• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

4.2. Göç İle İlgili Değişkenler

Bu başlık altında katılımcıların göç ettikleri tarih, nereden göç ettikleri, göç sebepleri, Konya’yı tercih etmelerindeki temel saikler gibi genel olarak göçe ilişkin sorular ile yaşadıkları güçlükler, ilk olarak çalıştıkları sektör ve bu sektördeki pozisyonları, halen aynı yerde çalışıp çalışmadıkları, mevcut sektörleri ve pozisyonları, kaç iş değiştirdikleri, barınma sorununu nasıl çözdükleri gibi katılımcıların kente tutunmalarındaki temel belirleyiciler ele alınmıştır.

Tablo 4. 16 Konya’ya Hangi Tarihte Gelindiği

Sayı Yüzde 1950 öncesi 40 5,2 1951 – 1980 136 17,8 1981 – 1990 158 20,7 1991 – 2000 154 20,2 2001 – 2005 116 15,2 2006 – 2010 160 20,9 TOPLAM 764 100,0

Göçe ilişkin en temel göstergelerinden biri de kentte kalış süresi ya da kente geliş tarihidir. 1950’lerde başlayan kırdan kente gerçekleşen göç, 1980’lerde nitelik değiştirmeye başlamış ve daha önceleri kırdan kente gerçekleşen göçün yerini (küçük) kentten (büyük) kente göç almıştır. Kırdan kente göçlerin daha fazla olduğu şeklinde bir görüş hakim olmasına rağmen, 1980-2000 dönemindeki göçlerin yarıdan fazlasının kentten kente göç şeklinde gerçekleşmesi de bu savımızı destekler niteliktedir. Ancak bu durum Konya için farklılık arz etmektedir. TUİK rakamlarına göre Konya, il genelinde (1995-2000 dönemi hariç) göç alan değil göç veren il konumunda olmasına karşın kent merkezine gerçekleşen göç, dönemsel olarak

istikrarlı bir artış göstermiştir. Nitekim 1990’lı yıllara kadar kent merkezine gerçekleşen göçün neredeyse tamamına yakınını il içi göçler oluşturmaktadır. Buna göre 1950 öncesi kente göçenlerin %87,5’inin, 1951-1980 arası göç edenlerin %79,9’unu, 1981-1990 arası göç edenlerin ise %70,9’unun il içi göçlerden oluştuğu görülmektedir (Bkz. Ek-1, Tablo 6). Araştırmanın mülakat kısmında yapılan görüşmelerde de benzer sonuçlara ulaşılmıştır. Hadim, Bozkır, Taşkent, Ermenek, Güneysınır, Derebucak, Derbent gibi dağlık bölgelerde ikamet eden ve nüfusun artmasına paralel olarak, zaten sınırlı olan arazinin parçalanması sonucu geçimini sağlamakta güçlük çeken bireylerin daha ziyade 1985 öncesi Konya’ya göç ettikleri görülmüştür. Buna karşın Akşehir, Ereğli, Çumra, Karapınar, Altınekin, Sarayönü, Kadınhanı, Ilgın, Cihanbeyli, Kulu gibi düzlük-ova bölgelerde ikamet edenlerin geniş arazilerin sağladığı imkanlara bağlı olarak ilçe ve köylerinde kalış sürelerinin dağlık bölgelerden fazla olduğu tespit edilmiş ve daha ziyade 1995 öncesi göç ettikleri görülmüştür.

1991-2000 yılları arasında yaşanan kırılmanın ardından 2005-2010 yılları arasında başka bir ilden göç edenler %60 iken Konya’nın ilçe ve köyünden göç edenler göçün %40’ını oluşturmuştur (Bkz. Ek-1, Tablo 6). Konuya ilişkin yapılan tek yönlü varyans analizinde de anlamlı bir farklılaşma tespit edilmiştir (F=16,202, p=,000) (Bkz. Ek-1, Tablo 7). Yine aynı şekilde doğum yeri ile kente geliş tarihi değişkeni arasında yukarıdaki iki tabloyu da destekler nitelikte anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir (F=13,360, p=,000) (Bkz. Ek-1, Tablo 8). Söz konusu anlamlı farklılaşma kendini Konyalı görme konusunda da belirgin bir netlik kazanmış ve 2006-2010 tarihleri arasında göç edenler (kendini Konyalı görme noktasında) 2000 öncesi tüm dönemlerle farklılaşmıştır (F=10,764, p=,000) (Bkz. Ek-1, Tablo 9).

