• Sonuç bulunamadı

DOWN SENDROMU, OTİZM VE DİĞER GELİŞİMSEL BOZUKLUKLAR

III- Transdisipliner yaklaşım: Gelişimsel zorluğu olan çocukların gereksinimleri genellikle birden fazla alandadır. Bu nedenle özel gereksinimli bir çocuk ve ailesi pek çok

1.7.7. Eşlik Eden Bozukluklar

ÖÖB’ye en çok dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) eşlik ettiği bildirilmektedir. Çeşitli araştırmalarda örnek grubunun özelliklerine bağlı olarak % 10-60 oranında ÖÖB ve DEHB bir arada görülebildiğinden söz edilmektedir. Okuma bozukluğu ile DEHB’nin de yüksek oranda birlikte görüldüğünü gösteren çalışma bulguları vardır.

118 SILVER, L. B., “Developmental learning disorder”, Child and Adolescent Psychiatry. Textbook, 2002, p.

621-629.

119 LEWIS, C., HITCH, G. J., WALKER, P., “The Prevalence Of Specific Arithmetic Difficulties and Specific Reading Difficulties in 9- To 10-Year-Old Boys and Girls”, Journal of Child Psychology and Psychiatry, 1994;

35 (2): 283-292.

120 HAMSTRA-BLETZ, L., BLOTE, A., “A Longitudinal Study on Dysgraphic Handwriting in Primary School”, Journal of Learning Disabilities, 1993; 26, p. 689–699.

DEHB’ye ek olarak dil bozukluğu (language impairment) ve konuşma ses bozukluğu (speech sound disorder) gibi dil gelişimi bozuklukları da disleksiyle eşzamanlı görülebilir.121

1.7.8. Ayırıcı Tanı

ÖÖB’nin en önemli belirtisi olan akademik başarısızlığın nörolojik, psikiyatrik ya da çevresel nedenleri olabileceğinden, öğrenme bozukluğu tanısı ancak ayırıcı tanı yapıldıktan sonra konulabilir. Tanı ve değerlendirme süreci içinde hastanın ayrıntılı öyküsü öğrenilmeli, fizik muayenesi, duyu muayeneleri ve nörolojik muayene yapılmalıdır. 122

1.7.9. Tedavi

ÖÖB heterojen bir bozukluktur. Bu nedenle tedavisinde en etkili yöntemin ne olduğu konusunda uzlaşıya varılamamıştır. ÖÖB’nin tedavisinde özgün ve etkili bir ilaç tedavisi bulunmamaktadır. Tedavide esas olan özel eğitimdir. Ancak eğitimden kast edilen müfredat programları ya da destekleyici özel dersler değildir. Tanı ve değerlendirmeler ışığında çocuğun sorun alanlarına ve öğreneme biçimlerine göre oluşturulmuş özel eğitim programları ve psikopedagojik tedavi önerilmektedir. Bu tedavinin okul öncesi dönemde başlaması, okul olgunluğu değerlendirmelerinin her yıl yapılması, çocuğun gelişen özelliklerinin desteklenmesi, değişen ihtiyaçlarına göre yeniden biçimlendirilmesi esastır.

Ergoterapi uygulamalarının da bu konuda destekleyici olabileceği düşünülmektedir.

121 A.g.e., s. 689-699.

122SAHOO, M. K., BISWAS, H., PADHY, S. K., “Psychological Co-morbidity in Children with Specific Learning Disorders”, Journal of Family Medicine and Primary Care, 2015; 4(1): p. 21-5.

1.8. ZİHİNSEL YETERSİZLİK (BİLİŞSEL GELİŞİM SORUNLARI) 1.8.1. Tanım

Bilişsel gelişim, kişinin dünyayı anlamasını ve öğrenmesini sağlayan zihinsel faaliyetlerin tümünün gelişimidir. Zekâ, bilişsel bir yetenektir, gerçek yaşamda karşılaşılan sorunları çözme yetisi ve amaca yönelik uyumsal davranışların birlikteliği olarak tanımlanır.

Zihinsel yetersizlik; bilişsel yetenek (muhakeme, problem çözme, planlama, soyut düşünme) ve uyumsal becerilerde (kavramsal, sosyal ve uygulamalı alanlar) ciddi kısıtlılık ile karakterize, yapabilme yeteneğinde kayıp olarak tanımlanmaktadır. Bilişsel gelişimde yaşanan sorunlar; zihinsel yetersizlik, mental retardasyon, zekâ geriliği veya entelektüel yeti yitimi olarak da bilinmektedir. Raporun, bu kısmının devamında zihinsel yetersizlik kavramı kullanılacaktır. Uyum becerilerinde gerilik ile birlikte IQ testinden alınan puan 70’in altındaysa çocukta zihinsel yetersizlik olabileceği düşünülmektedir.123

