• Sonuç bulunamadı

Emîr Habibullah Han Dönemi (1901-1919)

1. Emîr Habibullah Han Dönemi

Emîr Habibullah Han 1872'de TaĢkent'te doğmuĢ, 28 Eylül 1901 tarihinde veliaht ilan edilmiĢ ve üç gün sonra da babası Abdurrahman Han'ın ölümü üzerine "Siracü'l-mille ve'd-din" lakabıyla Afganistan Emîri olmuĢtur. Bölgenin ve dünyanın en karıĢık bir döneminde on sekiz yıl Emîrlik makamında kalan Habibullah Han, iç ve dıĢ politikada çok önemli faaliyetlerde bulunmuĢ bir hükümdardır. Genelde babasının politikasını sürdürmekle birlikte yaptığı bazı yeniliklerle ülkesini modernleĢtirme ve kalkındırma yolunda ciddi adımlar atmıĢtır. Babasının zamanında yurt dıĢına kaçanlar için genel af ilan ederek onların Afganistan'a dönmelerini sağlamıĢ ve idarede yüksek mevkilere gelmelerine imkan vermiĢtir. Bunlardan Nadir Han genelkurmay baĢkanı olarak tayin edilmiĢ, Muhammedzaî kabilesinden Mahmud Tarzî ise tercüme dairesi baĢkanlığına getirilmiĢ ve daha sonra Habibullah Han'ın emriyle on beĢ günde bir yayımlanan Sirâcu'l-ahbar adlı dergiyi çıkararak Afgan milliyetçiliğinin geliĢmesinde önemli rol oynamıĢtır. Diğer taraftan ülkesini modernleĢtirmeye çalıĢan Habibullah Han

eğitim, askeriyye ve endüstri alanlarında önemli yenilikler yapmıĢtır.169

167

Burada zikri geçen cezaların hepsi siyasi mahkûmlar için uygulanmakta idi. Ġslâm hukukunda devlete Ġsyan anlamında ―el-bağy‖ bunu karĢılamaktadır. Devlete isyan edenler için de Ġslâm hukukunda bu cezaların hiç birine yer verilmemiĢtir. Kaldı ki siyasi mahkûmların hepisinin tam anlamıyla devlete isyan edenler kategorisinde değerlendirmesi de zordur. Çünkü bu anlamı taĢıyabilmesi için isyancıların bir gruptan oluĢması ve devlete karĢı baĢ kaldırması gerekmektedir. Ayrıca isyancıların önce itaata davet edilmesi, varsa Ģüphelerinin gidirilmesi için çapa sarf edilir. Nesefî, Kenzu‟d-dekâik, s. 390. Detaylı bilgi için bk. Ayni, el-Binaye, VI, 735-751.

168

Gubar, Afganistan der mesîr-i tarih, I, 653. Ġslâm hukukunda tezin ilgili bölümlerde ele alındığı üzere hırsızın elinin kesilmesi ve eĢkiyaların el ve ayakların kesilmesi dıĢında, kulak ve borun kesme gibi bir ceza bulunmamaktadır.

38 Habibullah Han, babasından huzurlu bir ülke, güçlü bir ordu ve düzenli bir

hükümet teĢkilatı teslim almıĢtı. 170

Çünkü Emîr Abdurrahman Han, iktidarına karĢı

çıkanları ya idam etmiĢti ya da sürgün etmiĢti.171

Böylece 18 yıllık saltanatı döneminde Afganistan‘ın güneyinde Candad Ahmedzai adlı kiĢinin yönettiği bir ayakalanma

dıĢında hiç bir olay yaĢanmamıĢtır.172

Emîr Habibullah 18 yıllık Emîrlik döneminden sonra, balık avlamaya gittiği Lağman‘da 20.02. 1919 tarihinde gece çadırda yatarken kimliği belirsiz bir kiĢinin süikastı sonucu hayatını kaybetti. Bunun üzerine oğlu Emanullah Han tahta geçip

