• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de eğitim sektörü, kamu kuruluşları içinde en çok iş gören istihdam eden sektör olmasının yanı sıra, öğrenci ve ailelerin sayısı açısından çok büyük bir kitleyi ilgilendirmektedir. Eğitim sektörünün ekonomik büyüklüğüne ilişkin göstergeler de sistemin verimli işlemesinin önemini ortaya koymaktadır. Eğitim sisteminin etkinliğinin belirlenmesi, büyük ölçüde bütçesinden finanse edildiği devlet açısından, kıt kaynaklardan alternatif yatırım alanlarındaki giderek büyüyen talebin karşılanabilmesi, büyük ölçüde bütçesinden finanse edildiği devlet açısından, kıt kaynaklardan alternatif yatırım alanlarındaki giderek büyüyen talebin karşılanabilmesi için hayati önem taşımaktadır. Bir sistemin verimli çalışıp çalışmadığını anlamanın yollarından biri, sistemin maliyet – fayda çözümlemesinin yapılmasıdır. O halde eğitim maliyetinin hesaplanmasının hem planlamacılar hem de politika belirleyiciler için ilk elde gereksinim duyulan bir çözümleme olduğu belirtilebilir. Bu çözümleme kapsamında, eğitim harcamalarının kendi içindeki bileşiminin belirlenmesi için, eğitim harcamalarının belirli ölçütlere göre

sınıflandırılabilir. Bu yolla eğitim sisteminin mali yapısı ile ilgili ayrıntılı bilgiler elde edilebilir, planlama açısından da ölçütler geliştirilebilir. Öte yandan, planlama çalışmalarının sadece sektörün arz yönüyle değil, talep yönüyle de ilgilenmesi gerektiği iddia edilebilir. Talep yönüyle ilgilenmek için ise, öğrencilerin ve ailelerin yaptıkları doğrudan eğitim harcamaları hakkında bilgilere gereksinim duyulacağı açıktır (Ergen, 2004: 143).

Harcama türlerine göre ele alındığında eğitim harcamaları cari, yatırım ve transfer harcamaları şeklinde sınıflandırılmaktadır. Cari harcamalar eğitim sisteminin bir mali yıl içinde tükettiği fiziksel ve insani kaynakların parasal değerini ifade eder (Ergen, 2004: 143).

Eğitime yapılan kamu harcamalarının toplam kamu harcamaları içindeki payı göz önüne alındığında, MEB ve Üniversitelerin personel/cari/yatırım/toplam harcamalarının, genel/katma ve konsolide bütçe personel/cari/yatırım/toplam harcamalarına oranları değerlendirilmektedir. Bu oranların zaman içindeki gelişimi kamu sektörü içindeki kaynak tahsisi kararlarına temel oluşturacak önemli bilgiler sağlayabilir (Ergen, 2004: 143).

Tablo 3.1. Milli Eğitim Bakanlığı Bütçesinin Ekonomik sınıflandırmaya göre Dağılımı ve 2008 Yılı Bütçe Ödeneğine Oranı

Ödenek Türü 2008 Yılı Bütçesi 2009 Yılı Bütçesi Artış Oranı Toplam

Personel Giderleri Sos. Güv. Kur. Dev. Pir. Gid. Mal ve Hizmet Alım Giderleri Cari Transferler Sermaye Giderleri. Sermaye Transferleri 22.915.565.000 15.404.236.000 1.816.273.000 2.215.117.000 2.070.515.000 1.261.704.000 147.720.000 27.883.696.000 18.488.279.548 2.131.919.452 2.867.398.000 2.472.543.000 1.504.417.000 419.139.000 21,68 20.02 17.38 29.45 19.42 19.24 183.74

Not: Maliye Bakanlığınca; ilköğretim öğrencilerine ücretsiz ders kitapları için 235.000.000 TL, taşımalı ilköğretim öğrencileri öğle yemeği için 180.000.000 TL olmak üzere toplam 415.000.000 TL 2009 bütçesine dahil edilmemiştir.

