• Sonuç bulunamadı

2. ARAŞTIRMANIN KONUSU

2.3. Keşfü’l-Hakayik’in Sünnî Âleminde Genel Kabul Görmeyen Yönleri

2.3.1. Mut’a Nikahı

2.3.1.3. Ehl-i Sünnet’in Konuyla İlgili Delilleri ve Baküvî’nin Görüşü

548

﴾ َينِموُلَم ُرْ يَغ ْمُهَّ نِإَف ْمُهُ ناَْيَْأ ْتَكَلَم اَم ْوَأ ْمِهِجاَوْزَأ ىَلَع َّلَِإ﴿ Baküvî ayete şöyle anlam vermiştir: “Hanımları ve elleri ile sahip oldukları

cariyeleri istisna olmakla müminler kendilerini başkaları ile cinsi alakadan korurlar.

Sadece o kadınlar onlara helaldır. Onlar buna göre kınanmazlar.”549

544 Baküvî, a.g.e., c. I, s. 306. 545 a.g.e., c. II. s. 200.

546 Tabâtabâî, a.g.e., c. V. ss. 209-211.

547 Seyyid Haşim, el-Allâme el-Muhaddis el-Müfesir el-Huseynî el-Bahrânî (ö.1107/1695), el-

Burhan fî Tefsîri’l-Kur’ân, I-V, Tahkik, Kısmi’d-Diraseti’l-İslâmîyye Müessesetü’l-Bi’se, 1.

Baskı, Bünyad Bi’set Yay., Kum, 1996, c. II, s. 252.

548 Müminun, 23/6.

﴿

َنوُداَعْلا ُمُه َكِئَلوُأَف َكِلَذ َءاَرَو ىَغَ تْ با ِنَمَف

Kim bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır. 550

Baküvî ayetin tefsirinde şunları kaydetmiştir: “Kim ki, şu iki kısım hanımdan

fazlasını isterse, haddini aşmış ve Allah Teâlâ’ya düşman olmuştur.” Hz.

Peygamber’in (s.a.s.) mut’ayı helal kıldıktan551 sonra haram etmesi552 hakkında Müslümanlar ihtilaf etmişler. Onların büyük bir kısmı haram, bir kısmı da helal olduğuna inanmışlardır.553 Helal diyenler Hz. Peygamber’in (s.a.s.) hükmünü almış ve sonradan olan rivayetleri reddetmişlerdir. Ama mut’ayı haram sayanlar hem bu ayeti hem Hz. Peygamber’in (s.a.s.) hadisini ve ikinci halife Hz. Ömer’in onu haram kıldığını kabul etmişlerdir.554

Dahası mut’aya evlilik denmez, evlilik odur ki çiftlerden biri öldüğünde birbirine varis olabilsinler. Bir de karının giyim kuşamı, yeme içmesi ve tüm masrafları kocasının üzerinedir. Mut’ada bunların hiçbiri olmadığından haram olan evlilik arasına dâhil edilmiştir. Ayet sadece iki çeşit kadının helal olduğuna işaret eder. Daimi nikahlı ve cariye olan kadın.555 Baküvî bu açıklamalarda Şîa görüşlerine yer vermese de Ehl-i sünnet’in bazı delillerine yer vermiştir. Lakin mut’a ile ilgili bu açıklamalar yetersizdir.

Baküvî tefsirinde mutayla ilgili bir hikaye nakleder. Baş kadı Şemsuddin b. Hallikan (ö.681/1282) “Vefayatü’l-A’yan” adlı tarih kitabında mut’a konusunda bir hikaye nakleder: Şam’da Abbasî halifesi Memun şöyle ilan edilmesini emretti: Ey insanlar mut’a helaldır. Kadı Yahya b. Eksem (ö.242/857) bundan haberdar olup, Ebu’l-İnaya’ya dedi: Yarın halifenin huzuruna gidin mut’a konusunda konuşabilirseniz konuşun olmazsa beni bekleyin. Sabah halifenin huzuruna gittik, halife sözüne şöyle başladı: Ömer şöyle dedi: İki mut’a vardı biri mut’a-yı siğa, diğeri hacda olan mut’a, yani kadınların tavafı. Hz. Peygamber (s.a.s.) ve Hz. Ebu Bekir’in zamanında bu iki mut’a helaldı. Ben ikisini de haram ilan ediyorum.

550 Müminun, 23/7, 8.

551 Müslim, Nikâh, 11, 13, 14, 15. 552 Müslim, Nikâh, 18-20.

553 Vehbe ez-Zühaylî, el-Fıkhü’l-İslâmî ve Edilletüh, I-VIII, Darü’l-Fîkir Yay., Dımaşk, 1989, c.

VII, s. 64.