babasının yerine krallığını ilan etti.173

2. Emîr Habibullah Han Döneminde KanunlaĢtırma Faaliyetleri

Emîr Habibullah Han tahta oturunca yine kanunlaĢtırma faaliyetini devam ettirmiĢtir. Emîr Habibullah Han döneminde 1913 yılında bir yasama organı düzenlenmiĢ ve Kanun-i Hükkam-ı Devlet-i Hoda Dad-ı Afganistan (Allah‘ın Lütf-ü Ġhsanı Afganistan Devletinin Hükümdarlarının Uyması Gereken Kanunlar), Kavaid-i Siracü‘l-Milleti ve‘d-Din, dıĢ devletlerden yapılan ithalat kanunu, düğün, sünnet ve taziye merasimlerinde aĢırı masrafları önlemek için, Nizamnâme-i Arusi ve Ta‘ziyedârî

(Düğün ve Taziye Mearisimi ile ilgili Kanunlar), gibi kanunlar çıkartılmıĢtır.174

Bunlar dıĢında Emîr Habibullah Han, babası Emîr Abdurrahman Han‘ın baĢlatıp tamamlamadan vefat ettiği Dıyâu‟l-Ahkâm adlı fetva kitabını da Siracü‟l-Ahkâm fî

Muâmelati‟l-Ġslâm adı altında tamamlayıp yayınlamıĢtır.175

Burada kısaca bu eserin içeriği hakkında bilgi verilecektir.

Siracü’l-Ahkâm Fî Muâmelati’l-İslâm (ملاصلاا تلاماعم یف ماکحلاا جارص)

Emîr Habibullah Han döneminde kralın emriyle Ġslâmî ilimleri araĢtırma, telif ve

tercüme amacıyla Mahfil-i Mizan-ı Tahkikat-ı ġerîye ّیعشش ثامیمذخنا ٌازیي مفذي) adıyla

170 Gubar, Afganistan der mesîr-i tarih, I, 699. 171 Gubar, a.g.e., I, 714.

172

Habîbî, Tarih-i muhtasar-ı Afganistan, s. 302.

173 Ataî, Tarih-i muâsır-ı Afganistan, s. 232-234.

174 Husamî, Hazretgül, ―Revend-i Sistem-i Kanun-guzarî‖ Qaza , sy: 6, yıl: 6, 1390 hĢ./ 2011 m., s. 82. 175 Popelzaî, Daru‟l-kaza der Afganistan, s. 406-407.

39

ilmi araĢtırma merkezi kurulmuĢtur.176

Bu enstitüde Cem‟iyet-i Telif-i Fetava-yi

Siracü‟l-Ahkâm ( واکدلاا جاشس یأاخف فینأح جیعًج) adı altında 10 denetleyici ve 50 önde

gelen meĢhur âlim ve kadıdan oluĢan bir heyet, Siracü‟l-ahkâm‘ın tamamlanması için

görevlendirilmiĢtir.177

Siracü‟l-ahkâm bu âlimler tarafından, önsözde belirtildiğine göre Hanefî fıkhından aĢağıdaki metin, Ģerh, fetva ve haĢiye kitaplarından derleme yapılarak

hazırlanmıĢtır.178

Metin Kitapları

1. Ebû Ca‗fer et-Tahâvî‘nin (ö. 321/933) el-Muhtasar‟ı,

2. Abdullah b. Mahmûd el-Mevsılî‘nin (ö. 683/1284) el-Muhtâr‘ı 3. Ebu‘l-Berekat en-Nesefi‘nin (ö. 710/1310) Kenzu‟d-dekâik‟ı, 4. Tâcu‘Ģ-ġeri‘a‘nin (ö. 8/14. asır) el-Vikâye (Vikâyetü‟r-rivaye) eseri 5. ġemsüddîn et-TimurtaĢî‘nin (ö. 1004/1596) Tenvirü‟l-ebsâr‟ı. ġarh Kitapları

