• Sonuç bulunamadı

B. Liselerde Okutulan nkılap Tarihi Ders Kitapları

1. Enver Ziya KARAL Türkiye Cumhuriyet

I.BÖLÜM

Konu Sayfa

Osmanlı Hükümeti ve Mondros Mütarekesi(1918)………...………....1 Mondros Mütarekesi………...………...1 Mondros Mütarekesinin Yürütülmesi ve Zararlı Cemiyetlerin Kurulması………..5 Okuma: Mondros Mütarekesi çin Ba Murahhas Seçilmesi Hakkında………….8 II.BÖLÜM

Türk Milletinin Ayaklanması(1918-1919)………..…..9 Memleketin Durumu ve Osmanlı Hükümetinin Aczi………..9 Milli Cemiyetlerin Kurulması………...11 Okuma: Sultan Vahidettin’in Yabancıların Baskısından ikayeti……….13 III.BÖLÜM

Mustafa Kemal(1881-1919)……….…………...15 Okuma: Mustafa Kemal’e Göre Hürriyet ve stiklalin Manası………..….21 IV.BÖLÜM

stiklal Sava ımızın Ba laması(15 Mayıs 1919)………..……...22 tilaf Devletlerinin Türk Toprakları Hakkında Maksatları………22 Yunan Ordusunun zmir’e Çıkması ve Türk Milletinin Mukavemeti……….25 Okuma: zmir’in gali Münasebetiyle stanbul Darülfünun’unda Yapılan

V.BÖLÜM

Milli Birlik çin Te ebbüsler(1919-1920)………..…29 Mustafa Kemal’in Milli Birlik Hakkındaki Dü ünceleri……….…..29 Amasya Tamimi………..…35 Erzurum Kongresi (23 Temmuz 1919)……….37 Sivas Kongresi…….(4-12 Eylül 1919)……….…40 Okuma: Mustafa Kemal’in Anadolu’dan stanbul’a Ça ırılması ve

Memuriyetinden stifası Hakkında Vesikalar………..42 Okuma: Mustafa Kemal’in Sivas Kongresi Sıralarında Dahiliye Nazırı Adil Beye Telgrafı………43 Okuma: Kuvay-ı Milliyeye Dair Sorular ve Cevaplar……….43

VI.BÖLÜM

Heyeti Temsiliye ve stanbul Hükümeti (Eylül 1919-Mart 1920)………...45 Sadrazam Damat Ferit Pa a Hükümetinin Dü ürülmesi………...45 Ali Rıza Pa a Hükümetinin Kurulması ve Amasya Görü meleri………...49 Heyeti Temsiliye’in Sivas’tan Ankara’ya Gelmesi……….…..51 Mebuslar Meclisi’nin Toplanması(12 Ocak 1920)……….…..52 stanbul’un Resmen gali(16 Mart 1920)………....53 Okuma: Heyeti Temsiliye’nin Ankara’ya Gelmesi………...55

VII.BÖLÜM

Yeni Türkiye Devleti’nin Kurulması (16 Mart-23 Nisan 1920)……….57 Anadolu’nun stanbul’un gali Kar ısındaki Tepkisi……….57 Türkiye Büyük Millet Meclisi Kuruluyor………...59 Yeni Türkiye Devletinin Fiili Ba kenti: Ankara………...61 Okuma: stanbul’un galini Anadolu Nasıl Ö rendi………...62

VIII.BÖLÜM

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti stiklal Sava ı’nın daresini

Ele Alıyor(23 Nisan-28 Eylül 1920)……….…..64 Milli Cephelerin Durumu(1918-1920)………....64 Damat Ferit Pa a Hükümetinin Hıyanetleri(5 Nisan-21 Ekim 1920)………77 Sevr Andla ması(10 A ustos 1920)………..83 Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordularının Te kilatlandırılması(1920-1921)…….89 Okuma: Gaziantep Müdafaası………...91 Okuma: Türkiye Büyük Millet Meclisinde stiklal Mar ının Kabul Edilmesi...93 Okuma: stiklal Mar ı ve Ankara………94

IX.BÖLÜM

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin Askeri ve Siyasi

Ba arıları(1920-1923)……….96 Ermenistan ile Harp ve Gürcistan ile Mevcut htilafların Halli

