• Sonuç bulunamadı

Emvâl-i Metruke Kanunuyla İlgili Düzenlemeler

BÖLÜM 2: ALİ CENANİ BEY’İN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET

2.2. Birinci Dönem TBMM’de Yaşanan Siyasi Gelişmeler

2.2.2. Emvâl-i Metruke Kanunuyla İlgili Düzenlemeler

Zorunlu göçe tabi tutulan ya da bulundukları yeri kendi isteği ile terk ederek kayıp ve kaçak durumuna düşen kimselerin geride bıraktıkları mallar ile ilgili olarak önce İttihat Terakki döneminde ardından TBMM Hükümeti zamanında yapılan hukuki düzenlemeler emval-i metruke mevzuatını ortaya çıkardı296. Osmanlı’daki düzenlemelerin uygulama

292 Necmettin Alkan-Uğur Üçüncü, Ali Şükrü Bey Hürriyet Uğruna 39 Yıl, Melisa Matbaacılık, İstanbul, 2015, s.48.

293 Meclis’in 16 Nisan 1923 tarihli son toplantısında Lazistan mebusu Necati Memişoğlu Efendi ve arkadaşları tarafından Ali Şükrü Bey’in eşi için bir defalık 3 bin liranın, üç çocuğun her biri için de 5 bin liranın bankaya yatırılması ve çocukların eğitim giderlerinin karşılanmasını öngören bir kanun teklifi tartışılmaktaydı (Emel Oruç Olgun, Ali Şükrü Bey Olayı, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2009, s.114); TBMMZC, Devre 1, c.29, İ:21, 9 Nisan 1923, s.6-7.

294 TBMMZC, Devre 1, c.29, İ:26, 16 Nisan 1923, s.227.

295 Ali Cenani Bey, Kozan mebusu Dr. Mustafa Cantekin ve Elaziz mebusu Naci Karaali Beylerle birlikte itiraz etmişlerdi. Kanun teklifi 89 kabul oyuna karşılık 36 red 3 çekimser oy aldı. Görüşme yeter sayısı olan 161 mebusa ulaşılamadığından, oy kullananların sayısı 128’de kaldığından meclisten geçemedi (Demirel,

Birinci Meclis’te Muhalefet İkinci Grup, s.511).

296 Hasan Güner, Ermenilerin Emvâl-i Metrukesi Ermenilerin Geride Bıraktığı Mallar (Arşiv Belgeleri

alanı 26 Eylül 1915 tarihli Tasfiye Kanunu olarak da bilinen geçici bir kanunla belirlenmişti297. Bu kanunla sadece zorunlu göçe tabi tutulan kimselerin taşınmazları üzerindeki hakları, Maliye ve Vakıflar hazinelerinin mülkiyetine geçirilmişti. Malların asıl sahibi Ermenilere de bir bedel verilecekti. Ancak savaş koşulları ve tehcir nedeniyle hak sahipleri mallarının başında bulunamayacağından belirlenen bedeller mal sandıklarına emanet edildi298.

Osmanlı Meclisi’nde yukarıda bahsi geçen tasfiye kanunu kaldırmak için son bir hukuki düzenleme yapıldı. Bu Reddi Emval Kararnamesi olarak da bilinen Ahar Mahallere

Nakledilmiş Bulunan Eşhasın 17 Zilkade 1333 Tarihli Kararname Mucibince Tasfiyeye Tabi Tutulan Emval-i Hakkındaki Kararname’ydi. 8 Ocak 1920 tarihli bu kararname

emval-i metruke mevzuatı gereği tasfiyeye tabi tutulan taşınır ve taşınmaz malların sahiplerine iadesini öngörmekteydi299. Yani tasfiye kanunuyla maliye ve vakıf hazineleri uhdesinde bulunan emvâl-i metrukenin bu kararnameyle sahiplerine iade edileceği, ölmüş olmaları durumunda da mirasçılarına intikal ettirileceği belirtildi300. Kararnamenin 30. maddesi başka mahallere nakledilmiş olan kişilerin terk edilmiş malları, borçları ve alacakları hakkındaki 26 Eylül 1915 tarihli geçici kanunu ve bu kanunun uygulanma biçimini gösteren 26 Ekim 1915 tarihli nizamnameyi yürürlükten kaldırdı. 33 maddelik kararnamede malların nasıl iade edileceği, ödenecek tazminatlar gibi konularda ayrıntılı düzenlemeler yapıldı. Böylece İttihat Terakki’nin Ermeni mallarının tasfiyesini içeren tüm kanunları kaldırılmış oluyordu.

