• Sonuç bulunamadı

Etkileşimli tahtada kısa video kullanımı

Belgede Onur ERGÜNAY Eskişehir 2018 (sayfa 107-114)

Görsel 4.2, 12.05.2015 tarihinde yapılan öğretim yılının son gözlemine aittir. Mısra öğretmen öğrencilerin kendi sunumlarını yapmaları ve rol oynamaları öncesi dersin konusuyla ilgili bir kısa videoyu izletmiştir.

Uygulamaya dönük araçları kapsamında Mısra öğretmenin ölçme değerlendirme araçlarına ilişkin vizyonundaki değişimler de incelemiştir. Bu boyuta ilişkin olarak deneyim başında yapılan görüşmede Mısra öğretmen “merhametli” olmaya çalıştığını belirtmiştir. Bu duruma ilişkin ifadesi aşağıda sunulmuştur:

Değerlendirme aşamasında işin açıkçası biraz merhametli olmaya çalışıyorum çünkü çocuklardan mükemmel bir başarı beklemek doğru değil şu aşamada, çünkü o zaman mükemmel bir eğitim vermemiz gerekiyor öncelikle (Mısra Öğretmen, DB görüşme).

Ölçme değerlendirme konusunda “merhametli” olma durumunu yürütülen öğrenme öğretme süreçlerindeki eksiklikler nedeniyle öğrencilerden yüksek başarı beklenilmemesi gerektiği görüşüyle açıkladığı görülmüştür. Bu doğrultuda ölçme değerlendirme boyutunda öğrencilerden yüksek düzeyde başarı beklentisinin olmadığını vurgulamıştır.

Araştırmada bu durumun birinci öğretim dönemi sonuna kadar devam ettiği belirlenmiştir. Dönem sonunda yapılan 16.01.2015 tarihli görüşmede de bu vizyonunu Mısra öğretmen aşağıdaki şekilde belirtmiştir:

Çok sıkıntılıydılar aslında ve sınav haftasında derslerine girmiştim. Çok stres yaşıyorlardı çünkü ilk sınav notları çok kötüydü. Ben herhalde onları anlayışla karşıladım. Notlarını elimden geldiğince iyi vermeye çalıştım. Sınav notlarını biraz insaflı okumaya gayret ettim.

Bu da onları sanırım biraz rahatlattı. Karşılıklı bir güven oluştu. Şu an gayet iyi gidiyoruz…

Ben dokuzuncu sınıflara biraz insaflı davrandım aslında. Çünkü benim girdiğim bütün sınıflar, bu şekilde sene başından beri iki üç öğretmen değiştirdiler ve liseye yeni geçtiler.

Birçok dersle karşılaştılar, uyum süreci yaşıyorlar. Zaten birçok dersten çok zorlandılar. Eğer ben onlara bire bir dersteki performans notlarını verseydim çok düşük alacaklardı. Zaten sıkıntılı bir süreç yaşadık. O yüzden ben, birinci notlarını soru çözdürüp o sorulara tam puan vererek, ikinci notlarını da yüksek not vererek telafi ettim (1. dönem 8. gözlem sonrası yapılandırılmamış görüşme, 16.01.2015).

Mısra öğretmenin birinci öğretim dönemi sonunda belirttiği görüşleri incelendiğinde öğrencilerin birçok sorunları olduğunu belirtmiş ve bu nedenle değerlendirmede yüksek notlar kullanma yönelimi olduğunu vurgulamıştır. Ayrıca aynı gün yapılan gözlemde performans notlarını yazılı sınav notlarından daha yüksek verdiğini öğrencilere de duyurmuştur. Bununla birlikte ikinci öğretim döneminde yapılan gözlemlerde Mısra öğretmenin değerlendirme boyutunda daha düşük notlar vermeye yöneldiği gözlenmiştir. Bu değişimi kendisi de 16.03.2015 tarihinde gerçekleştirilen 10.

