• Sonuç bulunamadı

BÖLGESEL GELİŞMEYE YÖNELİK TEORİK YAKLAŞIMLAR BAĞLAMINDA BÖLGESEL KALKINMA AJANSLARININ ROLÜ

B. Bölgesel Gelişmeye Yönelik Yeni Yaklaşımlar

1. Entegre Bölgesel Gelişme Teoris

Geleneksel ekonominin inceleme konularını denge aracılıyla açıklanması yoğun eleştirilere konu olmaktadır. Zira, denge analizleri pür ekonomik ilişkileri basit sistemler içinde açıklarken, güncel sosyo-ekonomik sorunların çok boyutlu ve karmaşık yapısının analizinde yetersiz kalmaktadır. Aynı sorun büyüme teorisinde de ortaya çıkmıştır. Denge analizleri yapan büyüme modelleri gerçek ve karmaşık gelişme sürecinin açıklanmasında yetersiz kalmaktadır. Bu yüzden gelişme sorununun büyüme modellerinin mekanik ve dar yapıları dışında ele alınması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Soyso-ekonomik gelişme sürecinin çok boyutlu karmaşık yapısı içine girdikçe, denge analizlerinin yetersizliği daha da belirginleşmiştir. Bu nedenle, gelişme sorunlarını tüm karmaşıklığı içinde ele alan

araştırmacılar analiz aracı olarak “denge” ve “mekanik nedensellik” ilişkileri yerine “dengesizlik” leri de dikkate alan “kümülatif nedensellik ilişkileri” ilkesine yönelmişlerdir.

Kümülatif nedensellik ilişkiler sistemini teorik analiz aracı olarak kullanan bu yaklaşımda, sosyo-ekonomik bölgesel gelişme süreci, ekonomik sürecin doğrudan karlılığa yönelik üst yapı faaliyetleri ile bunların varlığı için önkoşul oluşturan, doğal, maddi, personel ve kurumsal altyapı arasındaki karşılıklı ilişkiler ve bunların yarattığı alt süreçler bütünü içinde ele alınmaktadır. Kümülatif nedensellik ilkesinde, süreci oluşturan elemanların birinde ortaya çıkan bir değişme, karşılıklı bağımlılık ilişkisi içinde tüm sisteme yansımakta, bundan etkilenen unsurlar, tekrar başlangıçtaki ilk elemanı etkileyerek (geri besleme-feedbac ) tüm sistemin belli bir yöndeki değişimini gittikçe artan bir şekilde (kümülatif olarak) hızlandırmaktadır. Birçok araştırmacı, açıkça veya üstü kapalı olarak kümülatif nedensellik ilkesini, sosyo-ekonomik gelişme sürecinin analizlerinde teorik açıklama aracı olarak kullanmıştır. Malthus, Thünen, Marx, Veblen, Wicksel, Myradl, Nurkse, Hirschmann ve Rostow bunlardan en tanınmış olanlarıdır.

Bölgesel gelişme sürecinde stok büyüklük oluşturan alt ve üst yapı donatımları ile buradan kaynaklanan ve bu stoklara katılan yatırımların çeşitli etkileri olmaktadır. Akım büyüklükler şeklindeki yatırım ve hizmetler altyapının olgunlaşma ve yararlanma dönemlerinde ortaya çıkmakta ve üst yapıdan kaynaklanan etkilerle birlikte bölgesel gelişme sürecini oluşturmaktadır.Bölgesel gelişmenin başlaması ve süreklilik kazanması yeterli alt ve üstyapı donatımları ile bu alanlarda yeterli yatırımların yapılmasına bağlı olmaktadır.

