• Sonuç bulunamadı

2. GAZİPAŞA’NIN SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRASLARI

2.3. Gazipaşa’nın Somut Olmayan Kültürel Mirasları

2.3.5. El Sanatları

El sanatları insanların yaşayış şekline ve tabiat şartlarına paralel olarak ortaya çıkmıştır. İlk olarak insanlar soğuktan, vahşi doğadan korunmak ve beslenmek amacıyla el sanatlarının ilk örnekleri oluşmuştur. İlerleyen zamanlarda ise gelişen çevre koşullarına göre farklılık gösteren el sanatları, ortaya çıktığı toplumun yaşayış şeklini, duygu ve düşüncelerini kültürel özelliklerini yansıtarak “geleneksel” vasfını almıştır. Yüz yıllardır tarihin süzgecinden geçen farklı uygarlıklardan etkilenerek kendi kültürleri ile bir araya getirilen zengin bir motif haline gelmiştir (Sarıkaya, Hünerel ve Er, 2012).

El sanatları diğer halk sanatlarında olduğu gibi, bir ulusun veya toplumun kültürel kişiliğini en anlamlı yansıtan belgeleridir. Gazipaşa’nın da kültürel kişiliğini yansıtan el sanatları da şunlardır:

1. Kıl ve Yün Dokumacılığı

İlçenin kırsal köylerindeki insanların önemli geçim kaynağından biri olan küçükbaş hayvancılıktır. Durum böyle olunca yöre insanı bu hayvanların tüylerini değerlendirerek çeşitli el dokumaları yapmaktadırlar.

Her yıl ilkbaharın gelmesi ile birlikte küçükbaş hayvanların tüyleri ve yünleri kesilir. Kesilen yün veya tüyler temizlenerek boyamak isteyen kökboyası ile kazanlarda boyar. Boyamak istemeyen ise sade olarak kullanır. Boyanan bu tüy ve kıllar “egitmeç” (kirmen) dediğimiz eşya ile ip hanine getirirler. Böylece tüy ve kıllar dokumaya hazır hale gelir. Hazır hale gelen tüy ve yünler ıstar ve çulfalıkta dokunmaktadır. Bu ıstarlarda dokunan el sanatları şunlardır; sili (zili), kilim, çul, ala çul, heybe, kolan ve alabacaktır (Katılımcı: 32).

2. Pırtıl (Çaput) Dokuma

İlçede görülen bir diğer dokuma türü de çaput dokumadır. Bu dokumanın en önemli özelliği eskiyen ve kullanılmayan malzemeleri bir nevi geri dönüşüm sistemi gibi kullanarak farklı eşyalar elde edilmesidir. Eski elbise ve çarşaflar ortalama 3cm eninde yırtılarak ip gibi uzun hale getirilir. Elde edilen bu çaputlar mekiğe sarılır ve çulfalık ta dokunur. Bu dokumalar evlerde paspas ve yolluk olarak kullanılmaktadır (Katılımcı No:31).

3. Oya ve Dantel İşlemeciliği

Oya ve dantel işlemeciliği eskiden her yörede olduğu gibi ilçede evlenme çağına gelmiş genç kızların çeyizlerine koymak için yaptıkları en önemli el sanatlarından birisidir. Bu el işleri mil, iğne ve ağaç çubuklar yardımı ile uzun sürelerde yapılmaktadır. Danteller el emeği göz nuru olduğundan kızlar evlenince evin en güzel köşelerinde vitrin, masa, mutfak ve televizyon süsü olarak kullanılmaktadır.

Diğer taraftan yörede oya işlemeciliği çeşitli boncuk ve pullar ile yapılmaktadır. Yapılan bu oyalar yazma köşelerine iğne ile dikilerek kullanılmaktadır. Günümüzde ilçede birçok kadın evinde dantel ve oya işlemeciliği yapmaktadır. Yaptığı bu oyaları satarak ev ekonomilerine küçükte olsa katkı sağlamaktadırlar (Katılımcı No:16).