gözlemde öğrencilere açık bir şekilde duyurmuştur. Benzer doğrultuda öğretim yılı sonunda 12.05.2015 tarihinde yapılan 12. gözlemde de artı-eksi verme uygulamasını sıkı bir şekilde kullandığı ve bu konuda öğrencileri sözel olarak uyardığı gözlenmiştir. Bu durum dikkate alındığında Mısra öğretmenin ölçme değerlendirme araçları boyutunda not verme konusunda yüksek not verme eğiliminden daha düşük beklentiye doğru bir değişim yaşadığı ve değerlendirmeyi davranış yönetiminde kullanmaya doğru bir değişimin olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.

4.1.1.4. Mısra öğretmenin ilk yıl mesleki deneyim sürecinde öğretim uygulamalarındaki değişime ilişkin bulgular

Araştırma kapsamında ilk yıl mesleki deneyim süreci boyunca Mısra öğretmenin öğretim uygulamalarındaki değişim incelenmiştir. Öğretim uygulamaları kapsamında Mısra öğretmenin etkinlik planlama, uygulama ve değerlendirmeleriyle geri bildirim ve düzeltme uygulamalarında değişimler olduğu belirlenmiştir.

Etkinlik planlama ve uygulama boyutunda deneyim başında yapılan görüşmede Mısra öğretmenin planlama yapmaya önem verdiği belirlenmiştir. Bu bulguya ilişkin belirttiği görüş aşağıda sunulmuştur:

Yazarak hazırlıyorum. Sınıfın düzeyini düşünüyorum. Nerede kalmıştık diye düşünüyorum, araştırıyorum. Mesela bu konuda bir fıkra, bir anekdot var mı? Onlara dinletebileceğim, gösterebileceğim belgeseller var mı? İzletmek istiyorum çünkü. Bu şekilde onları yazıyorum, tek tek not ediyorum, sınıfa geldiğimde de yaptıklarımı işaretliyorum (Mısra Öğretmen, DB görüşme).

Mısra öğretmenin görüşü incelendiğinde planlama sürecini yazılı olarak yaptığı ve bu süreçte öğrenci özelliklerini dikkate almaya eğilimi olduğu görülmektedir. Bununla birlikte birinci öğretim döneminde yapılan gözlemlerde Mısra öğretmenin öğrenci özelliklerini dikkate alma eğilimi belirlenememiştir. Uygulanan etkinliklerde öğretim programında bulunan içeriğin öğretmen tarafından düz anlatım ve örnek verme teknikleriyle aktarılması gözlenmiştir. İkinci öğretim döneminde ise öğrenci özelliklerini dikkate alma durumunun sınıftaki uygulamalara yansıdığı belirlenmiştir. Örneğin 13.04.2015 tarihinde yapılan ikinci öğretim döneminin üçüncü gözleminde Mısra öğretmenin etkinlik planlama ve uygulamada öğrenci özelliklerini dikkate aldığı gözlenmiştir. Bu derste öğretmenin konuyla ilgili bir hikaye okuyarak öğrencilerin ilgilerini çektiği ve ders boyunca öğrencilerin istekli göründükleri gözlenmiştir. Gözlem sonrası yapılan görüşmede Mısra öğretmen etkinlik planlama ve uygulamaya yönelik soruya verdiği yanıtta öğrenci özelliklerine verdiği önemi aşağıdaki gibi açıklamıştır:

Önceleri bize üniversitede nasıl öğretildiyse, o şekilde anlatmaya çalışıyordum. Şimdi öğrencilerin öğrenme şeklini öğrendikçe artık onların diline hitap etmeye başladım ya da onların seviyesine inmeye başladım (2. dönem 11. gözlem sonrası yapılandırılmamış görüşme, 13.04.2015).

Mısra öğretmen öğrenci özelliklerine verdiği önemi 12.05.2015 tarihinde yapılan son ders gözlemi sonrası ve öğretim yılı sonunda yapılan görüşmelerde de ifade etmiştir.

