• Sonuç bulunamadı

7. AB’DE TARIMSAL ÖRGÜTLENME

7.1 Ekonomik Örgütler

Modern anlamda kooperatifçilik hareketinin başlangıç noktası Avrupa kıtasıdır. Bunun en önemli nedeni Sanayi Devrimi sürecinde özellikle 19.yüzyıl ölçülerine göre gelişmiş iki ülkenin, Almanya ve İngiltere'deki işçi sınıfıdır. Bu ülkelerdeki işçi sınıfı sendikal haklarını almaya çalışırken ekonomik anlamda yardımcı olacak, içinde yaşadıkları ağır koşulları hafifletecek başka örgütlenmeleri de gerçekleştirmeye çalışmıştır. Bu örgütlenmelerin başında kooperatifçilik hareketi gelmektedir. (İnan,2008).

AB ülkelerinde özellikle tarımsal kooperatifler ayrı bir öneme sahiptir. Birlik tarımın gelişmesinde, yönlendirilmesinde, sanayileşmesinde ve finansmanında tarımsal kooperatifler itici güç durumundadır. Avrupa ülkeleri de İkinci Dünya Savaşı sonrasında tarımda kooperatifçiliği yeniden keşfetmiş, bir yandan AB çiftçileri meslek odaları içinde örgütlenirken diğer yandan da kooperatifler içinde ekonomik olarak örgütlenmişlerdir (Anonim, 2013c).

27

Toplam 70 milyon kooperatif ortağının ise 24 milyonu tarımsal kooperatif ortağıdır. AB ülkelerinde tarım sektöründe kooperatif hareketleri, büyük ağırlığa sahiptir. Toplulukta kooperatiflerin payı tarımsal girdi sağlamada %55, pazarlamada %65 ve dış satımda %50'den fazladır (Anonim, 2013c).

Avrupa ülkelerinde tarım kooperatifleri süt ve ürünlerinin üretimi ve toptan pazarlanmasında çok güçlü konumdadırlar. Kooperatiflerin pazar payları sırasıyla İrlanda, Finlandiya ve İsveç’te %97, %96 ve %95'dir. Özellikle kuzey Avrupa ülkelerinde süt kooperatifleri piyasaya ve süt endüstrisine hakimdir. (İnan,2008)

Akdeniz ülkelerindeki tarım kooperatifleri ise şarap ve zeytinyağında yüksek pazar paylarına sahiptir. Bazı ürünlerde kooperatiflerin pazar payları % 100'e kadar çıkmaktadır. Örneğin, İrlanda'da hayvan ıslahında, Avusturya'da şeker pancarında ve Hollanda'da patates nişastasında kooperatiflerin pazar payları % 100'dür. Hollanda'da çiçek pazarlamada kooperatiflerin payı % 95 gibi oldukça yüksektir. (İnan,2008).

Tarımsal kooperatiflerin Avrupa Birliği bazında ekonomik rollerinin bu kadar gelişmiş olması, ortak bir pazarın kurulmuş olmasından ve bu pazarın yarattığı doğal rekabet ortamından kaynaklanmaktadır. Kooperatifler, tarımda yapısal politikaların belirlenmesinde çok önemli görevler üstlenerek büyük katma değerler yaratmaktadır. (Erdoğan,2000)

Özellikle tarımsal amaçlı kooperatiflerin öne çıktığı Avrupa Birliği’nde, kooperatifçilik hareketinin tarihsel gelişimi, kooperatiflerin ekonomideki yeri ve kooperatif örgütlenme ülkelere göre farklılık göstermektedir. (Köroğlu,2003)

Tüm Avrupa kıtasında kooperatifler 5 milyon insan istihdam etmektedir. 15 üyeli Avrupa Birliği (AB)’inde 180.000 kooperatif 3 milyondan fazla işçi çalıştırmaktadır (Anonim, 2013c).