TBMM dönemindeyse Ali Cenani Bey’in meclise sunduğu bir önergeyle 8 Ocak 1920 tarihli kararname yürürlükten kaldırıldı301. Ali Cenani Bey’in emvâl-i metruke

297 Ümit Kurt, Emval-i Metruke Komisyonları, s.50-51; 26 Eylül 1915 tarihli Tasfiye Kanunun yürürlüğe konulmasıyla birlikte Sevk ve İskân Kanunu gereğince zorunlu göçe tabi tutulan gerçek ve tüzel kişilerin mal varlıklarının tasfiyesi için komisyonlar kurulacağı ve bu komisyonların sevke tabi tutulan kimselerin mallarının tasfiyeleri için mazbatalar düzenleneceği açıklanmıştır (Hasan Güner, Ermenilerin Emvâl-i

Metrukesi Ermenilerin Geride Bıraktığı Mallar (Arşiv Belgeleri Işığında Mali ve Hukuki Açıdan İnceleme,

Astana Yayınları, Ankara, 2016, s.108).

298 Güner, Ermenilerin Emvâl-i Metrukesi Ermenilerin Geride Bıraktığı Mallar (Arşiv Belgeleri Işığında

Mali ve Hukuki Açıdan İnceleme, s.114.

299 Gül Akyılmaz, Osmanlı Devleti’ndeki Hukuki Düzenlemeler Çerçevesinde Ermeniler ve Geride

Bıraktıkları Mallar (Emvâl-i Metruke), Avrasya İncelemeleri Merkezi Rapor No:16, Terazi Yayıncılık,

Ankara, Temmuz 2017, s.36.

300 Güner, a.g.e, s.205; Fakat bu kararname yine de malları sahipleri yerine vekil ya da vasilerine verdiği için tepki de çekiyordu (Ümit Kurt, “Lozan Mübadelesinin Ekonomik Sonuçlarını Emvâl-i Metruke Kanunları Üzerinden Okumak”, Kebikeç Dergisi, sayı:40, 2015, s.68).

301 TBMMZC, Devre 1, c.23, İ:102, 14 Eylül 1922, s.49; TBMMGCZ, Devre 1, c.3, İ:102, 14 Eylül 1922, s.769, 771, 777; Ali Cenani Bey’in önergesi şu şekildedir: “Elyevm tehcir kabul edilmiş olan ve bundan

mevzuatına olası etkisini çıkaran bu gelişme TBMM’nin de bu alanda yürürlüğe koyduğu ilk kanun olma özelliği gösteren ve 8 Ocak 1920 tarihli kararnameyi ortadan kaldıran 20 Nisan 1922 tarih ve 284 sayılı kanundu302. Ali Cenani Bey’in bu girişimi mecliste bazılarınca hoş karşılanmadı. Bunlardan biri Maraş Mebusu Hasip Bey’di. Kendisi bu düzenlemenin yapılmaması konusunda ısrarlıydı. Fakat Maliye Vekili Hasan Fehmi ve Cenani Beylerin değişikliğin yapılması zorunluluğu üzerinde durmasının ardından Muş Mebusu İlyas Sami Bey’in desteğiyle teklif kabul edildi303. Bu kanun sadece göçe tabi tutulanlar için değil düşman istilasından kurtulan mahallerde sahipleri kaçan veya kaybolan kimselerin mallarını da içine alacak şekilde genişletilmişti. Kanuna göre bu kimselerin kalan taşınır malları satılıp tutarları sahiplerine iade edilecek, taşınmazları hükümetçe idare edilecekti304.