(5 Eylül 1920- Ocak 1921)………..97 Batı Cephesinde Yunanlılarla Sava lar………...98 Savunma Zaferlerimizin Dı Siyaset Üzerine Tesiri……….107 Büyük Türk Taarruzu ve Kesin Zafer (26 A ustos-9 Eylül 1922)…………...112 Mudanya Mütarekesi(11 Ekim 1922)………..117 Lozan Konferansı ve Barı ı(20 Kasım-24 Temmuz 1923)………..119 Okuma: Lozan Zaferi……….122

X.BÖLÜM

Siyasi nkılaplar: (1920-1930)………..124 Saltanatın Kaldırılması(1 Kasım 1922) ………..125 Cumhuriyet’in lanı (29 Ekim 1923)……….126 Halifeli in Kaldırılması(3 Mart 1924)………...132 Cumhuriyet Devrinde Siyasi Cereyanlar………136

Okuma: Milletin radesi ve Saltanat………....140 XI.BÖLÜM

Hukuk ve Cemiyet Alanında nkılap(1920-1934)………..141 Kadın Hakları………..145 Kılık ve Kıyafette De i iklik………..147 Cemiyet Hayatında De i iklik………..150 Okuma: Türk nkılabının Tarifi………..153

XII.BÖLÜM

Maarifin Geli tirilmesi(1920-1952)………..…154 Genel E itim Prensipleri ve Müesseseler………..154 Harf nkılabı (1 Kasım 1928) ………...159 Yeni Tarih Anlayı ı(1932)……….162 Türk Dilinin Geli tirilmesi çin Çalı malar………...166 Okuma: Yazı Dili ve Konu ma Dili………..170

XIII.BÖLÜM

Milli Ekonominin Kurulması ve Geli tirilmesi(1920-1952)………..….172 Milli Ekonominin Genel artları ve Prensipler………...172 Ziraat………...175 Milli Endüstrinin Kurulması………...180 Ticaret Alanında Geli meler………...185 Bayındırlık Hareketleri………...187 Okuma: Türkiye ve Milli Ekonomi………190

XIV.BÖLÜM

XV.BÖLÜM

Milli Savunma(1920-1952)………194 Okuma: Atatürk’ün Türk Ordusu’na Mesajı………195

XVI.BÖLÜM

Türkiye Cumhuriyeti’nin Dı Siyaseti(1923-1938)……….196 Türkiye’nin Dı Siyaset Prensibi ve Çalı maları………196 Okuma: Milli Saadet ve nsanlık Ülkesi………...203

XVII.BÖLÜM

kinci Cihan Sava ı’nda Türkiye (1939-1945)………...205 Birinci Cihan Sava ı ile kinci Cihan Sava ı Arasında Avrupa’nın

Durumu(1918-1939)………..206 Türkiye’nin kinci Cihan Sava ı’nda Durumu(1939-1945)………...208

XVIII.BÖLÜM

kinci Cihan Sava ı’ndan Sonra Türkiye (1945-1952)………..…217 Türk Demokrasi Sisteminin Geli mesi………217 Türkiye’nin Dı Siyaseti………...221 27 Mayıs nkılabı………226 Kronoloji Cetveli………...235

a. Kitabın Genel Karakteri

Liselerde nkılap Tarihi dersi verilmeye ba landı ı zaman yazılan ilk ders kitabı olma özelli ini ta ıyan Enver Ziya Karal’ın “Türkiye Cumhuriyeti Tarihi” adlı yapıtı, 1946-1951 yılları arasında tek kaynak olarak, daha sonraki yıllarda ise dönemsel de i melerle tekil veya di er kitaplarla birlikte okutulmu tur. 1945 basımlı kitap, 1918-1944 yılları arasını, 1963 basımlı geni letilmi baskısı ise 1918-1960 yılları arasını kapsamaktadır.

ncelememe esas olarak daha uzun süre okutulmu ve ilk baskısına göre kısmi farklılıkları olan 1963 basımlı olanını alaca ım. Konumuzun içeri i açısından bizi ilgilendiren farklılıkları ise belirtmeye çalı aca ım.

Kapsam açısından yazılı yılları itibariyle aralarında 18 yıllık bir cumhuriyet tarihi farkının bulundu u iki kitabın ilkinin sonunda ilginç bir ek olarak 7 sayfalık smet NÖNÜ’nün 1944 Nutku bulunmaktadır.

