• Sonuç bulunamadı

2.4. TÜRKİYE-ALMANYA İLİŞKİLERİ

2.4.1. Federal Almanya Cumhurbaşkanı Theodor Heuss’un Türkiye’yi Ziyareti ve

Federal Almanya Cumhurbaşkanı Ekselans Dr.Theodor Heuss ve beraberindekiler 5 Mayıs 1957 Pazar günü Esenboğa Hava Alanına inmiş ve 21 pare top atımı ile selamlanmıştır. 6 Mayıs 1957 Pazartesi günü Anıtkabir ziyaret edilmiştir. Aynı gün Federal Almanya Cumhurbaşkanı Hariciye Köşkünde Ankara’da akredite bulunan Yabancı Diplomatik Misyon şeflerini kabul etmişlerdir. Celal Bayar tarafından misafir onuruna Çankaya Köşkü’nde resmi bir akşam yemeği verilmiştir. 7 Mayıs 1957 Salı günü Hariciye Köşkü’nde Almanya Cumhurbaşkanı için Ankara Şehri Fahri Hemşerilik payesinin verilmesi merasimi yapılmıştır. 8 Mayıs 1957 Çarşamba günü Ankara Üniversitesi’nde Ekselans Theodor Heuss için Üniversite’nin fahri Doktorluk payesinin tevcihi merasimi yapılmıştır. 9 Mayıs Perşembe günü, İstanbul’a hareket edilmiştir. 10 Mayıs Cuma günü Dolmabahçe Sarayı’ndan Mudanya’ya hareket edilmiştir. Aynı gün Bursa şehri de ziyaret edilmiştir. 11 Mayıs’ta tekrar İstanbul’a dönülmüş ve Theodor Heuss, Tarabya’da ki Alman mezarlığını ziyaret edip ardından Alman Konsolosluğu’na geçmiştir. 13 Mayıs’ta ülkemizden ayrılmışlardır.242

Celal Bayar tarafından 7 Mayısta Çankaya’da, misafir devlet başkanı onuruna bir akşam yemeği verilmiş ve her iki devlet başkanı da bir konuşma yapmıştır. İki milleti birbirine bağlayan yolların kuvvetinden ve tarihinden bahsetmiş olan Bayar, Alman milletinin son senelerde bütün zor şartlara rağmen gösterdikleri büyük kal kalkınmaya işaret etmiş ve barışçıl milletlerin bu kuvvetlerinden garp camiasına mensup bir millet olarak Türkiye’nin iftihar ettiğini, Almanya’nın tekrar bir tek devlet haline gelmesinin çok istendiğini belirtmiştir.243

Bayar, ayrıca Alman milletini ikiye ayırmış olan hudutların kalkacağı zamanı Türk milletinin sabırsızlıkla beklediğini belirtmiştir. Dr. Heuss’un

241 Gürün, a.g.e., s.343.

242 CA, 3004918, 3/280, 4918. 243

73

ülkemizi ziyaret tarihinin Almanya’nın bağımsızlığa kavuşmasının ikinci yılı olması nedeniyle de çok önemli görülmüştür.244

Almanya Cumhurbaşkanı, gösterilmiş olan misafirperverliğe teşekkür ettikten sonra, Atlantik Paktı içerisinde birleşmenin önemine değinmiş, karşılıklı ilişkilerin ve özgürlüklerin korunması gerektiğine vurgu yapmıştır. Heuss, Türkiye ile Almanya arasındaki eski ve derin dostluğun memnuniyet verici olduğunu bildirmiştir. Almanya’nın hala Hitler Dönemi’nden kalma sıkıntılar çektiğini, 1918 yılında Türkiye’nin büyük devlet adamı Atatürk’ün rehberliği altında yepyeni bir devlet kurabilmiş olması gibi Almanya’nın da güçlüklerini yenmeye azmetmiş bulunduğunu, Almanya’nın tekrar birleşmesi savaş yoluyla değil, ancak dünyanın ve dünya milletlerinin müdahalesiyle olabileceğini belirtmiştir. I. Dünya Savaşı’ndan önce ilk Türk-Alman Cemiyeti’nin kurulmuş olduğunu da belirtmiştir.245

