• Sonuç bulunamadı

Duayı Kabul Eden (Mucîb)

ALLAH’IN KUDRET SIFATININ DİĞER SIFATLARIYLA İLİŞKİSİ

7. Duayı Kabul Eden (Mucîb)

Dua, seslenmek, talep etmek,684 Allah Teâlâ’ya yönelmek685 manasına gelen bir kelimedir. Allah Teâlâ’nın mücîb sıfatı insanların ‘aczinî isbât eden en belirgin sıfatlardan biri sayılmaktadır.686 Zira dua etmek gibi bir ibadet olmasaydı insanın ‘aczinden bahsetmek mümkün olmayacak ve onun her şeye kâdir olduğu anlamına gelecekti. Fakat durum böyle değildir. İnsan kendi gücüne güvenmeyince ya da daha doğrusu kendi gücünün bir işe yetemeyeceğini fark edince “ya rabbi” diye seslenmeye başlamaktadır.

Bu durumu Allah’a şirk koşan müşriklerde de görmekteyiz. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Gemiye bindikleri zaman dini Allah’a has kılarak O’na dua ederler. Onları kurtarıp karaya çıkardığı zaman ise bir de bakarsın ki, Allah’a ortak koşuyorlar.”687 İnsanların Allah’a bu yalvarışlarının, onların bütün inanışlarına rağmen Allah’ın kudretini itiraf ettiklerine işaret etmektedir. Allah da bir insanın duasını kabul edip istediğini verdiği zaman, insana Allah’ın kudret yansımalarının en somut tablosu zuhur edecektir eder.

684 İsfahânî, a.g.e., s. 315.

685 Fîrûzâbâdî, el-Kâmûsu’l-Muhît, s. 1282.

686 Osman Cilaci, “Dua”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (DİA), İstanbul: 1994, C. IX, s. 529.

687 Ankebût 29/65.

123

Kur’ân’da Allah’a dua etmeyi teşvik eden ayetler’den bazısı şunlardır: “Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.”688, “Yahut kendisine dua ettiği zaman zorda kalmışa cevap veren ve başa gelen kötülüğü kaldıran, sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı?

Allah ile birlikte başka ilâh mı var!? Ne kadar az düşünüyorsunuz!”689, “Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, duanızı kabul edeyim.”690 Bu ayetler, Allah’tan başka mucîb kudretli ilâhın bulunmadığını, bir insanın dilediğini gerçekleştirmesinin sadece Allah’ın kudretine düştüğünü dile getirmektedir. Zira Allah’ın dua edenlerin isteklerini kabul etmesi suretiyle musibetlerden kurtarması veya başlarına gelen kötülükleri kaldırmasında kudretinin gerçekleşmesi ve dolayısıyla tek ilâh olduğunun ortaya çıkması söz konusudur.691

Allah’ın mücîb oluşuyla alakalı Kur’ân’da pek çok ayet bulunmaktadır. Bunu özellikle peygamberlerin kabul olan dualarını ele alan Enbiyâ Suresi’nde görmekteyiz.

Hz. Nûh sıkıntıdan kurtulmak için Allah’a dua edince, Allah’ın kudreti, Hz. Nûh’u ve onun yanındakilerini gemiye bindirip kurtarmak; diğer kâfirleri ise tûfân ile helâk etmek suretiyle gerçekleşmiştir.692 Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Nuh da daha önceleri Bize yalvarmıştı, onun duasını kabul edip, kendisini ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtardık.”693 Hz. Eyûp yakalandığı hastalıktan kurtulmak için Allah’a şöyle dua etmiştir: “Eyyub da:

"Başıma bir bela geldi, (Sana sığındım), Sen merhametlilerin merhametlisisin" diye Rabbine nida etmişti. Biz de onun duasını kabul etmiş ve başına gelenleri kaldırmıştık.

Katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir hatıra olmak üzere ona tekrar ailesini ve kaybettikleriyle bir mislini daha vermiştik.”694 Balinanın karnına giren Hz. Yunus da Allah’ın kudretine iltica ederek dua etmiş, Allah da bunun üzerine O’nu balinanın karnından çıkarmıştır. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Zünnun (Balık Sahibi; Yunus) hakkında söylediğimizi de an. O, öfkelenerek giderken, kendisini sıkıntıya

688 Bakara 2/186.

689 Neml 27/62.

690 Mü’min 40/60.

691 Ayrıca bkz. Mâturîdî, Te’vîlâtu’l-Kur’ân, C. XIII, 80-81; Kuşeyrî, a.g.e., C. III, 140-141; Kurtubî, a.g.e., C. XVIII, 375-376.