Tablo 3.1 de görüldüğü üzere, Milli Eğitim Bakanlığının bütçesi 2009 yılında 2008 yılına göre artış göstermiştir. Bu artış oranı gider kalemlerine göre farklılık göstermekle birlikte toplamda %21,68 olmuştur. Ayrıca bütçe tutarları içerisinde personel giderleri kaleminin Milli Eğitim bütçesi içerisindeki en büyük gider kalemini oluşturduğu dikkate değer bir husustur. Bütçe gider kalemleri personel giderleri yanında, Sosyal Güvenlik Kurumları Devlet Prim Giderleri, Mal ve Hizmet Alım Giderleri, Cari Giderler, Sermaye Giderleri ve Sermaye Transferleri şeklinde sınıflandırılmaktadır.

Tablo 3.2. GSYH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) ile Konsolide / Merkezi Yönetim Bütçesinin Milli Eğitim Bakanlığı Bütçesine Oranları

MEB Bütçesinin Yıllar GSYH (Gayri

Safi Yurt İçi Hasıla) TL Merkezi Yönetim Bütçesi TL MEB Bütçesi TL GSYH Oranı TL Merkez i Yöneti m Bütçeye Oranı TL 2006 758.390.785.000 174.958.100.699 16.568.145.500 2.18 9.47 2007 853.636.236.000 204.988.545.572 21.355.634.000 2.50 10.42 2008 994.315.000.000 222.553.216.800 22.915.565.000 2.30 10.30 2009 1.111.438.000.000 262.110.416.000 27.883.696.000 2.51 10.64

Kaynak: MEB, Milli Eğitim İstatistikleri 2008-2009.

Tablo 3.2 incelendiğinde, GSYH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla tutarları ile bunun içerisinde Merkezi Yönetim Bütçesi ve Milli Eğitim Bütçesinin payları ile oranları görülmektedir. 2006 yılı itibariyle düzenlenen verilerde GSYH oranlarının son 4 yıl içinde sürekli artış gösterdiği ve bu artış oranının yıllar itibariyle yaklaşık olarak %10 olduğu tespit edilmiştir. MEB bütçesinin tutarı 2006 yılında 16.568.145.500 TL

Tablo 3.3. MEB ile YÖK + Üniversiteler Bütçesinin GSYH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla ) ile Konsolide / Merkezi Yönetim Bütçe İçindeki Payları

Toplam Eğitim Bütçesinin Yıllar MEB Bütçe

Ödeneği TL YÖK + Üniversite Bütçeleri TL Toplam TL Konsolide / Merkezi Yönetim Bütçe Payı TL GSYH Payı TL 2006 16.568.145,5 5.846.822,7 22.414.968,2 12.8 3 2007 21.355.634 6.586.692 27.942.326 13.6 3.3 2008 22.915.565 7.318.284,6 30.233.849,6 13.6 3 2009 27.883.696 8.772.719,2 36.656.415,2 14 3.3

Tablo 3.3’den de görüldüğü gibi; 2006-2009 döneminde MEB ile YÖK + Üniversite bütçeleri sürekli artmaktadır. 2006 yılında MEB bütçesi 16.568.145,5 TL ve YÖK + Üniversite bütçesi 5.846.822,7 TL ile toplam 22.414.968,2 TL olmuştur. Bu tutarın 2006 yılı GSYH tutarına oranı %3; Konsolide bütçeye oranı ise %12.8 tir. 2009 yılına gelindiğinde ise MEB ile YÖK + Üniversite bütçeleri toplamının GSYH’ya oranı %3,3’e, Konsolide bütçeye oranının ise %14’e yükseldiği görülmektedir. MEB bütçesinin GSYH içerisindeki yıllar itibariyle artış göstermesi gelecek açısından umut verici olmakla birlikte yeterli görünmemektedir.

