• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: YAġLILIK VE ĠSVEÇ REFAH DEVLETĠ

1.2. Ġsveç Rehaf Devleti

1.2.3. Ekonomi

SanayileĢmenin kıta avrupası ülkelerine göre daha geç yaĢandığı Ġsveç 1800‘lü yılların sonuna kadar yoksulluk ve isyanların yaĢandığı bir tarım toplumudur. Yine diğer Avrupa ülkelerinden farklı olarak Ġsveç hiçbir dönem feodalist bir ülke olmamıĢtır. Zira Ġsveç‘te pek çok çiftçi her dönemde kendi arazisine sahip olmuĢtur (Ryman, 2011: 32). Ancak özellikle 1800‘lü yıllarda ülkede büyük kıtlık, yoksulluk ve isyanlar yaĢanmıĢtır. Ülkede yaĢanan kıtlık ve isyanlar nedeniyle 1880‘li yıllarda Ġsveç nüfusunun yaklaĢık yüzde biri aĢamalı olarak ABD‘ye göç etmiĢtir. 1889 yılında Sosyal Demokrat Parti(Socialdemokraterna)‘nin kurulmasından sonra Ġsveç‘in dıĢa verdiği göçler kademeli olarak azalmıĢtır (Wikipedia, 2012).

Ġsveç ―dünyanın en yüksek refah düzeyine ulaĢmıĢ ülkelerinden biridir‖(Canatan, 2011: 222). Ekonomik geliĢmeye paralel olarak artan refah harcamaları ve yüksek kiĢisel tüketim Ġsveç‘in tipik bir refah toplumu olarak nitelenmesinin en önemli sebebidir (Erder, 2006: 72). Dünyanın en geliĢmiĢ refah devleti modeli olan bu modelin (Ġsveç Modeli) kurucusu olan ―Sosyal Demokrat Parti‖ ülkenin sosyo-ekonomik ve politik yapısının Ģekillenmesinde en büyük paya sahip siyasal aktördür. Kapitalizm ve Sosyalizmden farklı bir seçenek sunması dolayısıyla bu modele ―Üçüncü Yol‖ da denilmektedir (Hogan ve Hogan, 2006‘dan akt.: Korkmaz, 2011: 143).

75

1930‘lu yıllarda yaĢanan dünya ekonomik krizi Ġskandinavya‘yı etkilemiĢtir. Bu dönemde Keynes ve Franklin Roosevelt‘ten önce Stockholm Okulu tarafından ortaya konan ve Keynesçi bir metot olan milli ekonomi modeli uygulamaya konmuĢtur. Bu süreçte partiler arası ittifaklar yapılmıĢ ve Ģirketlerle anlaĢmalar sağlanmıĢtır. Aynı Ģekilde iĢçi/iĢveren arasındaki yönetim, iĢ ve emek konularında yaĢanan fikir ayrılıkları mümkün olduğunca giderilmiĢtir. Böylece Sosyal Demokrat yöneticiler ve sadık kurumların hakimiyeti altında yeni bir korporatist devlet modeli ortaya çıkmıĢtır (Ryman, 2011: 74).

1945 yılında Ġsveç nüfusunun % 25‘i tarım, % 45‘i endüstriyel üretim, % 23‘ü ticaret ve % 10‘u da kamu sektörü ile bağlantılıdır. 1970‘de ise nüfusun % 8‘i tarımla, % 20‘si kamu sektöründe çalıĢırken, kalan nüfus da endüstriyel üretim ile ticaret arasında bölünmüĢtür. Refah devletinin tesisinin bir sonucu olarak diğer Ġskandinav ülkeleri içinde durum benzer özelliktedir (Lodberg ve Ryman, 2011: 128).

