• Sonuç bulunamadı

1.3 ABD’de Sinema Sansürünün Başlangıcı ve MPPDA’nın (Hays Bürosunun) İşle

1.4.1 Formül Yönetmeliğ

Caz Çağının kitap ve oyun yazarlarının özgürlüğünü kendi hareket alanına dahil etmek isteyen sinema sektörü dönemin sansasyonel kitap ve tiyatro oyunlarını da filmleştirmekten geri durmamıştır. Kitapların belirli bir satış sayısı ve tiyatro oyunlarının da sınırlı bir izleyici sayısı varken aynı ‘sınırlılık’ durumu sinema için geçerli değildir. Her yaştan ve her kesimden izleyici rahatlıkla bu filmlere ulaşabilmekte ve bu nedenle, MPPDA’ya göre, toplum ahlakı her zamankinden daha büyük bir tehditle karşı karşıya kalmaktadır. Bu nedenle MPPDA 1924 yılının 26 Şubat günü Formül (The Formula) adını verdiği bir yönetmelik çıkarır.

Formül’e göre toplumun ahlakını zedeleyen veya zedeleyebilecek, iyi beğeni

sınırlarının dışına çıkan veya çıkabilecek, uygunsuz bir içeriğe sahip veya filme uyarlandığında bu niteliklere sahip olabilecek kitap, tiyatro oyunu, öykü, vs.’nin sinopsisleri -yapım şirketleri tarafından daha filmleştirilmeden önce- yapım şirketlerinin okuma gruplarının aldığı notlarla birlikte MPPDA’ya gönderilecek ve burada değerlendirilecektir. Bu değerlendirmeye göre eserin sinema uyarlaması için uygun olup olmadığı belirlenecektir. Bununla birlikte MPPDA’nın Formül

102 Hunnings, a.g.e., s. 154. Ayrıntılı bilgi için bkz.EK-2

43

sorumluları da filmleştirilecek eserlerle ilgili önerilerini yapım şirketlerine iletebileceklerdir.

19 Haziran 1924 tarihinde güçlendirilerek yeniden tasdik edilen bu

Formül’ün sinema sektörü lehine iki handikabı bulunmaktadır. Bunlardan ilki, Formül’ün sadece uyarlamalar için geçerli olmasıdır. Hiçbir orijinal film senaryosu –

ne kadar ahlaksız ve müstehcen olursa olsun- Formül’e takılmayacaktır. Dönemin yazarlarının MPPDA’nın –diğer deyişle Hays’in- sınırlarını zorladığı aşikârdır.

Sinema endüstrisi yararına işleyen diğer handikap ise, Formül’ün bundan önceki diğer kendi kendini düzenleme kararı veya yönetmeliği ile aynı kaderi paylaşmasıdır, zira Formül’ün de hiçbir zorlayıcı yanı yoktur ve MPPDA film yapım şirketlerine Formül’e bağlı kalmaları doğrultusunda herhangi bir yaptırımsal güç uygulayamamaktadır.

Bir iyi niyet girişimi olmaktan öteye gidemeyen Formül’e ve Halkla İlişkiler Komitesine rağmen sansür yanlılarının lanetlediği filmler arka arkaya gelmeye devam etmiş ve bu nedenle de devlet ve eyalet sansürünü isteyenlerin sayısı azalmamıştır. Hatta “1925 yılında Connecticut Eyaleti tüm eğlence amaçlı filmlere

vergi koymuş ve vergi komisyoncusuna … film gösterimlerini yasaklama yetkisi vermiştir.”103 Diğer bir deyişle Formül de yaptırım gücünden yoksun olduğu için

kendi kendini düzenleme konusunda Amerikan sinema sektörü üzerinde güçsüz kalmıştır.

1922 yılında kurulan Halkla İlişkiler Komitesi resmi olarak MPPDA’ya bağlı değildir ama MPPDA tarafından hem işleyiş hem de finansal yönden desteklenmektedir. Önde gelen toplumsal örgütlerin katılımıyla oluşan ve bu örgütlerin resmi ya da resmi olmayan temsilcilerinin oluşturduğu Halkla İlişkiler Komitesi 1925 yılının Mart ayında MPPDA’nın resmi bir kolu haline gelirken komitenin ismi de Public Relations Department (Halkla İlişkiler Bölümü) olarak değiştirilir.

