• Sonuç bulunamadı

Elmalılı’nın İnsana Bakışı

BÖLÜM 3: HAK DİNİ KUR’AN DİLİ TEFİSİRİ’NDE MANEVİ HUZUR

3.1. Elmalılı’nın İnsana Bakışı

Elmalılı’nın amacı, insanın ahirette kendisinin bile inanmayacağı mazeretlerle Allah’ın huzuruna çıkmaması için, onu gönül, zihin ve amellerle insani hakikate, ilahi fıtrata ve Allah’a yöneltmek olmuştur.399 Bu durum Elmalılı’nın insana sevgi yönü ile baktığını göstermektedir. Bu itibarla tefsirinin psikolojik açıdan insanı umutlandıran, sıkıntılardan uzaklaştıran, rahatlatan, iyiye ve güzele teşvik eden bir üsluba sahip olduğu söylenebilir.400

Elmalılı, insanı “Kuvvet buldukça hep ben, güçsüz düştükçe de hep sen veya hep o demek ister” şeklinde tarif etmektedir. Fakat ona göre aslında işin gerçeği bu ikisi arasındadır. İnsanlık gövde ile ruhun, akıl ile kalbin, çaresizlik ile seçebilmenin bileşkesidir.401

Dolayısıyla insanın hem maddi hem de manevi yanları vardır ve bu ikisi bir bütündür. Elmalılı insan ile ilgili açıklamalarında bu dengeyi ve bütünlüğü hiçbir zaman göz ardı etmemiştir.

Elmalılı insan ruhundan bahsederken; onun acıdan gocunup, tattan hoşlandığını belirtmektedir. İnsan acı sebepleri karşısında öfkelenir, kızar, geleceğe korku ve ümit ile bakar. Ümit silindiği zaman korku kaplar, korku silindiği zaman da öfke yer bulur, sonuç

399 Bkz: Elmalılı, c. V, s. 3824.

400 Bilgin, “Hak Dini Kur’an Dili”, DİA, c. XV, s. 161.

78

düşünülemez. İnsan hayatı iç ve dışın iç içe olmasıdır. Böylelikle en sonunda insan, kendi acizliğini anlamaktadır.

Elmalılı’nın insana bakışını anlayabilmek için fıtratı nasıl tanımladığına ve insanın yaratılışındaki yorumlarına değinmek yerinde olacaktır. İlk yaratılma, ilk tarz ve şekil olarak nitelendirdiği fıtrat, ona göre herkeste ortak bulunan genel bir yaratılıştır. Asli yaratılış bakımından herkes tam ve sağlıklıdır yani Elmalılı’ya göre insanın gözü bir eksiklik olarak âmâ olabilse de gözün hakikati görmesi onun fıtratıdır. Kısacası fıtrat, müfessire göre organların kendi vazifelerini ve fonksiyonlarını yaratılışa uygun bir biçimde yerine getirebilmesidir ve fıtrat her zaman hakikate ve iyiliğe doğru bir yol izler. Aksi bir meyil ise sonradan kazanılan bir şeydir.402

Kur’an-ı Kerim’in Tîn Suresi 4. ayetinde Allah “Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık” buyurmaktadır. Elmalılı bu “en güzel biçimde yaratılış” hususunda izahlarda bulunur. O, dilin incelikleri bakımından “takvim” kelimesinin tenvinli halde gelmesinin belirsizlik ifade etmesinden dolayı bunun, herhangi bir biçimlendirmenin veya büyük bir biçimlendirmenin en güzeli demek olduğu sonucuna varmaktadır. Müfessir “ahsen-i takvim” hususunda kendisinden önce yapılmış yorumları: “Şekil ve duyguların güzelliği”, “boyunun doğruluğu”, “akıl, idrak ve iyiyi kötüden ayırt edebilme gücü ile süslenmesi”, “gençliği ve kuvveti” şeklinde sıralar. Elmalılı sonuç olarak bu ifadenin gerek fiziki ve cismani bakımdan gerekse ahlak ve maneviyat bakımından tüm güzellikleri kapsadığını da belirtir. O, buradaki incelikler düşünülürse insanın görünen ve görünmeyen varlıkların birleşme noktası olduğunu söyler. Buna binaen de açıklamalarının son kısmında asıl güzelliğin duygusuz olan şekil ve surette değil, manayı anlamak, özellikle de Allah’ı sıfatları ile tam olarak tanıyıp o ahlak üzere olmakta olduğunu söyler. İnsana verilen ilerleme kabiliyeti de ancak bu şekilde olgunlaşır.403