Tablo 4. 17 Konya Merkeze Nereden Gelindiği

Sayı Yüzde Konya’nın ilçesinden 249 32,6 Konya’nın köyünden 217 28,4 Başka bir ilden 296 38,7

TOPLAM 762 99,7

Cevapsız 2 ,3

TOPLAM 764 100,0

1927-2010 yılları arasında Konya ilinin nüfusu sürekli artış göstermiştir. Konya ilinde 1990 yılına kadar köy nüfusu şehir nüfusundan daha fazla iken, 1990 yılından itibaren şehir nüfusu köy nüfusundan fazla olmuştur. (1995-2000 dönemi hariç) Konya ili için net göç hızı her geçen yıl daha da düşmektedir. Nitekim 2007- 2008 dönemi net göç hızı ile 2008-2009 dönemi net göç hızı arasında %50 civarında bir düşüş gözlenmektedir. Bu durum Konya’nın sosyo-ekonomik göstergelerinin yükselmesi ile doğru orantılıdır. Bu bağlamda Konya, kentten kente göçün arttığı bir il durumundadır. Her geçen gün artan ticareti, gelişen sanayisi ile ekonomik göstergeleri yükselen, istihdam olanaklarını artıran, eğitim ve sağlık alanındaki imkanlarının yanı sıra huzurlu, güvenli, yaşamak için ideal bir kent olan Konya gerek ilçe ve köylerinden gerekse il dışından göç almaya devam etmektedir. İl dışından göçler ağırlıklı olarak tayin ve atama ile il içi göçler ise iş bulma amaçlı gerçekleşmektedir. Bu anlamda il içi göçler daha ziyade 1950-1990 il dışı göçler ise 2000 sonrası (Ek-1, Tablo 6) gerçekleşmiştir. Bilindiği üzere kentte kalış süresi kente aidiyet konusundaki temel belirleyicilerden biridir. Bu anlamda Konya merkeze nereden gelindiği ile Konya’yı Olumlama faktörü arasında yapılan tek yönlü varyans analizinde anlamlı bir farklılaşma tespit edilmiştir (F=31,112, p=,000) (Bkz. Ek-1, Tablo 10). Benzer şekilde, Konya merkeze nereden gelindiği ile kendini Konyalı görmeye ilişkin yapılan T testinde il içinden göç edenlerle il dışından göç edenler arasında da anlamlı bir farklılaşma görülmüştür (t=3,454, sd=760, p=,001) (Bkz. Ek- 1, Tablo 11).

Tablo 4. 18 Hangi Sebeple Göç Edildiği

Göç Sebebi Sayı Yüzde Göç Sebebi Sayı Yüzde İş için 310 40,6 Ticaret 17 2,2 Tayin -atama 136 17,8 Evlilik 58 7,6 Hane halkı