Dr. Heuss, Von Der Gol Paşayı ve modern Ankara’yı kuran Alman mimarlarını, iki memleketin dostluk bağlarını kuvvetlendirmiş olan şahıslar olarak nitelemiş ve teşekkür ederek konuşmasını bitirmiştir.246

Ulus Gazetesi’nde ki yazısında Hüseyin Cahit Yalçın, Batı Almanya Cumhurbaşkanı Dr. Theodor Heuss ile beraberinde gelen Dışişleri Bakanı Ekselans M. Helnrich Von Brentano’nun Türkiye’ye yapmış olduğu ziyaretin çok kıymetli olduğunu vurgulamıştır. İki ülkenin dostluğunun, padişahlık devrinde imparator II. Wilhelm ile başlamış olduğunu dostça münasebetlerimizin meşrutiyet rejimi zamanında zayıflamış olduğunu ama Türk-Alman milletleri arasındaki sempati ile siyasi menfaatler arasındaki uygunluk nedeniyle tekrar canlanmıştır. I. Dünya Savaş’ında Çarlık Rusya’sının Batılı Devletler yanında savaşa girmesi Türkiye’yi Almanya ile silâh arkadaşlığına sevk etmiştir. Bu savaşın sonunda Almanya, İmparatorluğu, Türkiye ise padişahlığı kaybetmiştir. Savaştan sonra Türkiye daralmış sınırları içinde milli bir devlet kurmaya çalışmıştır. Almanya ise Hitler yönetiminde yeniden yükselmeye başlamıştır. Yazar bu sürecin Almanya için çok büyük bir talihsizlik olduğunu belirtmiştir. Türkiye’nin fikren Nazi Almanya’sı ile anlaşamayacağını fakat Alman halkı beraber olduğunu belirtmiştir. Yazar,

244 Milliyet, “Türk- Alman Görüşmeleri”, 7 Mayıs 1957, s. 1.

245 Akşam, “İki Cumhurbaşkanı Çankaya’da Konuştular”, 7 Mayıs 1959, s.2. 246

74

Türkiye’nin II. Dünya Savaş’ından uzak durmasına rağmen Alman halkı ile olan dostluğunun devam ettiğini belirtmiştir. Yazar, Naziliğin yıkılmış olmasını Alman milletinin özgürlüğü olarak görmüştür. Almanya’nın ikinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmasının Türk milletini üzdüğünü ama Almanya’nın bundan kısa zaman içinde kurtulacağını belirtmiştir.247

Milliyet Gazetesi’nde “Dr. Heuss Bugün İstanbul’a Geliyor” başlıklı haberde, Alman Cumhurbaşkanı Heuss’un, endüstri ve teknik sahalarda eğitim görmek üzere 150 Türk gencine burs vereceğini bildirmiştir. Ayrıca iki ülke arasındaki dostluğun artması adına 9 Mayıs’ta “Kültür Antlaşması” imzalanmıştır. Bu antlaşma ile karşılıklı olarak kültür merkezleri açılmasına karar verilmiştir. Bu haberde Alman Basını’nın Menderes Hükümeti için yazmış olduğu “Almanya, Menderes ve onun yorulmak bilmeyen kalkınma faaliyetlerine karşı büyük bir sempati beklemiştir.” yorumu da aktarılmıştır.248

Yapılmış olan bir diğer antlaşma ise, Almanya için Türkiye tarafından imal edilmesi planlanan 740 Milyon Mark değerinde silah üretimi antlaşmasıdır. Alman meclisinin de onay vermiş olduğu bu antlaşma için Türkiye’ye 255 Milyon Mark para gönderilmiş ve Kırıkkale Makine Kimya Endüstrisi’nde üretim yapılması planlanmıştır.249