1945 baskısında olup 1963 baskısında çıkarılmı olan Mustafa Kemal’in ulusla manın devlet eliyle ve hatta gerekirse zorla sa lanaca ına dair 30 Ekim 1922 günü mecliste verdi i beyanat ise öyledir:

“Türk milleti, hakimiyeti ve saltanatı eline almı bulunuyor. Bu olmu bitmi bir i tir. Burada toplananlar, meclis ve herkes meseleyi tabii görürse fikrimce uygun olur. Aksi takdirde yine hakikat usulü dairesinde ifade olunacaktır. Fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir.”140

1945 basımlı kitapta ise 1963 basımlı kitaptan farklı olarak Atatürk ilkelerinin açıklandı ı bir bölüm bulunmaktadır.

Gene 1945 basımlı kitapta olup da 1963 basımlı kitapta çıkarılmı olan di er bir konu da Türk tarih tezinin temel fikirleridir:

“1-Türk milletinin anayurdu: Orta Asyadır. Türk milleti dünyanın en eski milletidir. En eski medeniyetleri kuran ve yayan Türklerdir.

2-Türk milleti: tarihin bütün devirlerinde ve dünyanın muhtelif yerlerinde anar i içinde kalmı insan topluluklarını kurdu u yüzlerce devlet idaresiyle Türk nizam ve düzeninden ve Türk medeniyetinden faydalandırmı tır.

140 KARAL, Enver Ziya, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi (1918-1944), Milli E itim Basımevi,

3-Türk milleti: birinci cihan harbinin sonunda en bitkin sanıldı ı bir anda topraklarını taksim ve kendisini mahvetme e kalkı an büyük devletlere stiklal Sava ı’nı açmakla dünyaya bir Türk mucizesi göstermi ve Türk milletinin dünya tarihinin en eski devirlerinde oldu u gibi en yeni devirlerinde de misilsiz bir ya ama kudret ve kabiliyet sahibi oldu unu ö retmi tir.”141

b. Kitapta Öne Çıkan Konu Ba lıkları ba. Mondros Mütarekesi

Kitap, anlatımına hemen hemen bütün nkılap Tarihi ders kitaplarında oldu u gibi Mondros Mütarekesi(1918) ile ba lıyor:

“1914-1918 yılları arasında süren Birinci Cihan Sava ı’nın sonunda, Osmanlı Devleti, müttefikleri gibi mütareke yapmak zorunda bulundu unu anladı ve 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’ni imzaladı.

Mütarekenin hükümleriyle; Osmanlı mparatorlu u fiilen sona erdi. tilaf Devletleri Bo azlarla stanbul’un kontrolünü ellerine geçirdiler. Türk ordusunu silahsızlandırmak için te ebbüslere giri tiler; Türk topraklarından diledikleri yerleri, kendi güvenlikleri bakımından i gal etmek hakkını sa ladılar.

Osmanlı hükümet adamları bu hükümlerin korkunç mahiyetini kavrıyamadılar. Türk umumi efkarı da ilk anlarda bir intizar durumu takındı, azınlıklara gelince, Türk hakimiyetinin ortadan kalkmak üzere oldu unu sandılar ve devleti içerden yıkmak üzere türlü isimlerle gizli cemiyetler kurarak çalı malara ba ladılar. Zayıf iradeli ve zayıf karakterli bazı Türk-Müslüman toplulukları da tilaf Devletlerinin yardım ve himayesiyle Türk birli ini parçalamak maksadını güden cemiyetler kurmak suretiyle zararlı çalı malara koyuldular.” 142

Görüldü ü gibi kitabın daha ilk cümlelerinde “müttefikler dolayısıyla mütarekeye imza attık” denilmeye çalı ılarak etnosantrik (ulus-merkezci) bir

141 KARAL; a.g.e., s. 142-143.

142 KARAL, Enver Ziya; Türkiye Cumhuriyeti Tarihi (1918-1960), Milli E itim Basımevi,

yakla ımla kitaba giri yapılmı oluyor. Oysaki sava ta taraf olmak, mütarekeye de taraf olmayı gerektiriyor.

Hemen ikinci paragrafta da Osmanlı Ordusu yerine Türk Ordusu denilerek anakronik bir hataya dü ülmü oluyor. Fakat bu yanlı ın, etnik bir anlatımdan ziyade co rafi bir vurgu yapma çabasından kaynaklandı ı kanaatindeyiz.

