• Sonuç bulunamadı

Literatürde yer yer farklı adlandırmalar karşımıza çıksa da nitelik, amaç ve kapsam açısından yaratıcı drama, eğitimde drama ve eğitici drama kavramları öz olarak aynı kavramlardır. Kavramların uluslararası literatürde karşılıkları “Creative Drama in Education” ya da “Educational Drama” olarak karşımıza çıkar. Bu kavramlar “Eğitimde Yaratıcı Drama” ve “Eğitsel Drama” ya da Türkçe bazı kaynaklarda olduğu gibi “Eğitici Drama” olarak da Türkçede karşılığını bulur ve buradaki anlam “eğitim ile ilgili” yanını ya da “eğitilebilir” yanını vurgular (Adıgüzel, 2007c). Eğitici drama terimindeki drama sözcüğü; yaratıcı düşüncenin, hayal gücü, empati, özdeşleşme ve kendini bir başkasının kişiliği aracılığıyla ifade etme ve eyleme dönüştürme anlamına gelmektedir (Sağlam, 2003). Eğitici drama, bireysel öğrenmeyi hedefleyen öğrenci merkezli eğitimin bir uygulaması olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna göre eğitici drama, eğitim teknolojisinin bir uygulama biçimi olup; “eğitimde dramatizasyon, eğitimde drama, gelişimsel drama, tiyatro eğitbilimi, pedagojik oyun, rol içinde öğrenme, dramatizasyon, yaratıcı drama” adlarıyla da kullanılmaktadır (Üstündağ, 1997). San (1989), dramanın varolan bilgilerin gözden geçirilmesi, irdelenmesi, farklı perspektiflerden tekrar ele alınması suretiyle yeniden yapılanmaya zemin hazırladığını; bu nedenlerden dolayı dramanın eğitimde

30

mutlaka kullanılması gerekliliğini belirtmiştir. Eğitici drama daha çok İngiltere’de Peter Slade, Brain Way, Dorothy Heathcote ve Gavin Bolton tarafından geliştirilen ve genel olarak çocuğun hemen her konudaki eğitimi için uygulanan bir eğitim yöntemidir. Eğitici drama, “pedagojik drama” olarak da isimlendirilir (Önder, 2001; Kösa, 2008).

Eğitici drama konusunda, farklı uzmanlar çeşitli tanımlar yapmışlardır. Dramanın akışkanlığı ve yaşantılara dayalı oluşu onun tanımını sürekli değiştirmektedir. Bununla birlikte dramaya bakış açısına göre de tanım farklılık göstermektedir.

Eğitici drama, “önceden belirlenmiş açık ve net eğitim amaçları olan, tüm bireylerin kendi öğrenmeleri ile birlikte, daha çok büyük motor devinimlerle yaptıkları, ifade etmeye, rol oynamaya, canlandırmaya ve tartışmaya dayalı grup etkinlikleridir” (Önder, 2001). Yine Önder’in bir diğer tanımında eğitici drama; varoluş dinamiğinin gözlenmesini, yaşanmasını ve doğrudan doğruya keşfedilmesini sağlayan işlevsel bir yaşam felsefesinin, hayata geçirilmesinin özel bir tekniği olarak tanımlanmıştır. Önder’e göre, bu eğitim tekniği sayesinde birey farklı olayların farklı insan tepkilerine yol açtığını hem kendisini hem de başkalarını gözleyerek fark edebilir, bu sayede insan olarak hem bireysel hem de toplumsal var oluşun farklılıkları kabul edilir (Önder, 2004).