Hollanda'da üretilen sütün yüzde 97'si, çiçek üretimi ve pazarlamasının yüzde 95'ini kooperatifler gerçekleştiriyor. Almanya'da süt üretimi ve pazarlamasının yüzde 76’sı, hububatın yüzde 70'ini, yaş meyve ve sebzenin yüzde 60'ını ve tüm tarım ürünlerinin yüzde 55'ini kooperatifler üretip pazarlamaktadır. Danimarka'da et ve süt üretiminin yüzde 98'i kooperatiflerce gerçekleştirilmektedir. Ayrıca ihracatta da bu kooperatiflerin çok önemli bir etkinliği vardır. İspanya'da zeytinyağının yüzde 70'i kooperatifler tarafından üretilmekte ve pazarlamaktadır. Portekiz'de tarımsal kredilerin yüzde 66'sını tarım kredi kooperatifleri vermektedir. Fransa ve Hollanda'da kooperatiflerin sahip olduğu bankalar ülkenin en büyük 5 bankası arasında yer almaktadır (Anonim, 2013c).

28

7.1.2 Üretici birlikleri

Üretici Birlikleri, üyelerine tarım ürünleri üretiminin piyasanın ihtiyaçlarına uyumu ve tarım ürünleri arzının bir araya getirilerek üreticinin alıcılar karşısında güçlendirilmesi için üretim ve satış açısından ortak kurallar geliştiren oluşumlardır. Bunlar, üretim ve satışta yatay işbirliği arayışının simgesi olarak da nitelendirilebilir (Eraktan,2006).

Üretici örgütleri (birlikleri) adı verilen örgütlenme biçiminin, Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun (AET) kurucu üyesi olan ülkelerde oluşturulması 1962 yılında tarım ürünlerinin üretim ve ticaretinde genel rekabet kurallarına uyum konusunda alınan kararlar sonrasına dayanmaktadır (Köroğlu,2003).

Bu örgütlenme şekli ülkemize de model oluşturmuş, ürün bazında örgütlenme türü olan üretici birlikleridir.

Üretici birlikleri çiftçilerin gönüllü katılımlarına dayanmakta, ancak devletin onayı ile kurulmaktadır. Kuruluşu için birliğin belli bir üye sayısına ulaşmış olması, asgari bir miktarda ürün pazarlıyor olması, üyelerine çevre dostu üretim yapmaktan, depolama, tasnif, pazarlama, defter tutma ve bütçe tekniğine kadar çeşitli konularda bilgi aktarması ve bir eylem planı yapmış olması gibi gerekmektedir (Eraktan, 2006)

Ürünlerin gruplandırılmasına göre örgütlerin dağılımları oldukça farklıdır. Belçika, Danimarka, Avusturya, Finlandiya ve İsveç’te ürünler 10’dan az gruba ayrılarak örgütlenme yapısı mevcutken, Yunanistan, İspanya, Fransa, İtalya’da ürünler 100’den fazla gruba ayrılarak örgüt oluşturmuşlardır. Üretici örgütlerinin ekonomik boyutu açısından bakıldığında, üretici örgütleri aracılığıyla pazarlanan tüm üretimin önemli bir kısmının, küçük bir grup üretici örgütünde yoğunlaştığı görülmektedir. (Erkal,2003)

7.2 Mesleki Örgütler 7.2.1 Ziraat Odaları

Ziraat Odaları çiftçinin çıkarlarını savunan, devlet ile çiftçi arasında bilgi ve yönlendirme açısından aracılık yapan, çiftçi kayıtlarını tutan, çiftçi eğitim ve tarımsal araştırma hizmetlerini gören, hatta AB politikalarının yürütülmesini izlemekle sorumlu kuruluşlardır. Bu yönleri ile üretimde yol gösterici, araştırıcı, denetleyici, ama pazarlama hizmetlerine girmeyen bir faaliyet biçimleri vardır (Eraktan,2006).

Avrupa Birliği ülkelerinde, üreticilerin tümü odalara kayıt olmakta ve devlet odaların çalışmalarına önem vererek onları desteklemektedir. Ziraat Odaları AB’de tarım politikalarında etkin rol oynamaktadır. Hükümetler, Ziraat Odaları’nın görüşlerini ön plana almaktadırlar. Devlet, tarımda yaptığı bazı hizmetleri odalara devretmekte, bu konuda

29 finansman desteği sağlamaktadır (Anonim,2011b).

Almanya ve Fransa'da her eyalet veya bölgede bir Ziraat Odası bulunmaktadır. Her köy veya beldede ise Ziraat Odasının bir temsilciliği bulunur. Temsilcilikler vasıtasıyla seçilen delegeler, Bölge Ziraat Odalarında yönetim kurulunu oluştururlar. Bölge ziraat odaları da delegeleri aracılığıyla Ziraat Odaları Merkez Birliğini oluştururlar. Diğer ülkelerde bu yapı farklı şekillerde kendini göstermektedir. Ziraat odaları bu ülkelerde kooperatifler ve çiftçi birlikleri ile birlikte çalışarak üzerlerine düşen teknik hizmetleri yerine getirirler. Ziraat Odalarının yönetimlerinde genel olarak çiftçiler etkin olmakla birlikte bazı ülkelerde devlet görevlileri de odalarda çalışmaktadır (Erdoğan,2000).

