• Sonuç bulunamadı

Fridtjof Nansen, 10 Ekim 1861 yılında Norveç‟in Oslo şehrinde doğmuştur. Anne adı Adelaide Jarlsberg, babasının adı ise Baldur Fridtjof Nansen‟dir. Oslo üniversitesinde Zooloji bölümünden mezun olmuştur. Bölümden mezun olduktan sonra çeşitli araştırmalar yapmak üzere Grönland‟a ve Kuzey Kutbu‟na gitmiştir.72

1921 yılında Milletler Cemiyeti, bir bilim adamı olarak gördüğü ve ayrıca kuzey kutup kâşifi, Norveçli Fridtjof Nansen‟i, Milletler Cemiyeti Sığınmacılar Yüksek Komiseri olarak görevlendirmiştir.73

Birinci Dünya Savaşı‟nı müteakiben SSCB‟de yapılan devrim sonrasında birçok insan mülteci durumuna düşmüştür. Savaşlar, devrimler ve iç savaşlar milyonlara varan insan kitlesini evlerinden etmiş ve mülteci durumuna düşen bu insanlar hem Avrupa‟ya hem de Asya topraklarına yayılmışlardı. Bu durum karşısından Nansen, tamamen mülteci durumuna odaklanıp, bu insanların sorumluluklarını üstlenmiştir. Nansen, ilk başta Rus devrimi yüzünden milyonlarca mülteciye hem nüfus cüzdanı, hem de pasaport alarak bu insanların hukuki statülerini belirlemek istemiştir.74

15 devletin kabul ettiği ve tarihte “Nansen Pasaportu” olarak anılan bu belge sayesinde mülteciler uluslararası yolculuk yapabilme imkânı kazanmışlardır.75

Bunun yanında Nansen, göçmenlerin hem çalışma imkânlarını güvence altına almış hem de memleketlerine dönebilmeleri için

70 F. Armaoğlu, a.g.e., s. 137.

71Hikmet Öksüz, “Atatürk Döneminde Balkan Politikası”, Türkler, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara,

2002, C. 16, s. 1143-1144. 72 https://www.biyografi.info/kisi/fridtjof-nansen (30.07.2019). 73 Ö. Sav, a.g.m., s.527. 74 E. Uzun, a.g.e., s. 63. 75 Ö. Sav., a.g.m., s. 527

29 çeşitli çalışmalar yapmıştır.76

Özellikle Nansen, mülteciler için giriştiği bu mücadelede oldukça sınırlı mali kaynaklar ile çözüm üretmeye çalışmıştır.77

1922‟deki Türk-Yunan savaşında Yunan ordusu bozguna uğrayıp Türk topraklarından çekilmek zorunda kalmıştır. Türk ordusu karşısında yenilgiye uğradıktan sonra Türkiye ve Yunanistan arasında nüfus sorunu ortaya çıkmıştır. Lozan barış görüşmeleri devam ederken Türkiye ile Yunanistan arasında Trakya sınırı, azınlıklar ve bunların yanında nüfus mübadelesi sorunu tartışılmaya başlanmıştır.

Dr. Nansen‟in, Milletler Cemiyeti içinde mültecilerle ilgili yapmış olduğu girişimler bu konuda uzman olduğunun göstergesidir78

Bu sebeple Lord Curzon, Nansen‟i Lozan Barış Konferansına davet etmiştir. Nansen, Türkiye ile Yunanistan arasındaki nüfus mübadelesi hakkında hazırladığı detaylı raporları ilgili devletlere sunmuştur. Ayrıca Konferans‟ta ise görüş ve önerilerini açıklamıştır.79

Nansen, dört büyük devletin İstanbul‟daki temsilcileriyle görüştükten sonra mübadele konusunda tüm devletlerin rızası olduğunu anlamıştır. İstanbul‟daki temsilcilerle yapılan görüşmede Nansen, mübadeleye karar verildiği takdirde barış antlaşması yapılmaksızın mübadelenin hemen gerçekleştirilmesinin önemini ilgili devletlere iletmiştir. Ayrıca barış antlaşmasını gerçekleştirmek için her iki hükümetle hemen görüşmelere başlanacağı dile getirilmiştir.80