“Eğitici drama ya da eğitimde yaratıcı drama, herhangi bir konuyu, doğaçlama, rol oynama gibi tekniklerden yararlanarak bir grupla ve grup üyelerinin de birikimlerinden, yaşantılarından yola çıkarak canlandırmalar yapmaktır” (Adıgüzel, 2006). Yine Adıgüzel’in yaptığı tanımda; eğitici drama; bir kavramın, bir ders konusunun ya da bir metnin daha iyi anlaşılması için bireyce ya da grupça özümsenip içsel bir yaşantıya dönüştürülmesi, gözden geçirilerek, üzerinde düşünülerek dışa vurulmasıdır (Adıgüzel, 2007). “Eğitimde drama, sosyal yaşamın, eğitimsel amaçlara uyarlanıp bireyin kendi deneyimleriyle kendisinin ve çevresinin farkına varmasını sağlayan sosyal bir olgunun, oyun yoluyla öğretilmesi sürecidir” (Akyüzlüer, 2007). “Eğitici drama; bireyin, psikolojik yapısı ve psikolojik yaşantıları konusunda bilinçlenmesine, özel bir yetenek olarak yaratıcılığın kazanılmasına, duygu ve duyularını genel olarak tanımlamasına ve ayırt etmesine, bunların farkına varmasına ve uygun şekilde ifade etmesine yardımcı olan bireysel ya da grup halinde uygulanabilen bir eğitim tekniğidir” (Aslan, 2009).

31

Eğitime yeni bir bakış açısı getiren drama, bireye özgür seçimler yapabilmesi ve bireysel kararlar alabilmesi için fırsatlar sunar. Bireye küçük yaşlardan itibaren bağımsız ve özgün düşünebilmenin yollarını öğretirken aynı zamanda onlara kendine özgü bireysel kararlar almada farklı çözüm yolları sunar (Cox, 2002). Bruner; öğrencinin öğrenme sürecine aktif bir şekilde katılmaya ihtiyaç duyduğunu ve bu sebeple de bireyin duygularının, düşüncelerinin ve değerlerinin dersin içine dahil edilmesi gerektiğini ve ancak böylelikle bilginin içselleştirilebileceğini belirtmiştir (Bowell ve Heap, 2001). “Eğitici drama anlayışı 19. Yüzyılın başlarında gündeme gelen, bireyin kişilik gelişimine etken olan, onu edilgen durumdan kurtaran önemli eğitimsel, iletişimsel bir amaç ve araçtır” (Artut, 2002).

Eğitim sisteminde; bireyin kendini geliştirmesine katkı sağlayan, şüphelendiren, alternatif fikirlerin ortaya koyulmasına ve uygulanmasına yardımcı olan, yeni iletişimlere açık yaklaşım ve yöntemlere ihtiyaç vardır. Drama ve dramanın teknikleri bu yaklaşım ve yöntemlerin en önemlilerindendir. Dramanın eğitim sisteminin içerisinde yer alıp, bir yöntem olarak uygulanması durumunda birey, yaşamın karmaşasından sadeliği ayırt edebilecektir. Konuların sosyalleşme sürecinin içerisinde öğretildiği, bireye daha ilgi çekici biçimde sunulan, kendine olan güveni ve saygıyı geliştiren bu yöntem, bireyin özgün fikirlerini ortaya koyabileceği konumlar sunması bakımından da önem taşır. Eğitici drama, katılımcılara hem çalışma ortamında hem de özel yaşamda, yalnızken ya da başkalarıyla etkileşim halindeyken, ilişkileri ve sorunları anlamak, değerlendirmek, yorumlamak, sorgulamak ve gereken tutum ve davranışları ortaya koymak için yaratıcılıklarını olabildiğince kullanmalarını sağlayan bir öğrenme yöntemidir (Tobdal, 2004). Bu yöntem, yaratıcılığı ön planda tutmakta, yaratıcılığı hem geliştirici hem de kullandırıcı bir rol üstlenmektedir. Dramanın eğitimde kullanılması; doğasında olan yaratıcılık ve özgünlük temalarıyla ve oyunsal, kurgusal süreçleri bünyesinde barındırmasıyla bir anlamda oynayarak öğrenme anlayışını eğitime kazandırmıştır.