1922-1925 arasında Amerikan film endüstrisi ile baskı grupları ve tutucu örgütler arasındaki temel bağlantı olan Halkla İlişkiler Komitesinin yaşadığı bu değişimin birkaç nedeni vardır. Bunlardan biri Komitenin finansal desteğini sektörün

44

kendisinden almasıdır. Hatırlanacağı üzere benzer suçlamalar NBR için de dile getirilmiş ve kurulun işleyişi sekteye uğratılmıştır. Bu nedenle de hem baskı grupları ve toplumsal örgütler hem de bizatihi sinema endüstrisinin kendisi Ulusal Sansür Kurulunu ciddiye almamıştır. Benzer bir süreç Halkla İlişkiler Komitesi için de geçerlidir, zira Komitenin işleyişini sürdürdüğü iki yıl içinde filmlerin içeriğinde baskı gruplarını tatmin edecek değişimler gözlenmemiştir. Raymond Moley bu finansal ilişkinin doğal bir işleyiş biçimi olduğunu savunurken önemli bir ayrıntının altını çizmektedir. “[Halkla İlişkiler Komitesi] sadece kamu yararına çalışmamakta,

bununla birlikte endüstrinin bekası için de hizmet vermektedir.”104

Değişimin bir diğer önemli nedeni ise Komiteyi oluşturan toplumsal örgüt ve baskı grubu temsilcilerinden bazılarının bu oluşum içinde kalmayı reddetmeleridir. Bunun en temel nedeni filmlerin içeriğinin değişmemesi ve bu nedenle de halkın Halkla İlişkiler Komitesine inancının kalmamasıdır. Bunun dışında Komite ile Hays arasında yaşanan ve Hollywood skandallarından en ses getireninin faili ‘Fatty’ Arbuckle üzerinde şekillenen fikir ayrılığı da komiteden kopuşlara neden olmuştur. Hays, ‘Fatty’ skandalı sona erdiğinde ve oyuncu mahkeme jürisinin kararıyla aklandığında ünlü komedyenin yeniden beyaz perdede yer almasına olumlu yaklaşmıştır. Ancak Hays’in bu kararı tutucu örgütleri ve baskı gruplarını çileden çıkarmaya yetmiştir105.

Bu fikir ayrılığını takiben Halkla İlişkiler Komitesini oluşturan örgütlerden en prestijli olanlarından önce National Congress of Parents and Teachers (Ulusal Aile ve Öğretmenler Temsilciliği) ardından da General Federation of Women’s Clubs (Kadın Dernekleri Genel Federasyonu) Komiteden ayrıldıklarını açıklamışlardır. Yaşanan bu kopuşlar halkın gözünde Halkla İlişkiler Komitesinin endüstrinin kirli dünyasını aklayan bir kuruma dönüşmesine neden olmuştur.

Bu sıkıntıları aşmak adına MPPDA –Halkla İlişkiler Komitesinin aksine- doğrudan kendisine bağlı çalışan, kendi bünyesinde bir bölüm olarak işleyebilecek, yine saygın toplumsal örgüt ve baskı gruplarının temsilcilerinin oluşturduğu ve doğrudan söz hakkı olacağı yeni bir oluşum fikrini benimser. Bu atılımın sonucunda

104

y.a.g.e., s. 135.

105 Jowett, a.g.e., s. 175.

45

Public Relations Department (bundan sonra Halkla İlişkiler Bölümü olarak geçecektir) 1925 yılının Mart ayında çalışmaya başlar ve bu bölümün başına Albay Jason Joy getirilir.

Halkla İlişkiler Bölümü Will Hays’in ‘Açık Kapı’ politikasını uygulayacağı yapı olmuştur. Bu uygulamaya göre toplumsal örgütler ve/veya bireysel olarak kişiler filmler ve sektör hakkındaki şikayet, öneri ve görüşlerini doğrudan MPPDA’ya iletebileceklerdir. Burada altının tekrar çizilmesi gereken nokta ‘Açık Kapı’nın – Halkla İlişkiler Komitesi uygulamalarından farklı olarak- kamuya bireysel anlamda da açık olmasıdır.

Hays’in bu hamlesi kısa zamanda olumlu sonuçlar verir çünkü Halkla İlişkiler Bölümünün doğuşuyla birlikte toplumsal ve kültürel örgütlerle kurulan ilişki sayısı artmıştır. Hatta Halkla İlişkiler Komitesini terk eden önemli toplumsal örgütler de MPPDA’ya doğrudan bağlı olan Halkla İlişkiler Bölümü içinde tekrar yer almışlardır. Sinema endüstrisinin elinden çıkan filmler bu örgütlerce ön izlemeden geçirilmiş, varsa eleştiriler film yapımcılarına doğrudan iletilirken adı geçen örgütlere bağlı üyelere tavsiyelerde bulunulmuştur. Buna göre temsilcilere izleme listeleri dağıtılmış ve ön izleme sonucunda örgütün içinde sakıncalı içerik bulmadığı filmlerin izlenmesi, gişede kâr elde etmesi sağlanmıştır. Hays’in önemli bir atılımı olan ‘Açık Kapı’ politikası yine hem endüstrinin hem de toplumsal örgüt ve baskı gruplarının karşılıklı kazanç elde edebileceği bir hamle olmuştur.

