• Sonuç bulunamadı

SİMGELER LİSTESİ

2.5. Ergenlik Döneminde Yalnızlık

2.4.6.Varoluşçu Yaklaşım

Varoluşçu yaklaşıma göre, insan hayatından ne kadar sorumluysa, o kadar yalnızdır. Sorumluluk yaratıcılığı peşinde getirir; insanın yaratıcılığının farkında olması bir başka yaratıcı ve koruyucu olduğu inancını bırakması anlamına gelir. Derin yalnızlık kendini yaratma hareketinin yapısında vardır. Hiçbir ilişki yalıtımı yok edemez. Varoluşçu yaklaşımda her birey yalnızdır. Bireyin kendisini özgür, bağımsız kılabilmesi için diğerlerinden ayrılabilmeyi başarması gerektiğinden varoluşçu yaklaşım açısından yalnızlık olumlu bir yaşantı olarak değerlendirilmektedir. Varoluşçulara göre insan, doğası gereği yalnız olduğu için eninde sonunda yalnız kalacaktır. Fakat yalnızlık o şekilde paylaşılabilir ki, sevgi yalıtım acısını telafi eder. Eğer birey varoluştaki yalıtılmış durumunu kabul edip kararlılıkla yüzleşebilirse, başkalarına sevgiyle yönelebilir (Yalom, 2001).

2.5.Ergenlik Döneminde Yalnızlık

Yalnızlık üzerine Pancar (2009) ve Turan (2010) gibi araştırmacılar tarafından yapılan çalışma sonuçları yalnızlık duygularının ergenler ve gençler arasında oldukça sık görüldüğünü göstermektedir. Yalnızlık hissine kapılan bireyler sosyal becerilerini geliştirememişlerdir ve diğer insanlara ilişkin beklentilerinde de kötümserdirler. Bu araştırmaların sonuçlarına göre, ergenler arasında yalnızlık duygusu depresyon, özgüven eksikliği, alkolizm, mutsuzluk duyguları, kendini çekici bulmama ve sosyal çekingenlikle birebir ilişki içindedir. Hayatın her döneminde olduğu gibi ergenlik döneminde de yalnızlık bireyi intihara iten nedenler arasında önemli bir yere sahiptir.

Yörükoğlu’na (1998) göre, ergenlik çağı evden kopma ve topluma açılma çağı olduğu için ergenliğe giren bir ergene evi dar gelir, anne babanın öğütlerinden, eleştirilerinden ve karışmalarından usanan ergen kendini arkadaş toplumuna atar, çünkü onun için soluk alabildiği, özgür davranabildiği tek yer evin dışıdır. Evle bağları gevşeyen ergen kendini boşlukta bulur, kendi gibi bağımsızlık arayan, aynı kaygıları taşıyan ve kendi duygularına benzer duygular yaşayan yaşıtlarına katılır.

22 2.6.Yalnızlığa Karşı Çıkmak

Yalnızlık genellikle istenilmeyen bir durum olduğundan dolayı bireyler, üstesinden gelmek için bazı stratejiler geliştirmekte ve yalnız bireylerin benzer yönleri olsa bile diğerlerine göre farklı stratejiler kullandıkları görünmektedir. Peplau ve Perlman (1982), bireylerin yalnızlıkla baş etmelerinde kullandıkları stratejileri üç genel seviyede açıklamışlardır. Açıklanan üç seviye de bireyin ağırlıklı olarak bilişsel düzeyde yaptığı düzenlemelerdir. Bunlardan birincisi, birey sosyal ilişkilerinde kendi açısından memnuniyet verici değişiklikler yapmalıdır şöyle ki; halihazırdaki sosyal ilişkilerinde değişiklik yaratabilir. İkincisi ise, bireyin sosyal bağlarındaki isteklerini azaltmasıdır. Böylelikle birey grupla yapmaktan hoşlandığı aktiviteler yerine tek başına yapmaktan hoşlanacağı aktiviteleri seçebilir. Yalnızlıkla başa çıkmanın üçüncü yolu ise, kişilerin sosyal ilişkilerinde deneyimledikleri eksikliklerin önemini azaltmaya çalışmalarıdır. Bazı kişiler yaşadıkları hayal kırıklığı ya da yalnızlık duygusunu inkar edebilirler ya da sosyal ilişkilerin önemini gözardı edebilirler. Bunun sonucu olarak yalnız bireyler sıklıkla acı verici duygusal yaşantılarından uzaklaşmaya çalışırken; kendilerini işe ve içkiye verme gibi yolları tercih edebilirler. Yalnızlığın üstesinden gelmede bu tür sağlıklı olmayan sonuçlar, uyum sağlayıcı olmayan başaçıkma aktivitelerinin bir sonucu olarak değerlendirilebilir.