fertlerine bağlı 99 13,0 Sükûnet ve huzur 13 1,7

Eğitim 81 10,6 Diğer 50 6,5

TOPLAM 764 100,0

Gerek göç kuramları gerekse göçe ilişkin bugüne kadar yapılmış çalışmalarda dile getirilen en önemli unsur istihdam yani iş bulmadır. 1960-1980 yılları Türkiye’de önemli toplumsal ve ekonomik değişimleri beraberinde getirmiş, 1980 sonrası tüm dünyanın kapılarını açtığı küreselleşme, Türkiye’de de özellikle ekonomi politikalarındaki değişimle yeni bir süreç başlatmış, tarım tekniklerinin gelişmesi, parçalanan tarımsal alanlar, erozyon, arazi kamulaştırma çalışmaları, tarımın makineleşmesi sonucu kırda oluşan emek fazlası, sanayileşme, imalat sektörünün gelişmesi, ulaşım imkanlarının artması vb. sebepler kırdan kente göçü tetiklemiştir. Kentlerdeki istihdam fırsatı göçü pozitif etkilemekte bireyler öncelikle kentteki formel sektörlerde, bu sektörlerde iş bulamayanlar ise enformel sektörlerde iş bulmayı hedeflemektedirler. Bu bağlamda katılımcılar içinde Konya’ya iş bulmak için göç edenlerin %22,3’ü 1950-1980, %22,6’sı 1980-1990 yılları arasında göç etmiş iken tayin-atama ile gelenlerin %43,4’ü 2000 yılından sonra göç etmiştir (Bkz. Ek-1, Tablo 12). İnsanlar daha iyi şartlarda yaşamak ve başta eğitim-sağlık olmak üzere daha fazla imkan ve standartlara sahip yerleşimlere doğru meyletmiştir. Nitekim Konya’ya iş için göç edenlerin %59’u buradaki kazanç ve ihtiyaçları ile geldikleri yerdeki kazanç ve ihtiyaçlarını karşılaştırdıklarında buradaki durumlarının daha iyi olduğunu beyan etmişlerdir (Bkz. Ek-1, Tablo 13). İş için göç edenlerin %72,9’u il içi göçle kente gelirken il dışından gelenlerin ağırlıklı göç sebebi (%61,8 ile) tayin ve atamadır (Bkz. Ek-1, Tablo 14). Erkeklerin %71,1’i iş için göç ederken kadınların ağırlıklı göç sebebi %70,7 ile evlilik olmuştur (Bkz. Ek-1, Tablo 15). Burada unutulmaması gereken bir diğer husus, başta DİE ve TUİK olmak üzere göç sebebine ilişkin verilerde en yüksek oranın hane halkı fertlerine bağlı göç olmasıdır. Tablo 4.18 ile çelişir görünen bu oranın temel sebebi, araştırmamızda kente tutunma

serüveninin incelenmesi sebebiyle erkek katılımcıların çoğunlukta olması (%64,3) ve araştırmada 18 yaş altına yer verilmemesidir. Bilindiği üzere göç nedenleri açısından hane halkına bağlı göç, çoğunlukla kadınlara özgü bir göç nedenidir. Burada kadının birey olarak bağımsız bir göç kararından ziyade, aile içindeki konumuna (eş, anne, kız çocuk) bağlı olarak yeni bir mekana taşınması söz konusudur. Aynı bağlamda yine ağırlıklı olarak kadınlara özgü başka bir göç nedeni olan evliliğe bağlı göçü de bu çerçevede ele almak mümkündür.

Tablo 4. 19 Konya’yı Tercih Sebebi

Sayı Yüzde İş imkanları fazla olduğu için 237 31,0 Memlekete yakın olduğu için 135 17,7 Akrabalarım ve hemşerilerim olduğu

için 112 14,7

Güvenli ve huzurlu bir kent olduğu

için 58 7,6

Deprem kuşağında olmadığı için 7 ,9

Eğitim ve sağlık hizmetleri iyi olduğu

için 106 13,9

Muhafazakar bir kent olduğu için 18 2,4

Tayinim buraya çıktığı için 91 11,9

TOPLAM 764 100,0

Konya, gelişen sanayisi, artan hizmetler sektörü potansiyeli ve Türkiye’nin tahıl ambarı olma konumu ile ülke içinde önemli bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Konya iline yönelik göç hareketlerini sadece ekonomik faktörlerle açıklamak yeterli değildir. Konya aynı zamanda eğitim ve sağlık imkanları açısından gelişmiş, düzenli, huzurlu ve güvenli bir şehir olması nedeniyle ve ülkemizin önemli bir kesiminin deprem kuşağı üzerinde olması ve Konya’nın herhangi bir fay hattı üzerinde olmaması gibi nedenlerle de göç almaktadır. Tablo 4.19’dan da görüleceği üzere katılımcıların büyük çoğunluğu (%31) iş imkanları fazla olduğu, %17,7’si memlekete yakın olduğu için Konya’yı tercih ederken bunu akrabalık-hemşerilik bağları (%14,7) ile eğitim ve sağlık hizmetleri (%13,9) takip etmektedir. Konya’yı iş

imkanları fazla olduğu için tercih edenlerin %82,1’i, memlekete yakın olduğu için tercih edenlerin %61,5’i, akraba ve hemşerileri burada olduğu için tercih edenlerin %49,1’i, eğitim ve sağlık hizmetleri gelişmiş olduğu için tercih edenlerin %57,5’i il içinden göç etmiştir. Buna karşın tayin-atama sebebiyle gelenlerin 63,7’i, iş imkanları fazla olduğu için tercih edenlerin %17,9’u, memlekete yakın olduğu tercih edenlerin %35,5’i, akraba ve hemşerileri burada olduğu için tercih edenlerin %50,9’u, eğitim ve sağlık hizmetleri gelişmiş olduğu için tercih edenlerin %42,5’i il dışından Konya’ya göç etmiştir (Bkz. Ek-1, Tablo 16). Gerek erkekler (%36) gerekse kadınlar (%22) arasında iş imkanlarının fazla oluşu göç için Konya’nın tercih edilmesinde en önemli etkendir (Bkz. Ek-1, Tablo 17).