1. Burhanuddin el-Mergînanî‘nin (ö. 593/1197) el-Hidâye‘si

2. Abdullah b. Mahmûd el-Mevsılî‘nin (ö. 683/1284) el-Ġhtiyâr li-ta‟lîli‟l-

Muhtâr‟ı

3. Zeyla‘î‘nin (ö. 743/1342) Tebyînü‟l-hakâik‘ı,

4. SadruĢĢerîa es-Sânî‘nin (ö. 743/1347 ) ġerhu‟l-vikâye‘si, 5. Ekmeluddîn el-Bâbertî‘nin (ö. 786/1384) el-Ġ‟naye‟si,

6. Kârlânî‘nin (ö. 767/1367)179 el-Kifaye‘si,

7. Haddâd‘ın (ö. 800/1397) es-Siâacü‟l-vehhâc ve el-Cevheru‟n-neyyire adlı eserleri,

176

Merkezin yapısı ve görev alan âlimler için bk. Popelzaî, Daru‟l-kaza der Afganistan, s. 413-414.

177 Habîbî, Abdulhay, CünbiĢ-i meĢrûtiyet der Afganistan, s. 36. 178 Komisyon, Siracü‟l-ahkâm fi muamelati‟l-Ġslâm, I, 5. 179 Katip Çelebî, KeĢfu‟z-zunun, II, 2034.

40 8. Bedruddîn Aynî‘nin (ö.855/1451) el-Binâye fî Ģerhi'l-Hidâye, Remzü'l-hakâ'ik

fî Ģerhi Kenzi'd-dekâ'ik Ģerhleri,

9. Ġbnu'l-Hümam‘ın (ö.861/1457) Fethu‟l-Kadîr‘i, 10. Kuhistanî‘nin (ö. 950/1534) Câmiu‟r-rumûz‟u,

11. Ġbn Nüceym Zeynuddîn‘in (ö. 970/1562) el-Bahru‟r-râik‟ı, 12. Ġbn Nüceym Ömer‘in (ö. 1005/1596) en-Nehru‟l-fâik‘ı, 13. Haskefî‘nin (ö. 1088/1677) ed-Dürrü‟l-muhtâr‘ı. Fetva Kitapları

1. Ġftihâruddîn Tâhir b. Ahmed b. AbdurreĢîd el-Buhârî‘nin (ö. 542/1147)

Hulâsatu‟l-fetâvâ‘sı,

2. Ebu‘l-Mehâsin Fahruddîn Hasen b. Mansûr b. Mahmûd el-Özkendî el- Fergānî Kadîhan‘ın (ö. 592/1196) Fetava Kadîhan‘ı,

3. Ebu'l-Feth Zeynüddîn Abdurrahman b. Ebû Bekir el-Ġmâdî‘nin (670/1271),

Fusulu'l-Ahkâm fi Usuli'l-Ahkâm adıyla de bilinen Füsulü‟l-Ġmâdî‟si,

4. Hüseyn b. Muhammed es-Semenkanî, es-Sem‘ani (ö. 8/14. asır) Hizânetu‟l-

müftîn‟ı,

5. Ġbn Kadî Semâve‘nin (ö. 823/1420) Câmiu‟l-Füsûleyn‟ı,

6. Hâfızuddîn Muhammed b. Muhammed b. ġihâb el-Kerderî el-Hârizmî el- Bezzâzî‘nin (ö. 827/1424) el-Fetâva‟l-Bezzâziyye‘si,

7. Ebu‘l-Hafs Siracuddîn Ömer, Kariu‘l-Hidaye‘nin (ö. 829/1426) (Fetava

Karii‟l-Hidaye) el-Fetava‟s-Siraciyye‘si,

8. Hayruddîn Rumeli‘nin (ö. 1585/1671) el-Fetava‟l-Hayriyye fi nef‟ı‟l-

41

9. Bâbür hükümdarı Evrengzib Alemgir‘in emriyle ġeyh Nizam‘ın

baĢkanlığında heyet tarafından hazırlanmıĢ Fetava-yı Alemgiriyye

10. Hamid b. Ali el-Ġmadi ed-DımaĢki‘nin (ö. 1692/1757) el-Fetava‟l-

Hamidiyye‘si.

