• Sonuç bulunamadı

B- Kur’ân’da Kudret Kelimesine Yakın ve Zıt Anlamlı Kelimeler

1. Fiil Türevleri Mâzî Türevi Mâzî Türevi

1.3. Emir Türevi

Kur’ân’da ِ ر د ق kökünden gelen ve emir sigasında geçen sadece bir kelime Sebe’

Suresi’nde vârid olmuştur " ٌري ص بِ نو ل مِ ع تِ ا م بِ ي ّن إِ اًح لا صِ او ل م عا وِ د رِ سلاِ ي فِ ر ّد ق وِ ٍتا غ با سِ ل م عاِ ن أ"

“Andolsun, Davud’a tarafımızdan bir lütuf verdik. “Ey dağlar! Kuşların eşliğinde onunla birlikte tesbîh edin” dedik ve “(Bütün vücudu örtecek) zırhlar yap, işçilikte de ölçüyü tuttur diye demiri ona yumuşattık. “Salih amel işleyin. Çünkü ben sizin yaptıklarınızı görürüm” diye vahyettik.”280

2. İsim Türevleri 2.1. َ رَدقلا Kader

Bu kelime Kur’ân’da ölçü anlamında kullanılmıştır. Çoğu zaman bu kelime, gökyüzünden inen yağmurun bir ölçüye göre indiğini ifade ederken kullanılmıştır. Bu konuyla ilgili Kur’ân’da 5 ayet vardır. Bunlardan ِ ض ر لأاِي فِ ها ن ك س أ فِ ٍر د ق بِءا مِءا م سلاِ ن مِا ن ل زن أ و"

ِا ن إ و

" نو ر دا ق لِ ه بٍِبا ه ذِى ل ع “Biz, gökten belli bir ölçüde su indirdik de (faydalanmanız için) onu yeryüzünde tuttuk. Bizim onu tamamen gidermeye de muhakkak gücümüz yeter.”281

Kelimenin diğer anlamı bir şeyin veya bir insanın belirlenmiş olan kaderidir: ِ م ث"

"ى سو مِا يِ ٍر د قِى ل عِ ت ئ ج “Sonra kaderin gereği (takdîr edilen zamanda buraya) geldin yâ Mûsâ!”282

279 Müzzemmil 73/20.

280 Sebe’ 34/11.

281 Mü’minûn 23/18.

282 Tâhâ 20/40.

54

Mürselât Suresi’nde "ٍمو ل ع مِ ٍر د قِ ى ل إ" 283 belirlenen bir süreye kadar anlamına gelmiştir. Bakara Suresi’nde "ِ ه ر د قِ ر ت ق م لاِ ى ل ع وِ ِ ه ر د قِ ِ ع سو م لاِى ل عِ ن هو ع ّت م و" 284 her iki kelime

“gücüne/imkanlarına göre” anlamına gelmiştir. Böylece ِ ر د ق kelimesinin, ölçü, kader, belli bir süre ve güç olmak üzere dört anlamı ortaya çıkmaktadır.

2.2. ر دَقلا el-Kadr

Bu kelime Kur’ân’da yedi yerde geçmiş ve üç manaya gelmiştir. Kur’ân’ın indiği Kadir Gecesi anlamında gelmiştir: " ر د ق لاِ ة ل ي لِ ي فِ ها ن ل زن أِ ا ن إ “Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) "

Kadir gecesinde indirdik.”285 Mücâhid’e göre Allah bu gecede ölüm, ecel ve rızk gibi konularda kullar hakkında istediği her şeyi takdîr ettiği için Kadir Gecesi olarak adlandırılmıştır. İbn Abbas’a göre bu gece, sene içinde rızık, yağmur, hayat veya ölüm, Hac’a gidecek kimselerin isimleri ve babalarının isimleri dahi yazıldığı için Kadir Gecesi olarak isimlendirilmiştir. Üçüncü görüşe göre ise birine ٌِردقِ نلافل denildiğinde onun şeref ve büyük makam sahibi olduğu anlamı kastedildiği gibi, bu gece de şerefi ve büyüklüğü dolayısıyla ِ ر دق gecesi olarak adlandırılmıştır.286