Bu bulguya ilişkin belirttiği görüşler aşağıda sunulmuştur:

Öğrencileri aktif olarak derse katmak istiyordum. Biraz daha eğlenceli hale getirmek istiyorum. Çünkü ders sırasında sıkıldıkları zaman, eğlenceyi farklı şekilde gideriyorlar.

Bunu derste gidermelerini amaçladım. Belli aşamada da sağladığımı düşünüyorum (2. dönem 12. gözlem sonrası yapılandırılmamış görüşme, 12.05.2015).

Ben plan yapıyordum, öğretmen dosyamda da vardı. Her gün plan yapıyordum. Hangi sınıfta nerede kaldığımı, neleri işleyeceğimi not edip sonra da bir ders boyunca ne anlatacağımı, hangi etkinlikleri yapacağımı yazıyordum. Onlara olabildiğince uymaya çalışıyordum. Bu da, öğrencilerin hazırbulunuşluk derecesi benim için önemliydi (Mısra Öğretmen, DS görüşme).

Mısra öğretmenin son ders gözlemi sonrası yapılan görüşmede ve öğretim yılı sonunda belirttiği görüşleri incelendiğinde etkinlik planlama ve uygulamada öğrenci

özelliklerine daha fazla önem verdiğini vurguladığı görülmektedir. Ayrıca bu özellikleri dikkate alarak daha etkili uygulamalar gerçekleştirdiğini de vurgulamıştır. Bu durum ikinci öğretim döneminin son iki gözleminde de araştırmacı tarafından gözlenmiştir ve 12.05.2015 tarihinde yapılan ikinci öğretim döneminin son gözlemi sonrası araştırmacı tarafından yazılan günlükte aşağıdaki gibi ifade edilmiştir:

Öğretim uygulamaları boyutunda, derse hazırlıklı bir şekilde geldiği açıktı. Etkinlikler arası geçişlerde sorun yaşanmadı. Materyal olarak öğrencilere izleteceği bir video hazırlamış, ardından da sunumlarını yapacaklarını duyurdu. Planının uygulanması boyutunda yaklaşık 7 dakika videoyu izlettikten sonra, konuya ilişkin açıklamalar yaptı öğrencilere. Öğrenciler sunumlarını yaptıktan sonra, daha önceden hazırlanmış öğrenciler sınıf önünde oyunlarını oynadılar. Etkinliğin etkililiğini ölçmede, önceki derste işlenen konuların başlıklarını tahtaya yazarak özelliklerini sıralamalarını istemesi olumluydu. Öğrenciler çok ilgili şekilde, birçok özellik sıraladılar. Önceki derslerdeki amaçlara büyük oranda ulaşıldığı izlenimi yansıdı (Mısra Öğretmen, 12. gözlem sonrası araştırma günlüğü, 12.05.2015).

Araştırmacı tarafından günlükte de ifade edildiği gibi öğretim yılının son gözleminde Mısra öğretmenin etkinlik planlama ve uygulamada etkili olduğu görülmektedir. Bu boyutta Mısra öğretmenin yöntem teknik ve materyal çeşitliliğini sağladığı görülmektedir. Böylece etkinlik planlama ve uygulamada daha etkili olmaya doğru bir değişim tespit edilmiştir.