Son zamanlarda yalnızlıkla baş etme konusunda yapılan araştırmalarda, günümüzün teknolojik gelişmelerine bağlı olarak, bilgisayar ve internet kullanımının etkilerinden bahsedilmektedir. Bu konuda yapılan çalışmaların sonuçlarındaki bulgular farklı yönleri işaret etmektedir. Mc Katelyn ve arkadaşları (2002), bilgisayar ve internetin yoğun kullanımında sosyal yalıtımın yoğun olması ve yüz yüze iletişimin kullanılmaması nedeniyle yalnızlık yaşantılarında bir baş etme davranışı olarak kullanıldığını belirtmiştir, özellikle bilgi edinme dışında oyun oynamak amacıyla kullanılan bilgisayarın yalnızlık düzeyi ile bağlantısına işaret edilmiştir.

2.7.Sosyal Medya

Oyun kurallarında değişiklik yaratan sosyal medya, medya sektöründe biçimsel olarak hem kendi yeteneklerini hem de medya üretici ve tüketicilerinin alışılagelmiş düşüncelerini değiştirmeye devam etmekte ve böylelikle her yeni gün yeni bir sosyal medya aracını

23

insanların hayatına sokmaktadır. Youtube, kullanıcıların karar verdiği geniş bir televizyon ağına, İnstagram modayı takip etme, Blog ortamları köşe yazarlarının kişisel gazetelerine, Twitter ise tüm dünyadan son dakika gelişmelerinin takip edilebileceği bir haber ajansına dönüşmüştür (http://mustimedia.com/sosyal-medya-okuryazarligi/).

2.7.1.Sosyal Medya Kavramı

Sosyal medya, Web 2.0’ın kullanıcı hizmetine sunulmasıyla birlikte, tek yönlü bilgi paylaşımından, çift taraflı ve eş zamanlı bilgi paylaşımına ulaşılmasını sağlayan medya sistemidir (http://tr.wikipedia.org/wiki/Sosyal_medya).

Sosyal medya kavramının genel kabul görmüş bir tanımı bulunmamaktadır. Bazı çalışmalarda Web 2.0 ile sosyal medya birbirleri yerine kullanılmakta olduğu halde bazı çalışmalarda bu iki kavramın farklılığına vurgu yapılmıştır. Sosyal medya genel anlamda Web 2.0 teknolojileri üzerine kurulan, daha derin sosyal etkileşime, topluluk oluşumuna ve işbirliği projelerini başarmaya imkan sağlayan web siteleri olarak tanımlanabilir. Web 2.0, teknolojik boyutu vurgulanarak tanımlanırken, sosyal medya, sosyal boyutu ve kullanımı ön plana çıkarılarak tanımlanmaktadır (Akar, 2010).

Tilley ve Eley (2009)’e göre, sosyal medya kavram olarak farklı şekillerde ifade edilebilir: Sosyal medya, Bloglar ve forumlar, fotoğraflar, ses kayıtları, videolar, linkler, sosyal ağlardaki profil sayfaları ve daha farklı içerikleri ifade eden geniş bir terimdir.

İnternet üzerinden diğerleriyle yapılan diyaloglar ve paylaşımlar sosyal medyayı oluşturur. Sosyal ağlar, Bloglar, mikro Bloglar, anlık mesajlaşma programları ve sohbet siteleri insanların birbiriyle içerik ve bilgi paylaşmasını sağlamakta ve kullanıcılar uygulamalar sayesinde aradıkları ve ilgilendikleri içeriklere ulaşma fırsatına erişmektedir. Bu içerik, fotoğraf, video, metin ve medyaya ilişkin karışık oluşumlar içererek çeşitlilik gösterebilir. İlk bakışta öğrenciler veya küçük gruplar arasında gerçekleşen diyaloglar gibi görünse bile paylaşılan bilgi veya içerikle ilgilenen kişi sayısı hızlı ve fazla şekilde artmaktadır. İnternet kullanıcılarının internet ortamında paylaştıkları olumlu ve olumsuz

24

deneyimler şirketler için fırsatları ve tehlikeleri beraberinde getirmektedir (Sosyal Medya, http://www.kurumsalhaberler.com/pr/sosyal-medya-nedir.aspx).