Gerçekten de Ġsveç ekonomisinde 1948-73 yılları arasında inanılmaz ve sürekli bir büyüme yaĢanmıĢtır. Bu dönemde halk sektörü gayri safi hâsılanın % 57‘sini almıĢ, sosyal hakların, emeklilik sisteminin ve daha iyi bir eğitimin sağlanması için düzenlemeler yapılmıĢtır (Ryman, 2011: 74-75).

Ancak 1970‘li yıllarda dünyada yaĢanan petrol krizi Ġsveç‘i de etkilemiĢtir. Yine de Ġsveç bu krizden OECD ülkelerine göre daha az etkilenmiĢtir. Bu dönemde Ġsveç‘in refah harcamaları OECD ve AB ülkelerinin ortalamasından daha fazladır. Ġsveç‘te 1970‘li yılların ortalarına kadar refah harcamalarının GSMH içindeki payı beĢte bir oranında olmuĢtur (Ersöz, 2004: 132).

1980‘li yıllar itibariyle Ġsveç refah harcamaları açısından OECD ülkeleri içinde ilk sırada yer almıĢ ve refah harcamalarının GSMH içindeki payı % 70‘e kadar çıkmıĢtır (Clsen ve Gould, 1995: 190; akt: Ersöz, 2004: 132). Ancak ülkede 1990‘lı yılların baĢında yaĢanan ekonomik krizle birlikte istihdam büyük oranda azalmıĢtır. Zira bu dönem Ġsveç ekonomisi için oldukça zorlu bir süreci ifade eder. Ülkede 1990 yılında % 80‘in üzerinde olan istihdam oranı, 1993 yılında % 70,1‘e, 1997 yılında ise % 69,4‘e gerilemiĢtir. Bunun sonucunda ülke 1995 yılında Avrupa Birliği‘ne üye olmak zorunda kalmıĢtır (SCB, 2011: 4).

76

Bugün Ġsveç ekonomisi büyük oranda sanayi ve hizmet sektörüne dayanmaktadır. Ülkede turizmin payı giderek artmasına rağmen diğer avrupa ülkelerine göre oldukça düĢüktür. Turizmin GSYĠH içerisindeki payı % 3 iken hizmet sektörünün payı % 41‘dir. Ülke ekonomisine tarımın katkısı ise yaklaĢık olarak % 1 civarındadır. Ancak bu üretim kendi ihtiyacının % 80‘ini karĢılamaktadır. Tarımda istihdam edilenlerin yaĢı oldukça yüksektir. Tarım istihdamının % 63‘ü 50 yaĢ ve üzerindedir. Ormancılık ise ülke ekonomisinde önemli bir yer tutar. Ülke odun, kağıt hamuru ve kağıt sektörü % 4‘lük bir payla Ġsveç GSYĠH‘si için önemli bir gelir teĢkil etmektedir. Ġsveç orman ürünleri ihracatı bakımından Kanada ve Finlandiya‘dan sonra dünya üçüncüsüdür. Bu sektörün toplam ihracat içindeki payı ise %13‘dür (DEĠK, 2011: 13-14; Eurostat, 2012c).

Erkson, Volvo, Scania ve Saab gibi dünyaca ünlü teknoloji ve sanayi markaları da Ġsveçlidir. Ülkede finans sektörü de çok geliĢmiĢtir. Ġsveç‘te toplam 26‘sı ticari banka, 28‘i yabancı banka, 71‘i yatırım bankası ve 2‘si kredi kooperatifi olmak üzere toplam 127 banka faaliyet göstermektedir (DEĠK, 2011).