554 Müslim, Nikâh, 16.

Bundan sonra iki mut’ayı terk edin. Daha sonra halife, Hz. Ömer’e hitaben şöyle dedi: Ey böcek, sen kimsin ki, Hz. Peygamber (s.a.s.) ve Hz. Ebu Bekir zamanında helal olan şeyi haram ediyorsun?

Meclisde olanlar halifenin bu açıklamasından sonra konuşmaya cesaret etmediler. Ta ki, kadı Yahya rengi solmuş bir vaziyette geldi.

- Halife kadıya, senin halini değişmiş görüyorum, bunun sebebi nedir? dedi.

- Kadı dedi: Evet İslam’da bir bidatın ortaya çıktığından kederliyim. - Halife: Ne bidat ortaya çıkmıştır?

- Kadı: Zinanın helal olduğunu emretmişsiniz. - Halife: Mut’a zina mıdır?

- Kadı: Evet zinadır. Allah Teâlâ’nın kitabı ve Hz. Peygamber’in (s.a.s.) hadisinde geçmektedir. “Kim bu iki kısım hanımdan başkasıyla (hanımlarla cinsi

münasebette bulunsa) onlar haddi aşanlardır”556 ayetini okudu ve dedi: Ey halife

mut’a cariye midir?

- Halife: Cariye değildir.

- Kadı: Mut’a miras alan hanımlardan mı? - Halife: O kadınlardan değildir.

- Kadı: Demek ki, mut’a ayette zikrolunan iki kısım hanımdan olmayanlar konusunda haram olur. Hadiste ise şöyle buyurulmuştur: Hz Ali’den rivayet edilmiştir ki, Hz. Peygamber (s.a.s.) bana mut’anın haram olmasını halka bildirmemi emretti.557

Memun tevbe edip, emretti ki, mut’anın haram olmasını ilan edin.

Hz. Ali’den başka bir rivayette ise şöyle naklediliyor: Hayber’de Hz. Peygamber (s.a.s.) iki şeyi haram kıldı. Birincisi mut’a, diğer ise ehl-i eşek eti.558

556 Müminun, 23/7, 8.

557 Buhârî, Nikâh, 12.

Baküvî tefsirinde naklettiği bu uzun rivayeti Ehl-i sünnet’in delili olarak nakletmiştir. Burada halifenin bir yanlıştan döndüğünü beyan etmiştir. Lakin müfessir naklettiği bu bilgileri kabül etmediğini açıklamıştır.

Baküvî şöyle devam ediyor: İnsafla bakıldığında ayet mut’anın haramlığına işaret etmiyor. Hadis eğer Hz. Ali’den rivayet edilmişse Hz. Ömer niçin ona isnat etmedi? Hz. Peygamber’den (s.a.s.) başka hiç kimse haramı ve helalı belirleyemez.559

Baküvî kendi görüşünü şöyle beyan etmiştir: Eğer bu hadis doğru olsaydı, halifeler zamanında mut’a hakkında şüphe olmayıp, İbn Abbas ve başkalarından mut’anın helal olduğuna dair rivayetler nakledilmezdi. Dahası Hz. Ali’nin pak evlatları da mut’anın helal olmasıyla ilgili fetva vermezlerdi. Hz. Ali’den nakledilen bu sahih hadis şartlarına uygun değildir.

Kuşkusuz mut’anın helal olması hikmet üzere olup, insanları zinadan korumak için gereklidir. Asi birisi güzel yüzlü bayan görse mut’a da haram olsa bu şahsın zinaya düşmesi tehlikeli değil mi? Bu durumda taklidi atıp, düşünerek mut’anın helal olduğunu kabul etmek gerekir. Eger şeriat onu helal etmeseydi, dinin hikmeti mut’anın helal olmasını zaruri kılardı. İlk dönemde icma ile mut’a helal iken sahih olmayan hadislere göre onun haram olması akıl işi değildir.

Eğer bana deseler ki, sen de bu görüşü taklide göre diyorsun. Allah Teâlâ şahidimdir ki, ben bunu taklitle demiyorum. Belki kendi düşünceme göre, hikmet ve dinin hakikatini düşünerek bu konuyu zikrediyorum. Hz. Peygamber de (s.a.s.) düşünmüş ve mut’anın helal olmasını emretmiştir.560

Baküvî şeri bir konuda akılla hareket etmekle yanılmıştır. Kendisi de bu dediklerini taklitle demediğini ifade etse de taklitten ayrılamamıştır. Ehl-i sünnet’in açık ve tutarlı delillerini zikrettikten sonra, tutarlı bir reddiye verememiştir. Dahası farazi bir reddiye vererek mut’ayı savunmak doğru değil ve bir âlime yakışır durum da değildir. Müfessir mut’ayı savunurken farkında olmadan şehveti savunmuştur. Zira eserinde şehvet düşkünü olanları tefsir ederken kınadığını görmekteyiz.