İki hükümet temsilcileriyle de görüşen Nansen, Türk ve Yunan taraflarının mübadele için istekli olduğu kanısına varmıştır. Ayrıca Nansen‟e göre; “bir milyona yakın insanın yurtlarından ayrılmış başka memleketin ülkesine kaçmıştır. Bunlar Türkiye‟de kazanç getiren işleri bırakmışlar, Yunanistan‟da, kazanç sağlayacak herhangi bir işten yoksun kalmışlardır. Bu duruma hemen çözüm yolu bulunup uygulanmazsa, her iki memleket için ekonomik sonuçlarının felaketli olacağı

76

E Uzun, a.g.m., s. 63.

77 Emine Tutku Vardağlı, “Doğu-Batı Ekseninde Türk-Yunan Diplomasisi: Lozan Barış Görüşmeleri

ve Nansen-Venizelos Mektuplaşmaları”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2017, C. 17, S. 34, s. 102.

78

H. Cevahir Kayam, “Lozan Barış Antlaşmasına Göre Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi ve Konunun TBMM'de Görüşülmesi”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 1993, C. 9, S. 27, s. 586.

79 S. L. Meray, a.g.e., s. 118. 80 S. L. Meray, a.g.e., s. 118-119.

30

söylemek, aşırı konuşmuş sayılmayız. Azınlıkların çabuk ve etkili olarak mübadelesi, bu felaketi, alınabilecek herhangi bir başka tedbirden çok daha iyi önleyebilecektir.”81

Ayrıca Nansen, böyle bir mübadele yapılacaksa bunun bir an önce yapılması gerektiğini Lozan Barış Konferansı‟nda belirtmiştir.82

Dr. Nansen hemen devamında; “Nüfusun büyük ölçüde yer değiştirmesine yol açan şimdiki gibi büyük bir bunalımdan hemen sonra, bir mübadeleye girişmek, işler doğal akımına girdiği zaman yapılacak bir mübadeleden çok daha kolayca kabule yanaşacaklardır. Öte yandan, hemen yapılacak bir mübadele, ekonomik bakımdan da büyük bir önem taşımaktadır. Hem Türkiye hem de Yunanistan açısından, gelecek yaz bu iki ülkenin tarım ürünlerini elde etmeleri hayati bir sorun olarak belirtmektedir; başka bir deyimle, Türkiye için, verimli Trakya topraklarının, 1923 de

her zamanki ürününü vermesi ne kadar önemliyse, Yunanistan için de tarımcı göçmenlerin gelecek yazdan önce, kendi ürünleriyle kendilerini besleyebilmeleri öylesine önemlidir. Nüfus mübadelesi işinin, hiç olmazsa bunun bir kısmının, Şubat sonundan önce, başka bir deyimle, üç ay içinde gerçekleştirilmesi zorunludur.”83

diyerek, konferansta gözlemlediği ve vardığı sonuçları raporlayarak sunmuştur. Görüldüğü üzere Nansen hem siyasi engellere hem de ekonomik zorluklara rağmen hayatının son dönemlerini mülteci krizine çözüm arayarak geçirmiştir. Avrupa‟daki devrim sonrası birçok insan mağdur olup mülteci durumuna düşmüştür. Nansen, bu insanlarla ilgilenip pasaport çıkartarak milyonlarca mülteciyi, bu durumundan kurtarmaya çalışmıştır. Ayrıca tecrübelerinden yararlanmak isteyen liderler tarafından ona; Türkiye ve Yunanistan arasındaki mülteci krizine yardımcı olması için davet gönderilmiştir. Nansen bu davete katılmaktan memnuniyet duyacağını dile getirmiştir. Her iki hükümetle görüşmüş ve ayrıca mültecileri yerinde ziyaret ederek bunların durumlarını gözlemleyerek rapor haline getirmiştir. Raporladığı bilgileri Lozan Konferansında dile getirip kendi önerilerini sunmuştur. Nansen, milyonlara varan mübadillerin yeni bir hayata başlamaları için yapılan çalışmalarda öncü isimlerin başında yer almıştır.

81

S. L. Meray, a.g.e., s. 118-119.

82 S. L. Meray, a.g.e., s. 118-119. 83 S. L. Meray, a.g.e., s. 118-119.

31