• Sonuç bulunamadı

Obezite ekonomik bir olgudur. Obezite kaçınılan bir durum olduğu için beslenme ve davranış değişikliği ile bu sorun ortadan kaldırılabilir. Ekonomistlere göre eğer fayda maliyetleri aşarsa bu düzenleme bireyin davranışlarında yer almalıdır. Aslında önerilen obeziteyle mücadele için ekonomik araştırma birimlerinin kurulmasıdır. Artan obezite yaygınlığını ve obezitenin zamana karşı değişkenliğini önlemek için obezitenin maliyetleri araştırılmalıdır. Çünkü ekonomik analizler obezite artışını önlemede etkili araçları belirlemeye yardımcı olur. Obezite birçok hastalık için risk faktörü olduğundan sağlık ekonomisinde önemli bir problemdir. Örneğin, ABD’de sosyal güvenlik ve sağlık sigortalarında obezite önemli bir unsurdur. Rasyonel seçim modellerinde obez ve/veya aşırı kilolu olmak arzulanmaz (Philipson, 2001, s.1).

Kilo alımının neoklasik ekonomik yaklaşımı psikolojik, genetik durumlara dayanmaksızın teşvik edici değişmelerle ilişkilidir (Lakdawalla ve ark., 2005, s.253). Obezitenin neoklasik teoremi ilk olarak Philipson ve Posner (1999); Lakdawalla ve Philipson (2002) çalışmalarında vurgulanmıştır. Gıda fiyatlarının düşmesi tüketimi artırmakta ve bu da kilo alımıyla sonuçlanmaktadır. Benzer şekilde fiziksel aktivite yapmanın maliyetinin (fiyatının) yükselmesi aktivite alışkanlığını kısıtlamakta ve kilo artışına neden olmaktadır. Neoklasik modelde gelir ile kilo arasında monotonik olmayan ilişki ele alınmıştır3. Bu şunu ifade eder, gelir sürekli artığında kilo kaybı artmaz. Yoksul ve aşırı zayıf bireyler için gelir artışı daha fazla gıda tüketimine neden olmaktadır. Bu durum kilo artışına neden olur. Refah düzeyi yüksek, aşırı kilolu bireylerde gelir artışı kilo kaybına neden olur. Sonuç olarak zengin ülkelerde gelir artışının yoksul bireylerde kilo artışına neden olduğu görülmektedir.

Kilo üzerinde teknolojik değişmenin etkisi önemlidir. Masa başı çalışma koşulları daha çok üretkenliğe neden olurken ayrıca gelir ve kilo artışına da neden olmaktadır (Philipson ve Posner, 2008, s.2). Bireyin kilosu bireysel seçimin bir sonucudur. Philipson and Posner (1999) çalışmalarında uzun dönemde bireyin obez olmasında teknolojik değişmenin önemli bir ekonomik neden olabileceğini tartışmışlardır. Teknolojik değişme, piyasa ve hanehalkı üretiminde saat başına düşen çalışmada fiziksel olarak daha az kalori harcanması ve reel gıda fiyatlarının düşmesinde etkilidir. Bu süreçte uygulanması gereken ekonomik müdahaleler

3

Monotonluk: matematiksel olarak sürekli artan ve hiç azalmayan veya sürekli azalan ve hiç artmayan anlamına gelmektedir.

kalori alımı artışının azaltılması, sağlıklı gıdalar ile sağlıksız gıdalar arasında fiyat farkının azaltılması, beslenme kalitesinin arttırılması ve boş zaman aktivitelerinin arttırılması olmalıdır. Çalışma masa başında olduğunda kalori alımı artacaktır. Bu durum teknolojik değişmenin obezite üzerinde etkisini göstermektedir. Kalori alımı üzerinde zengin ülkelerde gelirin etkisi düşüktür veya esnek değildir (Philipson, 2001, s.2). Birçok ekonomik faktör obezite oranında artışa katkı sağlamaktadır. Bunlardan ilki, daha düşük gelir düzeyine sahip olmak ile obez veya aşırı kilolu olma arasındaki ilişki gelir etkisi olarak ifade edilir. Daha düşük gelirli bireyler yüksek kalorili fast-food ve işlenmiş gıdaları tüketmektedir. İkincisi, teknolojik değişmenin etkisidir. Üçüncü olarak, enerji alımındaki trendlerin değişme göstermesidir. Son olarak, boş zamanda yapılan fiziksel aktivite maliyetindeki artış ve masa başı yaşam tarzının yaygınlaşmasıdır. Bu faktörlerin bir birini etkilemesi obezite oranında artışa neden olmaktadır (Norton ve Han, 2008, s.1092).

