• Sonuç bulunamadı

Semavi dinlerin kutsal kitapları olarak kabul edilen İncil, Tevrat ve Kuran’da faiz yasağı açık bir dille ifade edilmiştir. Bu kitaplarda genellikle “toplumsal adalet” vurgusu üzerinden kurgulanan faiz yasağının, Yahudiliğe, Hristiyanlığa ve Müslümanlığa göre farklı sınırları bulunabilmektedir. Özellikle Müslümanlıkta faizin her türlüsü “Allah’a ve Peygamberine savaş açma”152

gibi ciddi bir günah olarak değerlendirilirken; Hristiyanlıkta ve Yahudilikte farklı ayrımlar söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle semavi dinlerin faiz yasağı sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiği, kutsal metinler içerisinde nasıl işlendiği ve tarihsel süreç içerisinde bu yasakların nasıl evrildiği oldukça önemlidir. Bu amaçla semavi dinlerin ilki olan Yahudilikte faiz yasağı incelenecektir. Hemen akabinde Hristiyanlığın ilk dönemlerinde ve sonrasında faize karşı duruşun değişimi irdelenecektir. Son olarak ise Müslümanlıktaki faiz mefhumunun yasaklanma sebeplerine ve literatürde yer alan tartışmalara yer verilecektir.

2.4.1. Yahudilikte Faiz Yasağı

Faiz yasağı Tevrat’ta 15 yerde zikredilmektedir. Bahsi geçen pasajların bazılarında faiz yasağına herhangi bir sınırlama getirilmemekte ve tüm insanlığı kapsayan bir hükümmüş gibi kullanılmaktadır.153

Fakat bazı pasajlarda yer alan “kardeşlerinize” sözcüğü sadece Yahudilerin birbirleri ile kardeş olabileceği yönünde tefsirlenmiştir. Bu durum, faiz yasağının sadece Yahudiler arasında geçerli olduğu yönünde bir anlayışa neden olmuştur. Tevrat’ta yer alan ilgili pasajlar şu şekildedir.

Çık.22: 25 Halkıma, aranızda yaşayan bir yoksula ödünç para verirseniz, ona tefeci gibi davranmayacaksınız. Üzerine faiz eklemeyeceksiniz.

152 Bakara 279.

153 Mez.15: 5- Parasını faize vermez, Suçsuza karşı rüşvet almaz. Böyle yaşayan asla sarsılmayacak.

Hez.18: 8- Faizle para vermez, Aşırı kâr gütmez. Elini kötülükten çeker, İki kişi arasında doğrulukla yargılar.

Lev.25: 36 Ondan faiz ve kâr alma. Tanrın'dan kork ki, kardeşin yanında yaşamını sürdürebilesin.

Yas.23: 19 Kardeşinize para, yiyecek ya da faiz getiren başka bir şey ödünç verdiğinizde, ondan faiz almayacaksınız.

Yas.23: 20 Yabancıdan faiz alabilirsiniz ama kardeşinizden almayacaksınız. Böyle yapın ki, mülk edinmek için gideceğiniz ülkede el attığınız her işte Tanrınız RAB sizi kutsasın.

Özd.28: 8 Faiz ve tefecilikle malına mal katan kişi, Bunu yoksullara acıyan için biriktirir.

Yşa.24: 2 Ayrım yapılmayacak; Ne halkla kâhin arasında, Ne köleyle efendi arasında, Ne hizmetçiyle hanım arasında, Ne alıcıyla satıcı arasında, Ne ödünç alanla ödünç veren arasında, Ne faizciyle borç alan arasında.

Pasajlardan da anlaşılacağı üzere faiz sadece Yahudiler arasında yasaklanmıştır. Bu yasağa uymayan Yahudilere Tevrat ciddi ültimatomlar vermektedir. Hatta Hezekiel 18:13’te154

Yahudilere faiz verenlerin öldürülmesinden bahsedilmektedir.

