• Sonuç bulunamadı

2. ARAŞTIRMANIN KONUSU

1.5. Keşfü’l-Hakayik’in Tefsir Metodu

1.5.3. Dirayet Tefsiri Açısından Keşfü’l-Hakayik

1.5.3.1. Bilimsel Tefsir Açısından Keşfü’l-Hakayik

Hz. Ali’nin tüm ilimlere hakim olduğunu beyan eden Baküvî yeri geldikçe ilmi açıklamalardan çekinmemiştir. Hz. Süleyman (a.s.) zamanında da uçak icat edilmiş olabileceğinden,156 hava temizliğinin gerekliliğinden,157 başka gezegenlerde canlıların olabileceğinden,158 yerin kendi oku etrafında hareket etmesinden ve böylece gece ve gündüz olmasından ve gök cisimlerinin hareketinden bahsetmiştir.159 İlim dışı kalan tefsirleri ve din adamlarını eleştirmiştir.160 Örneklerle konuyu değerlendirelim:

﴿

ِلاَع ٍءْيَش ِ لُكِب اَّنُكَو اَهيِف اَنْكَرَبَ ِتَِّلا ِضْرَْلْا َلَِإ ِهِرْمَِبِ يِرَْتَ ًةَفِصاَع َحيِ رلا َناَمْيَلُسِلَو َينِم

Hayır, biz hakkı batılın üzerine atarız da beynini parçalar. Bir de bakarsın yok olup gitmiş. Allah Teâlâ’ya karşı yakıştırdığınız nitelemelerden ötürü yazıklar

olsun size! 161

Baküvî Enbiya suresinin yukarıda zikredilen ayetini şöyle tefsir eder: “Şiddetle esen rüzgârı da Süleyman’a tabi ettik. Onun emriyle (tahtını da alıp)

bereket verdiğimiz yere (Şam’a) doğru eserdi. Biz her şeyden haberdarız (hiçbir şey

bizim ilmimizden uzak değildir).”162 Baküvi açıklamalarını devamında müfessirlerin

rüzgârın Hz. Süleyman’ın emriyle esmesi konusunda birçok anlamsız ifadeler kullandığklarını beyan eder. Örneğin rüzgâr Süleyman’ın halısını sabahları bir aylık yol, akşamları da bir aylık yol kadar götürüp getiriyordu görüşünü.163 Bu görüşlerin

154 Baküvî, a.g.e., c. II. s. 48. 155 a.g.e., c. III. s. 625. 156 a.g.e., c. III. ss. 92-93. 157 a.g.e., c. III. s. 235-236. 158 a.g.e., c. III. s. 268. 159 a.g.e., c. III, ss. 268-269, 625 160 a.g.e., c. II. s. 223 161 Enbiya, 21/81.

162 Baküvî, a.g.e., c. II, s. 340 163 a.g.e., c. III, ss.92-93.

hiç birine itimat edilemeyeceğini ifade eder. Müellif ayetten şunun anlaşılacağını yazmış ve ayeti bilimsel yönden açıklamıştır: Süleyman (a.s.) rüzgârın üzerinde bir şeyle hareket ediyordu. Ama o hareketin özellikleri ve keyfiyetini bilemiyoruz. Allah Teâlâ’nın insanlara bahşettiği akılla devrimizde yapılan hava nakliyat vasıtaları buna işaret ediyor ki, Allah Teâlâ’nın yardımı ile insanlar her bir devirde bu tarz işler görebilirler. Allah Teâlâ Hz. Süleyman’a da böyle bir buluş bahşetmişdir.”164 Müellif Süleyman peygamber döneminde de uçak olabileceğini ifade ederek bilimsel yönden ayeti yorumlamıştır. Ayetin tefsirinde peygamberin uçakla gide bileceğini yazsa da meâl kısmında Süleyman peygamberin tahtıyla birlikte rüzgarın götürdüğünü ifade etmiştir. Bu tefsirin kendi içinde çeliştiğine misaldır.

Râzi (ö.606/1209) ise Baküvî’den farklı olarak rüzgârın Süleyman peygamber’in emrine amâde olmasını, onun isteğine bağlı olarak yumuşak veya şiddetli esmesi olarak tefsir etmiştir. Kelbî’den (ö.741/1340) gelen rivayette ise Baküvinin görüşüyle aynı görüş beyan etmiştir: “O ve ashabı İstahr’dan Kudüs’e onun üzerine binerek gidiyorlardı.”165 Razi Baküvî’den farklı olarak ayeti bilimsel açıdan tefsir etmemiştir. O, sadece rivayetleri nakletmiş ve görüşlerini beyan etmiştir.