Tablo 4. 20 İlk Olarak Hangi İle Yerleşildiği

Sayı Yüzde İlk olarak Konya’ya yerleştim 625 81,8

İlk önce başka bir ile sonra Konya’ya

yerleştim 139 18,2

TOPLAM 764 100,0

Tablo 4.20’deki dağılıma bakıldığında ilk olarak Konya’ya yerleşenlerin oranının %81,1 ile oldukça yüksek bir orana sahip olduğu görülmektedir. Bu oranın ortaya çıkmasında en büyük etken il içi göçlerdir. Bu savımızı araştırmamızda il içi göç eden katılımcıların oranı da (%61) desteklemektedir. Özellikle 2000 öncesi Konya’ya gerçekleşen göçün büyük bölümünü il içi göçler oluşturmaktadır (Bkz. Ek- 1, Tablo 6). Bu durum, Konya’nın TUİK rakamlarına göre (1995-2000 dönemi hariç) göç veren iller arasında yer almasına karşın il merkezindeki sürekli nüfus artışını da net bir biçimde açıklamaktadır. Nitekim Konya’ya Hangi Tarihte Gelindiği ile İlk Olarak Hangi İle Yerleşildiği arasında yapılan T testinde ilk olarak Konya’ya yerleşenler ile önce başka bir ile sonra Konya’ya yerleşenler arasında anlamlı bir farklılaşma tespit edilmiş, ilk olarak Konya’ya yerleşenlerin 2000 öncesi, önce başka bir ile sonra Konya’ya yerleşenlerin 2000 sonrası kente geldiği görülmüştür (t=- 4,941, sd=762, p=,000). (Bkz. Ek-1, Tablo 18).

Tablo 4. 21 Göç Etmeden Önce Konya’ya Gelindi ise Hangi Amaçla Gelindiği

Sayı Yüzde Daha önce gelmedim 176 23,0 Eğitim amaçlı 76 9,9 İş amaçlı 96 12,6 Spor amaçlı 12 1,6

Gezi- Ziyaret amaçlı 329 43,1

Askerlik vazifesi için 5 ,7

Sağlık amaçlı 50 6,5

Aslen Konyalıyım 20 2,6

TOPLAM 764 100,0

Tablo 4.21’e bakıldığında Konya’ya göç etmeden önce kente gelenlerin büyük çoğunluğunun (%43,1) gezi-ziyaret amaçlı geldiği görülmektedir. Neolitik döneme kadar uzanan tarihi birikimi, Hititlerden Osmanlı’ya uzanan dönemde birçok medeniyete ev sahipliği yapması, Selçuklu payitahtı olması, mesajı ve popülaritesi çağlar aşan Hz. Mevlana gibi bir ismi bünyesinde barındırması mevcut tablonun oluşmasındaki en büyük etkenlerdir. Yanı sıra Tablo 4.20’de de ifade edildiği üzere Konya’ya göç edenlerin büyük çoğunluğunu ili içi göçler oluşturmaktadır. Dolayısıyla gerek kentin tarihi ve kültürel mirası gerekse akraba ve hemşeri ziyaretleri göz önüne alındığında tablodaki oranlar daha anlamlı hale gelmektedir. Gezi-ziyaret amaçlı göç edenlerin %66’sını il içi göç edenler oluştururken daha önce Konya’ya gelmeyenlerin %61,5’nin başka bir ilden Konya’ya göç edenlerden oluşması da söz konusu savımızı destekler niteliktedir (Bkz. Ek-1, Tablo 19). Araştırmanın mülakat kısmında yapılan görüşmelerde de benzer sonuçlar ortaya çıkmış, Konya’ya yerleşmeden önce kente gelenlerden büyük çoğunluğunun gezi- ziyaret amaçlı geldiği görülmüştür. Başka bir ilden gelenlerin başta Hz. Mevlana olmak üzere daha ziyade kentin tarihi ve kültürel mekanlarını gezmek, il içinden gelenlerin ise öncelikli olarak akraba-hemşeri ziyareti için geldiği, ancak bu grubun büyük çoğunluğunun “hazır kente gelmişken” yine başta Hz. Mevlana olmak üzere kentin tarihi ve kültürel mekanlarına da uğrak verdiği tespit edilmiştir.