Kararnamenin kaldırılması yeni bir düzeni ortaya çıkarmak anlamı taşıyordu. Bu yeni düzen bu malların farklı alanlarda kullanılmasına imkân tanıdı. Bu değişikliği sağlayan gelişmeyse 15 Nisan 1923 tarihli ve 333 sayılı kanundu. Kanunla her ne suretle olursa olsun kaybolan, bir yerden ayrılan, yabancı ve işgal edilmiş ülkelere, İstanbul ve bağlı yerlerine kaçanların terk edilmiş taşınır ve taşınmazları, borçları ve alacakları emvâl-i metruke kapsamına alındı305. Hem bu kanunla hem de ilerleyen tarihlerde yapılan yasa çalışmalarıyla emvâl-i metrukenin farklı alanlarda kullanılmasına imkân tanındı. Bunlardan birincisi yerel halka dağıtılması ikincisi Türk sermayedarlara kaynak olarak satılması üçüncüsü ise muhacir iskân alanı olarak kullanılması şeklindeydi. Ali Cenani Bey de hükümetin emvâl-i metrukeyi bu üç alanda tasarruf etmesine fırsat tanıyan yasa çalışmalarını onayladı. Kendisi hükümetin mümkün mertebe emvâl-i metrukeden zor durumdaki halka arazi dağıtmasını isteyenler arasındaydı306. Yapılan görüşmeler

sonra edilirse ve edilecek olanlar ve ahval-i harbiye ve siyasiye ile me’valarını terk etmiş olanların emvallerinin sureti müzayedesine veyahut suret-i idaresine dair evvelce mevcut olan tasfiye kanunu yerine kaim olur. Bu tasfiye kanunu ise o gibi emvalin sahipleri yed’inden bila-bedel alınarak sahibi aslilerine iadesi hakkındadır ki bunun tabi refi lazımdır” (Nevzat Onaran, Emvâl-i Metruke Olayı Osmanlı’da ve

Cumhuriyet’te Ermeni ve Rum Mallarının Türkleştirilmesi, Belge Yayınları, İstanbul, 2010, s.161-162).

302 Bu kaynakta kanun 224 sayılı olarak belirtilmiştir (Hasan Güner, Ermenilerin Emvâl-i Metrukesi

Ermenilerin Geride Bıraktığı Mallar (Arşiv Belgeleri Işığında Mali ve Hukuki Açıdan İnceleme, Astana

Yayınları, Ankara, 2016, s.56-57).

303 Ali Cenani Bey’in ahar mahallere nakledilmiş eşhasın tasfiyeye tabi tutulan emval-i hakkındaki 8 Ocak 1920 tarihli kararnamenin reddine dair sunduğu önerge onaylandı (Onaran, a.g.e. s. 163).

304 TBMMZC, Devre 1, c.23, İ:102, 14 Eylül 1922, s.49; Düstur, III. Tertip, c. III, s.127; Güner, a.g.e, s.270.

305 Güner, a.g.e, s.56.

306 Erzurum mebusu Rüştü Paşa ve arkadaşları Mübadele, İmar ve İskân Kanununun 8.maddesinin değiştirilmesini öngören teklifi hükümetin verdiği zararın tazmini amacıyla emvâl-i metrukenin

sonrasında hükümet, Ermenilere ait olup kendi elinde bulunan metruk emlak ve arsanın muhtaç olanlara öncelik verilerek ihtiyaçları nispetinde dağıtılmasına karar verdi.

Emvâl-i metruke, Türk sermayedarlara kaynak olarak da satıldı. TBMM, Türk sermayedarlara gayrı menkul satışı yapmak, emvâl-i metrukeyi Türk sermaye birikimini güçlendirmek ve kaynak olarak değerlendirmek amacıyla çalışmalara başladı. Bu malların belediyelerden, ticaret ve sanayi odalarına, borsalara satışı ve bu satışın hangi fiyat üzerinden yapılacağı konusu gündeme alındı. Hatta buralardan önce Fransız elçiliğine de emval-i metruke satışı yapıldı. Meclis’teki tartışmalar sonrasında konuyla ilgili üç maddelik hazırlanan kanuna Ali Cenani Bey de müdahale etmişti. Bu dönemde ticaret vekili olan Ali Cenani Bey satışın kimin tarafından yapılacağı üzerinde ısrarla durdu ve idare heyetlerince yapılmasını sağladı. Bu hukuki zeminin hazırlanmasında Cenani Bey’in de katkısı olduğu görülen kanun 22 Şubat 1926’da kabul edildi307. Üçüncü bir adım olarak mübadele edilmiş halkın emvâl-i metrukesinin mübadele edilmeyenlere verilmesiyle ilgili yasal düzenlemede de Ali Cenani Bey’in etkisi görüldü. 1928 yılında mübadeleyle giden nüfusun, gelenden fazla olması sebebiyle kalan gayr-ı menkullerin yerli ahaliye verilmesi gündeme taşındı. Konuyla ilgili mecliste 4 maddelik