Eğitici drama, hareket ve konuşmayı kullanan bir gösteri sanatıdır. Bu yöntem; iç içe geçmiş sanatların oluşumu içinde, katılımcıyı oyun sergileyici olarak hazırlamayı savunur (Bloomfield, 2000). Bununla birlikte, eğitici drama yöntemi, hikaye ve karakter oluşturmaktan çok problem çözmeye önem verir. Eğitici drama; katılımcılara drama etkinlikleri esnasında ya da tartışma değerlendirme bölümünden sonra gerçeğe doğru

32

bakabilmeyi ve davranışların arkasındaki anlamı görebilmeyi sağlar. Bu durum, özel bir deneyim olarak katılımcıyı etkileyecek, kişisel gelişimi olumlu yönde destekleyecektir. Böyle bir eğitim yöntemi sonunda birey sadece konulara ilişkin derin bir bilgiyi özümsemekle kalmaz; öz farkındalık, çevresine karşı duyarlılık ve empati kurmak gibi özel yetileri de geliştirebilme olanağı elde eder (Wagner, 1999).

Bireyin öğrenmesinde ne kadar çok duyu harekete geçirilebilirse öğrenme oranı da o kadar yükselir. Böyle bir öğrenmede birey, hayatı için gerekli olan bilgi, beceri ve alışkanlıkları yine hayatın provasını yaparak, canlandırarak kazanabilir. Bu da ancak eğitici drama yöntemini kullanarak mümkün olabilir. Eğitici drama, kalıcı ve kolay öğrenmeyi sağlamasının yanı sıra eğitimin hedefi olan istendik davranış değişikliğini de sağlayabilir (Önder, 2004). Eğitim ve drama arasında hem ilke açısından hem uygulamaya dayalı öğrenme açısından benzerlikler vardır. Eğitim ve drama arasındaki ilişkiyi aşağıdaki şemada görebiliriz:

Şekil 2.1. Eğitim ve drama arasındaki ilişki

Şekil 2.1’de dramanın bir eğitim yöntemi olarak kullanımının önemi çok daha net görülmektedir. Drama hayatın ve bireye ait öğrenilmesi gereken bilgi ve becerilerin, çözülmesi gereken sorunların görünümünün ve çözüm önerilerinin yer aldığı bir öğretim yöntemidir. Bunun yanı sıra drama; insan yaşamını temel alan ve bu yaşamdaki bir sorunu, bir anı, bir düşünceyi ya da duyguyu ileten görünümdür (Nutku, 1998). Bununla birlikte eğitimdeki yeni yaklaşımların gereksinimi konumunda olan, öğretmenlerle öğrenciler arasındaki karşılıklı ilişkilerde; problem çözme sürecindeki aşamaları gerçekleştirdiği,

33

eleştirel düşünmeyi sağladığı ve öğrencilerin yaratıcılıklarını geliştirmeyi hedeflediği için eğitimde dramanın önemi bir kat daha artmaktadır. Oyunla öğrenme tekniğini de içinde barındıran drama; öğrencilere programda hedeflenen kazanımları kolayca ve kalıcı bir şekilde kazandırabilir.

Çağdaş ve modern eğitim ile dramanın birçok hedefi aynıdır. Bunlar; yaratıcılık ve estetik gelişimi, eleştirel düşünme yeteneği, sosyal gelişim ve başkalarıyla işbirliği içinde çalışma yeteneği, geliştirilmiş iletişim becerileri, ahlaki ve ruhsal değerlerin gelişimi, kültürel altyapıyı, başkalarının değerlerini anlama ve takdir etmedir (Mc Caslin, 1990). Eğitici dramanın hedefi, öğrencilerin öğrenim süreci boyunca eğlenceli vakit geçirmeleri ve bilgilerin kalıcılığını sağlamaktır. Eğitici drama Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji, Resim, Müzik vb. birçok derste rahatlıkla kullanılabilir. Derslerde eğitici drama yöntemini kullanmak öğrencilerin yaratıcılık, yorumlama, keşfetme, soru sorma ve araştırma becerilerinin geliştirilmesine yardımcı olur. Eğitici drama belirli oranlarda drama ve psikodrama içerir. Çünkü eğitici drama çocuğun psikolojik yapı ve yaşantılar konusunda bilinçlenmesini ve özel bir yetenek olarak yaratıcılığı kazanmasını da amaçlar (Önder, 2001). Öğrenciler eğitici dramayla empati kurmayı, farklı boyutlarda düşünmeyi, kendini rahatlıkla ifade etmeyi öğrenir.

