• Sonuç bulunamadı

Eğitim ve Dil Politikalarının Belirlenmesinde Avrupa Birliği Ġlerleme Raporlarının

2. KURAMSAL BĠLGĠLER ve ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR

2.1. Kuramsal Bilgiler

2.1.6. Eğitim ve Dil Politikalarının Belirlenmesinde Avrupa Birliği Ġlerleme Raporlarının

Bilim ve teknoloji alanında yaĢanan hızlı değiĢimler Avrupa Birliğine üye ülke- leri ekonomik, siyasi ve kültürel alanlar dıĢında eğitim alanında da ortak çalıĢmalar yapmaya ve ortak politikalar geliĢtirmeye yöneltmiĢtir. AB‘nin üye ülkeler arasında yaptırıma zorlayan ortak bir eğitim politikası olmamasına karĢın üye ülkelerin eğitim sistemleri arasında ortak ilkelerin benimsenmesi desteklenmektedir. Bu konuda gerekli

Yıllar Kalkınma Planları

1960 -19 80 D önem i

1963-1967 1. Perspektif Plan (15 yıllık) 1963-1967 1. BeĢ Yıllık Kalkınma Planı 1968-1972 2. BeĢ Yıllık Kalkınma Planı 1973-1995 2. Perspektif Plan (22 yıllık) 1973-1977 3. BeĢ Yıllık Kalkınma Planı 1979-1983 4. BeĢ Yıllık Kalkınma Planı

1980

-20

02

D

önem

i 1985-1989 1990-1994 5. BeĢ Yıllık Kalkınma Planı 6. BeĢ Yıllık Kalkınma Planı

1996-2000 7. BeĢ Yıllık Kalkınma Planı 2001-2023 Uzun Vadeli Strateji 2001-2005 8. BeĢ Yıllık Kalkınma Planı

2002 -20 12 D önem i 2007-2013 9. Kalkınma Planı

uyumlaĢtırma çalıĢmaları ve ülkelerin kendi özelliklerini koruyarak ortak bir eğitim sistemi geliĢtirmeleri yönünde düzenlemeler yapılmaktadır (Sağlam, Özüdoğru ve Çı- ray, 2011: 88).

Çok dilli ve çok kültürlü bir Avrupa yaratılmasında eğitim konusu, Avrupa ülke- lerinin tamamında öncelikli konulardan biridir. Bu nedenle, eğitim alanına yönelik ye- terli finansman sağlanmakta ve farklı yaklaĢımlar desteklenmektedir. Sürekli ve hızlı bir değiĢim içinde olan eğitim alanında, AB farklı görüĢ ve iyi uygulamaların paylaĢıldığı bir forum özelliği taĢımaktadır. Bu alanda AB ortak bir eğitim politikasına sahip değil- dir. Her üye ülke kendi eğitim sisteminin içerik ve yapısından sorumludur. AB ise;

a. Çok uluslu eğitim, öğretim ve gençlik faaliyet ve ortaklık imkanları sağlamak- ta,

b. Yurt dıĢı eğitim ve değiĢim imkanları sunmakta,

c. Yenilikçi eğitim ve öğretim proje imkanları yaratmakta, d. Akademik ve mesleki uzmanlık ağları oluĢturmakta ve

e. Karar alma-uzlaĢma platformu iĢlevi görmektedir (Atabay, 2003: 57).

AB eğitim politikasının temel amacı, üye ülkeler arasında iĢ birliğini ve daya- nıĢmayı sağlayarak ortak anlayıĢı özendirmek ve Avrupalılık bilincini geliĢtirmek; bu süreçte öğrenci ve öğretmenleri eğitmek ve tüm Ar-Ge alanlarına etkin katılımlarını sağlamak biçiminde özetlenebilir. Üye ülkeler, eğitim sistemlerinde özgünlüğü koruya- rak birbirleriyle uyum ve iĢ birliği içinde, genç kuĢaklara iĢ olanakları sağlamayı ve okuldan sonra toplumsal yaĢama geçiĢi kolaylaĢtırmayı amaçlamaktadırlar. Birliğin eğitim alanındaki temel yaklaĢımı, üye ülkelerin belirlenen genel ilkeler ve göstergelerle çeliĢmeyecek biçimde kendi eğitim sistemlerini düzenlemeleri yönündedir (Gültekin ve Anagün, 2006: 147–149).