dağıtılmasını önerdi. Mübadele, iskân ve İmar Encümeni mazbatasında meydana gelen isyanlar ve istilalar nedeniyle halkın zarar gördüğü ve hükümet tarafından halkın zarar gördüğü oranda taşınmaz mal, emlak ve arazinin dağıtılmasını önerdi. Cenani Bey’in de yer aldığı Muvazene-i Maliye Encümeni de öneriyi kabul etti. Konu mecliste tartışmalar yaşanmasına sebebiyet verdi. Sivas mebusu Halis Turgut Bey Erzurum, Sivas ve Kayseri’de tahrip edilmiş pek çok binanın bulunduğunu söylemesi üzerine Cenani Bey valilerin yıktığı şeklinde karşılık verdi (Nevzat Onaran, Emvâl-i Metruke Olayı Osmanlı’da ve

Cumhuriyet’te Ermeni ve Rum Mallarının Türkleştirilmesi, Belge Yayınları, İstanbul, 2010, s.216); 10

Aralık 1924’te Hakkı Tarık Bey Maliye ve Ticaret Vekâletine Ereğli’de mübadillere ait bulunan emvâl-i metrukeden olan kömür ocaklarının hukukunun hazine tarafından takip edilip edilmediğini ve 63 numaralı Rumbaki kömür ocağının ferağ muamelesi hakkında bir soru yöneltti. Ticaret Vekili Ali Cenani Bey de “sual takriri daha vekâlete gelmedi, malumatım yoktur” cevabını verdi (Açıklamalı Yönetim Dizini 1919-1929, Ankara Üniversitesi SBF, Kamu Yönetimi Araştırma ve Uygulama Merkezi:8, Yayın No:604, Ankara, 2012, s.1721), TBMMZC, Devre 2, c.11, İ:19, 10 Aralık 1924, s.44; 22 Aralık 1924’te Hakkı Tarık Bey’e gelen cevapta Maliye Vekili Abdülhalik Bey, havza-i fahmiyede terk edilmiş ocaklar hükümetçe Ticaret Vekâletinden gönderilen maden mühendisleri tarafından idare edilmektedir, hükümet tarafından bir komisyon oluşturulmuştur, o komisyon idare etmektedir dedi. Ticaret Vekili Ali Cenani Bey, 63 numaralı ocağın ferağına dair vekâletnamenin aslının Ticaret Vekâletinde olmadığını, bir suret olduğunu, konuyu Ereğli Havza-i Fahmiyesi Müdürü Esat Bey'e telgrafla sorduğunu, konu üzerinde ciddi tetkikat yapacağını belirtti (Açıklamalı Yönetim Dizini 1919-1929, Ankara Üniversitesi SBF, Kamu Yönetimi Araştırma ve Uygulama Merkezi:8, Yayın No:604, Ankara, 2012, s.1728); TBMMZC, Devre 2, c.11, İ: 25, 22 Aralık 1924, s.210-213.

307 Cenani Bey’in de katkısıyla kanunun birinci maddesi şu şekilde hazırlanmıştır: Belediyelere, ticaret ve sanayi, ziraat odaları, borsalara hükümet ve Sanayi ve Maadin Bankası tarafından kendi başına ya da ortak vücuda getirilecek fabrika ve müesseselere emvâl-i milliye ve metrukeden veya mazbut vakıflardan lüzumu görülecek arazi ve arsalar İcra Vekilleri Heyeti kararıyla İdare Heyetlerince takdir edilen bedel karşılığı satılabilir (Onaran, a.g.e, s.229).

bir teklif hazırlandı. Maliye Vekili Şükrü (Saraçoğlu), Bütçe Encümeni adına Ali Cenani Bey ve bazı mebuslar dağıtımın ne miktarda yapılacağı üzerinde durdu ve tartışma esnasında İstanbul Mebusu Hüseyin Bey mübadele edilmeyenlerin %80’inin 1914’ten beri tek karış gayrı menkul almadığını ifade etti. Yapılan görüşmeler neticesinde 31 Mart 1928’de Mübadeleye Gayr-ı Tabi Ahaliye Verilecek Emvâl-i Gayr-ı Menkule Hakkında

Kanun kabul edildi. Böylece Türkiye’den Yunanistan’a göç edenlerin gelenlerden fazla

olması nedeniyle mübadele edilenlerden kalan taşınmazların mübadele olmayan insanlara aynen veya bedelen verilmesi ya da satılması sağlandı308.