1. Ahi Çelebi (Ahizade)‘nin (ö.905/1499) HaĢiye-yi Çelebi (Zahiru‟l-ukba fi

Ģerhi sadri'Ģ-Ģeriatı‟l-uzma)‘sı

2. Tahtavi‘nin (ö. 1231/1816) HaĢiye ale‟d-Dürri‟l-muħtâr‟ı

3. Ġbn Âbidîn‘in (ö. 1252/1836) Reddü‟l-muĥtâr ale‟d-Dürri‟l-muħtâr‟ı,

4. Muhammed Ğinayetüllah Lahorî‘nin (ö. 1141/1728) Gâyetü‘l-HavaĢi Âlâ

ġerhi‘l-Vikâye eseri.180

Yukarıda zikri geçen kitaplardan alıntı yapılırken metinde hiç bir değiĢiklik yapılmamıĢ, Arapça metinleri olduğu gibi alınmıĢtır. Yazılan her metnin sonunda kaynak gösterdikten sonra Farsça‘ya çevirtilmiĢtir.

Eser beĢ cilt ve 3362 sayfadan oluĢup üçüncü cildi hariç-ki iki bölümden oluĢuyor-diğer her bir cildi ayrı birer bölüm Ģeklinde düzenlenmiĢtir.

Eser önsöz, giriĢ, 6 Kitap (üst bölüm), 71 bab (alt bölüm) ve bir sonuçtan oluĢmaktadır.

Önsözde (s.2-6), eser hakkında genel bilgiler verilerek konunun önemi ve eserin hazırlanma amacı ele alınmıĢtır. Eserin telif amaçlarından biri, tercih edilen en doğru görüĢlerin derlenmesi ile Ġslâm hukukçuları arasındaki (mezhep içindeki) ihtilafları gidermek suretiyle insanlar arasındaki Ģüpheyi ortadan kaldırmak ve kadıların hüküm verme konusundaki tereddütlerini izale etmek, diğeri ise her meselenin altında Farsça çevirisi yapılarak, kanunun; davalarda, kadı, davalı, davacı, avukat olmak üzere herkes tarafından eĢit bir Ģekilde kolayca anlaĢılmasını sağlamak olarak belirtilmiĢtir.

Birinci amaç belirtilirken, günümüzde içtihat kapısının tamamen kapandığı ve içtihadın yasak olduğu konusunda Ehl-i Sünnet âlimlerinin icma ettikleri de öne

42 sürülmüĢtür. Günümüzde ashab-ı tahric, tercih, tashih, ve tenkihin bulunmadığı da bu

kitabın hazırlanmasını gerektiren diğer bir sebep olarak gösterilmiĢtir.181

GiriĢ kısmında (s.6-57) üç fasıl bir tetimmeye (sonuca) yer verilmiĢtir. GiriĢ kısmının birinci faslında tabakâtu‘l-fukaha, ikincisinde resmü‘l-müfti, üçüncüsünde ise zayıf görüĢ ile amel etme, taklid ve rücû konuları ele alınmıĢtır. GiriĢin sonuç kısmında da dört meĢhur mezhep imamları (Ebû Hanife (ö. 150/767), Mâlik b. Enes (ö. 179/795), ġafiî (ö. 204/820), Ahmed b. Hanbel (ö. 241/855)) ve Ebû Yusuf (ö. 182/798), Muhammed b. Hasen eĢ-ġeybanî (189/805), Züfer (ö. 158/775) ve Hasan b. Ziyad‘ın (ö.