İlk yıl mesleki deneyimi sürecinde Mısra öğretmenin vizyonunda etkinlik değerlendirme boyutuna ilişkin bir değişimin olduğu da belirlenmiştir. Bu boyutla ilgili olarak deneyim başında yapılan görüşmede Mısra öğretmen etkinlik değerlendirmede konulara ilişkin alıştırmaları kullandığını “Birinci ders konuyu anlatıyorum bazı sınıflarda. İkinci ders onlara yaprak test getiriyorum dağıtıyorum, çözdürüyorum (Mısra Öğretmen, DB görüşme)” şeklinde belirtmiştir. Mısra öğretmenin deneyim başında belirttiği görüşünü birinci öğretim döneminde yansıttığı gözlenmiştir. Bu doğrultuda, 09.11.2014 tarihinde yapılan birinci gözlemde dersin sonunda konuya ilişkin sorular sorarak, 11.12.2014 tarihindeki ikinci gözlemde ise konu testleri kullanarak etkinlik değerlendirme yaptığı gözlenmiştir. Benzer şekilde 16.12.2014, 17.12.2014, 24.12.2014 tarihlerinde yapılan üç, dört ve beşinci gözlemlerde dersin sonunda öğrencilerin konuyu anlayıp anlamadıklarını doğrudan onlara soru sorarak değerlendirme yaptığı gözlenmiştir. Bu uygulamanın etkinlik değerlendirme boyutunda etkili olmadığı gözlenmiştir. Birinci öğretim döneminde yapılan diğer üç gözlemde ise etkinlik değerlendirmeye ilişkin herhangi bir uygulama gözlenmemiştir.

İkinci öğretim döneminde yapılan gözlemlerde ise Mısra öğretmenin etkinlik değerlendirme uygulamalarında değişim olduğu belirlenmiştir. Bu gözlemlerde öğrenciler sunumlarını yaparken kısa notlar alma ve ödev kullanma (23.02.2015), kısa sınav kullanma (16.03.2015) ve etkinliğin konusuna yönelik sorular sorma (13.04.2015 ve 12.05.2015) kullanarak bütün derslerde etkinlik değerlendirme yaptığı gözlenmiştir.

Bu uygulamaları etkinlik değerlendirmeye önem vermeye ve bu uygulamalarında çeşitliliği sağlamaya doğru bir değişim olduğunu göstermiştir.

İlk yıl mesleki deneyimi sürecinde Mısra öğretmenin öğretim uygulamalarına ilişkin değişimin belirlendiği diğer bir boyut ise geri bildirim ve düzeltmelerine yöneliktir. Mısra öğretmen deneyim başında yapılan görüşmede geri bildirim uygulamalarına ilişkin “Aferin diyorum. Sınıf içi alkış diyoruz. Liseyiz ama dokuzuncu sınıflara giriyorum. Yüksek not alanları alkışlıyoruz sınıfça, tebrik ediyoruz (Mısra Öğretmen, DB görüşme)” görüşünü belirtmiştir. Bu görüşü doğrultusunda Mısra öğretmenin deneyim başında geri bildirim uygulaması olarak sözlü pekiştireç kullanmaya ve sınıf içerisinde öğrencilerin birbirlerine olumlu geri bildirim vermelerine yöneldiği belirlenmiştir. Benzer doğrultuda Mısra öğretmen düzeltme boyutunda da akran düzeltmeyi tercih ettiğini aşağıdaki şekilde ifade etmiştir:

Mesela çocuğa soruyu yöneltiyorum. O soruyu, onun okumasını istiyorum. Bilmiyorum diyor. Ben çaktırmadan başka öğrenciye pas atıyorum. Şu aşamada biraz görmezden gelmeyi tercih ediyorum (Mısra Öğretmen, DB görüşme).

Mısra öğretmenin ilk yıl mesleki deneyimi sürecinde geri bildirim ve düzeltme boyutundaki değişim incelendiğinde deneyim başında yapılan görüşmede akran düzeltme kullanmaya yönelik görüş bildirmesine rağmen birinci öğretim dönemi boyunca ilk beş ders gözleminde öğretmen düzeltmeyi sıklıkla kullandığı tespit edilmiştir. Akran düzeltmeyi ise ilk kez 05.01.2015 tarihinde yapılan yedinci gözlemde kullandığı belirlenmiştir. Bu derste öğretmen yazılı sınavda yapılan yanlışları kendisi açıklarken bir soruya verilen yanlış yanıtı sınıftaki başka bir öğrencini düzeltmesini istemiştir. Bu uygulama bir sonraki hafta (16.01.2015) yapılan sekizinci ders gözleminde de gözlenmiş ve bir öğrencinin yaptığı hataya diğer öğrenciler alay eder bir tavırla yaklaşmışlardır. Bu nedenle öğrencilerin yazılı sınavda yaptığı bir hatayı kendisi düzelterek açıklamıştır.

