• Sonuç bulunamadı

DERGİCİLİĞİNİN GELİŞİMİ: POSİTİF VE ALTYAZI DERGİLERİ

3.1. Film Eleştirisi ve Eleştiri Türler

Eleştiri sözcüğü “belli bir bağlamda ayırt ederek anlamak ve yargılamak” anlamına gelmektedir. Kelime Yunanca Kritikos (discern) “tefrik etmek, idrak etmek ve judge: yargılamak”tan gelmektedir. Yargılama hakkına sahip olmak için bilgi sahibi olmak şartı da eleştirinin doğasını açıklarken karşımıza çıkmaktadır (Özden, 2004, s.12). Bilgi ile özgürleşmek arasında bir ilişki olduğunu düşünen Mutlu (2012)’ya göre ise eleştiri bir değerlendirme sürecidir:

“Reform hareketi sırasında, İncil’e dayalı eleştiri alışılagelen kilise uygulamaları ve dogması hakkında olumsuz ama nesnel yargılama olarak kullanılır olunca, metin eleştirisi bir dinsel çatışma silahı olarak gelişti. Daha sonra eleştiri gizli varsayımları ortaya çıkarma çalışmasıyla birlikte, basit hata bulma çabalarını da dile getirir hale geldi. Hegel insanlık tarihini insanın giderek kendinin-ayrımına vardığı ve bu kendilik-bilincinin sürekli olarak var olan toplumsal kısıtlamaları dönüştürdüğü ve bu kısıtlamaların ötesine uzandığı bir süreç olarak görüyordu. Dolayısıyla Hegel felsefesinde eleştiri olumsuz bir değerlendirmeden daha fazla bir şeydi; eleştiriye insanların toplumda özgürleşmesini sağlamak amacıyla var olan inanç biçimlerinin soruşturulması ve bunların ortaya konması gibi olumlu rol verilmişti.” (Mutlu, 2012, s.92)

Gramsci (2013)'ye göre insan toplumsal bir varlıktır ve insan, eleştirel düşünmediğinde daldan dala savrulmak durumunda kalır. Bu bakımdan eleştirel düşünce bütüne ulaşmada önemlidir: "Eleştirel düşüncenin başlangıç noktası, insanın kendisinin gerçekten ne olduğunun bilincine varması ve insanın içinde, bir envanteri olmayan sonsuz sayıda iz bırakmış tarihsel sürecin bir ürünü olarak kendini bilmesidir (Gramsci, 2013, s.62).”

Gramsci (2013)'ye göre yeni bir kültür yaratmak için sadece özgün şeyler keşfetmek gerekli değildir. Önceden keşfedilmiş, bulunmuş hakikatlerin toplumda eleştirel biçimde yayılmasını sağlamak; küçük bir aydın elitin elinde olan ve onların çevresinde dönen keşiflerin halka mal edilmesini sağlamak da kültürel bir yaratıcılıktır. Bu noktada Gramsci (2013) insaoğlunun olgunluğunu tarihsel birikimin ışığındaki eleştiriye borçlu saymaktadır:

84

"Felsefe, felsefe tarihinden ayrılamayacağı gibi, kültür de kültür tarihinden ayrılamaz. İnsan, dünya görüşünün tarihselliğinin bilincine varmadıkça, dünya görüşünün temsil ettiği gelişim safhasını anlamadıkça ve dünya görüşünün başka görüşlerle ya da başka görüşlerin unsurlarıyla çeliştiğini bilmedikçe, en doğrudan ve geçerli anlamda filozof olamaz; bununla, eleştirel ve tutarlı bir dünya görüşü oluşturamayacağını kastediyorum.” (Gramsci, 2013, s.62-63)

Eleştirel yaklaşımda film bir “kültür” olarak ele alınmaktadır. Film, bir dışavurum, söylem açısından anlam kazanmaktadır. Filmin kültürel bellekteki rolü ile sanat yapıtının kültürel olarak durumunun tespit edilerek onun orijinalitesini anlamak çabası eleştirel yaklaşımın odak noktasını oluşturmaktadır. Eleştiri bu açıdan yön gösterici, gelişime katkı sağlayıcı ve diğer taraftan da izleyiciyi besleyici bir karakter göstermektedir. Bir ürünün sanatsal değeri eleştirisinden sonra daha da belirginleşir. Nothrop Frye eleştirinin olmadığı yerde sanatın karanlık (brutalize) biçimde kültürel belleğin kaybolmasına neden olacağı görüşündedir. Eleştiri, sanatçının gözle görülmeyen ve öznel nitelik taşıyan dışavurumuna dair söylemi çözümleyerek onu anlamlı bir bütün içinde okumaya, anlamaya ve konumlandırmaya çalışır. Nasıl ki film, sanatçı, endüstri ve seyirci arasındaki ilişkiden doğar; eleştirel yaklaşım da nesnel değer yargılarına oturur şekilde bu üçlü döngüye dair bütünlükçü bir yaklaşım ortaya koyar. Haz, beğeni gibi estetik konular bu sebeple eleştirel yaklaşımın gündeminde öncelikli değildir (Özden, 2004, s.12: 63-64).

Eleştirel yazı kuramsal makale ile tanıtım yazısı arasında bir yerde yer alır. İlk izlememenin ötesinde ikinci veya üçüncü izlemeden sonra ancak fark edilmiş, gözden kaçırılmış olan noktaları ortaya koymaya çalışır. Filmler hakkında eleştiri yapılırken kişisel duygular, beklentiler ve tepkiler zekice bir başlangıç oluşturabilir. Fakat Corrigan (2008, s.18-31) bunların “açıklanabilir, tarihsel ve estetik değer ve yapılarla ilişkilendirilebilir” olmaları gerektiğine dikkat çekmektedir.