Tablo 4. 22 Konya’ya İlk Kimlerle Birlikte Göç Edildiği Sayı Yüzde Yalnız 204 26,7 Ailemle 433 56,7 Anne ve babamla 98 12,8 Akraba ve Hemşerilerimle 17 2,2 Diğer 12 1,6 TOPLAM 764 100,0

Göç sadece bireyi değil, bireyin ait olduğu ailesini ve yakın çevresini de etkileyen bir olgudur. Göçün en önemli sebeplerinden biri bireyin aile fertlerine daha iyi hayat standartları sunmak, başta eğitim ve sağlık olmak üzere kentin imkanlarından mümkün olan en üst düzeyde istifade etmesine dönüktür. Dolayısıyla kente göç edenler beraberlerinde aile fertlerini de götürmektedir. Nitekim 1995-2000 döneminde iller arası göç eden nüfusun göç etme nedenleri arasında, hane halkı fertlerinden birine bağımlı göç %25,67 ile en yüksek orana sahiptir.

Tablo 4.22’ye bakıldığında da göç edenlerin yarsından fazlasını (%56,7) ailesi ile göç edenler oluşturmaktadır. Bu orana anne babası ile gelenler de (yani yine ailesi ile gelen ama çoğunluğu bekar olanlar da) eklendiğinde bu oran %69,5 gibi oldukça yüksek bir yüzdeye ulaşmaktadır. Tabloda ikinci büyük çoğunluğu ise kente yalnız gelenler oluşturmaktadır. Bunda en büyük etkenlerden biri kente eğitim amacı ile (yalnız) gelip Konya’ya yerleşenler ve iş bulma amacı ile gelen (18-25 yaş arası) bekarlardır.

Tablo 4. 23 Karşılaşılan En Önemli Güçlük/Sıkıntı

Sayı Yüzde

İşsizlik 93 12,2

Hayat pahalılığı 72 9,4 Kente yabancılık 175 22,9 Barınma (ev) sorunu 98 12,8

Dil güçlüğü/İletişim 11 1,4 Etnik kökenim 7 ,9 Çevreyle anlaşmazlık 33 4,3 Güçlük yaşamadım 249 32,6 Diğer 26 3,4 TOPLAM 764 100,0

Göç, insan hayatını temelden etkileyen, mekansal ve toplumsal etkileri olan bir süreçtir. Yeni bir mekan, yeni bir ev-semt, yeni komşular, arkadaşlar, farklı bir kültür vb. birçok sosyo-ekonomik değişken her bir göçü biricik ve kendine özgü kılmaktadır. Bu anlamda göçmenlerin gittikleri bölgelerde karşılaştıkları uyum sorunları, göç eden kişinin konumunu ya da konumlarını anlamak açısından önemlidir. Bu bağlamda Tablo 4.23 incelendiğinde katılımcıların büyük çoğunluğunun (%32,6) herhangi bir güçlükle karşılaşmadıkları görülmüştür. Bu sonucun ortaya çıkmasında işsizlik sıkıntısı çekenlerin oldukça az olması önemli bir etkendir. Tablo 4.24’ten de görüleceği üzere Konya’ya göç ettiği tarihten bugüne iş bulamayanların oranı %0,4’tür. Nitekim kente tutunabilmenin, kentte hayatını idame ettirebilmenin en temel şartlarından biri, bir iş sahibi olmaktan geçmektedir. Burada önemli olan bir diğer husus da il içi göç edenlerin akraba ve hemşerilerinden yardım görmeleri, il dışından göç edenlerin ise daha ziyade tayin atama ile geldiklerinden iş hususunda bir sıkıntılarının bulunmaması, yanı sıra bu kesimin çoğunluğunun zaten kentten geldikleri için kent hayatına ve kurallarına yabancı olmamasıdır. Bununla birlikte karşılaşılan güçlük noktasında kente yabancılık ilk sırada yer alırken il dışında gelenlerde bu oran %30,1 iken il içinden gelenlerde %18’dir (Bkz. Ek-1, Tablo 20-A). Tabloda dikkati çeken bir diğer konu da karşılan güçlükler arasında en düşük orana sahip olan etnik kökene (%0,9) ilişkin husustur. Konya’nın bölgesel