Faiz yasağının yanı sıra Yahudilikte dikkat çeken bir diğer husus ise Murâbaha’nın yasaklanmasıdır. Murâbaha Arapça bir kelime olup ticari kazanç, kar ve artma gibi bir anlam taşımasının yanı sıra155

genel olarak aşırı kar anlamında kullanılan bir kelimedir.156 Yahudilikte yasaklanan Murâbaha aşırı karı içerendir. Bu ayrım Tevrat’ta Leviler 25: 37’de “Ona faizle para vermeyeceksin. Ödünç verdiğin

yiyecekten kâr (Murâbaha) almayacaksın.” şeklinde ifade edilmektedir.

2.4.2. Hristiyanlıkta Faiz Yasağı

Erken dönem Hristiyan din adamlarının faizi yasaklamalarına rağmen; yeni ahitte faiz yasağına dair net hükümlerin bulunmaması, zaman içerisinde Hristiyan din adamlarının fikri münakaşalar yaşamasına neden olmuştur. Orta Çağ’da ticari hayatın artan finansman ihtiyacına kullanışlı çözümler üretemeyen Kilise, faizin bazı

154 Hez.18: 13 Faizle para verir, aşırı kâr güder. Böyle biri yaşayacak mı? Hayır, yaşamayacak! Bütün

bu iğrençlikleri yapmıştır, öldürülecektir. Onun kanından kendisi sorumlu olacaktır.

155 İbrahim Kafi Dönmez, TDV Ġslam Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/Murâbaha,

(04.08.2019).

156 İsmail Bekçi, Ali Apalı ve Yasemin Apalı, “Semavi Dinlerin Görünmeyen Muhasebe Panoraması:

istisnai durumlarda kabul edilebileceğine yönelik fetvalar verilmesini sağlamıştır. İlerleyen dönemlerde Protestanlık mezhebinin kurulmasıyla birlikte faiz kendisine ahlaki bir zemin bulmuş ve böylece, Hristiyanlığın faiz duruşu önemli ölçüde zedelenmiştir.

Faiz yasağının zedelenmesinde 16. yy.’de yaşayan Martin Luter, Zwingli ve Calvin gibi din adamları oldukça etkili olmuştur. Luter’e göre, Hristiyanların uzun zaman önce yaşamış olan Musa peygamberin kurallarını takip etme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Zaten İnciller de sivil hukukun yetkisini almayı gaye edinen bir kitap değildir. Bu nedenle kamu yararına faizli borç alıp verilmesinde bir sakınca yoktur. Luter’i takip eden Zwingli ise, dünyadaki tüm işlerin ilahi adalet tarafından yürütülmediğini ve bu nedenle faizin meşru olması gerektiğini savunmuştur. Hatta Zwingli “bir borçlunun borç verene karşı sorumlu olduğu kira ve faiz ödemelerini yerine getirmezse, hırsızlık hükmünün yürütülmesi gerektiğini” söylemiştir. Calvin ise her iki düşünürün fikirlerini sentezleyerek Musa’nın Hukuku’nun siyasi olduğunu, mantık ve hakkaniyetin faizi zorunlu kıldığını ileri sürmüştür. “Sana yapılmasını sende başkasına yapma” hakkaniyeti içerisinde, düşük oranlı faiz işlemlerin yapılabileceğini savunmuştur. Tefecilerin aldığı aşırı faizin ise hukuksuz olduğunu vurgulamıştır.157

Protestanlık zaman içerisinde Hristiyanlığın önemli mezheplerinden biri olmasına rağmen; İncil’de yer alan pasajlar nedeniyle, faizin tamamen yasak olduğuna inanan Hristiyanlar da günümüzde bulunmaktadır.