Peyami Safa Milliyet’teki köşesinde, Türkiye’nin Alman sevgisinin samimi ve candan olduğunu bunun nedenlerini ise, Almanların dostluğunun ikiyüzlü değil gerçekçi olmasından kaynaklandığını belirmiştir. Ayrıca Almanların, Türk milleti ile benzer vasıflarının olduğunu bunların da askerlik ve mertlik olduğunu vurgulamıştır. Safa, iki ülkenin I. Dünya Savaşı’ndaki silah arkadaşlığının ve Cumhuriyet Dönemi’ndeki iktisadi dostluğun da iki ülkenin yakınlaşmasında çok önemli olduğunu belirtmiştir. Türkiye’nin Almanya gibi sanayisi gelişmiş bir ülkeden silah siparişi alması çok büyük bir şeref olduğunu belirten Safa, bu antlaşmanın Türk sanayisi için çok büyük bir ilerleme olacağını da vurgulamıştır.250

247 Hüseyin Cahit Yalçın, “Kıymetli Bir Ziyaret”, Ulus, 5 Mayıs 1957, s.1. 248 Milliyet, “Dr. Heuss Bugün İstanbul’a Geliyor”, 9 Mayıs 1957, s. 5 249 Milliyet, “Dr. Heuss İstanbul’da”, 10 Mayıs 1957, s.1.

250

75

Şevket Rado, Akşam Gazetesi’nde yapmış olduğu yorumda, Almanya ile imzalanmış olan silah antlaşmasının önemine değinmiştir. Alman Cumhurbaşkanı’nın Türkiye ziyareti iki ülke dostluğunun pekişmesine katkı sağladığı gibi iktisadi açıdan da önemli ortaklıklar sağlamıştır. Rado, Türkiye’nin, ileri bir sanayi memleketi olan Almanya’ya cephane imal edecek bir mevkie gelmesini, Türkiye’nin sanayide almış olduğu mesafeyi göstermesi bakımından çok önemli bulmuştur. Rado, Kırıkkale mühimmat fabrikasını Almanların yapmış olduğunu fakat bu fabrikanın uzun senelerden beri tamamen Türk işçisi ve teknisyenleri tarafından işletilmekte olduğu bilgisini vermiştir. Rado, Amerika’daki fabrikalarla kıyaslama yapmış ve Kırıkkale Fabrikası’nın devrin büyük sanayi memleketlerinin fabrikalarından bir eksiği olmadığını belirtmiştir.251

Türkiye’nin Almanya ile yapmış olduğu mühimmat anlaşması, NATO’ya alınmamızdan sonra dış politikadaki en büyük ikinci başarı olarak gösterilmiştir.252

Cumhuriyet Gazetesi’nde Samih Sami, Türk- Alman ilişkilerine yönelik yazmış olduğu makalede, Türk ve Alman ordularının II. Dünya Savaşı’nın en yoğun dönemlerinde bile savaşmadığını belirtmiştir. Bu nedenle iki ülkenin ilişkilerinin artması için bir engel olmadığını yazmıştır. Almanya Cumhurbaşkanı Dr.Heuss’un, ikili ilişkilerde çok büyük öneme sahip bir isim olduğunu belirten Sami, Dr. Heuss’un çok yönlü bir devlet adamı olarak 1954 yılında tüm Alman partilerinin onayı ile seçilmiş olduğunu belirtmiştir. Yetmiş yaşını aşmış olan Dr. Heuss’ün hayatında gazeteciliğin ve yazarlığın çok önemli bir yer tuttuğu, çeşitli dergi ve gazetelerde yazmış olduğu siyasi yazılarla Almanya’da çok sevildiği bilgisi de verilmiştir. Theodor Heuss’un Siyasi İlimler Fakültesi Doçenti olarak ta, Alman Demokrat Parti’sinin de bir mebusu olarak görev almış olduğu belirtilmiştir. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’nın nasıl bu kadar hızlı geliştiğini merak etmiş olan yazar, bunun cevabı olarak Dr. Heuss’un hayatını örnek göstermiştir.253

Yavuz Abadan Ulus G yazısında, Dr. Heuss hakkında önemli bilgiler vermiştir. Cumhurbaşkanı seçilmeden önce, İkinci Dünya Savaşı’ndan önceki ve sonraki Alman Üniversitelerinde, siyaset ve devlet görüşleri sahasında çalışmış binlerce talebe yetiştirmiş

251Şevket Rado, “Kırıkkale’yi Hatırlarken”, Akşam, 12 Mayıs 1957, s. 2.