Başka bir örnekle devam edelim:

﴿

َيَآ ْنِمَو ٌريِدَق ُءاَشَي اَذِإ ْمِهِعَْجَ ىَلَع َوُهَو ٍةَّباَد ْنِم اَمِهيِف َّثَب اَمَو ِضْرَْلْاَو ِتاَواَمَّسلا ُقْلَخ ِهِت

Gökleri, yeri ve bu ikisi içinde yaydığı canlıları yaratması, O'nun varlığının

delillerindendir. O, dilediği zaman, onları bir araya getirmeye de gücü yetendir. 166

Baküvî bazı gök cisimlerinde canlıların olduğunu yukarıdaki ayete dayanarak açıklar. “Ey Muhammed göklerin ve yerin yaratılması ve Allah Teâlâ’nın onlarda

hareket eden mahlûkatı yaratıp yayması yaratıcının yüce kudretine işare eden delil ve isbattır.” Baküvi ayetin devamında şunları der: Bu devirde ilmin üstün gücü ile

sonsuz fezada olan kürelerde her bir nevi mahlûkun varlığına inanan astronomların

164 Baküvî, a.g.e., c. II, s. 340.

165 Râzî, el-İmam Muhammed Fahruddin b. Allâme Ziyâu’d-Din (ö.604/1207), Tefsîr’l-Fahru’r-

Râzî el-Müştehir bi’t-Tefsîri’l-Kebir ve Mefatihu’l-Ğayb, I-XXXII, 1. Baskı, Daru Fîkr li’t-

Tabâati ve’n-Neşri ve’t-Tevzi’, Lübnan, Beyrut, 1981, c. 22. s. 201.

sözünün doğruluğuna bu ayet açık delil ve muhkem sübuttur. Ar olsun İslam ümmetine, Batı âlimleri Kur’ân-ı Kerîm ayetlerinin mucizeli beyanlarının anlamlarını keşfedip, birçok faydalara ulaşmışlar. Biz Kur’ân ehli âlimler ise bu ayetleri okuyup, tefsir ederken (ki, bu ayetler gökte mahlukat olduğuna işaret eder) bunlara bıldırcın, karga gibi uçan kuşlar olduğunu yazmışız. Meleklerin hakiki anlamından gafil kalarak, bu ayete meleklerden başka şeyler olarak açıklayanları tekfir edip, ahmak saymışız.”167 Müellif bilimsel yönden ayeti tefsir etmeye çalışmış ve kâinatta insanardan başka da canlıların ola bileceğini ifade etmiştir. Kendisine ve bilimsel tefsire karşı çıkan insanları ve ayete yersiz anlam veren âlimleri de kınamıtır.

Devrimizde, bile bile bazı âlimler yerin düz olduğunu veya hareket etmediğini güneşin yerin etrafında döndüğünü savunmuşlar. Baküvî ise bu görüşün eski astronomiya alimleri tarafından savunulduğunu ifade etmişdir. Müellif Âli İmran 3/27 ayetin tefsirini şöyle yapmıştır:

﴿ ِلْيَّللا ِفِ َراَهَّ نلا ُجِلوُتَو ِراَهَّ نلا ِفِ َلْيَّللا ُجِلوُت

Geceyi gündüze sokarsın, gündüzü geceye sokarsın.168

Gece ve gündüzün uzayıp kısalmasını eski astronomlar yerin sabit kalıp güneşin yer etrafında hareket etmesine bağlamışlar. Günün uzaması ve kısalmasını güneşin bu hareketine isnad etmişler. Ama modern astronomlar ise yerin de başka gezegenler gibi hareketli olduğunu kabül etmişler. Günün uzayıp kısalmasını da yerin özer hareketi ve güneşe uzaklığı ve yakınlığına isnad etmişler.169 Müellif modern ilmi tespitleri doğrulamakla bilimsel yeniliklere açık âlim olduğunu isbat etmiştir. Yerin güneş etrafında hareket etmesinde isabet etse de yerin güneşten uzaklaşıp yaklaşması konusuda isabet etmemiştir. Zira yer güneşten azacık uzaklaşarsa donar ve azacık yaklaşarsa yanar. Yerin güneşe olan mesafesi sabit olduğu isbat edilmiştir. Sadece yerin kutupları farklı yönlere periyodik olarak yönelmesi mevsimleri ortaya çıkarmıştır.

167 Baküvî, a.g.e., c. III, s. 268. 168 Âli İmran, 3/27.

Ayrıca Baküvî Yasin 36/40 ayetinde güneşin hareketsiz olduğundan bahsetmiş ve diğer cisimlerin onun etrafında hareket ettiğini yazmıştır.170 Diğer cisimlerin güneşin etrafında hareket ettiği konusnda isabet etse de güneşin hareket etmeği konusunda yanılmıştır. Zira güneş de etrafında olan cisimlerle birlikte hareket etmektedir. Tantâvi ise güneş ve ayın hareketinde hiç sapma olmadığını beyan etmiştir. Aylarda hiçbir artma ve azalma mevcut değildir. Tarih boyunca da insanlar bu aylara göre hesap tutmuşlar.171

Bilimsel tefsir yazmış olan Tantâvî (ö.1420/1999) ise bahsi geçen ayette Baküvî’den farklı açıklamalar yapmış ve yer ve güneşin hareketi konusuna girmemiştir. Tantâvî Allah’ın gündüzü geceye ve geceyi de gündüze dahil ettiğini açıklamıştır. Biri eksildiğinde diğerini Alla’ın artırdığını beyan etmiştir.172

Tefsirinde Baküvî’nin bilimsel tefsir yönünden diğer tefsircileri kınadığını görüyoruz. Kur’ân’ın bizleri tüm ilimleri elde etmeye davet ettiğini ifede etmiş ve gücü yettikce bilimsel örneklerle ayetleri tefsir etmiştir. Bazı konularda yanılsa da isabet ettiği makamlar mevcuttur. Batılıların Kur’ân-ı Kerîm’den faydalanarak bilimsel yenilikler yaptığını ve kanunlar koyduğunu, Müslümanların ise Kur’ân-ı Kerîm’den habersiz olduğunu dile getirmiştir.173