• Sonuç bulunamadı

1.3. Eleştirel Düşünme

1.3.2. Eleştirel Düşünme Özellikleri

Demirel (1999, s. 214) eleştirel düşünmeye ilişkin beş boyut belirlemiş ve bu boyutları söz konusu bir davranışın eleştirel bir yaklaşımı içermesi için mutlaka olması gereken özellikler olarak nitelendirmiştir. Bu boyutlar şu şekilde sıralanmaktadır:

 Tutarlılık: Eleştirel düşünen birey karşı karşıya geldiği bir düşüncedeki çelişkinin farkına varır ve bu çelişkileri ortadan kaldırır.

 Birleştirme: Eleştirel düşünen birey düşüncenin boyutları arasında ilişkiler kurarak düşünür.

 Uygulanabilme: Eleştirel düşünen birey sahip olduğu düşüncelerini bir model üzerinde uygular.

 Yeterlilik: Eleştirel düşünen birey deneyimlerini ve ulaştığı sonuçları gerçekçi temellere dayandırır.

 İletişim Kurabilme: Eleştirel düşünen birey düşüncelerini etkili bir iletişimle, anlaşılır bir şekilde paylaşır.

McKown (1997), eleştirel düşünmenin temel özelliklerini şu şekilde sıralamaktadır: (McKown’dan aktaran Vural ve Kutlu, 2004, s. 191).

 Eleştirel düşünme akıl yürütmeye dayalıdır: Eleştirel düşünme sürecinde elde edilen çıkarımların uygun, geçerli ve sağlam kanıtlara dayalı olması gereklidir.

 Eleştirel düşünme, derinlemesine düşünmeyi gerektirir: Bir düşünceyi geliştirmek, başkasına ve kişinin kendisine ait düşünceleri bilinçli bir şekilde değerlendirmesini gerektirir.

 Eleştirel düşünme odaklanmayı gerektirir: Bir amaç ile düşünmeyi gerektirir. Bu amaç ise, bireyin ne yaptığı veya neye inandığıyla ilgili olarak en iyi kararı vermektir.

Ünalan’a (2006) göre ise eleştirel düşünmenin beş temel özelliği vardır:

 Eleştirel düşünme aktif olmayı gerektirir. Eleştirel düşünme halinde iken zekâ, bilgi, bellek ve bilişsel beceriler aktif biçimde kullanılır. Aktif olarak düşünen kişi, kendini etkileyen olayın dışında kalmaz ve olaylara yön vermeye çalışır. Harekete geçmek için başkasından bir emir ya da dürtüleme beklemez ve kendi verdiği kararla aktif duruma geçer. Karşılaştığı sorunlarla uğraşmaktan hemen vazgeçmez. Çözmeye karar verdiği sorunun sonucunu alıncaya kadar devam eder ve karşısına çıkan hiçbir zorluktan yılmaz.

 Eleştirel düşünme, bağımsız olmayı gerektirir. Eleştirel düşünme hiçbir önyargı, ön kabul ya da herhangi bir otoriteye bağlılığı kabul etmez.

 Eleştirel düşünme, yeni düşüncelere açık olmayı gerektirir. Eleştirel düşünen kişi, kendi düşüncelerinden farklı düşünceleri gözden geçirir ve alması gerekenleri alarak düşüncelerini zenginleştirir.

 Eleştirel düşünme, düşünceleri destekleyen delilleri ve sebepleri sürekli dikkate almayı gerektirir. Eleştirel düşünen kişi, ileri sürdüğü her düşüncenin sebeplerini ve delillerini açıklayabilir ve sebebini açıklayamadığı ve delilini getiremediği düşünceleri asla savunmaz. Eğer bir düşüncenin sebepleri ve delilleri zayıfsa, daha sağlam sebeplere ve delillere yönelir.

 Eleştirel düşünce organizasyonu gerektirir. Düşüncenin organizasyonu, neyin sebep neyin sonuç olduğunu, nelerin delil olarak kullanıldığını, hangi düşüncelerin temel, hangilerinin destekleyici düşünce olduğunu açıklama kolaylığı sağlar.

