• Sonuç bulunamadı

1.4. Disiplinlerarası Öğretim Yaklaşımı

1.4.2. Disiplinlerarası Yaklaşımın Önemi

Disiplinlerarası derslerde öğrenciler gerçek hayattan problemlerle desteklenir, öğrenciler diğer öğrencilerle işbirliği yaparlar, farklı kaynaklardan bilgiyi araştırırlar ve araştırmacıların deneyimlerinden yararlanarak kendi çalışma alanlarındaki deneyimleri zenginleştirir (Crocker’dan aktaran Taşdemir ve Taşdemir, 2011, s. 218).

İlköğretim öğrencisi bir çocuk, olayları, varlıkları ve öğretmenlerce kendisine öğretilmek istenen bilgileri bilim dallarına göre sınıflandırıp kavrayamamakta, bunun yerine varlıkları, olayları ve bilgileri toplu olarak algılama durumunda olmaktadır (Türkeli, 2007). Bu anlamda disiplinlerarası eğitim öğrencilere yaşam deneyimlerinin ve okulda öğrenilmiş bilgilerin özümsenerek anlamının kurulması için fırsatları sağlar (Kotler, 1991 ve Crocker’dan aktaran Taşdemir ve Taşdemir, 2011, s. 220).

Yıldırım (1996), disiplinlerarası öğretime duyulan ihtiyacın temel nedenleri açıklarken insanın dünyayı algılayış biçiminden bahsetmiştir. Bireylerin dış dünyayı bütüncül bir yaklaşımla algılamaları sebebiyle iletişim kurma şekilleri ve problemlere aradıkları çözüm yolları salt bazı disiplinlere ait bilgi ve becerilerden ibaret değildir. Günlük yaşamdaki problemler ve alınan yanıtlar genel olarak birden fazla disiplinin konu alanına girmektedir. Dolayısıyla disipliner öğretimin bir bütün içerisinde sunulmaması öğrencileri doğal olmayan bir sürece maruz bırakabilir. Bilimsel düşünme ve araştırma becerilerinin

geliştirilmesinde disiplinlerin ayrı ayrı sunulması da önemlidir ancak disiplinlerarası öğretimin, öğrencinin doğal öğrenme sürecine ve dünyayı algılayış biçimine daha uygun olduğu söylenebilir. Ayrıca disiplinlerarası öğretim, öğrenciye belirli bir disiplinin bilgilerini öğretmektense çok yönlü bir düşünme biçimi kazandırmayı amaçlar. Burada, yapılmak istenilen öğrencinin çeşitli disiplinlere dair bilgi ve becerilerini belli bir amaca yönelik olarak kullanabilmesidir. Öğrencinin eleştirel ve yaratıcı düşünebilme ve karar verebilme süreçlerinde, değişik alanlardaki bilgileri bütünleştirebilme becerisi günümüzde en çok önem verilen konuların başında gelmektedir.

Disiplinlerarası yaklaşımda amaç, hem seçilen konunun anlamlı bir bütün olarak öğrenilmesi hem de öğrencilere aynı konunun farklı disiplinler açısından incelenme olanağının yaratılmasıdır (Yalçın ve Yıldırım’dan aktaran Turna ve diğerleri, 2012). Disiplinlerarası öğretimde belirli bir kavram, problem ya da konu temel alınarak, bu kavrama değişik yönlerden ışık tutabilecek bilgi ve beceriler ilgili alanlardan alınarak bütünleştirilir. Disiplinlerarası bir düzenleme sayesinde hem belirli disiplinlere ait bilgi ve becerilerin öğrenilmesi, hem de bunların anlamlı bir şekilde bütünleştirilmesi mümkün olur (Aydın ve Balım, 2005, s. 152).

Geleneksel programlarda, konuların güncel tutulması ve öğrencilerin kendi yaşamlarıyla ilişkilendirmesi zor olabilmektedir. Bu yüzden özellikle matematik derslerinde öğrenciler bazı konuları öğrenme nedenlerini ve günlük hayatta bu bilgiyi nasıl kullanacaklarını sorgulayabilir. Geleneksel konu alanı yaklaşımını benimseyen bir öğretmen işlenen konuların ilerideki konuların öğrenilmesinde faydalı olacağı şeklinde cevaplandırabilir. Ancak, disiplinlerarası yaklaşımın uygulandığı öğrenme ortamlarında, güncel konular ele alınır ve öğrencinin konuyu günlük hayatıyla ilişkilendirmesi söz konusudur (Budak, 2009, s. 18). Disiplinlerarası öğretimin temel özelliği, problemlere ya da durumlara bağlı öğrenme etkinlikleri olmasıdır. Geleneksel disipliner öğretimde okulda öğrenilen bilgilerin günlük yaşama aktarılamaması ve öğrenme ve araştırma alışkanlığının gelişmemesi bugünkü eğitim sistemlerinin karşılaştığı en önemli sorunlardandır. Öğrenci kendisini belirli bir disiplinin düşünce biçimiyle sınırlı hissetmeyecek ve disiplinlere bağlı bilgileri kendi amaçlarına ulaşmada ya da karşılaştığı problemlerin çözümünde bir araç olarak algılayacaktır. Bu türlü düşünce biçimi de kendini yenileyen, öğrendiği bilgiyi kullanan ve karar verebilen bireyler yetiştirme yolunda atılacak önemli bir adım olacaktır (Yıldırım, 1996, s. 91).