Ġsveç 1661 yılında Avrupa‘da banknot olarak parayı kullanan ilk ülke olduğu gibi parayı tedavülden kaldıracak ilk ülke yine Ġsveç olacaktır. Zira bugün Ġsveç‘te pek çok alanda nakit para kabul edilmemektedir. Ġsveç ekonomisinde nakit paranın payı sadece % 3‘dür ve bu oran giderek azalmaktadır. Petrol istasyonları, alıĢveriĢ mağazaları, seyahat acentaları ve bankalar nakit kullanmamaktadır. Para kullanmamanın hırsızlık gibi pek çok toplumsal sorunun oluĢmasının önüne geçtiği de görülmektedir. Ġsveç Bankacılar Birliği‘nin raporuna göre 2008 yılında 110 banka soyulurken, 2011 yılında 16 banka soygunu yaĢanmıĢtır (http://www.bigpara.com). Günümüzde Ġsveç bankalarına çok düĢük miktarlar dıĢında nakit para yatırmak ya da bankadan para çekmek kolay değildir. KiĢi kendi hesabına yatıracağı paranın kaynağını ve bankadan çekeceği parayı nereye aktaracağını belirtmelidir.

Ġsveç internet kullanımında AB ülkeleri içinde üçüncü sırada yer alırken, ölümle sonuçlanan trafik kazaları bakımından AB üyesi ülkeler içinde sondan dördüncü sırada yer almaktadır (Eurostat, 2012c: 134).

Zira Ġsveç‘in ulaĢım alt yapısı son derece geliĢmiĢtir. Ülkede organik ulaĢım kapsamında yaygın olarak bisiklet yolları bulunmakta ve bisiklet ulaĢımda önemli bir

77

yer tutmaktadır. Aynı Ģekilde raylı sistem taĢımacılığı baĢta olmak üzere toplu taĢıma ağı ülkenin tüm bölgeleri arasında ulaĢımı kolaylaĢtırmaktadır.

Stockholm‘de ise tüm ulaĢımların yarısı SL (Storstockholms Lokaltrafik -Stockholm Public Transport) tarafından sağlanmaktadır. ġehirde yüzbinlerce kiĢ SL ile seyahat etmektedir. SL, otobüs, yeraltı treni, tramvay, banliyö trenleri ve tekneleri kapsayan en geniĢ ulaĢım ağını oluĢturmaktadır.

Ülkede hava kirliliği diye bir sorun yoktur. Ġsveç‘in karbondioksit salınımı (CO2) 4,7 ile 11,2 olan OECD ortalamasının çok altındadır (World Bank, 2012). Çünkü Ġsveç‘te sanayi üretiminde ve ısınmada çevreye duyarlı bir politika izlemektedir. Ülkede ısınma ihtiyacı nükleer ve hidro güç ile bio yakıttan elde edilen elektrikle karĢılanmaktadır. Yerli elektrik üretiminin tamamına yakın kısmı nükleer ve hidro santrallerle sağlanmaktadır (Eurostat, 2012a).

Ġsveç, 539.682 Milyar Dolar Gayri Safi Yurt Ġçi Hasılası (GSYĠH) ile dünyanın en büyük 21. ekonomisidir. KiĢi baĢına düĢen milli gelir ise 53.150 Dolar‘dır (World Bank, 2012). Ayrıca Ġsveç (%16), Hollanda (%16) ve Çek Cumhuriyeti (%15) ile birlikte yoksulluk ve sosyal dıĢlanmanın en düĢük olduğu AB ülkeleri arasında yer almaktadır (Eurostat, 2012a).

Gelir adaletinin ne kadar iyi durumda olduğunu gösteren Gini Katsayısı‘nın Dünya ortalaması 0.399, OECD ülkeleri ortalaması 0.310, AB ülkeleri ortalaması ise 0.304 iken bu oran Ġsveç‘te 0.25‘dir. Aynı oran Ġsviçre‘de 0.34, Fransa‘da 0.33, Almanya‘da 0.28, Ġngiltere‘de 0.34 ve Amerika BirleĢik Devletleri‘nde 0.41 dir. Türkiye‘de ise 0.402 ‗dir. Bir ülkede Gini Katsayısı ne kadar düĢükse o ülkede gelir eĢitsizliği de düĢük demektir (Uras, 21 Aralık 2011).