Kelimenin Kur’ân’da ikinci geçtiği anlam, ölçü ve belirli vakit anlamıdır ِ ل ع جِ د قِ"

"ا ًر د قٍِء ي شِ ّل ك لِ اْلل “Allah her şey için belirli zaman tayin etmiştir”287. Bir de kelime üç yerde

"ه رِ د قِ ق حِ اْللو ر د قِا م و" kalıbında geçmektedir.288 Bu ayetler’de anlamı değer ve kıymettir. Bu ayetler’de biri ِ ر د ق (fethalı) diğeri ِ ه ر د ق (sükûnlu) şeklinde iki kelime geçmiştir. Her ikisi de kadr kıymet bilmek anlamındadır. Yani ayetin manası şöyle olmaktadır: “Allah’a yakışan şekilde kıymet verilmesi gerektiği gibi kıymet vermediler.”

2.3. ريدقتلا et-Takdîr

Bu lafız Kur’ân’da beş ayette geçmiştir. Bu beş ayetten üç tanesinde Allah’ın Azîz ve Alîm sıfatlarıyla geçmiştir: "ميلعلاِ زيزعلاِ ريدقتِ كلذ" “bu Alîm ve Azîz Allah’ın takdîridir”289. Zira o ayetler’de sırayla, güneşin ve ayın birer ince hesaplama aracı kılınması, güneşin yönergesinde akıp gitmesi, gökyüzünün yıldızlarla süslenmesinden

283 Mürselât 77/22.

284 Bakara 2/236.

285 Kadr 97/1.

286 el-Kurtubî, a.g.e., C. XXII, 391-392; es-Süyûtî, Ebü’l-Fazl Celâlüddîn Abdurrahmân b. Ebî Bekr b.

Muhammed el-Hudayrî, ed-Durru’l-Mensûr fi’t-Tefsîri bi’l-Me’sûr, thk. Abdullah b. Abdulmuhsin et-Turkî, 1. b., C. XV, Kahire: Merkezu Hecr li’l-Buhûsi ve’d-Dirâsâti’l-İslâmiyye, 2003, 534.

287 Talâk 65/3.

288 En‘âm 6/91; Hac 22/74; Zümer 39/67.

289 En’âm 6/96; Yâsîn 36/38; Fussilet 41/12.

55

bahsedilmektedir. Allah’ın böylesine ince ölçüp biçmesi bambaşka ve apayrı bir takdîre sahip olduğunun bir kanıtı olup bunları yaratmak ancak ulu ve her şeyi bilen bir ilâha yakışmaktadır. Bundan dolayı ayet sonunda Allah’ın Azîz ve Alîm sıfatlarının zikredilmesi duruma uygun düşmüştür. Râzî buna şöyle açıklama yapmıştır: “Azîz kudretin kemâline delalet etmekte, Alîm ise ilmin kemâline delâlet etmektedir. Bu ne güzel bir ayet sonudur! Çünkü bu tür işler mükemmel bir kudret ve etraflıca bir ilim olmadan hâsıl olmaz.”290

Kelimenin Kur’ân’da ikinci geçtiği mana, daha önce bahsi az da olsa geçmiştir.

