• Sonuç bulunamadı

2.ARAP EDEBİYATINDA ŞİİR

2.1. Altıncı Asra Kadar Arap Edebiyatında Şiir’in Yeri:

2.1.3. Emevîler Dönemi

İslam coğrafyasında, siyasi iktidarın, 41-132/661-750 yılları arasında Emevî hanedanının eline geçmesiyle başlayan bu dönem Arap edebiyatında önemli gelişme ve değişmelerin yaşandığı, edebiyatın siyasi ve kültürel hadiselerin gölgesinde ve onlarla içiçe olduğu bir dönemdir. Emevîler dönemi, İslam toplumunun hızlı bir sosyal değişim yaşadığı, pek çok farklı kültür, ırk ve dinle karşılaştığı ve bir arada yaşadığı, birbirinden etkilenerek yeni bir ortak kültür ve günlük yaşam inşasına giriştiği bir dönem olup birçok ilk bu zaman diliminde yaşanmış, etkileri sosyal ve kültürel bünyenin her zerresine sirayet etmiştir.371

Birçok siyasi çalkantı ve çekişmeye de sahne olan bu dönemde, özellikle şair ve hatiplerin, yaşadıkları siyasi ve kültürel vasatta tarafların sözcü ve temsilcileri olduğu düşünüldüğünde, edebiyat ve şiirin siyasetle ne kadar iç içe olduğu daha kolay idrak edilecektir. Devletin kurucusu ve ilk halifesi Muaviye, böyle bir ortamda şiirin ve şairin değerini pekiyi seziyor, şairleri kendi tarafına çekmenin iyi bir basın/medya’ya sahip olmak demek olduğunu da gayet iyi biliyordu. Özellikle buhran zamanlarında, şairlerden, hiciv veya fahr yerine vatan sevgisi, birlik ve beraberlik konularını işlemelerini isteyerek onlardan azami ölçüde istifade ediyordu.372

366 Furat, Arap Edebiyatı Tarihi, 116; Yılmaz. Kur’ân-ı Kerîm ve Hz. Peygamberin Asr-ı Saâdet Arap Şiirine Etkisi, 73.

367 Mehmet Yalar, “İslami Arap Şiiri ve Hz. Peygamber”, UÜİFD, 18/1, (2009), 61-88.

368 Dursun Hazer, Hz. Peygamber’in Şairleri, (Çorum: Hitit Yayınları, 2008), 20-26.

369 Hazer, Hz. Peygamber’in Şairleri, 32-33.

370 Furat, Arap Edebiyatı Tarihi, 116-134.

371 Şevki Dayf, Târîhu’l-edebi’l-arabî el-asru’l-İslâmî, (Kahire: Dâru’l-Meârif, 1966), 169-214.

372 Furat, Arap Edebiyatı Tarihi, 138.

75 Emevilerin doksan yıllık iktidarları esnasında özellikle Abdülmelik, Velîd ve Hişâm dönemlerinde fetihlerle elde edilen ganimetler İslam şehirlerinde müreffeh ve bolluk içinde bir hayat için zemin hazırlamıştır. Geleneklerine bağlı ve o zamana kadar dışa kapalı bir hayat tarzı olan Arap toplumu ve Arap şiir ve edebiyatı, kendi kültürlerinden farklı Fars ve Rum kültürleriyle tanışınca onların edebiyatları, şiir ve musikilerinin de etkisiyle rehavete kapılmış, bambaşka bir çehreye bürünmüştür. Fetihler, toplumun sadece ekonomik durumunu değil hayat tarzını da değiştirmiş, ortaya çıkan zenginlik ve refah başta Şam, Mekke ve Medine olmak üzere tüm İslam coğrafyasında Arapların daha önce hiç tanık olmadıkları bir eğlence kültürünün doğmasına, lüks ve zevk merkezli bir hayat tarzının yaygınlaşmasına sebep olmuştur. Bu devrede, içki ve müzik meclislerinin tertip edildiği özel mekânlarda hayatı zevk ve şehvet merkezli telakki eden ve bu yönleriyle şiirler terennüm eden bir şairler zümresi de zuhur etmiştir. Emevi idaresinin de teşvik ve desteğiyle sefahet içinde tüm zevkleri tadan, arzuları doğrultusunda hareket eden bu zümreler, sürekli eğlence meclisleri düzenleyerek, buralarda şiirler, şarkılar seslendirmişler, rakkâseler tüm hünerlerini gösterirken, içkiler su gibi tüketilmiştir. Artık Mekke, Medine gibi kutsal topraklar bile, Emevî siyasetinin bir sonucu olarak bu dönemde bir musiki ve eğlence merkezleri durumuna gelmiştir.373

Bu dönemde toplumda meydana gelen değişim ve dönüşümü ve Emevî iktidarının genel tutumunu resmetmesi açısından şu iki olay oldukça ibretâmizdir. İkinci Emevi halifesi olan Yezid b. Muaviye şarabı tasvir ettiği bir şiirinde İslam’ın içki konusundaki hükmü ve

“Biz ellerimizle ona işaret ederken adeta Beyt-i Harâmı (Kâbeyi) gösteririz.”