4. Nakış İşlemeciliği

Nakış renkli ipler ile bez veya etamine çeşitli desenler işlenerek yapılan süsleme sanatıdır. Anadolu da genç kızların çeyiz sandıklarının olmazsa olmaz parçalarından birisidir. Keza ilçe kültüründe de bu olay farksızdır. İlçede nakışlar en çok namazlığa, yatak ve masa örtülerine işlenmektedir. Fakat günümüzde teknolojinin gelişmesi ile makine nakışları ortaya çıkmıştır. Hal böyle olunca el emeği göz nuru nakışlar giderek popülerliğini kaybetmeye başlamıştır (Katılımcı No:16).

5. Ahşap İşlemeciliği ve Oymacılık

Yörede yetişen sandal, piynar, dişbudak, dut, ceviz, katran, gürgen vb. ağaçlar ahşap işlemeciliği ve oymacılıkta kullanılan en önemli ağaçlardandır. Bu ağaçlardan çeşitli ev eşyaları (kaşık, kepçe, senit, çeyiz sandığı, masa, sandalye, saz, oklava) vb. yapılmaktadır. Yine ilçe ait yöresel evler de ahşap işlemeciliği ve oymacılık sanatını görmek mümkündür. Bu evlerin kapıları, pencereleri, ocaklık köşeleri ve yüklüklerinde ahşap işlemeciliğinin örneklerindendir. Diğer taraftan birçok tarım aletleri de ahşaptan yapılmaktadır. Saban, boyunduruk, zelve, düven, tırmık ve yaba gibi aletlerde yapılmaktadır. Fakat gelişen teknoloji ile birlikte her işi makine yapar oldu. Bu makineleşme den ahşap işlemeciliği ve oymacılığı da payını alarak ilçede yok olmaya yüz tutmuştur (Katılımcı No:29).

6. Su Kabağı İşlemeciliği

Türkiye de su kabağının en iyi yetiştiği yerlerin başında Gazipaşa gelmektedir. Bu nedenle ilçede bazı ailelerin geçim kaynağı olmuştur. Yetişen su kabakları düzgün bir şekilde kırmadan kurutulur. Kurutulan su kabaklarının dışı ince zımpara yardımı ile zımparalanır. İşleme hazırlanan su kabaklarına küçük, küçük delikler açılır ve rengârenk boncuklar bu deliklere yerleştirilir. Bu sayede kabağın üzerinde farklı

desenler elde edilir. Su kabaklardan çeşitli süs eşyaları ve avizeler yapılarak satışa sunulmaktadır. Turistlerin en çok satın aldıkları süs eşyaları arasında yer almaktadır.

7. Demircilik

Türkler eski çağlardan beri demi en iyi işleyen millet olmuştur. Bu yüzden Türk kültüründe demirciliğin yeri bambaşkadır. Öyle ki Türklere ait birçok masal ve hikâyelerde demir ve demirci karşımıza çıkmaktadır (Davulcu, 2015).

Gazipaşa da demircilik ise teknoloji gelişmeden önce oldukça etkin bir meslek olarak karşımıza çıkmaktaydı. İlçe merkezinde olduğu gibi ilçenin birçok köyünde demircilikler bulunmaktaydı. Bu demirciler halkın nal, zincir, çeşitli ev eşyaları, tarım ve kesici aletlerini yapmaktaydılar. Fakat günümüzde bakacak olursak ilçede toplamda beş ila on demirci dükkânı bulunmaktadır. Demircilik mesleği popüler bir meslek olmaktan çıktığı için bu dükkândaki ustalar çıkarak yetiştiremiyorlar. Bu yüzden giderek bu el sanatı mesleği de yok olmakla karşı karşıya gelmektedir (Katılımcı No:22).