Zihinsel yetersizlik tanısı için hem uyumsal beceriler hem de zihinsel fonksiyonlarda yetersizliklerin bulunması gerekmektedir. Uyumsal beceriler ile ilgili yetersizlik için ev, okul, toplum gibi birden fazla ortama katılımın etkilenmesi ve kavramsal, toplumsal ve uygulamalı yeterlilik alanlarından en az birinde yaşıtlarıyla karşılaştırıldığında eksikliğinin olması gerekmektedir. Kavramsal alan; dil, okuma ve yazma gibi becerileri; toplumsal alan ise kişiler arası sosyal iletişim, empati, akranları ile arkadaşlık geliştirme ve sosyal problem çözmeyi ve son olarak uygulamalı alan ise kişisel bakım ve günlük yaşam aktivitelerini içermektedir. Zihinsel fonksiyonlarda yetersizlik ise öğrenme, muhakeme, problem çözme, soyut düşünme ve muhakeme ile ilgili genel mental kapasitede yaşıtlarına göre yetersizlik olmasıdır.

Bu bireylerin, kendini ifade ederken dili kullanabilme, kendi öz bakımını yapabilme, ev hayatında aile içi uyumu sağlayabilme, sosyal ilişkiler kurabilme, eğitim ve öğretim becerilerinden; okulda dersi takip edebilme, verilen bilgileri alabilme, sınavlarda ve hayatta kullanabilme, kendi boş zamanlarını yaşına uygun aktivitelerle değerlendirebilme, kendi sağlığını ya da güvenliğini tehdit edecek yerler ve durumları ayırt edebilme ve bu konularda kendini koruması gerektiği bilgisine sahip olma vb. alanlarda ciddi sınırlılıkları mevcuttur.124

123 Association AP, Intellectual Disability (Intellectual Developmental Disorder), In: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DSM-V), 2013, p. 33.

124 A.g.e., s. 33.

1.8.2. Sıklık

Hem uyumsal beceriler hem de zihinsel fonksiyonların tanıda dikkate alındığı çalışmalarda yaygınlık oranı yaklaşık % 1 iken uyumsal beceriler dikkate alınmadığı çalışmalarda yaygınlık oranı % 3’lere yükselmektedir. Ülkemizdeki sıklığı ise % 5,5 olarak saptanmıştır. Özel gereksinimli bireylerin ise % 48’ini zihinsel yetersizlik tanısına sahip olan bireyler oluşturmaktadır.125

Olguların % 85’inin hafif, % 10’unun orta, % 5’inin ise ağır olarak değerlendirilmiş olması, hafif derecede geriliği olan olguların çoğunlukta olduğunu göstermektedir. Cinsiyet farklılığına baktığımızda ise erkeklerde görülme sıklığının kızlardan daha fazla olduğu (1.3/1) bildirilmiştir.126,127,128

1.8.3. Nedenler

Zihinsel yetersizliğe yol açan nedenler arasında genetik ve çevresel etmenler bulunmaktadır.

Zihinsel yetersizliğin ortaya çıkmasında rol oynayan genetik nedenler arasında kromozom anomalileri, tek gen mutasyonları ve mitokondriyal gen bozuklukları yer almaktadır. Bunlardan en sık rastlanan kromozom anomalisi down sendromudur. Zihinsel yetersizliğe neden olan genetik faktörlerin bir diğeri ise tek gen mutasyonlarıdır. Örnek olarak Rett Sendromu ve Frajil X Sendromu gösterilebilir.

Çevresel faktörler doğum öncesi, doğum süreci ve doğum sonrası faktörler olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Doğum öncesi; fetusun gelişimini etkileyen enfeksiyonlar, ilaçlar, maddeler ve kimyasallar bulunmaktadır. Doğum sürecinde erken doğum, hipoksi (bebeğin oksijensiz kalması), enfeksiyonlar, travmalar, beyin kanamaları ve havaleler risk faktörleridir. Doğum sonrası etmenler arasında ise travmalar, toksinler (kurşun), psikososyal uyaran eksikliği, yetersiz beslenme, beyin kanamaları, beyin tümörleri ve edinilmiş hipotiroidi bulunmaktadır.129

125 Devlet İstatistik Enstitüsü ve Özürlüler İdaresi Başkanlığı, "Türkiye Özürlüler Araştırması 2002", Devlet İstatistik Enstitüsü Matbaası, Ankara, 2004.

126 ROELEVELD, N., ZIELHUIS, G. A., GABREELS, F., “The Prevalence Of Mental Retardation: A Critical Review Of Recent Literature”, Developmental Medicine and Child Neurology, 1997 Feb; 39(2): p. 125-32.

127 MCLAREN, J., BRYSON, S. E., “Review of Recent Epidemiological Studies of Mental Retardation:

Prevalence, Associated Disorders and Etiology”, American Journal on Mental Retardation, 1987 Nov; 92(3):

p. 243-54.

128 SZYMANSKI, L., KING, B. H., “Practice Parameters for the Assessment and Treatment of Children, Adolescents, and Adults with Mental Retardation and Comorbid Mental Disorders”, Journal of the American Academy of Child & Adolescent Psychiatry, 1999, 38(12), 5S-31S.

129 A.g.e., s. 5-31.