Moley ‘Açık Kapı’ politikasını Hays’in yaptığı açıklamayla aktarır:

“Burada, Halkla İlişkiler Bölümünde endüstrinin Açık Kapısı bulunmaktadır. Halkımızı

bireysel olarak ya da [toplumsal] örgütler vasıtasıyla şikayetlerini, önerilerini, planlarını ve fikirlerini bize iletmeye davet ediyoruz. Sinemanın sorunlarını masaya yatıracağız… sinema endüstrisi bir sandalyede oturacak, karşısında ise ülkenin örgütlenmiş ahlak güçleri yer alacaktır. Birlikte sorunları çözmeye devam edeceğiz. Yapıcı önerileri bulunan herkes davetlidir. Kapımız her zaman açık olacaktır .”106

‘Açık Kapı’ politikası iyi niyetli bir girişim olsa da Hollywood oyuncularının skandalları, çıkarılan yönetmeliklerin yetersizliği ve ardı arkası kesilmeyen devlet sansürü tehditleri ile uğraşan Hays Bürosu bir yandan da şöyle gazete manşetleriyle

106 Hays’in yaptığı açıklamayı aktaran Moley, a.g.e., s. 138. Yazar Hays’in bu sözlerinin hangi kaynaktan

46

baş etmek zorunda kalmıştır: “‘Açım diyor bir figüran’, ‘Bana stüdyoda iş vaat

etmişlerdi dedi parti kurbanı genç kadın’, ‘Film delisi kız ölüme atladı.’”107

1920’lerde iyiden iyiye büyüyen film endüstrisi ülkenin her yanından iş, para ve şöhret peşinde koşanları cezp etmiş ve Hollywood ülkenin işsiz gençleri ve güzel kadınları için bir umut kapısı haline gelmiştir. Büyük çoğunluğunu genç kadın ve erkeklerin oluşturduğu bu insanlar haftalarca hatta aylarca pislik içindeki odalarda yaşamışlar, ufak bir rol kapma umuduyla vücutlarını kullanıma açmışlar, şanslı olanlar da paralarını almak için her gün saatlerce ödeme kuyruklarında beklemişler ve zaten oldukça az olan ücretlerinin büyük bir kısmını da kendilerine iş bulan aracılara kaptırmışlardır.

Hays Bürosu bu sorunu çözmek için 1926 yılında Central Casting Corporation (Merkezi Rol Dağıtımı Şirketi) adlı kurumun oluşmasında büyük rol oynamış ve sinema endüstrisine yardımcı olmuştur. Central Casting Corporation doğrudan MPPDA’ya bağlı olmasa da oldukça yakın ilişki içindedir.

Formül’ün başarısız gidişatını hem ‘Açık Kapı’ politikası hem de Central

Casting Corporation ile bir nebze unutturmaya çalışsa da MPPDA ‘kükreyen yirmiler’ karşısında sarsılmaz bir duruş sergilemekte zorlanmıştır. Bunda dönemin ruhu (özellikle tiyatro oyunlarında ve edebiyatta cinselliğe yapılan vurgu) etkili olmuştur.

Açık kapı politikasına rağmen Halkla İlişkiler Bölümü ile aynı yıl (1925) kurulan Federal Motion Picture Council filmler üzerinde devlet denetimini / sansürünü talep eden ve bunun için halkın duyarlılığını harekete geçirmeye çalışan diğer önemli toplumsal baskı örgütlerinden biri olmuştur. Bununla birlikte endüstri de kendi içinde MPPDA’nın çabalarına karşılık verme konusunda isteksiz görünmektedir, zira Formül yönetmeliğine uymadığı için ret alan yapımların sayısı giderek artmaktadır.

Educational Review (Eğitimsel Eleştiri) adlı dergide bile sinema hakkında

oldukça suçlayıcı yazılar çıkmaya başlamıştır. O yazılardan bir tanesi Bernadine

107 Moley, y.a.g.e., s. 213.

Ayrıntılı bilgi için bkz. y.a.g.e., s. 214-215.

1924-1930 yılları arasında Formül yönetmeliğine uymadığı gerekçesiyle 125 filme onay verilmemiştir.

47

Freeman’a ait, Eylül 1926 tarihli yazıdır. Moley şöyle aktarır: “Filmler yoğun cinsel

imalarda bulunmaktadır. En korkunç ve vahşi yönleriyle kanunsuzluğu ve suçu göstermektedir. Sarhoşluğu en baştan çıkarıcı şekilde sunmaktadır. Ev ve aile ilişkileriyle dalga geçmekte ve alay etmektedir.”108

Hays, yapım şirketlerinin kendisiyle işbirliği yapmamasını stüdyoların Hollywood’da MPPDA’nın ise New York’ta olmasına bağlar. Arada bu kadar mesafe varken sözünü yapım şirketlerine geçirmekte zorlanmaktadır. Bu nedenle yapıma, yerinde müdahale edebilmek için geçerli bir yol bulur; Halkla İlişkiler Bölümünün başında bulunan Albay Jason Joy’u Hollywood’a gönderecek ve onun başkanlığında Studio Relations Committee (SRC - Stüdyo İlişkileri Komitesi) adını alacak birimi hayata geçirecektir.