Mondros Mütarekesi ba lı ının bu giri mahiyetindeki özetinin son paragrafında da “Osmanlı hükümet adamları” ve “Türk umumi efkarı” denilmek suretiyle çok keskin bir ayrıma gidilerek bugünün bilgisiyle retrospektif (geriye bakı lı) bir yakla ım kullanılmı oluyor.

bb. Memleketin Durumu

Kitabın daha pek çok yerinde rastlayaca ımız abartılı ifadeler, mütareke sonrası dönemi anlatılırken ve ülkenin bu durumdan çıkmasında ve millet bilincinin olu umunda ku kusuz en büyük rolü üstlenmi olan Mustafa Kemal’den bahsedilirken kar ımıza çıkmaktadır. Özellikle Mustafa Kemal’in rolü, memleketin durumuyla ba da tırılmaya çalı ılırken adeta “imkansızı mümkün yapan do aüstü bir güç” gibi sunulmu ve tarihi süreç tedricen anlatılmak yerine bir milli kahraman kültü yaratılmak suretiyle kolaycılı a kaçılmı tır:

“Uzun süren seferberlikten takatsiz kalmı , birbirleri ardınca muharebelerden bıkmı usanmı olan halk, artık askerlikten nefret ediyordu. Memleketin her tarafı asker firarileri, hapishane kaçkınları ile dolmu , Anadolu e kıya yata ı olmu tu. Binlerce aziz vücutleri topra a gömen, yüzbinlerce öksüz çocuklara, alil ve kötürüm insanlara ahit olan bu milleti artık kimse harbe sürükleyemezdi.

Memleketin ve milletin bu durumu hamiyetli aydınlarımızın kalblerinde ıstırap ve isyan fırtınaları koparıyordu. Yakup Kadri (Karaosmano lu): ‘Yeryüzünde her milletin hakları, hakikatleri, yurdu ve Tanrısı vardı. Yalnız Türk Milleti, haksız, hakikatsiz, yurtsuz ve Tanrısızdı. Tıpkı büyük Perseküsyon (çatı ma) devirlerindeki Beni- srail gibi idik. Gökten inecek Mesihi bekliyorduk

ve iki asır hasretiyle yandı ımız milli kahraman hala, bir türlü görünmüyordu’ demek suretiyle onların ruh haletine tercüman oluyordu.”143 Burada açıkça lider kültünün olu umuna bir kapı açılmı oluyor.

bc. Zararlı Cemiyetler

Mondros Mütarekesi’nin yürürlü e girmesi sonucunda tilaf Devletleri ile çe itli ili kiler içerisinde bulunan bir takım cemiyetler de siyasi nüfuz kazanmaya ba lamı tır. Görünen odur ki bu cemiyetlerin esas amacı, Osmanlı Devleti’nin ma lup olmasıyla birlikte Osmanlı’dan tevarüs edecek co rafyada pay sahibi olmak ve yeni kurulabilecek bir devletin asli kurucu unsuru içerisinde yer alabilmektir. Yani devlet için zararlı olma sebebi rejimdir. Oysaki kitaptaki konu ba lı ı “Türklü e zararlı Cemiyetlerin Kurulması ve Çalı maları”144 eklindedir. Nasıl ki “ ngilizli e, Almanlı a, Ermenili e yahut Kürtlü e zararlı” deyince kavram yerine oturmuyorsa “Türklü e zararlı” denilerek de o dönem için henüz tam anlamıyla olu umunu bile tamamlamamı olan bir kimli e erken ve fazla sahip çıkan bir konu ba lı ı tercih edilmi tir.

Bu ba lık altında Türk dı ındaki milliyetlerin de mevcut olmadı ı savunulmu tur: “Birinci Cihan Harbinde, tilaf Devletlerinin, Osmanlı mparatorlu u’nu içinden yıkmak için yaptıkları propagandalardan biri de bir Kürt milletinin mevcut oldu u fikirlerini ortaya atmak olmu tu.”145

“…Yabancı parasıyla beslenen bu cemiyet, bütün Türkler ve bilhassa, Do u Anadolu vilayetleri halkı tarafından iddetle reddedildi.”146

Bu ba lık altında etnik ve kültürel kimlikler, tümüyle yok sayılmaya çalı ılırken, bu dönemde devletin yıkılmasını engellemek için bir çıkı arayan cemiyetler de tümüyle dü man ilan ediliyor. Oysaki o döneme bütüncül bir bakı la yakla ırsak “yararlı” ba lı ıyla anlatılan cemiyetlerin de bölgesel ve kültürel temellerle yola çıktı ını görürüz. Bu bakı açısı, bugünden geçmi e bakarak ulus-devlet hakkında yorum yapmanın ürünüdür.