Bölgesel gelişme süreci içerisinde zaman ve mekan boyutu açısından farklılaşmalar olmaktadır. Zaman boyutu açısından bölgelerin gelişmişlik düzeylerinde farklılaşmalar söz konusudur. Bölgeler az gelişmiş, durgun, kısmen gelişmiş ikili yapı ve kendi kendini besleyen sürekli gelişme dönemlerinden geçmektedir. Mekan boyutu açısından farklılaşma ise üç ayrı gelişme tipi ortaya çıkarmaktadır. Bunlar; nüfusun, şehirleşmenin, alt ve üst yapı donatımları ile birlikte, ekonomik faaliyetlerin daha yoğun olarak gerçekleştiği gelişme bölgeleri, gelişme bölgesinin çekim etkisiyle akışkan üretim faktörlerini kaybeden az gelişmiş boşalma bölgeleri, iki bölge tipi arsında oluşan ve gelişme bölgelerinin çekim gücünü kendi

içsel dinamiği ile başarmış ve gelişme bölgesi olma eşiğine ulaşmış farksızlık bölgeleridir. Sözü edilen bu bölgelerde gelişme sürecinin dinamik gücü büyük şehir merkezleridir. Yığılma odakları oluşturan bu merkezler, alt ve üst yapı donatımları ile nüfus yoğunluğu açısından diğer merkezlere göre daha üstündürler.

Alt ve üst yapının şehir içinde ve yakın çevreye dağılımı, şehirsel yapıyı belirlemektedir. Şehirsel yapı, şehrin gelişme dinamiği ile birlikte yerleşim ve kuruluş yerlerini belirleyerek nüfus akımı ve sanayileşmeyi yönlendirmektedir. Şehir merkezini diğer merkezlere bağlayan şehirlerarası altyapı donatımı, şehirsel gelişmelerle birlikte bölgesel farklılaşma ve gelişme yapısını belirlemektedir. Böylece şehirsel gelişmelerin şehir içi, yakın çevre diğer şehir ve bölgelerle oluşturduğu ilişki ağı içinde bölgesel gelişme farklılaşmalar ortaya çıkmaktadır.

Bölgelerin alt ve üst yapı donatımlarına bağlı olarak nüfus ve ekonomik faaliyetin mekan ve zaman içinde farklılaşması ile birlikte ortaya çıkan şehirsel yığılma merkezleri ve bunlar arasındaki etkileşim, bölgesel gelişme sürecinin dinamiğini oluşturmaktadır. Söz konusu bu dinamik süreç içinde, çeşitli alt süreçler ortaya çıkmaktadır. Bunlar ekonomik faaliyetin bütünleşmesi, yığılması ve yoğunlaşması, yığılma ekonomileri, sanayileşme, şehirleşme, bilgi, yenilikler ve bunların yayılması şeklindedir. Bölgelerin farklı alt ve üst yapı donatımlarına sahip olması, ekonomik faaliyetin bütünleşme, yayılma ve yoğunlaşma süreçlerinin bölgeden bölgeye farklı olmasına yol açmaktadır. Bunlarla birlikte nüfus ve ekonomik faaliyetlerin yerleşim ve kuruluş yeri tercihleri yönlenirken, yoğunlaşma, yığılma ve yayılma süreci, sanayileşme ve şehirleşme süreçleri de gerçekleşmektedir. Bilgi ve yeniliklerin ortaya çıkması ve yayılması, şehirsel yığılma merkezlerine, şehir içi ve şehirler arası altyapı donatımları ile üst yapısal faaliyetlere bağlı olarak gerçekleşmektedir (Erkan, 1987; 42).

H.Erkan’ın söz konusu yaklaşımına göre, bölgesel gelişme sürecinin zaman boyutu açısından dinamiği alt ve üst yapı donatımı ve ikisi arasındaki ilişkiden doğan alt süreçlerin mekan içindeki etkileşimine bağlıdır. Mekan boyutu açısından dinamiği ise şehirsel yığılma merkezleri ya da metropollere dayanmaktadır. Ayrıca bir yandan ekonominin tarım, sanayi ve hizmetler gibi temel sektörlerindeki yapısal gelişmeler alt ve üst yapı donatımındaki birikime bağlı olarak açıklanırken, diğer yandan mekanda oluşan kentsel hiyerarşi içindeki mekansal yapılanmanın yarattığı etkileşim

dikkate alınmaktadır. Ayrıca gelişme sürecinin alt süreçlerinin açıklanışı ve etkileşimi de daha önceki yapısal açıklamalar içinde yer almaktadır.