Tablo 3.4. MEB Yatırım Bütçesinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) ve Konsolide Bütçeye Oranları

MEB Yatırım Bütçesinin Yıllar GSYH (Gayri

Safi Yurt İçi Hasıla) TL Merkezi Yönetim Bütçesi TL MEB Yatırım Bütçesi TL GSYH Oranı TL Merkezi Yönetim Bütçeye Oranı TL 2006 575.783.962.136 174.958.100.699 1.241.498.000 0.22 0.71 2007 646.893.000.000 204.988.545.572 1.490.000.000 0.23 0.73 2008 716.596.000.000 222.553.216.800 1.296.704.000 0.18 0.58 2009 1.111.438.000.000 259.155.933.362 1.506.188.195 0.13 0.58

Tablo 3.4’den de görüldüğü gibi; 2006-2009 yılları arasında MEB bütçesindeki artışa paralel olarak MEB yatırım bütçesinin de artış gösterdiği görülmektedir. GSYH 2006 yılında 575.783.962.136 TL iken 2009 yılında tutar 1.111.438.000.000 TL’ya ulaşmıştır. MEB yatırım bütçesi de 2006 yılında 1.241.498.000 TL’dan 2009 yılında 1.506.188.195 TL’ya yükselmiştir. MEB yatırım bütçesi, GSYH’ya oranlandığında ise 2006 yılında oran %0,22 iken 2009 yılında %0,13’e gerilemiştir. Bu yıllar arasında aynı şekilde Konsolide bütçeye oranı da %0,71’den %0,58’e gerilemiştir. Artan eğitim talebi dikkate alındığında MEB yatırım bütçesi oranlarının yeterli düzeyde olmadığı görülmekte ve artırılması gerekmektedir.

Tablo 3.5. MEB Bütçesinden Yatırımlara Ayrılan Pay

Yıl MEB Bütçesi MEB Yatırım

Bütçesi Meb Bütçesinden Yatırıma Ayrılan Pay 2006 16.568.145.500 1.241.498.000 7.49 2007 21.355.634.000 1.490.000.000 6.98 2008 22.915.565.000 1.296.704.000 5.66 2009 27.446.778.095 1.256.188.195 4.57

Kaynak: MEB, Milli Eğitim İstatistikleri 2008-2009.

Tablo 3.5’te görüldüğü gibi; Meb bütçesi içerisinde yatırımların tutar ve oranı yıllar itibariyle azalış göstermektedir. 2006 yılında Meb bütçesi 16.568.145.500 TL iken bu tutarın 1.241.498.000 TL’lık kısmı yatırımlara ayrılmıştır. 2009 yılına gelindiğinde ise MEB bütçesi 27.446.778.095 TL’ya yükselirken bütçeden yatırıma ayrılan payda 1.256.188.195 TL’ya yükselmiştir. MEB bütçesinden yatırıma ayrılan payda yıllar itibariyle azalarak 2009 yılında %4,57 olmuştur.

Tablo 3.6. Halkın ve Özel İdarelerin Eğitime Katkısı

Halk Katkısı Özel İdare Katkısı

Yıl Sağlandığı Yıl

Tutarı DPT 2009 Yılı Deflatörüne Göre Tutar

Sağlandığı Yıl

Tutarı DPT 2009 Yılı Deflatörüne Göre Tutar

2005 213.714.999 292.092.780 948.183.585 1.295.920.179 2006 234.689.755 281.325.303 1.187.132.414 1.423.029.254

Yukarıdaki tablo 3.6’dan da görüldüğü üzere, halkın ve özel idarelerin eğitime katkısı 2008 yılı hariç diğer yıllarda artış göstermektedir. Halkın eğitime katkısı 2005 yılında 213.714.999 TL iken bu tutar 2008 yılında 218.259.319 TL’ya yükselmiştir. Özel idare katkısı ise 2005 yılında 948.183.585 TL iken 2008 yılına gelindiğinde 971.061.840 TL’ya çıkmıştır. Halkın ve özel idarelerin eğitime katkılarındaki artışlar iyi bir gelişme gibi görünse de artış tutarının sınırlı kalması ve yeterli düzeyde olmaması nedeniyle olumlu görünmemektedir. Eğitim ihtiyaçları ve artan talep dikkate alındığında halkın ve özel idarelerin eğitime katkılarının artırılması kaçınılmazdır.