Müfessirlerin çoğu insanın en güzel bir biçimde yaratılışını ona güzel irade ile birlikte kabiliyetler verildiği ve fıtratının temizliği şeklinde yorumlamışlardır.404 Mevdûdî ise insanlara diğer mahlûklardan ayıran güzellikler verildiğini söylemekle birlikte ahsen-i

402 Elmalılı, c. VI, s. 3822-3823.

403 Elmalılı, c. VIII, s. 5935-5938.

79

takvim noktasında asıl kemal sahibi olanların insanlar arasından çıkarılmış olan peygamberlere işaret ettiğini söyler.405

Elmalılı’ya göre insanın Allah’ı bilmesi, fıtratını korumasına bağlıdır. İnsanın benlik şuurunda gerçekleşen Allah’ın varlığı bilgisi, zihin ile hariçteki sebeplerin arasındaki bağıntıyı düşünebilmek değildir, bizzat bu hakikati sağlayan Allah’tır.406 Müfessire göre her insanda doğuştan Allah inancına ilişkin kesin bilgi vardır, fakat insanın bunu fark etmesi için dikkat ve gayret gerekmektedir.407

Kur’an-ı Kerim’e baktığımızda insan fıtratına iyilik melekesi yerleştirildiği gibi kötülüğün yerleştirildiğini de görmekteyiz. Kur’an bu durumdan bahsederken aynı zamanda vicdana da işaret ettiğini söyleyebiliriz.408 Çünkü insana iyi ile kötüyü ayırt edebilecek bir kabiliyet ve seçim sorumluluğu verilmiştir. Elmalılı tefsirinin birçok yerinde konuyu vicdana getirmekte, vicdanı genel geçer ve yanılmaz bir bilgi kaynağı olarak düşünmekte, toplum vicdanını ve kardeşliği oldukça önemsemektedir. Örneğin Fatiha Suresi 5. ayeti tefsir ederken, konuyu namaz ibadetinden alarak, toplumsal genişlemenin sosyal ruha ve kardeşlik duygusuna bağlı olduğuna, kalpteki metanet ve sükûnetin bununla gerçekleştiğine taşımaktadır.409 Bir başka örnek ise ileride bahsedeceğimiz üzere teslimiyet kavramını toplumsal barışa, sosyal düzene bağlamasıdır.410 Müfessire göre ancak kendisi ile rahatça yüzleşebilen, vicdani kontrolü sağlayabilen, hem ruhu hem de davranışları ile fıtrata uygun olan insan sağlıklı bir psikolojiye sahiptir.411

Elmalılı toplumların helakini fertlerin ahlaki çöküşüne bağlamaktadır. Bu yüzden de o, fertlerin kendi hevâlarına göre değil ilahi nizama göre yaşamanın en doğrusu olduğunu savunduğu için insana genellikle manevi, ruhi, kalbi yönden bakmaktadır. Çünkü insan, cismi ile değil kalbi ile insandır ve insan aslında kalpten ibarettir. Ona göre iman ve salih

405 Mevdûdî, c. VII, s. 388.

406 Elmalılı, c. I, s. 69; c. IV, s. 2717-2718.

407 Elmalılı, c. IV, s. 2325.

408 Bkz: “… Nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim

ki, nefsini kötülüklerden arındıran kuruluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.” Şems, 91/8-10.

409 Elmalılı, c. I, s.110; ayrıca bkz: c. III, s. 2192; c. VI, s. 4532; c. VIII, s. 5651.

410 Elmalılı, c. II, s. 735.

80

ameli olan temiz kalpler, aynı zamanda bütün toplumların hatta tüm kâinatın da kalbi sayılırlar.412