hatırlama, tanıma ve bedenin gerekli kısımlarının hareketiyle uyarıcıya tepki gösterme yeteneğidir. Göz motor geliĢimi, çocuğun resim yapma, yazı yazma, oyun, denge hareketlerini, sosyal ve kiĢisel geliĢimini etkileyen bir geliĢim alanıdır (Etker, 1977). Göz-motor koordinasyonu,(GMK) görme duyusu ile dıĢarıdan gelen uyarıcıları algılama, ayırt etme, önceki deneyimleri hatırlama ve tanıma, bedenin gerekli kısımlarını hareket ettirerek uyarıcıya tepki verme yeteneğidir. Göz-motor geliĢimi çocukta resim yapmayı, yazı yazmayı, elle yapılan etkinlikleri, oyun ve denge hareketlerini etkileyen geliĢim alanıdır(Mangır ve Aral, 1990).

2.4.1.2.Şekil Zemin Ayrımı

Ġnsan beyni, gelen uyaranlar arasından, dikkatin merkezini oluĢturan uyaranı seçebilecek Ģekilde düzenlenmiĢtir. Bu seçilmiĢ uyaranlar, algılama alanındaki Ģekli oluĢtururken, net olarak algılanmayanlar ise zemini oluĢturur. ġekil-zemin ayırımı; bir nesnenin ya da Ģeklin zeminden ayrılmasıdır. Ġnsanın algılama sistemi Ģekil ile zemin arasında ayrım yapar. ġekil

25

ön planda dikkatin odaklaĢtığı Ģeydir. Zemin ise geri planda kalır, algı alanına girmez. ġekil ve zemin bazı durumlarda birbirinin yerine geçebilir (Senemoğlu, 2000).

Ġnsan beyni gelen uyarılardan bizim dikkatimizin merkezi olacak bir kısım uyaranı seçecek Ģekilde düzenlenmiĢtir. Bu seçilmiĢ uyaranlar bizim algılama alanımızda Ģekil oluĢtururken, diğerleri net olarak algılanmayan zemini oluĢturur (Reinartz ve Reinartz, 1975).

2.4.1.3.Şekil Sabitliği

Bir nesnenin sabit olarak algılanmasına büyüklük, renk ve açıklık sabitliği etki eder. Büyüklük sabitliği; nesnenin gerçek büyüklüğünü değiĢtiren faktörlerden bağımsız olarak algılanması, açıklık sabitliği; yansıttığı ıĢık tutarından bağımsız olarak nesnenin açıklığının tanınması, renk sabitliği ise renklerin zeminden bağımsız olarak ayırt edilmesi olarak tanımlanabilir. Fiziksel uyarımdaki farklılıklara rağmen, nesnelerin görüntüleri algı düzeyinde değiĢmez kalır. Bu tür istikrarlılığa algısal değiĢmezlik, ya da algılama sabitliği adı verilir (Reinartz ve Reinartz, 1975).

2.4.1.4. Mekan İle Konumun Algılanması

Nesnelerin uzayda birbirine göre olan konumlarının iliĢkilerini içerir. Nesnelerin birbirlerine olan uzaklıklarının açılarının fark edilmesidir. Çocuklar ilk olarak kendilerinin içinde bulundukları konumlarını fark eder, daha sonra yakın çevrelerindeki nesnelerle kendileri arasındaki iliĢkileri, uzaklıklar ve boyutları görsel algılama yoluyla değerlendirmeyi öğrenir (Dönmez, 1993).

2.4.1.5.Mekan İlişkilerinin Algılanması

Mekan iliĢkilerinin algılanması iki ya da daha fazla nesnenin kendisiyle ve birbirleriyle olan iliĢkilerini algılama yeteneği olarak tanımlanır. Mekan iliĢkilerinin algılanması, mekanla konumun algılanmasından sonra geliĢir. Mekan iliĢkilerinin algılanması Ģekil zemin ayırımını içerir. Ġpe boncuk dizebilen bir çocuk, hem boncuğun ve ipin konumunun kendileri ile hem de birbirleriyle olan iliĢkisini algılayabilir. Çocuklar ilk olarak kendilerinin içinde bulundukları yerdeki konumlarını fark ederler. Daha sonra yakın çevrelerindeki nesnelerle kendileri arasındaki iliĢkileri, uzaklıkları ve boyutları görsel algılama yoluyla değerlendirmeyi öğrenirler (Senemoğlu, 2000).

26

Benzer Belgeler