"ا ًري د ق تِ ه ر د ق فِ ٍء ي شِ ل كِ ق ل خ و" 291 Buradaki mana Allah’ın, her şeyi hikmetin gerektirdiği gibi yaratmış olmasıdır. Takdîr, kullara varlıkların miktarını belirlemesidir. Yani varlıkları, meleklerin yazdığı kitapta yazarak takdîr etmiştir. Ayetin anlamıyla ilgili bir başka görüş de, Allah her şeyin uzunluğu, eni, rengi, benzeri özellikleri ve kalma süresini belirleyip yaratmış olduğu şeklindedir.292

İnsan Suresi’nde takdîrin ölçme anlamını ifade eden "ًاريدقتِاهورّدق" kalıbı, bahsi daha önce mâzî türevini işlerken, ayetle ilgili geçen tefsir görüşlerini ele aldığımız için buradaki anlamı içindeki içeceği ne fazla ne az, tam içecek kişinin ihtiyacını giderecek ve onu doyuracak şekilde miktarı ayarlanmış içecek bardakları anlamında geldiğini söylemekle yetiniyoruz.

2.4. رادقم Mikdâr

Daha çok süre bağlantısıyla ölçü anlamına gelen "ًارادقم" kelimesi, Kur’ân’da üç yerde geçmiştir. Örneğin, " ٍرا د ق م بِ ه دن عٍِء ي شِ ل ك وِ دا د ز تِا م وِ ما ح ر لأاِ ضي غ تِا م وِى ثن أِ ل كِ ل م ح تِا مِ م ل ع يِ ّاْلل"

“Allah, her dişinin neye gebe olduğunu, rahimlerin artırdığı şeyi ve eksilttiği şeyi bilir.

Her şey O’nun katında bir ölçü iledir.”293 Kelimenin geçtiği diğer iki yerin birinde Secde Suresi’nde: " نو د ع تِا م ّمٍِة ن سِ ف ل أِ ه را د ق مِ نا كٍِم و يِي فِ ه ي ل إِ ج ر ع يِ م ث" “Sonra o iş O’na bir günde yükselir.

O günün miktarı, sizin saydığınız bin yıl kadardır.”294 Diğeri Me‘âric Suresi’nde ٍِم و يِي ف"

290 Râzî, a.g.e., C. XXVII, 110.

291 Furkan 25/2.

292 et-Tabersî, Ebû Alî Emînüddîn (Emînü’l-İslâm) el-Fazl b. el-Hasen b. el-Fazl, Mecme‘u’l-Beyân fî Tefsîri’l-Kur’ân, 1.b., C. VII, Beyrut: Dâru’l-Ulûm, 2005, 204-205.

293 Ra‘d 13/8.

294 Secde 32/5.

56

"ٍة ن سِ ف ل أِ ني س م خِ ه را د ق مِ نا ك “Melekler ve ruh, O’na, süresi elli bin yıl olan bir günde yükselir.”295 şeklinde, "رادقم" lafzı her iki ayette de süre anlamında gelmiştir.

2.5. رودقم Makdûr

Bu kelime Kur’ân’da sadece bir yerde, Ahzâb Suresi’nde geçmiştir:

"ا ًرو د ق مِاًر د قِِ ٰاْللِِ ر م اِِ نا ك و" “Allah’ın emri, kesinleşmiş bir hükümdür.”296 Burada geçen

"ًارودقم" kelimesi belirlenmiş bir hüküm anlamındadır.297 2.6. رودق Kudûr

Kur’ân’ın bir yerinde geçmiştir. Manası eskiden çok büyük bir yemek miktarını pişirmeye veya kaynatılmaya yarayan büyük ve derin kap, kazanlardır ِن مِءا ش يِا مِ ه لِ نو ل م ع ي"

ِ وِ بي را ح م

ِ ي دا ب عِ ن ّمِ ٌلي ل ق وِا ًر ك شِ دو وا دِ لآِاو ل م عاِ ٍتا ي سا رِ ٍرو د ق وِ با و ج لا كِ ٍنا ف ج وِ لي ثا م ت

" رو ك شلا “Cinler,

Süleyman için dilediği biçimde kaleler, heykeller, havuz gibi çanaklar ve sabit kazanlar yapıyorlardı. Ey Davûd ailesi, şükredin! Kullarımdan şükredenler pek azdır.”298

3. Sıfat Türevleri