Eğitici drama etkinliklerini uygularken şu hususlara dikkat etmek gerekmektedir:

 Eğitici drama etkinliğinde ödül ya da ceza yoluna başvurulmaz. Sözel takdir aralıklı pekiştireç olarak verilir.

 Eğitici drama uygulamaları asla bir oyuncu eğitimi olarak düşünülemez. Bu uygulamalar, seyircilere sunulan bir temsil olarak hazırlanmaz. Eğitici dramanın katılımcıları aynı zamanda izleyicilerdir. Eğitici drama uygulamaları sınıfta, bahçede, kütüphanede, yemekhanede uygulanabilir. Çalışmalar sırasında özel bir mekan ve aksesuara ihtiyaç yoktur.

 Eğitici drama uygulamalarında öğrencinin ne söyleyeceği değil, neyi nasıl söylediği anlam taşır. Eğitici drama bir analiz yöntemi değil bir sentez yöntemidir. Eğitici drama da öğrenci program amacı içinde özgürdür (Gönen ve Dalkılıç, 2002).

34

Eğitici drama uygulamaları sanat eğitimi alanı başta olmak üzere eğitim bilimlerinin bütün ana bilim dallarından yararlanır. Fotoğraftan müziğe, heykelden şiire, öyküye, kitle iletişim araçlarının eğitime etkilerinden resime, eğitimin psikolojik temellerinden sosyolojiye kadar bir çok alandan kendine içerik oluşturabilir ve yukarıda sayılan hedefleri gerçekleştirmeye çalışır (Üstündağ, 2000).

Eğitici drama yöntemiyle bireyler sanatla da tanıştırılmış olur. Dolayısıyla eğitici drama yöntemi estetik ve sanat eğitimini geliştirmek açısından oldukça önemli bir yöntemdir. Çağdaş insanın yetiştirilmesinde, gereksinimlerin karşılanmasında en önemli eksikliklerden biri dramaya gereken yerin verilmemesidir. Oysa ki drama yaratıcılığı geliştiren etkili bir yöntem ve yaratıcı bireyi geliştiren başlı başına bir eğitim alanıdır (Adıgüzel, 1994). Yaratıcılık sanatın ön koşulur. Sanatın her dalıyla ve her biçimiyle öğrenciler ne kadar erken tanışırsa, o kadar hoşgörülü, sanat konusunda bilgili, yaratıcı, donanımlı olurlar, sosyokültürel yapılarını o denli güçlü yapılandırırlar (San, 1996). Başlangıçta planlanan eğitsel hedeflerin gerçekleşmesinin de ötesinde kazanımlar sağlıyor olması bu yöntemin kullanılması gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Eğitici drama; okul öncesi eğitimi, ilkokul ve ortaokul eğitimi, lise ve üniversite eğitimi sırasındaki temel bilgilerden ikinci dil eğitimine, kavam eğitiminden ordudaki askerlik eğitimine kadar farklı alanlarda bir çok ülkede uygulanmaktadır. Öğretim programlarında yer alan ve hedeflerdeki kazanımlarla bütünleşebilen eğitici drama, dil eğitimi, fen ve teknoloji eğitimi, sosyal bilimler eğitimi veya güzel sanatlar gibi bir çok alanda kullanılabilmektedir. Drama uygulamalarında ders ya da konu sınırlaması yoktur. Burada önemli olan nokta, konunun drama sürecinde canlandırılabilmesi ve etkinliklere grubun dahil edilebilmesidir. Bir başka deyişle eğitici drama yöntemi süreç temellidir. Eğitici dramada öğrencinin uygulamada doğru ya da yanlış yapması, yanlış cevap vermesi hiç önemli değildir. Eğitici dramada esas olan nokta öğrencinin sürece katılımı ve uygulamalar süresince diğer arkadaşlarıyla etkileşime girebilmesidir. Böyle bir yaklaşımda öğrenci yanlış cevap verip, yanlış davranışlarda bulunsa bile etkileşimde olduğu diğer grup üyelerinin yaptıkları doğru davranışı gözleyecek ve hedeflenene ulaşacaktır.