Bu anlamda Ġsveç Dünyanın gelir adaleti bakımından en önde gelen ülkelerinden birisidir. Economist Intelligence Unit's (EIU)‘in yapmıĢ olduğu demokrasi indeksine göre Ġsveç, 2008 yılında 9.88 puan ile dünya birincisi seçilirken 2011 yılında 9.50 puan ile dördüncü sırada yer almıĢtır ( The Economist, 2008).

Ayrıca Ġsveç‘in Ġnsani GeliĢim Endeksi (ĠGE) 0.885 ile oldukça yüksektir. Ġsveç‘te devletin sorumluluklarının baĢında tam istihdamı sağlamak gelmektedir. Bu bağlamda Ġsveç 1990 yılında hem kadınlarda hemde erkeklerde % 80‘in üzerinde istihdam

78

sağlarken, istihdam oranı 1993 yılından itibaren giderek düĢmüĢ ve en düĢük seviyesine 1997 yılında ulaĢmıĢtır. 2011 yılında istihdam edilenlerin sayısı 4 515 400‘dir. ĠĢgücüne katılım oranı erkeklerde % 73,9 iken kadınlarda % 67,4‘tür. 20-64 yaĢ grubundakilerin istihdam oranı % 76,8 ile bir önceki yıla göre % 1,6‘lık artıĢ göstermiĢ ve 4 239 000 kiĢi olmuĢtur. (Erkekler % 78,5; Kadınlar, % 75). Tüm istihdam edilenler in % 52‘si erkek, % 48‘i kadındır. Ġstihdam edilenler içinde en büyük yaĢ grubunu 40-44 yaĢ grubu oluĢturduğu ülkede bu yaĢ grubunun % 85‘i istihdam edilmektedir (SCB, 2011: 1; Worl Bank, 2012).

Eurostat8 verilerine göre Ġsveç‘in istihdam ve iĢsizlik oranları bazı ülkelerle kıyaslandığında oldukça iyi durumdadır. Toplam iĢsizlik oranı bakımından % 5.9 ile sadece Almanya Ġsveç‘ten daha iyi iken, uzun vadeli iĢsizlik oranı Ġsveç‘te % 1.4‘tür. Bu oran en iyi durumda olan Almanya‘da %2.8‘dir.

Tablo 2: AB Ülkeleri ve Ġsveç’te 2011 Yılı Ġstihdam ve ĠĢsizlik Oranları (%) Ġstihdam Oranları ĠĢsizlik oranları

Erkek Kadın Toplam Genç ĠĢsizliği Uzun Dönemli

AB-27 70.1 58.5 9.7 21.4 4.1 Almanya 77.3 67.7 5.9 8.6 2.8 Ġrlanda 63.1 55.4 14.4 29.4 8.6 Fransa 68.1 59.7 9.7 22.9 4.0 Ġtalya 67.5 46.5 8.4 29.1 4.4 Ġsveç 76.3 71.8 7.5 22.9 1.4

Kaynak: (Eurostat, 2011c), EriĢim: 10.12.2012

Tüm istihdam içinde en büyük pay 719 000 kiĢi ile Sağlık ve Sosyal Bakım (Vård och omsorg) alanındadır. Ġstihdamda ikinci sırayı 603 000 kiĢi ile Üretim ve Madencilik (Tillverkning och utvinning) sektörü, üçüncü sırayı ise 554 000 kiĢi ile Ticaret (Handel) sektörü izlemektedir. Tarım, ormancılık ve balıkçılık (Jordbruk, skogsbruk och fiske) sektöründe istihdam edilenlerin sayısı ise yaklaĢık 100 000 kiĢi kadardır. En az istihdam ise 46 000 kiĢi ile Enerji ve Çevre (Energi och miljö) sektöründedir. Ġstihdamda kadın erkek dağılımının en dengesiz olduğu alan ise inĢaat sektörüdür. Bu sektörde çalıĢanların % 92‘si erkek % 8‘i kadındır. (SCB, 2011: 6).