204/819) doğum ve vefat tarihlerine değinilmiĢtir.182

Ebû Hanife‘nin 40 sene yatsı namazı için aldığı abdest ile sabah namazını kıldığı, 55 defa haccettiği, 100 defa Allah‘ı rüyada gördüğü, yüzüncü defa gördüğünde insanların Allah‘ın azabından nasıl kurtulacağını sorduğu ve Allah‘ın da kendisine bir dua öğrettiği ve söz konusu duayı

okuyanların Allah‘ın azabından kurtulacağı vs. faziletleri ele alınmıĢtır.183

Tetimmenin

181

Komisyon, Siracü‟l-ahkâm fi muamelati‟l-Ġslâm, I, 4-5. Ġçtihad kapısının kapandığı iddiası, gerekçeleri ve yorumu için bk. Tevanâ, M. Mûsâ, el-Ġctihad ve medâ hacetinâ ileyhi fî hazel‟l-asr, s. 537-545; Apaydın, H. Yunus, ―Ġctihad‖, DĠA, XXI, 443-445.

182 Komisyon, a.g.e., I, 50-51. 183

Komisyon, a.g.e., I, 45-46. Her Ģeyden önce Ebû Hanife‘nin faziletlerini anlatmak için böyle senetsiz bilgilere ihtiyaç yoktur; zira onun faziletlerini anlatmak için geride bıraktığı binlerce meselelerdeki içtihatları yeterlidir. Üstelik her ne kadar bir kiĢinin 55 defa hacca gitmesi mümkün olsa bile bunun o Ģartlarda çok zor olduğu ortadaır. Aynı Ģekilde 40 sene boyunca sabah namazının yatsı abdesti ile kılınmasının zor olmasının yanı sıra bunun dinde tavsiye edilen bir davranıĢ olmadığı da sahih senetlerle Buhârî ve diğer hadis kitaplarda rivayet edilen Ģu hadisten anlaĢılmaktadır: Enes ibn Mâlik (r.a.) Ģöyle rivayet etmiĢtir: ―Üç kiĢi Peygamber'in kadınlarının evlerine geldi de, Peygamber (s.a.)'in ibâdetinden soruyorlardı. Bunlara Peygamber (s.a.)'in ibâdeti haber verilince kendileri bu ibâdeti azımsadılar ve:

— Biz nerede, Peygamber (s.a.) nerede? Muhakkak Allah Peygamber'inin geçmiĢ ve gelecekte iĢlenmesi muhtemel bulunan bütün günâhlarını mağfiret etmiĢtir, dediler.

Ġçlerinden biri:

— Bana gelince, ben geceleri dâima namaz kılacağım! dedi. Diğeri de:

— Ben her zaman oruç tutacağım ve oruçsuz olmayacağım, dedi. Üçüncüsü de: — Ben de kadınlardan ayrı yaĢayacağım, hiç evlenmeyeceğim, dedi.

Onlar bu sözleri söylerken Rasûlullah (S) onların yanlarına çıkageldi de:

— "Sizler Ģöyle Ģöyle söyleyen kimselersiniz. Dikkat edin! Allah'a yemin ederim ki, ben sizin Allah'tan en çok korkanınız ve en çok takvâlı olanınız bulunuyorum. Bununla beraber ben oruç tutarım, oruçsuz bulunurum, nafile namaz kılarım, (gecenin bir kısmında) uyurum, kadınlarla da evlenirim. (ĠĢte benim sünnetim, hayât yolum budur.) Her kim benim bu sünnetimden (hayât yolumdan) yüz çevirirse, o benden değildir" buyurdu. Buhârî, “Nikah”, 1; Müslim, “Nikah”, 5.

Görüldüğü gibi böyle bir ibadetin dinden onaylanmadığı Hz. Peygamber (s.a.) tarafından açıklanmıĢtır.

43 son kısmında da 6 sayfada Hidaye ve müellifi Burhanuddîn el-Merğinani‘nin bazı

faziletlerine yer verilmiĢtir.184

Birinci bölümü, Kitâbu Edebi‘l-Kadî; ikinci bölümü, Kitâbu‘Ģ-Ģehadât; üçüncü bölümü; Kitâbu‘l-vekale; dördüncü bölümü, Kitâbu‘l-hevale; beĢinci bölümü, Kitâbu‘d- da‘va ve altıncı bölümü ise Kitâbu‘l-ikrar adı altında ele alınmıĢtır.