143 KARAL; a.g.e., 1963, s. 10.

144KARAL; a.g.e., 1963, s. 6.

145 KARAL; a.g.e., 1963, s. 6. 146 KARAL; a.g.e., 1963, s. 6.

bd. Yararlı Cemiyetler

“ tilaf Devletlerinin Türk vatanının topraklarını bölü mek ve devletin istiklalini yok etmek te ebbüsleri ile Osmanlı hükümetinin böyle bir durumu önlemek hususundaki aczini gören Türk Milleti, haklarını her türlü vasıtalarla korumak için yer yer milli cemiyetler te kil etti…” paragrafıyla da millet bilincinin olu umunda önemli katkıları olan cemiyetler anlatılmakta fakat “hükümet” ve “millet” ayrımı gene yazarın keskin çizgileriyle kar ımıza çıkmaktadır. Bu konunun ba lı ı ise “Türk Milletinin Ayaklanması(1918-1919)”dır. Ba lık, sanki bir ulus-devlete kar ı ba ka bir azınlı ın ayaklanmasını anlatır biçimdedir, oysa bunun yerine “millet bilincinin olu umu” gibi bir ifade tercih etmek kanımca daha uygun olurdu.

Gene “Milli Cemiyetlerin Kurulması” ba lı ı altında “milletin kararı” alt ba lı ı ile Türk milletinin toprakla olan ili kisine yerinde bir vurgu yapılarak vatan-millet ili kisi kurulmu tur:

“Türk vatanının parçalanaca ı yolunda yabancı basında yayımlanmaya ba lıyan tasarılar kar ısında Osmanlı hükümetinin gösterdi i tevekkül Türk milletinde hudutsuz bir isyan ruhu uyandırdı. Halkın yüzde sekseni çiftçi idi. Topra ına ba lı bulunuyordu. Üzerinde daima hür ya amı oldu u bu topra ı dü mana kaptırmak köleli e razı olmaktı. Esnafın, memurların ve askerlerin hür insanlar olarak ya aması da ancak toprak sahiplerinin hürlü ü ile mümkündü.Türk milleti için karar verme anı gelmi ti. Millet, esir ya amaktansa, hürriyet için mücadeleye karar verdi. Bu mücadelenin parolası, ya istiklal ya ölümdü. Trakya’nın ve Anadolu’nun dü man istilasına mevzu te kil eden yerlerinde, Müdafaa-ı Hukuk-u Milliye cemiyetleri kurulmaya ba landı.”147

be. stiklal Harbi çin Türk Milletinin Manevi Kaynakları

Bu ba lık altında anlatılmak istenen de Türk milletinin karakteristik özellikleridir. Fakat bu karakter, ancak günümüzün kavramsalla tırması içerisinde tarifi yerini bulabilecek bir ulus-devletten bahsedercesine gene anakronik (zamandı ı) bir üslupla sunulmu tur ki zira millet bilinci o günlerde daha yeni yeni uyanmakta olan bir dü üncedir:

“Türk, haysiyet ve izzetinefis sahibidir. Kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Türk milleti, karanlık anlarda büyük fedakarlıklara, büyük acı ve ıstıraplara katlanmasını bilmi millettir. Tarihi, büyük davalar için yapılmı büyük mücadelelerin tarihidir. Hulasa Türk milletinin kurtulu cevherleri kendi ruhunda saklı idi…”148

bf. Misak-ı Milli

Kitabın ba ında mütarekeyi imzalamasıyla birlikte iyiden iyiye güç kaybeden Osmanlı’nın durumunu ve Türk Milleti’nin Fransız htilali sonrasında Avrupa’da olu maya ba layan biçimiyle ulusla ma sürecine girildi ini ifade eden yazar, daha sonraki bölümlerde Mustafa Kemal’in hayatından ve milli birlik için ilk te ebbüsler olarak adlandırabilece imiz kongrelerden bahsederek ulus- devletin olu umunun temellerini atmı oluyor.

Ku kusuz yazarın bahsetti i kongreler, birçok Avrupa ulus-devlet yapısında da gördü ümüz üzere devletle e zamanlı olu an milliyet dü üncesine önemli katkılar sa lamı tır. Zira bu kongreler, daha ziyade muayyen ve mahdut Türk topraklarının kurtarılması için kurulmu olan milli cemiyetlerin mü terek bir amaç altında toplanmalarına ön ayak olmu tur.