Film çalışmalarının akademik bir şekilde ilerlemesi sinemanın ortaya çıkışından çok daha sonraki dönemlerde gerçekleşmiştir. Tarih, yöntem bilim ve kuram alanında gelişme kaydedildikçe sinemada akademik çalışmaların önü açılabilmiştir. Film eleştirilerinin geleneksel ilk dönemi, kişisel beğeni ve zevk merkezinde konumlanmışken, 1920’lerden sonra kurgu ve senaryo sanatındaki gelişmelerle birlikte bu yapı aşılmış, filmler nesnel olgu ve referans noktalarına göre incelenmeye başlanmıştır. Tablo 7 bu yaklaşımları özetlemeketedir:

85 Tablo 5. Film Eleştirisinde Temel Yaklaşımlar (Türler)

Tarihsel eleştiri: Filmlerin dönemin sosyo-ekonomik, estetik ve endüstriyel koşullarının yansıması

olarak incelenmesidir. Tarihteki filmler, filmlerin tarihi ve tarihi koşulların film üretimindeki etkisi bu alanın inceleme konusu içindedir.

Auteur eleştirisi: Filmlerin, yönetmenin yaratıcı kişiliği bağlamında değerlendirilmesini, ortak

yönlerinin ortaya çıkarılmasını içerir.

Sosyolojik eleştiri: Filmlerin toplumla ilişkileri ve sosyal işlevleri bağlamında sosyolojik bir veri

olarak incelenmesi (örneğin sinemanın çocuklar üzerindeki etkisi, sosyal bir kurum ya da etki olarak sinema) durumunu içeren eleştiri türüdür.

Psikanalitik eleştiri: Filmlerin, yönetmenler, karakterler ve seyircilerle ilgili psikolojik yönlerinin

bilinçaltını dışa vuran yapısı bağlamında incelenmesidir.

Türsel eleştiri: Filmlerin, benzer temalara, çatışmalara, karakterlere ve görsel betimlemeye dayalı

geleneksel anlatı yapıları üzerinden incelenmesini esas alır yaklaşımdır.

Gazete eleştirisi: Filmlerin güncellikleri içinde değerlendirilmesi, seyirciyi filme yönlendirme amacı

taşıyan eleştirilerdir.

Göstergebilimsel eleştiri: Filmlerin bir dil sistemi olarak incelenmesi ile anlamlandırma süreçlerinin

çözümlemesidir.

İdeolojik eleştiri: Filmlerin politik imalarının çözümlenmesi, egemen ideolojinin hizmetindeki

işlevlerinin ortaya konulması analizidir.

Feminist eleştiri: Filmlerin, cinsel sosyo-ekonomik bastırmalar, ataerkil ideolojinin sunum tarzları

bakımından incelenmesini içerir.

Kaynak: Özden, 2004, s.13

Biryıldız (2002, s.168-169) ise film eleştiri türlerini dörtlü bir taksonomi içinde ele almaktadır. Bunlar “tanıtma yazıları”, “klasik eleştiriler”, “derinlemesine” ve “bilimsel” eleştirilerdir. Tanıtma yazılarında sadece izlenimler aktarılırken yorum yapılmamaktadır. Klasik eleştiri ise derinlemesine eleştiri ile tanıtım yazıları arasında bir yerde durmaktadır. Ciddi fikir gazete ve dergilerinde yer alan bu eleştiri türünde “tarih, sosyoloji, Marksizm, biyografi ve psikoloji” biliminden kısmen de olsa yararlanılmaktadır. Fakat derinlemesine eleştiri “bir filmin toplumsal, ideolojik, psikolojik, semiyolojik, teknik, estetik bir ya da birkaç yönünü derinlemesine” incelemektir. Bilimsel eleştiri ise izlenimciliğe yer vermeden “filmi toplumsal, siyasal, psikolojik, etik, teknik ve estetik” bağlamlarıyla ve “neden-sonuç” ilişkisi içinde incelemeyi hedef almaktadır.

86 Derinlemesine eleştirel söylem analizinin ilişki içinde olduğu bir tür olarak “ideolojik eleştiri” ise kendisini filmin biçimsel içeriğiyle sınırlandırmamanın ötesinde daha yoğun biçimde “anlam yapılarıyla” ilişkilendirmektedir. Corrigan (2008 s. 120-125) aşağıdaki soruları sorarak filmin ideolojik içeriğinin saptanabileceği görüşündedir:

1. Filmin sunduğu dünya, bizim dünyamız hakkında nasıl mesajlar veriyor? 2. Açık olarak ve kapalı olarak film neyi savunuyor?

3. Film, insanların kurdukları ilişkiler ve bunların nasıl kurulması gerektiği ile ilgili neler söylüyor, ne tip önerilerde bulunuyor?

4. Filmde bireysellik mi önemli yoksa kolektiflik (aile) mi önemli? 5. Film, değerler sistemine dair neler söylüyor?

6. Film, neleri doğal değerden sayıyor?

7. Filmin siyaseti ile izleyiciyi eğlendirmesi ne derece örtüşüyor? 8. Kadınlar ve azınlıklar filmlerde nasıl yansıtılıyor?

9. Toplumsal cinsiyet: erkek ile kadın arasındaki kültürle farklılıklar nasıl ele alınıyor?

10. Orta sınıf dışındaki izleyiciler filmler hakkında ne düşünüyor? 11. Farklı ırklar nasıl temsil ediliyor (ya da ötekileştiriliyor)?