Sosyal medya uygulamalarında içeriği tamamen bireyler belirlemekte ve birbirleri ile sürekli bu uygulamalar üzerinden etkileşim kurmaktadırlar. Kısacası sosyal medya zaman ve mekan sınırlaması olmadan paylaşımın, etkileşimin ve tartışmanın esas olduğu bir iletişim şeklidir. Sosyal medya aynı zamanda kullanıcıların ürettiği içerik ve müşterilerin ürettiği medya kavramlarını ortaya çıkararak ticari plandaki anlamını da kazanmıştır (Sosyal Medya, http://tr.wikipedia.org/wiki/Sosyal_medya).

Sosyal medya tek yönlü bilgi paylaşımından, çift taraflı ve eş zamanlı bilgi paylaşımına ulaşılmasını sağlayan medya sistem olarak tanımlanmaktadır. Bir başka deyişle, zaman ve mekan sınırlaması olmadan, paylaşımın, tartışmanın esas olduğu bir insani iletişim şeklidir. Bu platformlarda insanlara yardım eder, yardım alır, sorularına cevap verir ve kendi sorularınızı sorarsınız. Bu bakımdan sosyal medya informal eğitim yollarından da bir tanesidir. Teknoloji, telekomünikasyon, sosyal iletişimin kelimeler, görseller, ses dosyaları yolu ile sağlandığı bir yapıya sahiptir. İnsanlar hikayelerini ve tecrübelerini bu bağlamda paylaştığı bir çerçeveye de sahiptir. Tam olarak sosyal medya ağını tanımlamak zordur. Çoğu benzer özellikler içeren siteleri sosyal medya ağı olarak tanımlamak veya tanımlamamak oldukça zor bir görevdir, bu yüzden pek çok sosyal medya kurallarına sahip ağlar ve istisna ağlar ortaya çıkmıştır. Aynı şekilde sosyal medya ağlarının birçok özelliğine sahip olup, ama genellikle sosyal medya ağı olarak kabul edilmeyen siteler de ortaya çıkmaktadır (Klieber, 2009).

Sosyal medya için yapılan tanımlar arasında “İnsanların fikirlerini, görüşlerini, deneyimlerini, perspektiflerini paylaşmak ve birbirleriyle iletişim halinde bulunmak için kullandıkları online platformlar” ifadesi kullanılmaktadır (http://www.marketoloji.com).

Taci Yalçın sosyal medyanın oldukça geniş bir kavram olduğunu ve tek bir şekilde tanım

yapılmasının zor olduğundan dolayı 5 ayrı başlık altında tanımlanabileceğini belirtmiştir: 1-İletişim yöntemi: Mobil veya web tabanlı ve birbirleriyle etkileşimli platformlar kullanılarak sürdürülen “sürekli” bir iletişim yöntemidir.

25

2-Yaşam alanı: İnsanların birbirleriyle etkileşimli iletişimlerini sürdürdükleri online platform ve araçların yarattığı evrendir.

3-Araç: Günümüzdeki en etkili pazarlama kanallarından biri, tek başına her platform bir pazarlama aracıdır, aynı zamanda sakinleri çok tasvip etmese de oldukça yaygın bir reklam kanalıdır.

4-Yayın platformu: Radyoyu çoktan geride bırakmış, televizyonu da geride bırakmak üzere olan çok çeşitli yayın platformudur.

5-Sektör: İçinde çok çeşitli iş kolları ve iş barındıran (sosyal medya uzmanı, sosyal medya ajansları, Bloggerlar, teknoloji şirketleri, stratejistler vs.) başlı başına bir sektördür (http://www.sosyalmarka.com/sosyal-medya).