Emîr Habibullah Han tahta oturunca kendisini yüksek takva sahibi olarak göstermeye baĢlamıĢtır. Ġlk yaptığı konuĢmasında Ġslâm Ģeriatına göre bir erkeğin aynı anda dörtten fazla kadını nikâhında bulundurmasının caiz olmadığını belirterek ―ben de

önceden beĢ kadın ile evliydim ancak bugünden itibaren birini boĢadım‖185

diye kendisinin Ġslâm Ģeriatını uyguladığını göstermeye çalıĢmıĢtır. Oğlunun beĢ kadın ile evli olması eleĢtirilmesi gereken bir husustur.

Emîr, kadınların zaruret dıĢında dıĢarıya ve çarĢı-pazara çıkmalarının yasak olduğunu ve çıkanların cezalandırılacağını, kadınlara beyaz renkli ve süslü burkalar giymelerinin yasaklandığını bunun yerine toprak renkli burka giymelerinin gerektiğini de açıklamıĢtır. Buna karĢın hindu erkeklerin sarı sarık ve hindu kadınların da sarı burka

giymelerinin gerekli olduğuna dair ferman çıkartmıĢtır.186

Bu da kanundan daha ziyade Afganistan‘da eskiden beri var olan halk arasındaki hassasiyetten kaynaklanmakta idi. Nitekim Afganistan‘da ilk defa kendisini Emîru‟l-

müminin ilan eden187 Abdurrahman Han‘ın dedesi Dost Muhammed Han (1826-1839) döneminde, Emîrin oğlu Muhammed ġerif Han Kabil‘in hükümdarı iken bir kadını çarĢıda uygunsuz gezerken görünce, kadının yakalanıp çuvala atılmasını emretmiĢ ve

kadına çuvalın içinde ölünceye kadar kırbaç vurdurmuĢtur.188

Emîr Habibullah Han, babasının hapse attığı kiĢilerden dosyası olmayanların serbest bırakılmasını ve dosyası olanların da soruĢturulduktan sonra cezalarını tayin etmek için kendisine getirilmesini emretti.

184 Komisyon, a.g.e., I, 52-57. 185

Gubar, Afganistan der mesîr-i tarih, I, 700.

186 Gubar, a.g.e., I, 700.

187 Ferhang, Afganistan der penc karn-ı ahîr, I, 234; Ataî, Tarih-i muâsır-ı Afganistan, s. 92-93. 188 Gubar, Afganistan der mesîr-i tarih, I, 700.

44

09.12.1912 tarihinde ―Mahbûsin-i Kotvalay‖189

adlı kitapta kendi kalemiyle Ģöyle yazmıĢtır:

―Bugünden itibaren suçluları kör etmek yasak olup yerine 12 yıl hapis cezası

uygulanacak, kulak kesme cezası yerine 6 yıl hapis cezası, Ģer„î cezalar dıĢında el kesme yerine 10 yıl hapis cezası verilecektir. Bütün bunlar siyasî suçlarda söz konusudur. ġer„î cezalarda ise )صاصل حٔشجنأ ٍسن اب ٍسنأ(190

ayetinin hükmü uygulanacaktır…”191 Bütün bunlara rağmen eski bir Ģehzade kırmızı elbise giyinip ata bindiğini rüyasında görüp, arkadaĢlarının da onun padiĢah olacağı tabirini yaptıklarında, padiĢah onu recmetmiĢ, babası zamanında bir kadının bir erkek ile iliĢkisinin olduğu ithamı ile

gözleri çıkarılmıĢ ve kadın da intihar etmiĢtir. 192

Emîr aynı Ģekilde, peygamberlik ile padiĢahlığın bir yüzüğün iki taĢı olduğunu belirterek adeta kendisinin peygamberlerle eĢit olduğunu göstermeye çalıĢmıĢ, hatta bir

Ģiirinde193

―canı veren canı alabilir padiĢah da can verenin naibi olduğu için onun eli de Allah‘ın elidir‖ diyerek kendisinin insanların canını alacak kadar sınırsız yetkiye sahip

olduğunu belirtmiĢtir.194