İkinci öğretim döneminde yapılan gözlemlerde de Mısra öğretmenin öğretmen düzeltme kullandığı gözlenmiştir (23.02.2015 ve 13.04.2015). Bununla birlikte sadece 16.03.2015 tarihli 10. gözlemde öğrenciler hata yaptıklarında ipuçları sunarak kendilerinin düzeltme

yapmalarına yönlendirme yapmıştır. Öğretim yılı sonunda yapılan görüşmede ise akran düzeltmeye yönelik olumsuz görüşünü ifade etmiştir. Bu bulguya ilişkin belirttiği görüş aşağıdaki gibidir:

Direk cevabı kendim vermek yerine ya da başka bir öğrenciye sorup cevabı almak yerine bunun söz alan öğrenciyi zedeleyeceğini düşünüyorum. Biraz daha yaklaştırıyorum, doğru cevabı bulmaya yaklaştıysa cevabı veriyorum. Eğer çok zorlanıyorsa, veremiyorsa, ben veriyorum. Onun cümleleriyle başlayıp devam ettiriyorum ki, belli bir noktada bir şey ifade ettiğini düşünsün diye. Geri dönütsüz hiç geçmedi (Mısra Öğretmen, DS görüşme).

Öğretim yılında boyunca yapılan gözlemlerde tespit edilen ve öğretmenin yukarıda belirttiği görüş incelendiğinde Mısra öğretmenin deneyim başında belirttiği akran düzeltmeyi tercih etme eğiliminde bir değişim olduğu ve bu uygulamayı kullanmaya yönelik olumsuz görüşe yöneldiği görülmektedir. Bununla birlikte Mısra öğretmenin deneyim başında ifade etmemiş olmasına rağmen geri bildirim vermeye önem vermeye başladığı da görülmektedir. Bu boyuta ilişkin aşağıdaki görüşleri ifade etmiştir:

Ben zaten mutlaka öğrenciye geri dönüt veriyorum. Performans notu anlamında da, sınav notu anlamında da mutlaka sınav kağıtlarını dağıtıyorum. Kendilerinin yanlışlarını görmelerini, nerede yanlış yaptıklarını görmelerini istiyorum. Aldıkları nottan ziyade çünkü önemli olan, neyi doğru, neyi yanlış bildikleri. Performans ödevlerinde de ben yanlış yaptıkları yerleri yazıyordum. Bu benim için müthiş zaman kaybı oluyordu ama ben teker teker yanlışları yazıyordum… Yılbaşından beri sabit bir şekilde devam ediyorum. Kitap okudukları zaman kitapla ilgili bir değerlendirme yazısı yazıyorlar. Ona falan da not yazıyorum esprili bir şekilde. Bir kere işim vardı yazamadım. Sınıfa ödevlerini dağıtırken hepsi geldiler, ‘hocam bana küsmüsünüz, niye yazmadınız?’ Yani o geri dönütü onlar da istiyorlar. Yanlışlarını biliyorlar ve ben zaman içinde yanlışlarının azaldığını fark ediyorum, çünkü mesele not alması değil, sınava girmesi değil. Bizim için amaç sınavmış gibi görünüyor ama bizim için asıl olanın bilgiyi öğrenmektir. Öğrenci neyi öğrenip öğrenmediğini o geri dönütlerle anlıyor. Sınava hazırlanırken değil, sınavdan sonra alması gerekiyor. Bu geri dönütler bu anlamda şart. Yıl boyu sabit bir şekilde geri dönütler verdim (Mısra Öğretmen, DS görüşme).