2.7.2.Sosyal Medyanın Popüler Ortamları

Sosyal medya ağları gelişim sürecinde birçok değişikliklere uğramıştır. Sosyal medya denildiğinde akla ilk olarak Facebook ve Twitter gelmektedir. En popüler sosyal medya araçları Facebook ve Twitter olsa da sosyal medya çok geniş bir araç yelpazesine sahiptir. Bloglar, mikro Bloglar, Wikiler, video ve fotoğraf paylaşım ağları, konum servisleri, oyun ağları ve sanal dünyalar bu yelpazenin bölümleri olarak ifade edilebilir. Aktif kullanıcı istatistiklerine göre en popüler sosyal medya platformları sırasıyla Facebook (1,184 milyar), Whatsapp (400 milyon), Google+ (300 milyon), Wechat (272 milyon), LinkedIn (259 milyon), Twitter (232 milyon) olarak belirlenmiştir. Kullanıcı sayıları ve sundukları işlevler itibariyle de diğer araçlardan daha ön plana çıkan Facebook ve Twitter gençlerin de en sık kullandıkları ortamlardandır. Bugün Facebook 1.3 milyara yaklaşan kullanıcı sayısıyla neredeyse dünyanın en büyük ülkelerinin nüfusuyla yarışmaktadır. Twitter’da ise 640 milyon civarında kullanıcı bulunmaktadır. Türkiye, Facebook kullanan ülkeler sıralamasında 36 milyona varan kullanıcı sayısı ile 7. sırada yer almaktadır. Twitter’a Türkiye’den katılan kullanıcıların sayısı ise yaklaşık 11 milyon civarındadır (http://dijitalhayat.tv/yazarlar/sosyal-medya-ve-genclik-uzerine).

Türkiye Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın (2013) yaptığı araştırmaya göre gençlerin yüzde 86′sı sosyal medyaya günde en az bir kere; yüzde 72′si ise her gün birkaç kere bağlanmaktadır. Ayrıca, her üç gençten birisi sosyal medyada en az üç saat zaman geçirmektedir. Özellikle

15-26

17 yaş grubu, bekarlar ve ortaöğretim ve altı mezunlarda bu oran daha yüksektir. Araştırmanın çarpıcı verileri arasında yer alan diğer bir bulgu, sosyal medyada 6 saat ve üzeri vakit geçirenlerin oranıdır. Bu oran yüzde 13 olarak ortaya çıkmıştır. (http://www.mediacatonline.com/genclik-ve-spor-bakanligindan-sosyal-medya-arastirmasi/). Bu veriler ve sonuçların bir kez daha ergenlerin ve gençlerin yalnızlık duygusunu yaşadıklarına dair ipuçları verdiği söylenebilir.

2.7.2.1.Twitter

Twitter, kullanıcılarını ilgiye değer konularda en yeni bilgilere ulaşmayı mümkün kılan gerçek zamanlı bir bilgi ağıdır (https://twitter.com/about). Twitter’ın yaratıcılarından Sagolla’a (2009) göre; Twitter, herkes tarafından basitçe oluşturulabilecek ve algılanabilecek, kısa, öz ve açık ifadeler için bir sosyal iletişim aracıdır (akt: Altunay, 2010).

Twitter’ın ortaya çıkış amacı olan her an her yerden anlık mesaj gönderme durumu; mobil telefonlarındaki SMS mesajının karakter sayısı ile doğrudan ilişkilidir. Bu durum günümüzde gündelik yaşamın akış hızı ile de ilişkilendirilebilir. 140 karakterin sadece mesaj sınırını değil; gündelik yaşamın giderek kısa, hızlı ve anlık şeylerden oluşmasına da işaret ettiği ifade edilebilir.

İfade ve durumların metin ile aktarılmasının sınırlı olması Twitter’ın mikroblog özelliğini, takipçiler aracılığı ile ağ içinde yayılması ise, Twitter’ın sosyal ağ özelliğini göstermektedir. Geliştirilmesinden bu yana dünya çapındaki popülaritesini gün geçtikçe arttırmış ve içerdiği uygulamaların programlama ara yüzünün kısa mesaj gönderim ve alımı konusundaki olanaklarıyla internet dünyasının SMS'i olarak anılmaya başlamıştır (http://tr.wikipedia.org/wiki/Twitter).

Twitter’ın genel amacı insanların günlük yaşamlarında yaşadıkları, duydukları, düşündükleri ve deneyimledikleri “şeylerden”, paylaşılabilir bulduklarını bir web ortamında başkaları ile kısa ifadelerle paylaşma imkanı sunmasıdır. Kendi ağlarını kuran kullanıcılar bu ağları kullanarak iletişim ve işbirliği içinde belirli konular üzerinde hızlı bir şekilde fikir sahibi olabilir hatta hiç bilmedikleri bir konu hakkında kendilerini eğitebilirler. Bu sayede