• Sonuç bulunamadı

1.2.2. EKONOMİK SÜREÇ POLİTİKASI

1.2.2.1. Ekonomik Süreç Politikasının Amaçları

Ekonomik süreç politikası amaçları aşağıda kısaca açıklanmaktadır

Fiyat İstikrarı: Fiyat istikrarını amacı paranın değerinin korunması amacı ile özdeştir. Fiyat istikrarı fiyatlar genel düzeyinde herhangi belirgin bir trendin veya şiddetli kısa dönem hareketlerinin bulunmaması şeklinde tanımlanmaktadır.

Büyüme: Genel olarak ekonomik büyümeden reel sosyal hasıladaki artışlar anlaşılmaktadır.

Tam İstihdam: Dar anlamda tam istihdam kavramı üretim faktörlerinden yalnızca emekle ilgilidir. 1950 yılında American Economic Association’ın bir komitesi tam istihdamı şöyle tanımlamıştır3:

1 Robert J. Baro, David B. Gordon, “Rules, Discretion and Reputation in a Model of Monetary

Policy”, Journal Of Monetary Economics, Elsevier Science Publishers, North Holland, 1983, s. 102.

2 Hüsnü Erkan, Ekonomi Politikasının Temelleri, a.g.e., s. 20.

3 Naci Kepkep, Enflasyon Kuamlar-Politikalar ve Avusturya Keynesciliği, Cem Yayıneci,

“Cari ücret oranından iş arayan kişilerin önemli bir gecikme olmaksızın üretken bir iş bulabilmeleridir. Tam gün çalışmak isten kişilere tam gün iş demektir. Ev kadını ve öğrenciler gibi kişilerin iş istemedikleri halde işe girmek için baskı altında olmaları demek değildir. İşsizliğin her zaman sıfır olması demek değildir. Kişiler iş değiştirirken bir süre için işsizdirler. Tam istihdam kitle işsizliğinin bulunmamasıdır.”

Geniş anlamada ise tam istihdam, bir ekonomide mevcut tüm işgücünün, sermayenin doğal kaynakların ve girişimcilerin üretime alınması, hepsinden yararlanılması anlamındadır. Genellikle gerek ekonomi teorisinde gerekse ekonomi politikasında tam istihdam dar anlamda kullanılır ve ekonomide mevcut emeğin tümüne iş bulunması anlamına gelir1.

Adil Gelir Dağılımı: Adil gelir dağılımı gelir ve servetin bölüşüm ve dağılımının değiştirilmesi ile daha çok dengelenmesi yönünde düzeltilmesini kapsar2. Gelir ve servet dağılımının düzeltilmesi, fertlerin gelir ve servetleri arasındaki farkın mümkün olan en az seviyeye indirilmesidir.

Ödemeler Dengesi: Ödemeler dengesi en genel tanımıyla bir ekonomini yabancı ekonomilerde üretilen mal ve hizmetlere olan talebiyle, yabancıların ulusal ekonomide üretilen mal ve hizmetlere olan talebi arasındaki dengeyi veya dengesizliği göstermektedir. Eğer yabancı ekonomilere yönelen ulusal talep, yabancıların ulusal ekonomiye yönelen talebinden fazla ise, ödemeler dengesi açık, aksi takdirde fazla verecektir. Fazla veya açık şeklindeki bu dengesizlikler ekonomide enflasyonist ya da deflasyonist baskılar oluşturur.

Yukarıda kısaca açıklanan amaçların hepsi birden refah veya sosyal hasılanın maksimizasyonu amacını birlikte oluşturmaktadır. Bunlar refah amacının kısmi amaçlarıdır. Ekonomik süreç politikasında ideal olan bu amaçların aynı anda ve tam gerçekleştirilmeleridir. Ancak amaçlar arasında ortaya çıkan çatışmalar nedeniyle bunun gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Örneğin tam istihdama ulaşmak için toplam harcamaların artırılması durumunda (ceteris paribus) fiyatlar genel düzeyini artırarak fiyat istikrarını bozar.

1 Vural Savaş, Politik İktisat, a.g.e., s. 40.

Ekonomi süreç politikasının amaçlarının tümünün aynı anda gerçekleştirilme olasılığının olmaması öncelik sorununu ortaya çıkarmaktadır. Amaçların öncelik sıralamasını belirleyen unsurlar üç noktada toplanabilir1.