Grafik 6’daki veriler 2005 yılına aittir ve UOE verilerinden derlenmiştir. Türkiye’ye ait veri 2005 yılı esas alınarak ayrıca hesaplanmıştır. Grafik 6, öğretim kurumlarına göre öğrenci başı yıllık eğitim harcamasının kişi başına Gayri Safi Millî Hâsıla (GSMH) içindeki oranı dikkate alınarak düzenlenmiştir.

Grafikte dikey çizgi öğrenci başına harcama miktarını; yatay çizgi ise kişi başına GSYH miktarını vermektedir. R2 ise kurumsal düzeyde öğrenci başına harcama miktarının kişi başı GSYH oranı ile açıklanma gücünü ifade etmektedir. Öğrenci başına öğretim kurumlarına yapılan kamu harcamaları tam zamanlı kayıtlı öğrenci sayısı dikkate alınarak ortaya konulmuştur. Seçilen öğretim kademesi için öğrenci başına GSMH miktarı, Amerikan Doları (USD) cinsinden satın alma gücü (Purchasing Power Parity-PPP) karşılığı temel alınarak hesaplanmıştır. Bulunan miktar, ulusal gelir, harcamalar ve kayıtlı öğrenci sayısının bir birleşimidir.

OECD ortalamalarına göre ilköğretime yapılan harcamanın öğrenci başına düşen miktarı kişi başına GSMH’nin % 21’ini; ortaöğretim düzeyinde % 27’sini ve yükseköğretim düzeyinde ise % 40’ını oluşturmaktadır (OECD, 2008: 211). Bu noktada ülkeler arasında dikkat çekici farklılık ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde benzer GSYH miktarına sahip olduğu halde farklı öğrenci başına harcamalara sahip olunmasıdır. Avustralya ve Avusturya bu duruma örnek verilebilir.

İlköğretim düzeyinde en düşük harcama oranı % 14 ile İrlanda’ya; en yüksek harcama oranı ise % 26 ile İzlanda ve Macaristan’a aittir. Türkiye ise % 19’luk bir

orana sahiptir. Ortaöğretim düzeyinde en düşük harcama oranı % 10 ile Brezilya’da gözlemlenirken en yüksek harcama oranı % 46 ile İsviçre’de gerçekleşmektedir. Türkiye ise % 25’lik bir orana sahiptir. Yükseköğretim düzeyinde en düşük harcama oranı % 23 ile Estonya’ya; en yüksek harcama oranı ise % 108 ile Brezilya’ya aittir. Türkiye için % 64’lük bir oran hesaplanmıştır.

Grafik 6: Öğretim Kurumlarına Göre Öğrenci Başı Yıllık Eğitim Harcamasının Kişi Başına GSMH İçindeki Oranı

Kaynak: www.oecd.org/edu/eag2008

Türkiye’de öğrenci başına yapılan kamu harcamalarının satın alma paritesi cinsinden değerleri ilköğretim ve ortaöğretim için OECD ortalamalarına oldukça yakın iken yükseköğretimde ortalamanın oldukça üstündedir.

1995-2005 yılları arasında ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde yapılan kamu harcamalarında artma; yükseköğretim düzeyinde ise azalma eğilimi gözlenmektedir. Harcamaların ana kaynağı olarak öğrenci sayısındaki ve öğretmen ücretlerindeki artış eğilimi gösterilmektedir.

Özellikle ilköğretime ve ortaöğretime yönelik kamu harcamalarındaki artışın beklenen iyi eğitimsel sonuçları sağlamadığı söylenebilir. 2003 dönemindeki PISA sonuçları ile ülkelerin kamu harcamaları ilişkilendirildiğinde finansal kaynakların etkili kullanılamadığı yargısına ulaşılmaktadır (OECD, 2008: 216).

3.3. Avrupa Birliği Üye Ülkelerinde Harcamalar Yönünden Eğitim