Mısra öğretmenin öğretim yılı sonundaki görüşmede belirttiği görüşleri geri bildirim vermeye önem vermeye doğru bir yönelimi olduğunu göstermektedir. Ayrıca bu yöneliminin ‘yılbaşından itibaren’ olduğunu belirterek vizyonundaki değişimi ne zaman yaşadığına ilişkin bilgi verdiği görülmektedir.

4.1.1.5. Mısra öğretmenin ilk yıl mesleki deneyim sürecinde eğilimlerindeki değişime ilişkin bulgular

Araştırmada Mısra öğretmenin ilk yıl mesleki deneyimi sürecinde eğilimlerindeki değişimler de incelenmiştir. Bu kapsamda Mısra öğretmenin ilk yıl mesleki deneyim sürecinin başında belirlenen öğretmen rolü, öğrenci rolü, mesleki ve kişisel gelişimine yönelik eğilimleri öğretim yılı boyunca incelenmiş ve bu eğilimlerindeki değişim belirlenmiştir.

Öğretmen rolüne yönelik eğilim boyutunda Mısra öğretmenin deneyim başı yapılan görüşmede ilgili bir öğretmen olarak “anne” rolünü benimseme eğilimi olduğu belirlenmiştir. Bu bulguya ilişkin ifade ettiği görüşler aşağıdaki şekildedir:

Annedir. Aslında bana diyorlar. Hocam diyorlar, siz ablamız yaşındasınız. Ben de diyorum, ablanız yaşında olabilirim ama anneniz yerindeyim. Onlara hep evlatlarım diye sesleniyorum. Hoşlarına gidiyor, seviniyorlar. Biraz beni anne gibi görüyorlar sıkıntılarını anlatıyorlar… Sıkıntılarını dinliyorum. Onlara çok şefkatli davranıyorum. Bazen dozunu kaçırabiliyorlar. Fazla şefkatliyim. Kendilerine yakın, sıcak görüyorlar (Mısra Öğretmen, DB görüşme).

İfadelerde görüldüğü gibi Mısra öğretmen rolünü annelik olarak açıklamıştır. Bu rolünü açıklarken öğrencilerin sorunlarını dinleyen, onlara şefkatle yaklaşan ve öğrencilerin yakın hissettikleri bir rolü vurgulamıştır. Mısra öğretmenin öğretmen rolüne yönelik eğilimi öğretim yılında yapılan ilk gözlemlerde de görülmüştür. Örneğin 09.11.2014 tarihinde yapılan ilk gözlemde dersin başında oturma sırasında uyuyan bir öğrenciye yaklaşarak neden uykulu olduğunu sormuş ve sorununu anlamaya çalışmıştır.

Bu derste ayrıca öğrencilere öğütler verdiği bir bölümde “benim için çalışın yoksa üzüleceğim” diyerek ilgili bir anne rolünü yansıttığı gözlenmiştir. Anne rolünü benimsediğini 16.12.2014 tarihinde gerçekleştirilen gözlem sonrası görüşmede de aşağıdaki şekilde ifade etmiştir:

En başında da dediğim gibi, hep diyorum onlara ablanız yaşındayım ama anneniz yerindeyim diye. Onlar da sağ olsunlar bir sorunları, bir sıkıntıları olduğunda geliyorlar. Bir de bu sınıfın sınıf öğretmeniyim. Biraz böyle anne tavuk gibi sürekli arkalarından koşturuyorum.

‘Napıyosun, ne ediyosun’ diye soruyorum. Tepelerindeyim. Biraz bıktılar benden (1. dönem 3. gözlem sonrası yapılandırılmamış görüşme, 16.12.2014).

Mısra öğretmenin anne rolü 24.12.2014 tarihinde yapılan beşinci gözlemde de görülmüştür. Örneğin bu derste de dersin başında uyuduğunu fark ettiği bir öğrenciye yaklaşıp “Yektacım, uyan hadi paşam” diyerek bir anne gibi ilgilendiği gözlenmiştir (Görsel 4.3).

Belgede Onur ERGÜNAY Eskişehir 2018 (sayfa 107-114)