• Toplumun temel ilkeleri, değer yargıları ve ideolojileri

• Grupların ekonomik çıkarları

• Amaçla, fiili ekonomik durumun bilinen amaçlardan sapma derecesi Toplumsal değer yargılarının belirlenmesinde barış, özgürlük, adalet ve güvenlik gibi temel ilke ve toplumsal amaçlar son derece önemlidir. Bu ilkelerin toplumda yerleşmiş olmasının yanı sıra toplumsal ilke ve amaçlar olarak bunlar arasında da belli tercihler sisteminin bulunması ekonomi politikasının amaç sisteminin belirler. Özgürlük ve toplumsal ilerlemeye ilişkin değer yargılarının egemen olduğu toplumlarda büyüme ve para istikrarı ön planda iken, güvenlik ve adalet ilkelerinin egemen olduğu toplumlarda tam istihdam ve adil gelir dağılımı amaçları ön planda tutulur.

Politik partilerin üyelerinin arasındaki farklılık, söz konusu partilerin ekonomi politikası tercihlerinin değişmesinde etkili olmaktadır. Birçok ülkede politik partilerin çoğu en azından kısmen sınıf tabanlıdır ve genelde fakir vatandaşlar sol partileri, zenginler ise sağ partileri tercih etmektedir2. Kirschen ve arkadaşları tarafından yapılan bir araştırmada politik partilerin ekonomi politikası amaçlarına ilişkin tercihlerinin önem sıralaması ortaya konmuştur. Çalışmada önemli partiler üç grupta toplanmıştır3:

Sosyalistler: Sosyal demokratlar ve işçi partisi

Merkez: Avrupa’da Hıristiyan Demokratlar, ABD’de Demokratlar Muhafazakarlar: Radikaller, bağımsızlar, ABD’de Liberaller

Farklı ideolojilere sahip politik partilerin ekonomi politikası amaçlarına ilişkin önem sıralaması aşağıdaki Tablo 2’de gösterilmiştir.

1 Hüsnü Erkan, Ekonomi Politikasının Temelleri, a.g.e., s. 156.

2 Edward Tufte, Political Control of the Economy, Princeton University Pres, New Jersey, 1978, s.

83.

Tablo 2: Politik Partilerin Amaç Sıralaması Amaçların Önem

Sıralaması Sosyalistler Merkez Muhafazakarlar

Çok Önemli

Tam İstihdam Gelir Dağılımının

Düzeltilmesi --- Para İstikrarı Çok Önemli yada

Önemli Büyüme • Büyüme • Para İstikrarı --- Önemli --- • Tam İstihdam • Gelir Dağılımının Düzeltilmesi Ödemeler Bilançosunun Düzeltilmesi Önemli yada Az Önemli Para Değeri

İstikrarı Ödemeler Dengesi

• Büyüme • Tam İstihdam Az Önemli Ödemeler Bilançosunun Düzeltilmesi --- ---

Önemsiz --- --- Gelir Dağılımın Düzeltilmesi Kaynak: Theodor Pütz, a.g.e., s. 120.

Amaç tercih sıralamasında etkili olan ikinci unsur sosyal grupların ekonomik çıkarlarıdır. Girişimci, işçi ve devlet memurlarına ilişkin tercih sıralaması aşağıda Tablo 3’de gösterilmiştir.

Tablo 3: Sosyal Grupların Amaç Sıralaması

Önem Derecesi Girişimci İşçi Devlet

Memuru Birinci Derecede Büyüme Adil Gelir Dağılımı Para İstikrarı

İkinci Derecede Para İstikrarı Büyüme Adil Gelir Dağılımı Üçüncü Derecede Adil Gelir Dağılımı Para İstikrarı Büyüme

Kaynak: Theodor Pütz, a.g.e., s. 122.

Amaç tercihlerinin sıralamasında üçüncü etken ekonomin içinde bulunduğu fiili durum ile amaçlanan durumun birbirinden sapmasıdır. Ekonomik kriz dönemlerinde amaçlar, yaşanan krizin atlatılmasına yönelik olduğundan söz konusu kriz ile ilgili amaçlar ön plana çıkar.