35

2.4.1. Eğitici Dramanın Öğeleri

Drama birbirini tamamlayan çeşitli öğelerden oluşur. Bu öğeler arasındaki köprü sağlıklı bir drama sürecinin işlerliği açısından oldukça önemlidir. Bu öğeler lider, çalışma mekanı, kullanılan araç-gereçler ve katılımcılar diğer adıyla oyun grubudur. Bu öğeler dramayı tiyatrodan keskin çizgilerle farklılaştıran öğelerdir. Literatürde tiyatronun öğelerine baktığımızda; sahne, oyuncu, seyirci, ışık, kostüm, makyaj, dekor ve aksesuar öğelerini görebiliriz.

2.4.1.1. Eğitici Drama Lideri

Dramanın öğretim yöntemi olarak hayata geçirilmesinde lider çok önemli bir yere sahiptir. Dramanın öğretici işlevi öğretmeni yöntem içinde lider konumuna getirmiştir. Öğretmen, eğitimde bir yöntem olarak dramanın kullanılmasında hedeflenen davranışların ve becerilerin belirlenmesinde, bu hedeflere ulaşmak için gerekli uygulamaların düzenlenmesinde ve uygulamalar içindeki tekniklerin seçilmesinde aktif olmalıdır. Bunun yanı sıra öğretmen, doğaçlama durumları ve ifadelerin sergilenmesinde teşvik edici ve grubun bütününün kendi potansiyellerini sergilemeleri için uygulamalara katılmalarında yönlendirici olmalıdır. Ayrıca sürecin değerlendirilmesinde denetleyici olabilmeli ve etkinliğin amacına ulaşmasında grubun önemli bir üyesi olarak yöntem içinde var olabilmelidir. Öğretmen drama uygulamaları esnasında öğrencilerin beklentilerini ve özelliklerini dikkate almalı, özgür ve güven verici bir ortam sağlayabilmelidir.

Eğitici drama lideri etkinliğin önemini ve amacını düşünerek, çalışmaya katılacak öğrencileri hedeflere göre isteklendirmesi gerekmektedir. Dramanın daha çok bir metnin canlandırılması (dramatizasyon), tiyatro gösterisi hazırlama, öğrencilerden konuşma yapmalarını isteme gibi bir etkinlik olarak algılandığı, giriş, geliştirme ve sonuç etkinliklerinin bir bütünlük içinde kullanılmadığı saptanmıştır. Bunun yanı sıra, bazı uygulamalar içinde dramanın yanlış kullanıldığı; soru-cevap, tartışma ya da araştırma inceleme etkinliklerinin drama ile ilişkilendirildiği gözlenmiştir. Bu durum; eğitim programlarını hazırlayanların drama ile ilgili olarak yeterli donanıma sahip olmadıklarını

36

işaret etmektedir (Aykaç ve Uluğbey, 2008). Ayrıca; bazı yöneticiler, öğretmenler ve veliler tarafından dramanın sadece oyun içeren bir etkinlik olarak görülmesi ya da sadece bir boş zaman etkinliği olarak değerlendirilmesi de eğitici drama da önemli bir sorun olarak karşımıza çıkar.