Disiplinlerarası öğretim programları çerçevesinde bir konunun diğer alanlar ile ilişkilendirilerek sunulması konusunda öğrencilerin ifade ettikleri görüşlere göre, öğrenciler bu şekilde işlenen derslerde geleneksel sınıf ortamlarından daha çok zevk almışlardır (Hatch ve Smith, 2004, s. 49).

Yüksek kalitedeki disiplinlerarası dersler ve ders programlarının bazı fayda ve çıktıları şöyle sıralanmaktadır (Newell’dan aktaran Ulusoy, 2007):

 Öğretim üyesi ve öğrenciler arasında karşılıklı saygı,  Anlayış ve algılama yeteneklerinin gelişmesi,

 Okuma, yazma, konuşma ve düşünmede hassasiyet ve açıklık,

 Öğrencilerin bir düşünceyi, bir önermeyi kabul etmeden önce “neden” diye sorgulama alışkanlığını edinmesi,

 Kendi görüş açısından başka görüş açılarının varlığını kabul etme,  Uzman görüşlerini değerlendirme yeteneğini geliştirme,

 Belirsizliğe karşı müsamahakâr olabilme,  Sentez ve bütünleştirme yeteneğini geliştirme,

 Daha yaratıcı, benzersiz ve alışılmadık biçimde düşünebilme,  Dinleme yeteneğini geliştirme.

Dünyada bugün mevcut anlayışı yansıtan yaklaşım, sorunları izole edip ele almaktan ziyade sistem bağlamında ele almayı ve disiplinlerarası yaklaşım ile tanımlayıp, çözüm aramayı önermektedir. Bu ise, bu yaklaşıma uygun disiplinlerarası eğitim anlayışının ve disiplinlerarası araştırmanın ve uygulamalarının gelişmesinin ve yaygınlaşmasının önünü açmayı hedeflemektedir (Ulusoy, 2007).

Disiplinlerarası yaklaşımla hazırlanan öğretim programları ile ilgili öğrencilerin birçok kazanımı olacaktır. Bu kazanımlar beş bölümde incelenebilir (McDonald ve Czerniak’dan aktaran Aktürel, 2005, s. 11):

1. Öğrenciler fen bilgisi ile dil, sosyal çalışmalar ve matematik gibi alanlarda farklı bakış açılarıyla konuyu inceleyebilir.

3. Düzenlenen merkezi organizasyon sayesinde öğrencilerin dünyaya bakış açıları değişerek öğrencilerin topluma uyum sağlayabilmelerine yardımcı olur.

4. Disiplinlerarası yaklaşım öğrencilerin öğrenimlerini kişiselleştirir ve esnek olmaya özendirirken bir konuya farklı yönlerden yaklaşmalarını sağlar. Bu kişiselleştirme bölümü oluşturmacı yaklaşım felsefesine de uygundur.

5. Disiplinlerarası etkinlikler zaman ve para kazanımına yardımcı olur.

Disiplinlerarası öğretim yaklaşımının yararlarını Kılcan (2005) şöyle sıralamıştır:

 Öğrencilerde var olan düş güçlerini ortaya çıkaran meydan okuma ortamları sağlanabilir.

 Öğrencilerin iletişim becerilerini geliştirebilir.

 Öğrencilerin kendi ilgi ve yeteneklerinin farkına vararak kendine güvenen bireyler olarak yetişmelerini sağlar.

 Öğrencilere grupla çalışma bilincinin kazandırılmasını sağlar.  Öğrencilerde var olan soyut düşünme düzeyleri geliştirebilir.  Bir konuyla ilgili amaçlanan hedeflere ulaşılır.

 Öğrenme zevkli hale gelir, öğrenciler öğrenmeden haz duyarlar.  Öğrenilenlerin hatırlanması kolaylaşır ve öğrenme daha kalıcı olur.

 Yeni kavramlar daha kolay öğrenilir, sonraki öğrenmelerde başkasının yardımına daha az ihtiyaç duyulur; kendi kendine öğrenme kolaylaşır.

 Öğrencinin problem çözme becerisi gelişir, bu alandaki başarısı artar.  Matematiğe olan kaygı azalır ve ona karşı olumlu tutum gelişir.  Öğrencilerin matematiksel düşünme güçlerini geliştirir.

 İşbirliğine dayalı öğrenme için gruplarda sorumluluk almaları sağlanır.

 Öğrenirken kendi yeteneklerini sergilediklerinden öğrenme etkinliğinden zevk almalarına neden olur.

 Süreç içerisinde yapılan tartışmalar ve sunumlar yoluyla dil becerilerinin gelişmesine katkı sağladığı düşünülebilir.

 Öğretmenin zamanı etkili kullanmasına ve sınıfın tamamını öğrenme etkinliğinin içine çekmesine yardımcı olur.

 Öğretmenler sürekli aktarım yapmayacak olmaları, öğretmenlerin yaratıcı ve ilgi çekici etkinliklere daha fazla zaman ayırmalarına neden olur.