8. Bakırcılık

Bakırın çeşitli teknikler uygulanarak mutfak ve süs eşyasına dönüştürülme sanatına bakırcılık denir. Bakırcılık geçmişten günümüze kadar gelen el sanatlarından birisidir. Bu el sanatı Anadolu’nun birçok bölgesinde bakırcılar çarşısında hala yaşatılmaktadır (Katılımcı No:28).

Gazipaşa’da bir bakırcılar çarşısı olmasa da kendilerine ait küçük dükkânlar da bu kültür yaşatılmaya çalışılmaktadır. Bakırcılar bu dükkânlarda kazan, tencere, tava, sini, tepsi, tabak ve çeşitli süs eşyaları yapmaktadırlar. Ama demircilikte olduğu gibi bakırcı ustaları da günümüzde çıkarak bulamadıklarından şikâyetçidirler. Bu nedenle bu el sanatı mesleği de giderek yok olmaktadır (Katılımcı No:28).

9. Sepet Yapımı

Ağaçların yeni sürgünlerinden, bitkilerin odunlaşmamış kökleri ve kamışlardan faydalanarak yapılan örgü sanatına sepet örgücülüğü denilmektedir (URL-6, 2018). Toplumların kültürünü oluşturan önemli öğelerden birisidir. Fakat her toplum sepet yapımında farklı materyaller kullanmıştır.

Gazipaşa’da ise sepet yapımında meşe, tespih ağacı ve kargı (kamış) kullanılmaktadır. İlçede eskiye nazaran ile sepet yapımı yok denilecek kadar azdır. Fakat sepet ören kişiler hala vardır. İstek olması durumunda sepet ören kişiler bu siparişleri yapmaktadırlar (Katılımcı No:30).

10. Yöresel Taş Ev Ustalığı

Yöresel taş evler ilçe merkezinde pek fazla olmamasına rağmen kırsal köylerde ki eski evlerin tamamı taş evdir. Bu evler genelde iki katlıdır. Birinci katı ahır ve samanlık olarak ikinci katı ise ev sahiplerinin kaldıkları yer olarak kullanılmaktadır. Evlerin yapılacakları yerler seçilirken taşlık olmasına dikkat edilir. Nedeni ise evin taş ihtiyacının birçoğunun buradan karşılanması içindir. Evin yapılacağı yer iyice düzeltilerek çift taraflı duvar örülmeye başlanır. Duvar örülürken taşların arasına topraktan ve su ile yapılma harç konulur böylece böcek, haşere ve soğuktan ev ahalisi korunmuş olur. Evin duvarı yapılırken her 1m’ye kuşak konulur. Kuşaklar 3 cm kalınlığı ve 7-10 cm enindeki tahtalardır. Bu kuşaklar evin duvarının daha sağlam olmasını sağlarken olası sarsıntıda evdeki oluşacak çatlakları da önlemektedir. Evin boyu 3m’ ye ulaşınca özellikle katran ağacından yapılmış ortalama 20-30 cm enine sahip tomruk şeklindeki ağaçlar her odaya 50 cm ara ile döşenir. Böylece ahır ile oda arası bölünmüş olur. Duvar örme işlemi tekrar devam eder bu esnada her odaya duvar içine gömme dolavlar (Dolap) ve ocaklıklar yapılır. Evin duvar işi son bulunca ahırda olduğu gibi evin üstüne de tomruklar koyulur. Tomrukların üzeri pardı ile kapatılır.( Pardı: büyük katran kütüklerinden ağaç çiviler yardı mı ile yarılarak çıkarılan tahta türü bir şeydir). Pardıların üzerine çam pürü serilerek dam topraklanır. Böylece evin kaba inşaatı bitmiş olur.

Evin sıvası ise toprak, saman ve su ile yapılan harç ile yapılmaktadır. Karılan harç bir gün bekletilerek özleşmesi sağlanır. Özleşen harç ile ev sıvanır ve beyaz toprak ile de içi boyanır. Diğer yandan evlerin odalarına süslemeli izveler (yüklük) yapılarak evin inşaatı tamamlanır.