Ülkemizdeki Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın yaptığı görevlerin büyük bir kısmını Avrupa'da ziraat odaları yapmaktadır. Avrupa'daki Tarım Bakanlıkları ise eyaletlerinde üretici birlikleri ve ziraat odaları ile planlama, denetim ve destekleme işlemleri ile uğraşmaktadırlar (Köroğlu,2003).

Ziraat Odaları, kamu otoriteleri tarafından istenen fikirlerde ve kendi inisiyatifleriyle yürüttüğü çalışmalarda danışmanlık yapar ve tarımsal konularla ilgili komitelere katılır. Tarımsal, kırsal ve gıda yönlü politikaların belirlenmesinde, kanun ve tüzüklerin hazırlanmasında ve uluslararası Avrupa sorunları ile ilgili konularda söz sahibidir (Köroğlu, 2003).

7.2.2 Çiftçi Birlikleri

AB’de çiftçi birlikleri, çiftçilerin sorunlara çözüm aramak, lobi faaliyetleri yürüterek politikacılara etkilemek, danışmanlık hizmetleri yapmak, pazarlamadaki halkla ilişkileri yürütmek ve reklam yoluyla ürünlerin kalitelerini yükseltmeğe çalışmak amacıyla kurulan örgütlerdir. Birlikler ayrıca isteğe bağlı olarak yetişkin eğitimi de yapmakta, bilgisayar, pazarlama, vergi, muhasebe ve diğer çeşitli alanlardaki kurslarla çiftçiler eksik yönlerini geliştirmektedirler. (Köroğlu, 2003).

Çiftçi Birlikleri ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde örgütlenen ülkeler arasında farklılık gösteren kuruluşlardır. Ayrıca, federal yapının özelliği olarak kendi içinde dikey birleşmesini tamamlamış, ama farklı siyasi ve dini yaklaşımlar içinde olan kişilerin katıldığı ve birbirinden bağımsız çalışan birlikler yanında, bazı dernek yapılarında olduğu gibi, genç çiftçilerin ayrı bir birlikte, belli bir yaşın üstündekilerin farklı birlikte bir araya geldiği birlikler de söz konusudur. (Köroğlu,2003).

Aynı ülke içinde olsalar bile, birbirinden bu kadar farlı özellikler gösteren bu birliklerin çoğu zaman birbirleri ile ilişkileri kopuktur ve rekabet halindedirler. Ancak

30

Almanya gibi bazı ülkelerde, birlikler siyasi ve sosyal herhangi bir bağlantı olmaksızın bütün tarım üreticilerine açıktır. Bu birlikler, köy, ilçe, bölge, eyalet, federal düzey gibi idari bölünmeler şeklinde üst örgütlenmelerini oluşturmuşlardır(Eraktan,2000).

7.2.3 Branş Birlikleri

AB’de meyve-sebze, tütün, balıkçılık ve su ürünleri piyasa düzenlemelerinin güçlendirilmesi için ayrıca aynı üretim dalında faaliyet gösterenlerin gönüllü olarak kurdukları çok disiplinli birlikler öngörülmüştür. Bunlara aynı ürünün üreticileri, pazarlayıcıları ve işleyicileri katılabilmektedir. Ancak böyle bir birlik/örgüt kurabilmek için bu üretici, pazarlayıcı ve işleyicilerin piyasada önemli bir oran oluşturmaları ve onlara bağlanan örgütlerin bir kısmı veya tamamında inisiyatif kurmaları gerekmektedir. Bu tür dikey birleşmelerin kuruluşu hem üye devlet, hem de Komisyonun onayına bağlıdır (Eraktan,2006).

Avrupa Birliğinde, hem üretici kuruluşları, hem de gönüllü birliklerle sektörün eş güdüm halinde çalışması, böylece üretim, pazarlama ve işleme aşamalarında çıkabilecek sorunların asgariye indirilmesi sağlanmaya çalışılmaktadır (Köroğlu,2003).