252 Akşam, “Almanya İle İmzalanan Mühimmat Anlaşması”, 12 Mayıs 1957, s. 1.

253Samih Sami, “Kıymetli Misafirimiz Alman Cumhurbaşkanı Dr. Theodor Heuss”, Cumhuriyet, 5 Mayıs 1957, s. 2.

76

olan Prof. Theodor Heuss’un, bütün hayatı boyunca hürriyet ve demokrasi ideallerine sadakatle bağlı kalmış ve bu uğurda mücadele etmiş bir şahsiyet olduğu vurgulanmıştır. Abadan, Federal Almanya Cumhurbaşkanı’nı vasıfları itibari ile Eflâtun idealizminin çizdiği filozof devlet adamının prototipine benzetmiştir. Yavuz Abadan bunu teyit için, 1949 yılına ait bir hatırasını nakletmiştir. 1949’un Eylül ayında Almanya’yı ziyaret ettiğini, Frankfurt Başkonsolosumuzun davetiyle Alman Devlet ve Hükümet adamları ile temaslarda bulunduğunu ve bizzat Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmiş olduğunu aktarmıştır. Abadan, Heuss ile şu konuşmayı gerçekleştirdiğini belirtmiştir: “Ben siyasi mesuliyeti olmayan bir makamı temsil ettiğim cihetle, sizinle bir meslektaş olarak ilim ve kültür meseleleri hakkında konuşmayı tercih ederim. Hem de size bu konuda iyi bir haberim var. Türk hükümetinin, İstanbul’daki Alman Arkeoloji Enstitüsünün çalışma sına yeniden izin verdiğini şimdi sevinçle haber almış bulunuyorum. Bunu bir uğur sayıyorum. Bu zemin üzerinde, iktisadi ve siyasi dostluk münasebetlerimizin süratle gelişeceğine eminim.”254

Almanya ile kurulmuş olan ilişkilerimize farklı bir açıdan anlatan dönemin önemli gazetecilerinden Cihad Baban, Adnan Menderes ile 30 Ocak 1955 tarihinde çıkmış olduğu Almanya gezisinde, Türkiye’nin “Biz kalkınmakta olan bir memleketiz, ne kadar para verirseniz verin hepsi için sarf yeri vardır” teziyle hareket ettiğini belirtmiştir. Fakat Almaların bir takım şartlar ileri sürmesi, Menderesi çok kızdırmış, “müttefiki olduğumuz Almanya nedeniyle I. Dünya Savaşı’ndan çok zara görmüş olduğumuzu, ayrıca NATO’ya alınma aşamasında Türkiye’den yardım isteyen Almanya’nın şimdi NATO’ya girmesinden sonra bize nasıl olurda şartlar getirir” yorumunu yaparak tepkisini dile getirdiğini belirtmiştir.255

Baban’a göre Adnan Menderes, uluslararası alanda iyi ilişkiler kurulmuş ülkelerden, iki samimi insan ilişkilerinden beklediği sonuçları bekleyerek hareket etmiştir.

Almanya Devlet Başkanı Theodor Heuss’un 1957 yılında gerçekleştirmiş olduğu Türkiye ziyaretin amacı, iki ülkenin aynı ittifak içinde olmalarına rağmen, ticari ilişkilerinin önemi açısından daha ağır basan nedenlerden kaynaklandığı tespit edilmiştir. İyi bir görüntü vermeyen Türk ekonomisi, Alman mali yardımlarına olan bağlılığı ciddi

254 Yavuz Abadan, “Büyük ve Muhterem Misafirimiz”, Ulus, 5 Mayıs 1957, s.2. 255

77

oranda artmıştır. Çünkü bu tarihlerde ABD, Türkiye’ye mali yardımları ciddi oranda azaltmıştır.