gelişmişlik düzeylerine bağlı olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yer alan illerden göç almasına ve bu bölgelerin etnik kökenin farklı olmasına, batıdaki birçok büyükşehirde ciddi anlaşmazlıklara hatta çatışmalara rağmen Konya’da etnik kökene ilişkin neredeyse hiçbir sorunla karşılaşılmaması “barış ve hoşgörünün başkenti” olarak tanımlanan kentin, kimliği açısından da manidardır.

Tablo 4. 24 İş Bulma Sayı Yüzde Gelmeden bulmuştum 206 27,0 Hemen buldum 129 16,9 Bir ay içinde 35 4,6 Birkaç ay içinde 83 10,9

Bir yıl sonra 40 5,2

Birkaç yıl sonra 78 10,2

Hala bulamadım 3 ,4

İş aramadım 190 24,9

TOPLAM 764 100,0

Bilindiği üzere sadece ülkemizde değil dünyanın birçok bölgesinde ekonomik, sosyal ve siyasal nedenlerle ortaya çıkan göçü etkileyen unsurların başında gelir ve istihdam gelmektedir. Bu durum Türkiye’de işgücü ve istihdamın yapısını da belirlemiştir. Buna göre, ekonomik fırsatın, bölgeler arası göç modellerinde gösterilen hareket ettirici nedensel güçtür. Bu bağlamda istihdam fırsatı ve yüksek gelir, göç kararında temel etken olmaktadır. Dolayısıyla ekonomi politikaları ve yaşanan sosyo-ekonomik gelişmeler kırda istihdam sorunu yaşayan halkı kentlere doğru göçe zorlamıştır. Ancak iddia edilen göç modelleri ile Tablo 4.23 ve 4.24 birbiri ile uyumlu gözükmemektedir. Göç kuramlarının büyük çoğunluğunun ve ülkemizde yaşanan içgöçe ilişkin çalışmaların neredeyse tamamının temel iddiası özellikle kırdan kente ya da küçük kentten büyük kente göç edenlerin karşılaştıkları en temel problemin istihdam olduğu yönündedir. İş bulamayan dolayısıyla kente tutunmakta güçlük çeken, kent kültürünü içselleştiremeyen bireylerin sosyo- ekonomik uyum sorunları üzerine sayısız araştırma yapılmıştır. Bu bağlamda Tablo

4.24 Konya özelinde farklı analiz sunmaktadır. Tablodaki dağılıma bakıldığında kente gelmeden iş bulanlar ile hemen iş bulanlar katılımcıların %43,9’unu oluşturmaktadır. Bu rakama bir ay ve birkaç ay içinde iş bulanlarda eklendiğinde oran %59,4’e çıkmaktadır. İl içi göçlerde göç etmeden önce akraba ve hemşeriler aracılığıyla, il dışı göçlerde ise tayin-atama yoluyla iş bulma, söz konusu tablonun ortaya çıkmasında en büyük etkendir. Büyük çoğunluğunu kadınların oluşturduğu iş aramayanların oranı ise %24,9’dur. Büyük kentlerde uzmanlaşma ile birlikte erkeklere oranla (özellikle kırdan gelen ve bir uzmanlığı olmayan) kadınların iş gücü piyasalarına katılımlarının daha zor olduğu ve bu yüzden göç etmiş olan kadınların ‘ev hanımı’ rolünü eskisine oranla daha fazla benimsediği görülmektedir. Yanı sıra kente göç eden kadının işgücü pazarından çekilmek zorunda kalması, zira kadının kentte çalışmasının ev dışında gelir getiren bir işe girmesi anlamına gelmesi ve bunun eşleri, aileleri ya da mevcut kültür tarafından uygun görülmemesi hususu da unutulmaması gereken bir diğer etkendir (Kalaycıoğlu, 1997). Kadınların özellikle kırsal kesimde ücretiz aile işçisi olarak hanehalkı bütçesine katkı sağlamasına karşın kentte çoğunlukla "ev kadını" konumunda olmalarının en temel sebebi kentsel alanda çalışmak için gerekli olan beşeri sermayeye sahip olmamalarıdır.