Fakat her şeyde olduğu gibi teknolojinin gelişmesi ile birlikte betonlaşma arttı ve bu evleri yaptıran olmamaya başladı. Durum böyle olunca bu evleri yapan ustalarda farklı mesleklere yönelerek yöresel taş ev ustalığı giderek unutulmaya başlamıştır (Katılımcı No:3).

11.Yöresel Taş İşçiliği

Yöresel taş işçiliği geleneksel Türk el sanatları içerisinde önemli bir yere sahiptir. Türk tarihine bakacak olursak Selçuklu ve Osmanlı devletlerinde taş işlemeciliği yoğun olarak kullanılmıştır (Sökmen, 2015). Taş işleme sanatı 01.0019 envanter numarası ile SOKÜM’ e girmiştir. Böylece dünyanın somut olamayan kültürel mirası haline gelmiştir.

Geçmişte ilçede taştan birçok alet ve eşya yapılmaktaydı. Bunların en önemlileri şunlaradır; yarma taşları, taş havanlar ve taş yuvaklardır. Yarma taşlarının yerlerini değirmenler, taş havanların yerlerini demir havanlar almıştır. Evler betonlaşınca taş yuvaklarda kullanılmamaya başlamıştır. Böylece bu işçilik ilçede yok olmuştur (Katılımcı No:42).

12. Geleneksel Alet ve Eşyalar

Alet ve Eşyalar tarihler boyunca insanların hayatlarını önemli derecede kolaylaştırmıştır. Bu sayede insanlar fazla güç ve zaman zarf etmeden işlerini kısa zamanda ve en verimli şekilde yapışlardır. Dünya da olduğu gibi Anadolu’da da geleneksel alet ve eşyalar insanların yaşam şekilleri ve kültürlerine göre farklılık göstermektedir. İlçede bu yönden oldukça zengindir. Bunun nedeni ise ilçede Yörük kültürünün izlerinin olmasıdır. Aşağıda İlçede belli başlı en önemli geleneksel alet ve eşyaları nelerdir ve ne işe yaradıkları yer almaktadır.

Tuluk: İçerisinde yayık yayılır.

Çetirik: Tuluğun ayakta durmasını sağlar. Bişkek: Tulukta ayranı yapmak için kullanılır.

Yannık: Tuluk gibi deriden yapılır fakat oğlak derisi kullanılır. Bağa bahçeye ayran götürmek için kullanılır ve içerisindekini her daim soğuk tutma özelliği vardır. Eğirtmeç (Kirmen): Hayvanların kıllarını ip haline getirmek için kullanılır. Gölecek: Yün ve iplik keleplerini çözmek için kullanılır.

Çıkrık: Tarlada yetişen pamukların çekirdeklerini ayırmaya yarar. Çark: Kirmendeki eğilen yünleri iki ye katlamak için kullanılır Yay: Yün veya kılları inceltmek için bu yay kullanılır.

İlase: Yayın kirişini çekmeye yarar.

Güdül: İçerisinde tahıl saklamak için kullanılır. Büyük çınar ağaçlarından yapılır. Kutu: Tahıl ve daha küçük şeyleri ölçmek için kullanılır. 4 kutu 1 kile olarak hesaplanır.

Yarma taşı: Bu taşlar buğday, mısır ve buna benzer şeyleri yarmak için kullanılır. Dibek: Tahılların kabuklarını çıkarmak veya ezmek için kullanılır.

Helke: Günümüzdeki kovaların bakırdan yapılmışıdır.

Bu örnekler en belli başlılarıdır. Bu alet ve eşyalardan daha yüzlercesi ilçede mevcuttur. Fakat makineleşmenin sonucunda bu alet ve eşyalar kullanılmaz oldu ve birçoğu unutulmaya yüz tutmuştur.