Dünya genelinde ve gelişmekte olan ülkelerde obezite oranındaki artış ciddi sorun yaratmaktadır. Obezite ciddi bir sağlık problemi olmasının yanı sıra ülkeler için ekonomik bir problemdir. Yaratmış olduğu problemler (Philipson ve Posner, 2008, s.1):

 Bireylerin, tüketikleri kalori miktar ve harcadıkları kalori miktarını kapsayan iki seçim fonksiyonu vardır. Tüketilen kalori ve harcanan kalori ile maliyetler ve faydalar eş zamanlı hareket eder.

 Obezite zamanla değişme göstermektedir. Toplumlarda farklılık yaratmaktadır. Ürün seçimini kapsamaktadır. Obezitede yükselme oranı biyolojik faktörlere de bağlıdır. Bu durum zaman ve kişiye göre değişkenlik gösterir. Oysa tek başına gen faktörleri obezitedeki artışı açıklayamaz.

 Obezite kişisel maliyetlerin yanında toplumsal maliyetler de yaratmaktadır. Bu nedenle hükümetler obeziteyi azaltmak için müdahale etmektedir.

Birçok ülkede obezitenin makro piyasalar üzerindeki etkisi araştırılmaktadır. Yaygın olarak makro gelişmeler, gıda piyasalarındaki değişme ile beslenme alışkanlıkları arasındaki ilişkiyi dikkate almaktadır. Ekonomik gelişmeyle birlikte emek yoğun sektörlerin istihdamdaki payı gerilemektedir. Örneğin, tarım sektöründe mekanizasyonun artması işgücü talebini azaltmaktadır. Ekonomik gelişme ile birlikte tüketicilerin satın alma gücü de artmaktadır. Bireylerin daha çok kazanması beraberinde tüketim kalıplarını da değiştirmektedir. Yani gelir artışıyla birlikte daha çok gıda tüketimi ve daha çok kalori alımı söz konusudur. Nitekim Çin’de pirinç-buğday veya soya soslu yiyeceklere dayalı gıda tüketimi son yıllarda ekonomik büyüme ile birlikte değişmekte ve et, balık, yumurta, bitkisel yağların tüketimi hızla artmaktadır. Ayrıca kadınların işgücüne katılımıyla hazırlaması kolay

yiyeceklerin tüketimi veya ev dışı tüketimi de artmaktadır. Düşük gelirli ülkelerde şehir ve kırsal alan arasındaki tüketim alışkanlıkları farkı yüksek gelirli ülkelerden daha büyüktür. Bundan dolayı büyük kentlere göçler obezite yaygınlığını artırmaktadır. Çünkü geldikleri bölgelere (eyaletlere) göre fiziksel aktivite alışkanlıkları ve tüketim alışkanlıkları değişim göstermektedir. Örneğin, 2004 yılında Amerika’da yapılan bir araştırmada İspanyol (Hispanic) ve Meksika kökenli erkeklerin %74’ü ve kadınların %70’inin aşırı kilolu olduğu saptanmıştır. Biyolojik etki ve enerji eşitliği yönünden iki biyolojik faktör söz konusudur. Bu faktörler genetik faktörler ve önceki yaşam deneyimleridir. Farklı beslenme rejimine dayalı önceki yaşam, hormonal ve metabolik değişmeyi etkilemektedir. Aynı zamanda bu etmenler ekonomik gelişmeden de etkilenmektedir. Göçler, alım gücündeki artış veya azalış, gelişen gıda piyasaları beslenme yapısını etkilemektedir. Yapılan çeşitli diyetler ve biyolojik faktörler de kalori tüketimi ve kalori harcamasını (yakımı) etkilemektedir (Bakınız Şekil 2.1) (Witkowski, 2007, s:127-134).

Şekil 2.1 Ekonomik Gelişme ve Obezite

Kaynak: Witkowski, 2007, s:128.

Ekonomik Gelişme

Daha Az Emek

Yoğun İşler Kente Göçler Alma Gücü Artan Satın

Modernleşen Gıda Piyasaları

Tüketim Kalıplarında Değişme

Enerji Harcaması < Enerji Alımı

2.2 Davranış ve Davranış Ekonomisi Açısından Obezite