• Sonuç bulunamadı

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

V. TURİZM SEKTÖRÜNDE KRİZ

5.21 KONAKLAMA İŞLETMELERİNDE KRİZLERE NEDEN OLAN DIŞSAL ETKENLER

5.21.7 Fiziksel Çevre Etmenler

Ülkenin turizm hareketleri üzerinde olumlu etkisi olan doğal güzelliklerinin zarar görmesi turizmini olumsuz etkileyecektir. Doğal çevreye önem veren turistler tercihlerini başka ülkeler yönünde kullanacaktır. Bunun sonucunda turizm talebi azalacak ve yapılan turizm yatırımları atıl kalacaktır. Günümüzde yükselen bir değer olan çevre bilinci turistlerin gidecekleri yerdeki çevre sorunlarını dikkate almalarına neden olacak ve bu da turistlerin ziyaret edecekleri yer seçimini etkileyecektir.

165

1985– 1988 yılları arasında Alman turistlerin çevre sorunlarına karşı olan eğilimlerini tespit etmek için Almanya'da Turizm Araştırma Grubu tarafından Türkiye, İspanya, Fransa, İtalya, Yunanistan ve eski Yugoslavya gibi Akdeniz ülkelerine giden 30 milyon turist üzerinde yapılan bir araştırma, ziyaret edilen turizm bölgesindeki çevre sorunlarının 1985 yılında turistlerin %40'ını, 1988 yılında ise %64'ünü etkilediğini ortaya çıkarmıştır (Türker, 1998: 161).

Dünyada meydana gelen iklim değişiklikleri, ozon tabakasının delinmesi, orman alanlarının azalması ve kirlilik gibi etmenler çevre sorunlarını oluşturmaktadır ve bu sorunlar turizmi etkilemektedir. Doğal çevrenin tahrip edilmemesi için turizm yatırımlarının bu değerlere zarar vermeyecek şekilde planlanması ve uygulanması gerekmektedir. Turizm yatırımları ile çevre arasında birbirine zarar veren bir ilişki olmaması gereklidir (Serin, 2008: 67).

Konaklama işletmelerinin, kriz dönemleri ile karşı karşıya kalmasına neden olan dışsal kaynaklı krizler; uluslararası çevre etkeni, doğal çevre, ülkenin politik ve ekonomik durumu, hukuki etkenler, sosyo - kültürel etkenler ve aracılardan kaynaklanan sorunlar olmak üzere birçok alanda incelenmektedir. Kriz dönemlerinin yaşanmasına neden olan makro krizler olarak da bilinen bu etkenlerin birinde ya da birkaçında gelişen kriz durumu, turizm sektörünün önemli bir parçası olan konaklama işletmelerini de etkilemekte ve çoğu zaman bu tür krizlerin çözümü, makro boyutta kriz plânlarının yapılmasıyla sağlanabilmektedir (TÜROFED, 2010: 41)

Konaklama işletmeleri açısından krizlere neden olan dışsal etkenlerin başında, uluslararası çevre etkeni yer almaktadır. Uluslararası platformda ortaya çıkabilecek savaş, ülkelerarası sorunlar ya da anlaşmazlıklar gibi olaylar, konaklama işletmelerini yakından ilgilendirmektedir. Örneğin; konaklama işletmesinin bulunduğu bölgede savaş tehdidinin olması; hem turistik tüketiciler, hem de işletmeciler açısından risk unsuru yaratan durumlar olarak değerlendirilmektedir. Böyle bir durumda, turistik tüketiciler, konaklama işletmesinin güvenli olmadığını düşünebilmekte ve bu bölgedeki işletmeleri tercih etmemektedir. Bunun sonucunda da, konaklama işletmeleri; gerek turistik tüketici talebi, gerekse işletmede çalışan personel temininde sıkıntıya düşmektedir (Serin, 2008: 67).

166

Dışsal etkenlerden bir diğeri olan doğal çevre, toprak, hava ve su gibi unsurlardan oluşmakta ve doğal çevrede meydana gelen değişimler tüm işletmeleri etkileyebildiği gibi konaklama işletmelerini de etkilemekte ve kimi durumlarda, konaklama işletmelerini krizlerle karşı karşıya getirebilmektedir. Deprem, sel, yangın, fırtına, erozyon ya da çevre kirliliği gibi çevresel olaylar, hem işletme hem de turizm sektörü geneli için uzun vadeli krizlere yol açmaktadır. Konaklama işletmeleri açısından, doğal çevre etkenleri içinde en etkilisi deprem olarak kabul edilmektedir. Örneğin; Japonya'da Ocak 1995'te, Türkiye'de Ağustos 1999’da ve Tayvan'da Eylül 1999'da meydana gelen depremler, hem ülke ekonomileri hem de ülkelerin turizm sektörleri için birer kriz durumu olarak nitelendirilmektedir (Serin, 2008: 70).

Yukarıda verilen örnekte yer alan üç ülkenin turizm sektörü, dışsal nedenlerden biri olan deprem nedeniyle oldukça zarar görmüştür. Bu üç olayda onbinlerce kişinin hayatını kaybetmesi ve binlerce kişinin evsiz kalmasının yanı sıra, krizden, ülkelerin iç ve dış turizmi de zarar görmüştür, örneğin; Tayvan'da doğal felaketin oluşmasından sonraki üç aylık dönemde, konaklama işletmelerinde doluluk oranlan yüzde 60 oranında düşüş göstermiş ve değişik hava yollarına ait 210 binin üstünde ülkeye yönelik uçuş rezervasyonu iptal edilmiştir. Olayın ve sonrasında yaşanan kriz döneminin sonuçları incelendiğinde, Japonya ve Türkiye'de meydana gelen depremler sonrasında da, ülkelerin turizm sektörleri açısından Tayvan benzeri düşüşlerin yaşandığı görülmektedir (TÜROFED, 2010: 41).