AB eğitim konusunda iĢ birliği stratejisi ve bilgi toplumunda daha rekabetçi ola- bilme ve sürdürülebilir kalkınma için eğitim politikalarını 2000 yılındaki Lizbon Strate- jisi‘yle gündeme getirmiĢtir. 2001‘deki Komisyon raporuna göre AB eğitim programı amaçlarını, eğitim ve mesleki eğitim kalitesinin iyileĢtirilmesi, hayat boyu öğrenmenin herkes için eriĢilebilir olması ile eğitim sisteminin dıĢ dünyaya daha açık hale getirilme- si olarak belirlemiĢtir (Cansever, 2009: 226).

AB‘ye üye ülkelerde birçok alanda olduğu gibi genel eğitim politikalarında da ciddi geliĢmeler meydana gelmiĢtir. AB, üye ülkelerle eğitim alanında uyumlaĢmaya ve

eğitim alanında iĢ birliğine yönelik çalıĢmalarda ortak hareket etmeleri yönünde yapılan antlaĢmalarla bu ülkeleri hukuki bir süreç altına almıĢtır. Yine bu antlaĢmalar içerisinde AB‘ye üye olan ülkelerin bireyleri, istediği AB ülkesinde eğitim alma hakkına sahip ol- muĢtur. AB‘ye üye olan ülkelerin genelinde eğitim sistemi temel bir görev olarak anla- ĢılmıĢ ve ortak hareket zorunlu kılınmıĢtır (Çelebi ve ġadioğlu, 2012: 193).

AB‘ye üyeliği devlet politikası haline getirmiĢ olan Türkiye‘nin, Avrupa Birliği ile iliĢkileri 31 Temmuz 1959‘da Türkiye‘nin, Avrupa Ekonomik Topluluğuna (AET) yaptığı ortaklık baĢvurusu ile baĢlamıĢtır. Yunanistan‘ın 15 Temmuz 1959‘da Toplulu- ğa yaptığı baĢvuru, olası bir üyeliğin bu ülkeye sağlayacağı avantajlardan yoksun kalma kaygısıyla Türkiye‘nin baĢvurusunda önemli bir etken olmuĢtur (Çayhan ve Güney, 1996: 96). AET Bakanlar Konseyi, Türkiye‘nin yapmıĢ olduğu baĢvuruyu kabul ederek üyelik koĢulları gerçekleĢinceye kadar geçerli olacak bir ortaklık anlaĢması imzalanma- sını önermiĢtir. Türkiye ile AET‘yi Gümrük Birliğine götürecek ve tam üyeliği sağlaya- cak olan Ankara AntlaĢması, 12 Eylül 1963‘te Ġnönü Hükümeti ve Topluluk yetkilileri arasında Ankara‘da imzalanıp 1 Aralık 1964‘te yürürlüğe girmiĢtir (Ceyhan, 1991: 23). Böylece Türkiye-AB ortaklık iliĢkisi resmen baĢlamıĢtır. Türkiye, 14 Nisan 1987 tari- hinde, Ankara AntlaĢması‘nda öngörülen dönemlerin tamamlanmasını beklemeden, Topluluğa tam üyelik baĢvurusunda bulunmuĢtur (CoĢkun, 2002: 191). Türkiye-AB iliĢkilerinin dönüm noktası, 11–12 Aralık 1999‘da Helsinki'de gerçekleĢtirilen Helsinki Zirvesi‘nde, Türkiye‘nin AB‘ye adaylık statüsünün teyit edilmesi ve Türkiye‘nin AB‘nin Yeni GeniĢleme Politikası çerçevesinde oluĢturulan sisteme, diğer aday ülkeler- le eĢit statüde katılacağına iliĢkin karar olmuĢtur (CoĢkun, 2002: 299). 1999‘da yapılan Helsinki Zirvesi ve 3 Ekim 2005 tarihinde katılım müzakerelerinin baĢlatılması, Türki- ye‘nin AB ile iliĢkilerinde dönüm noktaları olmuĢtur.