Bu kongrelerin toplanmasının hemen akabinde de 12 Ocak 1920’de son Mebuslar Meclisi toplanarak bir yurt için hayati önemi haiz sınırlarını meclisin kendi iradesiyle belirleyerek “misak-ı milli” adlı bir vesika hazırladılar.

Kitabımızda bu konuya da uygun bir bölümde yer verilmi ve böylelikle “millet”in u runa sava aca ı bir vatanın sınırlarının da henüz milletçe olmasa da meclis tarafından çizildi i belirtilerek Kurtulu Sava ı’nın habercisi oluyordu.149

bg. Milli Cephelerin Durumu

23 Nisan 1920 de Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından sonra Türk halkı da Anadolu’nun çe itli cephelerinde ülkeyi savunmaya koyulmu lardı. Bu cephelerden belki de Milli Mücadele açısından en önemlisi Antep cephesidir. Yazar, aslında Antep müdafaasını anlatırken halkın ulusla ma sürecinin ilk fikirsel nüvelerine de de inmi oluyordu. Bu ulusla ma, öyle ki Fransa’da Napolyonvari geli en devletin milleti ulusla tırmasıyla süreç ve temel anlamında farklılıklar arz etmektedir Zira halkın kula ına gelen bu bilgiler, do rulu undan ziyade etkileyicili i ve bir kar ıt tepki do urması bakımından önem ta ımaktadır: “…Türk polisi ve jandarma kuvvetlerini Fransız subaylarının kumandasına verdiler. Ermenilerden de polis te kilatı kurmaya kalkı tılar. Bunlar yetmiyormu gibi, her cuma Akyol Camiine çekilmesi mutat olan Türk bayra ını, bir cuma günü indirdiler ve çekilmesini yasak ettiler ve bu sırada annesini müdafaa eden 12 ya ındaki bir Türk çocu unu süngü ile ehit ettiler. Kendilerine selam vermiyen Türk polislerini cezalandırdılar ve daha bu gibi haysiyet kırıcı hareketler yaptılar. Bütün bu hareketler, Türk halkının mücadele için te kilat ve hazırlıklarını kuvvetlendirmesine sebep oldu.”150

Görüldü ü gibi yazarın son cümlesiyle de yargımız desteklenmi oluyor. Bu ulusla ma bilinci, Etienne Copeaux’nun savında oldu u gibi Türk ulusla ması, slam ile e güdümlü ortaya çıkmı ve ilerleyen bir bilinç seviyesidir.151

Di er cepheler anlatılırken de benzer ifadelerle mücadele anlatılmı , bunun yanı sıra “Mara ’lı Türk aslanları” gibi bir ders kitabının diline uymayan abartılı ifadelerden gene kaçınılamamı tır: “…Ermeni azınlı ı ile elbirli i ederek

149 KARAL; a.g.e., 1963, s. 52. 150 KARAL; a.g.e., 1963, s. 73. 151 COPEAUX; a.g.e., s. 23.

Türklere türlü hakaretlerde bulundular. Türk kadınlarını kıyafetleriyle alay ettiler; kaleden Türk bayra ını indirdiler. Ermenilerin iftirası üzerine bazı Türkleri hapsettiler. Bu hareketler sakin görünü lü Mara ’lı Türk aslanlarını harekete getirdi…”152 Ayrıca Urfa cephesindeki mücadele için de gerçekçi olmayan bir güç kar ıla tırması yapılarak okuyucunun milli duyguları alevlendirilmek istenmi tir: “…Bir Türk ehri, tek ba ına bir devlete kar ı sava mı ve muzaffer olmu tur.”153

Dönemin artları gere i ulusla ma bilincinin kazanılması ku kusuz gerekliydi. Günümüz ö rencilerinin ise bu ulusla ma sürecini ve kendi ulus bilinçlenmelerini kazanmaları için di er milletleri, bilhassa da azınlık statüsünde yurtta olarak bu co rafyada ya ayan etnik ve kültürel farklılıkları olumlayarak ö renmesi daha anlamlıdır.