692 Taberî, a.g.e., C. XVI, 316.

693 Enbiyâ 21/76.

694 Enbiyâ 21/83-84.

124

sokmayacağımızı sanmıştı; fakat sonunda karanlıklar içinde: "Senden başka tanrı yoktur, Sen münezzehsin, doğrusu ben haksızlık edenlerdenim" diye seslenmişti. Biz de duasını kabul ettik ve kendisini kederden kurtardık. İşte biz mü’minleri böyle kurtarırız.”695

Hz. Zekeriyyâ’nın duasına gelince, o diğer peygamberlerden farklı olarak ne bir hastalıktan ne de bir gamdan kurtulmak için dua etmiştir. O Allah’tan bir çocuk istemiştir.

Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Zekeriya da: " Rabbim! Beni tek Başıma bırakma, Sen varislerin en hayırlısısın" diye nida etmişti. Biz de ona icabet ederek, Yahya'yı bahşetmiş, eşini de doğum yapacak hale getirmiştik. Doğrusu onlar iyi işlerde yarışıyorlar, korkarak ve umarak Bize yalvarıyorlardı. Bize karşı gönülden saygı duyuyorlardı.”696 Hz.

Zekeriyyâ Allah’tan çocuk isterken kendisi yaşlı, karısı ise kısırdı. Fakat O, Allah’ın kudretinden ümit kesmeyerek dua edip duasını şu ayetle sonlandırmıştır “Ey Rabbim!

(şimdiye kadar) sana yönelttiğim duada cevapsız bırakıldığım hiç olmadı.”697 Bunun karşılığında Allah gerçekten duasını kabul edince Hz. Zekeriyyâ “…"Rabbim! Karım kısır, ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olabilir?"…”698 demiştir. Fakat Allah Teâlâ şu âyeti kerimede: “...Rabbin böyle buyurdu; Çünkü bu bana kolaydır, nitekim sen yokken daha önce seni yaratmıştım...”699 şeklinde buyurarak kendisine bu işin kolay olduğunu ve O’nun bu konudaki kudretinin tıpkı o hiçken yaratmasında tecelli ettiği gibi burada da tecelli ettiğini ifade buyurmuştur.

Allah Teâlâ’nın Kur’ân’da zikrettiği peygamberlerin bu duaları, bir gayeye göre zikredilmiş olmalıdır ki, zaten Yüce Kur'ân için aksini düşünmek söz konusu değildir.

Zira bu ilâhî kitabın diğer beşeri kitaplardan ayrıldığı en önemli özelliklerinden birisi de onun her harfinin, her kelimesinin ve her cümlesinin insanlara yol göstermede bir amaca matuf olarak nazil olmasıdır. Bundan dolayıdır ki Hakk Teâlâ, bu kıssalarda anlatılanları bir dinleti olarak değil, orada yaşananlardan ders çıkarmak ve Yüce kudretine güvenip yalnızca O'na iltica etmemize dair bir mesaj olarak bizlere bildirmektedir. Her ne kadar kıssalar peygamberler üzerinden anlatılmışsa da, sonuç itibariyle peygamberler de beşeri özelliklere sahip birer insandır. Onların bu dünyada dualarının kabul olunması, onlar gibi tam bir teslimiyetle Rabb'e sığındığımızda bizim için de söz konusu olacağının adeta bir

695 Enbiyâ 21/87-88.

696 Enbiyâ 21/89-90.

697 Meryem 19/4.

698 Meryem 19/8.

699 Meryem 19/9.

125

örneği gibi sunulmuştur. Nitekim insan peygamberler gibi erişmek istediği şeyden âciz kalıp ellerini Allah’a açtığında bu durum, Allah’ın kudretinin müdahalesinden başka bir çare bulamadığının en somut göstergesi olarak ortaya çıkmaktadır. İnsan Allah’ın kudretini bu şekilde tanıyınca da Allah’ın hakikatini bulmuş ve dolayısıyla O’nun vahdaniyetine ayne’l-yakîn olarak iman etmiş olacaktır ki, bu da esasen tam bir teslimiyetin açık bir tezahüründen başka bir şey değildir.