“Şarap ilk kez fıçısından kadehine döküldüğünde Kâbe taşı ve zemzemden güzel bir söz (ses) meydana getirir.”

373 Kenan Demirayak, 1. Abbasi Asrında Edebî Çevre (132-232/750-847), (Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 1992), 21-22; Armutlu, “Nedim’in Aşk Anlayışının Kaynağı”, 115-117.

76

“Eğer şarap bu gün Ahmed’in dinine göre yasaklanmışsa, sen de onu Meryem oğlu Mesih’in dinine göre iç.”374

İçkiye olan düşkünlüğü ile meşhur el-Velîd (el-Velîd b. Yezîd b. Abdilmelik (öl. M.

743) içki, eğlence, kadın ve dinî meseleleri hafife alma konusunda Yezid’den aşağı kalır değildir. Birgün o kadar ileri gitmiştir ki, sarhoşken Kur’ân-ı Kerîm’i açtığında ve karşısına tesadüfen “Peygamberler yardım istediler ve sonunda bütün inatçı zorbalar hüsrana uğradı.

Ardından da cehennem! Orada yanan zorbaya gövdelerden sızan su içirilecektir”

anlamındaki, İbrâhîm Sûresi’nin 15. ve 16. ayetleri çıkınca öfkelenen el-Velîd, Kur’ân-ı Kerîm’i karşısına dikip, parçalanıncaya kadar ok yağmuruna tutmuş ve şu şiiri okumuştur.

ُت َأ بج لُك ُدِعو ـ ع ٍرا ـــ

ـ ين ـــ ٍد انأ اهَف ٌدــينع ٌراـــبج َكاذ

ٍرْشح موي ك بر َتيقلَّ ام اذإ ُديلولا ينق زم ِ بر اي :ْلقَف

“Her zorba inatçıyı tehdit mi ediyorsun? İşte ben o zorba inatçıyım.”

“Haşir günü Rabbine kavuştuğunda, “Rabbim, beni Velîd parçaladı”, de.”375

Bu dönemin edebiyatının en ayırıcı özelliklerinden biri de kadın şairlerin de mevcut atmosferden etkilenerek gidişata kendilerini kaptırmış olmalarıdır. Leyla el-Ahyeliyye, sevgilisi el-Humeyyir’le yaşadığı aşkı rahatlıkla ilan etmiş, sevgilisini şiirlerinin kahramanı yapmıştır. Sukeyne bint el-Huseyn, Ümmü’l-Benîn bint Abdulaziz ve Âişe bint Talha, sevgilileriyle yaşadıkları aşkı şiirlerinde işleyen diğer kadın şairler olarak öne çıkmışlardır.376 Yine bu dönemde cahiliye devri bedevî hayatının kaba ve sert kelimeleri terkedilerek yerine şehevî zevkleri ifade eden kelimeler kullanılmış, sevgiliden kalan izlere (atlâl) ağlamak yerine aşkı daha açık ve maddi unsurlarla ifade etmek tercih edilmiştir.377

Böyle bir siyasal-sosyal zeminde Arap şiiri ve şairi belli konular etrafında temerküz etmiştir. İşlenen konular ve temsilcileri şöyledir:

Aşk şiirleriyle öne çıkan Ömer b. Ebî Rabîa (26-101/644-719), el-Ahveş (35-110/655-728), el-Arcî (75-120/694-737)

Afîf aşk şiirleriyle Kays b. Zerîh (öl.68/687) Cemil b. Ma’mer (ö:82/701) Tabiat konulu şiirleriyle Zû’r-Rumme (77-117/696-735),

374 Kenan Demirayak, “Rindane Tarz Olarak Adlandırılan Türün Arap Edebiyatında Ortaya Çıkışı”, Doğu Esintileri Dergisi, Sayı:5, (Aralık 2016), 102.

375 Demirayak, “Rindane Tarz Olarak Adlandırılan Türün Arap Edebiyatında Ortaya Çıkışı”, 101-102.

376 Armutlu, “Nedim’in Aşk Anlayışının Kaynağı”, 117.

377 Demirayak, 1. Abbasi Asrında Edebî Çevre (132-232/750-847), 21-22.

77 İçkiyi/Şarabı öven şiirleriyle Hicaz bölgesinde İbn Ertât ve İbn Meyyâde, Irak’ta Suhaym et-Temîmî ve el-Ukayşir el-Esedî (öl.80/699), Horasan ve Sicistan bölgesinde eş-Şemerdel ve Ebû’l-Hindî

Zühd ve takvâ şiirleriyle Urve b. Uzeyne, Miskin ed-Dârimî ve Sâbık el-Berberî

Medih şiirleriyle Nusayb b. Rabâh, Umeyr b. Şuyeym el-Kutamî, Ka’b b. Ma’dân el-Eşkarî (öl.95/714), Ziyâd el-Acem (öl.100/718)

Hiciv ve nakîza konulu şiirleriyle Cerîr b. Atıyye (30-110/650-728 ?), Ebû Firâs Hemmâm el-Ferazdak (20-114/641-732), el-Ahtal, (20-92/640-710)378.