2.4.3. Ġslam’da Faiz Yasağı

İslam’ın temel kaynağı Kuran, ikincil kaynağı ise peygambere isnat edilen hadislerdir. Her iki kaynakta da faiz yerine ribâ kelimesi kullanılmaktadır. Anlam olarak ribâ büyüme, gelişmek, artmak, yükselmek, kabarmak, vb. gibi kavramları

157 Vincent j. Cornell, “Teniye’nin Gölgesinde Yahudilikte ve Hristiyanlıkta Faize (interest) ve Aşırı

Faize (usury) Dair Yaklaşımlar”, Ribâyı Anlamak Ġslam Ġktisadında Faiz, Ed. (Abdulkader Thomas), Çev: Zeynep Hafsa Orhan, İktisat Yayınları, İstanbul, 2017, s.29-41.

ihtiva etmektedir.158 Kuran’da ise daha çok “sanal artış” ve “kabarma” gibi anlamlarda kullanılmaktadır.159

İslam düşünürleri faizi iki şekilde sınıflandırmışlardır. Bunlardan ilki İslam öncesi Arap toplumu tarafından alınan ve “cahileye ribâsı” olarak adlandırılan faizdir. Bu faiz türü ticâret veya ihtiyaç gibi herhangi bir sebepten ötürü ana borcun korunması şartıyla vadelendirilen borca ek bir fazlalık veya menfaat yüklenmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Cahiliye ribâsına göre borçlunun borcunu ifa etmemesi durumunda fazlalık veya menfaat oranlarının arttırılması karşılığında mevcut borcun vadesi uzatılabilmektedir. Kuran’da ki ribâ ayetleri bu faiz türünü betimlemektedir.160

Diğer bir faiz türü ise “alış-veriş ribası” veya “sünnet ribâsı” olarak isimlendirilen riba türüdür. Hadisler üzerinden açıklamalar getirilen bu riba türünün iki çeşidi bulunmaktadır. Bunlardan ilki “fazlalık faizi”dir (ribe’l-fadl). Peşin alışverişlerde ortaya çıkan bu faiz, aynı cins malların birbiri ile takası sırasında yine aynı ölçüde ve cinste yapılmasını öngörmektedir. En bilindik örneği ile bu alışveriş çeşidini açıklamak gerekir ise, elinde bir kilo iyi hurması bulunan birinin bu hurmaları iki kilo kötü hurmayla değiştirmesidir. Alışveriş faizinin diğer türü ise “veresiye faizi”dir (ribe’n-nesîe). Bu faiz çeşidinde, malın aynı cins veya ölçüde olması önemli değildir. Faize konu olan şeyin birinin veya her ikisinin birden vadeli olması gerekmektedir. 100 gram altının vadeli olarak satılması bu faiz türüne örnektir. 161

Cahiliye ribâsının tüm İslam hukukçuları tarafından haramlığı kâtidir. Yani bu faiz türünün gayr-ı meşru oluşu üzerine farklı görüş sürmenin imkânı bulunmamaktadır. Fakat alışveriş ribâsı kati delil yetersizliği nedeniyle İslam hukukçular arasında tartışmalara neden olmuştur.162

158 Fazlur Rahman, “Ribâ and Interes”, Ġslamic Studies, İslamabad, 1964.

https://www.scribd.com/document/245818296/Ribâ-and-Interest-Fazlur-Rahman, (09.08.2019).

159

İsmail Özsoy, “Fıkhi Doktorinde Para ve Faiz”, Fıkhi Açıdan Para ve Faiz ĠĢlemleri, (İslami İlimler Araştırma Vakfı), Tartışmalı İlmi Toplantılar Dizisi, Ensar Yayınevi, İstanbul, 2012, s.78.

160 Hamdi Döndüren, ÇağdaĢ Ekonomik Problemlere Ġslami YaklaĢımlar, 2. Baskı, Kültür Basın

Yayın Birliği, İstanbul, 1993, s.67.

161 Cengiz Güneş, “Kur’ân’ın Ticâret Dili ve Kavramları”, UMDE Dini Teknikler Dergisi, Cilt:2,

Sayı:1, 2019, s. 114.

162 Ziuaddin Ahmad, “Riba Teorisi”, Çev.(Ali Rıza Gül), Ankara Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi

Günümüz ilahiyatçılarından bazıları ribâ ile faiz kelimelerinin farklı anlamlara geldiğini ve ribânın haram faizin ise helal olduğunu163

ileri sürmektedirler. Bu görüşe karşı çıkan müfessirler ise bu ayrımı kesin bir dille reddetmektedirler.

2.5. FAĠZSĠZ BANKACILIK KURUMLARININ TARĠHSEL GELĠġĠMĠ