Elder (2007, s. 6-7), bazı evrensel entellektüel standartlardan bahsetmiş ve eleştirel düşünebilmek için bu standartlara hâkim olmak gerektiğini ifade etmiştir. Evrensel entellektüel standartlar; bir sorun, bir konu ya da bir olayla ilgili düşüncenin mantıksal açıdan kalitesi kontrol edilmek istendiğinde uygulanması gereken standartlardır. Bu standartların öğrencilerin düşünmesine kaynaştırılması gerekmekte öğrenciler bu soruları kendilerine sormaları gereken sorular olarak içselleştirmelidir. Böylece, öğrenciler giderek daha iyi muhakeme etmeye başlayacaklardır. Birçok evrensel standart bulunmaktadır fakat Elder’in üzerinde durduğu standartlardan bazıları şunlardır:

Açıklık: Açıklık, giriş niteliğinde bir standarttır. Bir anlatım net değilse, onun doğru ya da konuyla ilgili olup olmadığı anlaşılamaz. Gerçekte, ne söylendiği tam olarak bilinmediği için, o konu hakkında pek bir şey söylenemez. Örneğin, ‘İspanya’nın eğitim sistemi konusunda ne yapılabilir?’ sorusu açık değildir. Soruyu tam olarak yanıtlandırabilmek için problemin sorunun neresinde olduğunu daha açık bilmek gerekir. Soru daha açık bir şekilde şöyle olabilirdi: ‘Eğitimciler, öğrencilerin iş yaşamında ve günlük kararlarını verdikleri ortamlarda başarıyla kullanabilecekleri beceri ve yetenekleri öğrenip öğrenmediklerinden emin olmak amacıyla ne yapabilirler?’

Doğruluk: O, gerçekten doğru mudur? Bunu nasıl kontrol edebiliriz? Onun doğru olup olmadığını nereden bilebiliriz? Bir anlatım açık olabilir ancak doğru olmayabilir, ‘Köpeklerin birçoğu 150 kilonun üzerindedir.’ gibi.

Netlik: Biraz daha ayrıntı verebilir misiniz? Biraz daha özgün olabilir misiniz? Bir anlatım hem açık hem doğru fakat net olmayabilir, ‘Jack aşırı kiloludur.’ örneğinde olduğu gibi. (Jack’in ne kadar fazla kilosu olduğunu bilmiyoruz, yarım kilo ya da 250 kilo).

İlgililik: ‘Söylenen şey soruyla ne kadar bağlantılı? Soru konunun ne kadarını kapsıyor? Bir ifade açık, doğru ve net fakat konuya ilişkin soruyla ilgili olmayabilir. Örneğin, öğrenciler çoğunlukla kursta harcadıkları çabaların aldıkları notları attırması gerektiğini düşünürler. Oysa harcanan çaba öğrenme kalitesini ölçmez ve öyle olsa bile, çaba öğrencinin hakettiği notla ilgili değildir.

Derinlik: Cevabınız sorunun karmaşık yönlerini ne şekilde aydınlatıyor? Sorudaki problemleri nasıl ele alıyorsunuz? Bu, en önemli faktörle ilgili midir? Bir ifade açık, doğru, kesin, ve konuyla ilgili fakat derinlikten yoksun olabilir. Örneğin, ‘Yalnızca hayır deyin’ ifadesi açık, doğru, kesin, ve konuyla ilgili olabilir. Fakat yüzeyseldir, çünkü oldukça karmaşık bir konu ve gençler arasında yaygın olan madde kullanımına yönelik mücadele ile çok yüzeysel bir ilişki içerisindedir. Konunun kompleks doğasına hitap etmemektedir. Genişlik: Farklı bir perspektiften bakmamız gerekir mi? Aynı soruyu başka bir şekilde ele alabilir miyiz? Muhafazakar bakış açısından bu soru nasıl düşünülürdü? Bu konu başka bir bakış açısından nasıl ele alınıyor....?

Bir mantık dizisi açık, doğru, tam, ilgili ve derin fakat genişlikten yoksun olabilir (tıpkı muhafazakar ya da liberal bakış açıları gibi, bir konuya derinlemesine girerler fakat sorunun yalnızca bir yönünü ele alırlar.)

Mantık: ‘Bunun gerçekten bir anlamı var mı? Söylediğin şeyle ilgili mi? Konu nasıl ilerliyor? Fakat bunu ima etmeden önce ve şimdi onu söylerken, her ikisinin aynı anda nasıl doğru olabileceğini anlayamıyorum. Bir şey düşünürken birçok görüşü aynı anda düşünebiliriz. Düşünceler bileşimi karşılıklı olarak birbirini destekler ve bir anlam ortaya koyarsa bu düşünce tarzı mantıklı demektir. Fikirler karşılıklı olarak destekleyici değilse mantık bir anlamda çelişkili ya da anlamsızdır, yani kombinasyon mantıksızdır.