Eğitici drama liderinin, başka bir deyişle sınıf içinde öğretmenin; uygulamalar sırasında sınıf içerisinde üstlendikleri temel görevler bulunmaktadır. Bu görevleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

 Öğrencilerin drama kavramını anlamalarını sağlamak

 İçerik ya da durumu anlaşılır hale getirmek

 Uygulamalar içinde düşünmeleri için öğrencilere yeterli zamanı tanımak, bu arada gerekirse sınıf içinde dolaşarak yardım etmek

 Uygulamalar esnasında öğrencileri doğaçlama yapma konusunda teşvik etmek

 Öğrencilerin drama uygulamaları esnasında grup bilincine alışmasını, değer ve fikirleri geliştirebilmesini sağlamak, bir karakteri canlandırmak için benimsemesini, karakterin çeşitli durumlarını söz ve devinimlerle inceleyebilmesi için deneme olanağı sağlamak

 Öğrencilere ileriki dönemlerde kendi duygu ve düşüncelerini seçip, bunları drama ile şekillendirip sunarak yaşam deneyimlerini arttıracak cesareti vermek

 Öğrencilerin sözlü ve yazılı dil kullanım alanlarını genişletmek, etkili bir kullanımına ve gelişimine ilgi göstermek şeklinde sıralanabilir (Adıgüzel, 1993).

2.4.1.2. Çalışma Mekanı

Drama çalışmalarında mekan oluşturmak ya da var olan mekanlardan yararlanmak çalışmanın verimini olumlu yönde etkilediği söylenebilir; bu yüzden drama etkinliklerinin yapılacağı mekan birçok ayrıntıyı taşımalıdır. Drama etkinlikleri sınıf, okul bahçesi, huzur evleri, parklar, meydanlar, spor merkezleri, galeriler, tatil kampları, ormanlık alanlar, hastaneler, oyun alanları, caddeler, alışveriş merkezleri, festival, şenlik, panayır alanları, kütüphaneler, müzeler ve uygun bir salon gibi yapılacak etkinliklerin amaç ve kazanımlarına göre değişik mekanlarda çalışılabilir. Drama etkinlikleri çalışmanın hedefi

37

doğrultusunda açık ya da kapalı tüm alanlarda gerçekleştirilebilir. Drama çalışmalarının nerede yapılacağı yapılacak etkinliklere göre önceden planlanmalı ve planlanan mekan önceden hazır hale getirilmelidir. Eğitimde drama çalışmalarının da kendine özgü çalışma ortamları mevcuttur. Bu tür çalışma ortamlarının olması daha önceden saptanan eğitim hedeflerine ulaşmada drama lideri ya da öğretmene önemli kolaylıklar sağlayacaktır (Adıgüzel, 2007a).

Çalışma mekanı konusunda dikkate alınması gereken özellikler; drama etkinlikleri esnasında katılımcıların rahat hareket edebileceği güvenli bir ortam olması, zeminin ıslak ve kaygan olmamasına özen gösterilmesi, öğrencilerin fiziksel olarak zarar görmemesi için öğretmenin ortamı iyice kontrol etmesi olarak sıralanabilir. Drama uygulamalarının yapılacağı alan rahat, özgür ve huzurlu olmalıdır. Sivri ve gereksiz eşyalar etkinlik alanından uzaklaştırılarak mekan güvenli hale getirilmelidir. Drama etkinliklerinin yapılacağı mekan sınıf olacaksa buna uygun öz hazırlıkların yapılması gerekir. Sınıfın etkinlik öncesi lider öğretmen tarafından kontrol edilmesi, hazırlanması ve etkinliklere göre çeşitli araç ve gereçlerle takviye edilmesi önemlidir. Hazırlanan drama eğitim programına göre fiziksel şartlar engelleyici ise; sınıftaki sandalye, masa, dolap ve benzeri nesneler uygun bir yere alınarak çalışmalar için alan oluşturulabilir. Çalışma yapılan mekan içerisinde drama etkinlikleri sırasında yaşanabilecek olumsuzluklara karşı bir ilk yardım çantasının bulundurulması oldukça önemlidir. Tüm bu ön hazırlıklarda hedeflenen, katılımcıların rahatlıkla hareket edebilecekleri ve dikkatlerini drama çalışmalarına çekebilecekleri bir etkinlik alanının oluşturulmasıdır. Rahat ve baskısız bir ortamda drama uygulamalarına katılan katılımcılar yaşamlarının sınırlarını genişletme olanağına kavuşurlar (Mc Caslin, 1990).