Türkiye‘nin AB‘ye giriĢ sürecinde AB tarafından hazırlanan yıllık ilerleme ra- porları, AB‘nin aday ülkelerin eğitim gibi alanlarda geliĢmelerini saptadığı önemli do- kümanlar olarak nitelendirilebilir. AB Komisyonu, ilerleme raporlarında aday ülkelerin üyelik yükümlülüklerini üstlenme yeteneğini incelemekte, katılım yolunda durumlarına iliĢkin genel bir değerlendirme sunmakta ve Konseyin aday ülke ile ilgili vereceği ka- rarlara zemin hazırlamaktadır. AB, 1998‘den itibaren yayımlamıĢ olduğu ilerleme ra- porlarında Türkiye‘nin adaylık sürecinde yapmıĢ olduğu yasal düzenlemeleri ve reform-

ları değerlendirmekte, bu düzenlemelerin eksik yönleri ile ilgili çıkarımlarda bulunmak- ta ve Türkiye‘den beklentilerini ifade etmektedir.

AB‘nin Türkiye ile ilgili yayımladığı ilerleme raporları; 1. Birlik ile Türkiye arasındaki iliĢkileri kısaca tanımlamakta,

2. Üyelik için siyasi kriterler açısından Türkiye‘deki durumu incelemekte, 3. Üyelik için ekonomik kriterler açısından Türkiye‘nin durumunu incelemekte, 4. Türkiye‘nin üyelik yükümlülüklerini, diğer bir deyiĢle, AntlaĢmalar, ikincil mevzuat ve Birlik politikaları olarak tanımlanan müktesebatı üstlenme kapasite- sini gözden geçirmektedir (DPT, 2008: 3).

Türkiye için ilki 1998 yılında olmak üzere 2012 yılı da dâhil 15 ilerleme raporu yayımlanmıĢtır. Ġlerleme raporlarında eğitim ve dille ilgili değerlendirmeler ve tavsiye- ler yapılmıĢ ve Türkiye‘den bu tavsiyelere uyması istenmiĢtir. Bu nedenle ilerleme ra- porları, Türkiye‘de eğitim ve dil politikalarının belirlenmesinde belirleyici bir rol oy- namıĢtır. Türkiye, özellikle son yıllarda AB‘ye aday ülke olması sıfatıyla eğitim alanın- da da çeĢitli düzenleme çalıĢmalarına yoğunluk vermiĢtir. Uyum sürecinde Türkiye, eğitim sistemini yeniden gözden geçirmiĢtir. Türkiye AB‘ye üyelik sürecinde gerek eğitim sisteminin genel ve örgüt yapısını gerekse zorunlu eğitim kademesini düzenlemiĢ ve düzenlemeye devam etmektedir. AB‘ye giriĢ sürecinde Türkiye, AB‘nin eğitim poli- tikalarına genel olarak uyum sağlamak ve eğitim programlarını bu politikalar çerçeve- sinde geliĢtirmek durumundadır. Bu doğrultuda Türk eğitim sisteminde çeĢitli düzenle- meler yapılmakta ve yapılmaya da devam edilmektedir. Türkiye‘nin AB‘ye uyum süre- cinde eğitim sisteminde yaptığı bu yenileĢme hareketleri eğitime yeni bir ivme kazan- dırmıĢtır.