Doğal çevre etkenlerinden kaynaklanan kriz durumlarının olumsuz sonuçları sadece insanlar üzerinde değil, konaklama işletmesinin bulunduğu bölgenin alt ve üst yapısı, bölgenin üretim düzeyi, ekonomisi ve geçim kaynaklarını da etkileyebilmektedir. Son yıllarda, doğal çevre etkenlerinin yarattığı kriz durumlarından kaçınmak ya da bu olayların zararlarını en aza indirebilmek için birçok turistik bölge ya da ülke genelinde konaklama işletmeleri ve kamu kuruluştan ortaklaşa çaba göstermektedir. Doğal afetler sonrası, can kaybının azaltılmasının yanı sıra, turizm sektörü için çok gerekli olan, ulaşım aksaklıklarının giderilmesi ve sektördeki maddi kayıpların azaltılması yönünde çalışmalar sürdürülmektedir (TÜROFED, 2010: 41).

Diğer yandan, krizlere neden olan bir diğer etken olan, politik ve ekonomik durum da konaklama işletmelerini yakından ilgilendirmektedir, ülke yönetimine egemen olan

167

politik görüş ve buna bağlı olarak gelişen politik durum, konaklama işletmeleri yönetimi açısından önemli olarak kabul edilmektedir. Yeni yasalar ve devlet yaptırımları, konaklama işletmelerini krizlere sürükleyebilmektedir. Diğer yandan, ekonomik sistemdeki istihdam, fiyat ve para politikaları ile faiz oranları gibi değişkenler, konaklama işletmesi yöneticilerinin kararlarını ve faaliyetlerini etkileyebilmekte ve ülkenin ekonomik istikrarsızlığı, konaklama işletmelerinin kriz dönemlerine girmesinde belirleyici rol oynamaktadır (Serin, 2008: 70).

Dışsal etkenlerden bir diğeri olan hukuki etkenler de kimi zaman konaklama işletmelerini kriz dönemlerine sürüklemektedir. Toplumdaki tüm birey ve kuruluşların uyması gereken hukuki kurallar bütünü zaman içinde değişime uğramaktadır. Tüm hukuk kuralları, kanun, tüzük ve yönetmelikler diğer işletmeleri olduğu gibi, konaklama işletmelerini de yakından ilgilendirmektedir, örneğin; asgari ücret kanunu, konaklama işletmelerini işçi-işveren ilişkileri açısından ilgilendirmektedir. Bunun yanı sıra, gıda maddelerinin üretimi ve satılmasına dair yönetmelikler de konaklama işletmelerini ilgilendiren hukuki kurallar içinde yer almaktadır, mesela; geçtiğimiz yıllarda gerçekleşen kumarhaneler yasası, yasal düzenlemelerin konaklama işletmeleri üzerindeki etkilerine verilebilecek örnekler arasında yer almaktadır (TÜROFED, 2010: 41).

Konaklama işletmeleri açısından krizlere neden olan dışsal etkenlerden bir diğeri olan sosyo-kültürel etkenler toplumun değer yargıları, nüfusu, eğitim düzeyi, tercihleri ve ilgi alanları üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu unsurlardaki değişimler, konaklama işletmeleri için hem fırsat hem de tehdit oluşturabilmekte; bu nedenle de konaklama işletmelerini yakından ilgilendirmektedir. Son yıllarda giderek artan çevre bilinci, konaklama işletmelerinin göz önünde bulundurması gereken bir etken olarak ortaya çıkmaktadır. Toplumun değer yargılarına uyum sağlayamayan ya da toplumsal istikrarı olumsuz yönde etkileyen işletmelerin bulundukları ülke ya da bölge içinde, kamuoyunun olumsuz düşünceleri nedeniyle kriz dönemleri yaşadıkları bilinmektedir. Örneğin son yıllarda önem kazanan çevre bilinci ile birlikte, çevre kirliliği yaratan konaklama işletmelerinin tümü, kamuoyunun hedefi haline gelmiş ve birçok işletme kriz dönemlerine sürüklenmiştir (Serin, 2008: 74).

168

Diğer yandan ülke içinde yaşayan insanlar arasında meydana gelen çatışmalar ya da terör eylemleri, toplumsal istikrarı olumsuz yönde etkilemekte ve bu dönemlerde pek çok konaklama işletmesi kriz dönemlerini yaşamaktadır (TÜROFED, 2010: 41). Krize neden olan dışsal faktörlerden sonuncusu, aracılardan kaynaklanan sorunlar olarak belirtilmektedir. Konaklama işletmeleri müşterilerinin büyük bir çoğunluğunu, genellikle, tur operatörleri ve seyahat acenteleri gibi aracılar yardımıyla sağlamaktadırlar. Dolayısıyla bu aracılar, zaman zaman, konaklama işletmeleri üzerinde baskı unsuru oluşturabilmekte ve böylece konaklama işletmelerinin fiyat politikaları üzerinde etkili olabilmektedirler.

Konaklama işletmesinin bu durumlarda, tur operatörü ya da seyahat acentesiyle anlaşamaması durumunda ise, işletmenin doluluk oranları düşmekte ya da işletmenin tanıtım düzeyi azalmakta ve işletme kriz dönemine girebilmektedir (TÜROFED, 2010: 41).

5.22 KONAKLAMA İŞLETMELERİNDE KRİZLERE NEDEN OLAN İÇSEL