Çok sayıda grup üyesinin bulunması, kapalı alanın hareket edebilirliğe yetersiz olması, katılımcıların rol arkadaşlarının etkinliklerde hareket ve davranışlarını rahatça görebilmelerinin sağlanması için drama lideri açık alanı tercih edebilir. Ancak açık alanda yapılan etkinliklerin grup dışı bireyler tarafından izlenmesi, istenmeyen müdahalelerin yapılması ya da grubun motivasyonunun bozulması gibi olumsuzlukları hesaba katarak bir düzenleme yapılması gerekir. Çok geniş mekanlar gruptaki katılımcıların dikkatlerini bozarak yapılan etkinlikler üzerinde yoğunlaşamamalarını sağlayabilir. Grubun geniş

38

mekana dağılması lider ya da öğretmenin verdiği yönergelerin anlaşılmasını engelleyebilir (Karadağ, 2005).

2.4.1.3. Kullanılan Araç – Gereçler

Drama etkinliklerinde herhangi bir araç-gereç kullanılması zorunlu değildir. Bununla birlikte drama çalışmalarında yapılan etkinliklerde hangi yaş grubunda olursa olsun uygun müzik kullanımı ve amaca uygun araç-gereçlerin etkili kullanılması çalışmanın başarısını arttırmada yardımcı olacaktır. Ayrıca araç-gereç kullanımı ile drama sürecinde motivasyonun uyandırılmasını ve canlı tutulmasını da sağlayacaktır (Bayram vd, 1999).

Araç – gereç olarak dramada her şey kullanılabilir, drama bu anlamda lidere ve katılımcılara çok geniş olanaklar sağlar. Görsel sanatlar ürünleri olan kara kalem, resim, fotoğraf, grafik tasarım ürünleri ve heykel vb. sanat eserleri drama çalışmalarının çok önemli malzemeleri olarak değerlendirilebilir. Bir resim, bir heykel, bir müzik parçası dahi drama çalışmalarının başlı başına konusu ve çıkış noktası olabilir. Bununla birlikte; afişler, gazete yazıları ve yazınsal türler, kartpostallar, renkli kağıtlar, kartonlar, kuklalar, renkli kalemler, boyalar, oyuncaklar, slayt ya da tepegöz, her türlü eşya ve giysi, takılar, süs eşyaları vb. drama çalışmalarında kullanılabilecek araç – gereçlerdir.

Dramada bir materyal ya da bir sanat eseri üzerinden doğaçlamalar yapılıp oyunlar kurgulanabildiği gibi, doğaçlamalar sonucunda da sanatsal bir çalışma ortaya konulabilir. Bunun yanı sıra kumaş parçaları, eski gazeteler, elbiseler, kırık oyuncaklar gibi çeşitli artık malzemeler kullanılabilir. kullanılacak araç ve gereçler kasların uyum içinde çalışmasına yardımcı olmalı, hareket özgürlüğünü kısıtlamamalı, paylaşma duygusunu desteklemelidir. Artık malzemelerden oluşturulan araç – gereçler bireylere hayal güçlerini, yaratıcılıklarını ve pratik düşünce becerilerini geliştirmelerinde yardımcı olur.

Katılımcılar eğitimde drama ortamında kullandıkları araç gereçlere başka anlamlar yükleyerek onları değişik bir gözle görüp farklı amaçlar için kullanabilirler (Adıgüzel,

39

2007a). Araç ve gereçlerin biçimleri değiştirilebilir ya da birkaç nesne bir arada farklı işlevler üstlenebilir. Örneğin, bir kalem katılımcının elinde uzay mekiği gibi algılanabilir

Benzer Belgeler