559 Baküvî, a.g.e., c. II, ss. 370-372. 560 a.g.e., c. II, ss. 370-372.

﴿

ًبَاَرْ تَأ َبِعاَوَكَو

Kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar vardır.561

Baküvî ayete şöyle anlam vermiştir: Onlar için, hepisi aynı yaşta olan göğüsleri çıkmış güzel kızlar vardır. (Şehvet düşkünü olanlara müjdeler olsun)562

Mut’ayı müdafaa ederken, güzel yüzlü bir bayanı gören biri, mut’a haram olsa zina mı etsin diyerek açıklama yapmış ve şehvet düşkünlüğünden bahsetmiştir.563 Bu durum mut’anın şehvet düşkünü azgın insanların ihtiyacını karşılamak için meşru kılındığı anlamına geliyor. Ama biz biliyoruz ki, mut’a bir savaş sırasında zaruretten izin verilmiştir.564

Müfessirlerin konuyla ilgili tefsirlerine bakalım:

Tabâtabâî Müminun 23/7. ayetinin tefsirini yaparken “Kim bunun ötesine

geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır” bölümünü “eşler ve cariyeler” olarak

anlam vermiştir.565 Sonra ise Tabatabaî, Ehl-i beyt imamlarından gelen rivayetlerle ve Nisa 4/24. ayetinin gereğince mut’anın nikah ve izdivac sayılacağını ifade etmiştir.566

İbn Kesir de ayeti evliliğe ait olduğunu beyan etmiştir. Müfessire göre ayetten maksat nikah altında olan eşler ve cariyelerdir. Mut’a konusuna ise tefsirde yer vermemiştir.567

Zeccac tefsirinde evlenilmesi helal kadınlar şöyle sıralamıştır: Evlenilmesine müsaade edilen dört adet kadın ve cariyeler olup bunların dışındakiler haramdır. Zeccac da mut’aya yorumamamış ve mut’a konusuna yer vermemiştir.568

Fıkıh mezhepleri de muta konusunda görüşlerini yasaklandığı yönde beyan etmişler. Şöyle ki, mut’a nikâhı bir erkeğin bir kadınla belirli bir mal karşılığında

561 Nebe, 78/33

562 Baküvî, a.g.e., c. III. s. 567. 563 a.g.e., c. II, s. 372. 564 Müslim, Nikâh, 11, 13, 14, 15. 565 Tabâtabâî, a.g.e., c. XV, s. 10. 566 a.g.e., c. XV. s. 14, 15. 567 İbn Kesir, a.g.e., c. X, s. 109. 568 ez-Zeccâc, a.g.e., c. 4, s. 6.

istimta için belirli bir süreye kadar evli kalarak sonra ise ayrılmalarıdır. Bu tür nikâh Hanefi, Şafi, Hanbeli ve Maliki mezheplerine ve selefe göre haramdır.569

Dahası mut’a İslam’ın başında helaldı. Hz. Peygamber (s.a.s.) buna izin vermişti. Sonra haram kıldı. İslam âlimleri mut’anın haram olduğuna icma etmişlerdir. Hadiste Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar ben size kadınlarla mut’a yapmayı izin vermiştim. Allah Teâlâ bunu kıyamete kadar haram kıldı. Kimin yanında bu kadınlardan varsa salıversin. Onlara verilen şeylerden de hiçbir şey almasınlar.” Bundan başka konuyla ile ilgili birçok rivayet mevcuttur.570

Şîa fıkhında ise mut’a nikahı sahih ve şeran mubahtır. Nikahın şekli bir kadını muayyen mehirle, muayyen vakitte nikahlamaktır. Mut’anın şartları ise bunlardır. Müddet meçhül olursa sahih olmaz. Mehir zikrolunmazsa sahih olmaz ve bu iki özellikle daimi nikahtan farklılık arzetmektedir. Bir kimsenin cariyesini başka birine akitsiz belirli müddete kadar vermesi caizdir.571

Tusi şöyle demiştir: Müminun 23/6. ayetinin anlamından mut’a nikahı anlaşılmaz. Çünkü mut’a bize göre evliliktir. Hükmü evliliğin hükmüyle farklı olsa bile.572

Sonuç olarak mut’a nikahı Ehl-i sünnnet fıkıh mezheplerine göre haram kılınmış bir evliliktir. Şîa fıkhına göre ise mubah bir evliliktir. Her mezhep kendi delillerini sergilemiştir. Ama Baküvî hiçbir delil sunmadan sadece akli yorum getirerek mut’anın helal olduğunu beyan etmiştir. Hz. Hasan, Hüseyin ve İbn Abbas gibi sahâbînin önde gelenlerinin mut’ayı mubah kabul ettiklerini ifade etmiş lakin delillerini sunmamıştır. Dolayısıyla müfessir bu konuda Şîa mezhebini taklit etmiştir.