Tablo 4. 25 İlk Olarak Çalışılan Sektör

Sayı Yüzde Tarım-Hayvancılık 40 5,2 İmalat sanayi 126 16,5 Kamu kurumu 161 21,1 Ticaret 99 13,0 Kişisel hizmetler 64 8,4 Ulaştırma ve haberleşme 14 1,8 Sağlık 38 5,0 Eğitim 64 8,4 Çalışmıyorum 158 20,7 TOPLAM 764 100,0

Türkiye’de de içgöçün başlamasına etki eden temel faktörleri nüfus artışı, tarım tekniklerinin gelişmesi, parçalanan tarımsal alanlar, erozyon, arazi kamulaştırma çalışmaları, kalkınma projeleri, imalat sektörünün gelişmesi, ulaştırmanın gelişmesi, terör ve deprem olarak sıralayabiliriz. Bu anlamda bölgeler ve dönemler arası farklılıklar arz etmekle birlikte, kentleşme sürecini tetikleyen faktörler genel olarak, kırsalın itici, göçü kolaylaştırıcı bir araç olarak iletici güçler ve kentin çekici güçleri olarak sıralayabiliriz (Keleş, 2004:47-52; Kartal, 1978:7-8).

Yanı sıra 1980’lerde liberal ekonomi politikalarının uygulanması, sanayi ve hizmet sektörlerinde önemli artışlara neden olurken tarım sektöründe bir düşüş yaratmış ve bu da köyden kente göç akışını hızlandırmıştır. Bununla birlikte ülkenin tahıl ambarı olarak tanımlanan Konya’da tarım sektörü kırda hala oldukça önemli bir yer işgal etmekte ve sahip olunan topraklar göç süresinin ve göç eden insan sayısının diğer bölgelere göre daha sınırlı olmasına imkan tanımaktadır. Bu anlamda Konya’ya gerçekleşen göç Türkiye’de içgöçe ilişkin yapılan analizlerden farklılaşmaktadır. Nitekim ülkemizde göç rakamlarının en yoğun olduğu 1950-1980 arasını içine alan 30 yıllık dönemde Konya’ya gerçekleşen il içi göç %23, başka bir ilden göç edenlerin oranı %9,1 iken bu oran 1981-1990 arası 10 yıllık dönemde il içi göç edenlerde %24, il dışı göç edelerde ise %15,5 olarak gerçekleşmiştir (Bkz. Ek-1, Tablo 6). 1990 sonrasında ise il içi göç düşüş gösterirken il dışı göç yoğun bir artışa sahne olmuştur. Ülkedeki içgöç süreci ile Konya özelinde gerçekleşen göç arasındaki farklılaşma işgücü piyasalarına da yansımıştır.

Ülkemizde içgöçe ilişkin yapılan çalışmaların neredeyse tamamında büyük kentlere gelen ilk göçmenlerin vasıfsız ve eğitimsiz olmaları sebebiyle marjinal ve enformel sektörlerde yoğunlaştığı iddiası vardır. Buna göre enformel sektörü besleyen göçenlerin varlığı, tüm sektörlere ucuz işgücü sağlamak, taklit üretim vb. yoluyla arz açığını kapamak, seyyar satıcılık, kapıdan kapıya satış yöntemiyle dağıtım olanakları sağlamak, iç talebin sürekli arttırılması gibi fonksiyonları görmüştür (İçduygu vd.,1998:234-235). Bu yorum da Konya özelinde farklılık arz etmektedir. Konya’nın coğrafi özelikleri (konut ve yatırım açısından), sanayisindeki gelişmeler, ve aldığı göç oranı marjinal sektörlerin gelişmesi ve sektör üzerinden

oluşabilecek soyo-ekonomik sorunların ortaya çıkmasına müsaade etmemiştir. Tablo 4.25, 4.9, 4.12 ve 4.13 birlikte değerlendirildiğinde söz konusu marjinal ve enformel sektörlerin yaygın olmadığı net olarak görülmektedir. Tam aksine formel sektörlerde çalışanların ağırlıkta olduğu bir göç süreci yaşanmıştır. Tablo 4.25’ten de görüleceği