bh. Milli Mücadele Kar ıtı syanlar

Anadolu’nun çe itli yerlerinde ba layan Milli Mücadele hareketlerine kar ılık Damat Ferit Pa a’nın iktidarı döneminde Aznavur, Düzce, Hendek, Adapazarı, Yenihan, Yozgat, Bo azlıyan, Afyonkarahisar ve Konya da isyanlar ba göstermi ti. Bu isyanlara kısaca de inen yazar, konunun sonunda ise “ syanların Genel Karakteri” ba lı ı altında isyancıları üstü kapalı biçimde avam olmakla suçlamakta ve Türk ulusla masını burjuva tekeliyle olu mu Avrupa ulusla ması ile tamamen aynı karakterde gördü ünü açık etmektedir:

“Anadolu, dü man istilalariyle ate ten bir çember içine alındı ı sıralarda ve bu cephelerde hürriyet ve istiklal için sava ılırken, Anadolu’nun türlü bölgelerinde çıkan isyanlar hazin ve korkunç bir manzara gösteriyordu. syanlar yukarda belirtildi i gibi stanbul hükümeti ile tilaf devletlerinin tahriki neticesinde çıkmı tı. Asilerin ba ları, bölgelerinde zorbalıkla geçinen mutaassıp ve cahil kimselerdi. çlerinde yüksek rütbeli memur ve asker yoktu. Ba larına topladıkları kimseler de kendileri gibi idi…”154

152 KARAL; a.g.e., 1963, s. 76. 153 KARAL; a.g.e., 1963, s. 76. 154 KARAL; a.g.e., 1963, s. 81.

Görüldü ü gibi ulusla manın karakterini sadece “yüksek rütbeli memur ve askerler belirledi” yakla ımı, “ulus” olma bilincine yakla ım olarak tezatlık ta ır. Bunun yanı sıra yazar, bu ba lık altında bugünün de er yargılarıyla geçmi i de erlendirmeye çalı arak hissi bir yorumda da bulunmu tur.

bı. Sevr Andla ması

Tarih, 10 A ustos 1920’ye geldi inde Sevr Anla ması anlatılıyor fakat anla manın a ır maddeleri mevzu bahis edilmeden önce “cihan umumi efkarı, Türk inkılabını ciddiye almıyor”155 ba lı ı altında o günün çe itli gazetelerinde çıkan Türklerin milli birli ine ili kin ele tirilere yer verilmi . Yazar, ba langıçta ilgisiz gibi görünen bu giri i, “ stanbul Hükümeti, bu andla maya imza koydu fakat biz Türkler olarak milli beraberli imizi ve te kilatlanmamızı sa ladık, dolayısıyla da andla mayı tersine çevirecek bir irade olu tu” demeye getirmektedir. Konunun sonuna “Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordularının Te kilatlandırılması” ba lıklı metnin ve bölümün sonuna da “Gaziantep Müdafası”, “ stiklal Mar ı’nın Kabulü ve stiklal Mar ı” ile “Ankara” adlı bir kahramanlık iirinin konması da adeta “Sevr Andla ması”nı arada sıkı tırmı bir vaziyettedir. Yazar, bu noktada Türk ulusla masını tamamlanmı bir süreç olarak gördü ü için, konuyu milletten tamamen ba ımsız kabul etti i stanbul Hükümeti’ni de “öteki” sayarak konuyu anlatma yoluna gitmektedir.

Sevr’in ardından 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Andla ması ile de ulusla ma sürecini siyasi olarak hemen hemen tamamlayan bir milletin Misakı Milli ile belirtilen yurt sınırları di er devletlerce tanınmı oluyordu. Zaten 21 ubat 1921’de ba layan Londra Konferansı’nda, stanbul Hükümeti’ni temsilen orada bulunan Tevfik Pa a’nın söz hakkını TBMM temsilcisi Bekir Sami Bey’e bırakmasıyla milleti temsil hakkı, yeni bir ulus-devletin iradesine geçiyor ve di er devletlerce bu durum tanınmı oluyordu. Yazar, bu önemli kırılma noktalarını da ihmal etmeden aktarmı tır.

bi. Yeni Tarih Anlayı ı

Yazar, Cumhuriyet’in ilk inkılaplarını anlattıktan sonra, bu ba lıkla sundu u konuya “Osmanlı mparatorlu u’nda Tarih Anlayı ı” alt ba lı ıyla devam ediyor. Bu konunun içeri inde ise Osmanlı’nın tarih anlayı ı, milli olmamakla ve objektif davranmamakla ele tiriliyor:

Benzer Belgeler