• Sonuç bulunamadı

2.1 DUYGUSAL ZEKA KAVRAMI

2.1.3 Duygusal Zeka Tanımı ve Tarihsel Gelişimi

Duygusal zekanın kökleri ile ilgili literatürde farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Perera’ya göre (2016: 229) duygusal zekanın tarihi insanlık tarihiyle başlasa da; aslen Darwin’in 1872 yılında ortaya koyduğu duygusal ifadelerin uyumsal işlevlerine dayanmaktadır.

Mustafayeva ve Ustun’a (2018: 667) göre ise duygusal zeka Aristotle ile başlamaktadır.

Genel olarak kabul gören dayanak noktası ise modern anlamda 1920 yılında E. L.

Thorndike tarafından ilk kez tanımlanan sosyal zeka kavramıdır (Tischler vd., 2002: 204;

Carmeli ve Josman, 2006: 404; Gürbüz ve Yüksel, 2008: 176; Deniz vd., 2013: 409; Sudak ve Zehir, 2013: 147; Gül, İnce ve Korkmaz, 2014: 32; İnce vd., 2015: 229; Tatar, Saltukoğlu, Tok ve Bender, 2016: 6; Balanescu, 2018: 21). Duygusal zekanın ortaya çıkışındaki teorik amaç, bireylerin günlük deneyimlerine karşı verdikleri duygusal tepkileri anlayabilmek ve kontrol edebilmektir (Macht, Nembhard ve Leicht, 2019: 57).

68 Kavramın gelişimi ise aslen insanların herhangi bir konu hakkındaki başarılarını ölçmek için kullanılan (ÖSS, IQ vb.) testlerden başarılı olmalarına rağmen birçoğunun gerçek hayatta başarısız olmalarının tespiti neticesinde olmuştur (Gürbüz ve Yüksel, 2008: 176;

Macht vd., 2019: 57). Bu bağlamda Thorndike’den sonra Moss ve Hunt 1927 yılında;

Vernon ise 1933 yılında yaptığı çalışmalarda sosyal zekayı tartışarak gelişmesine katkıda bulunmuşlardır (Carmeli ve Josman, 2006: 404). 1983 yılında ise Gardner’ın kişisel (içsel) zeka ve kişilerarası (sosyal) zeka olarak çalıştığı (Tischler vd., 2002: 204; Carmeli ve Josman, 2006: 404; Gürbüz ve Yüksel, 2008: 176; Şahin vd., 2011: 975; Alici ve Yılmaz, 2017: 72-73) çoklu zeka kuramı, duygusal zekanın oluşmasında rol oynayan bir diğer gelişmedir (Perera, 2016: 229). Gardner’ın bu kuramına göre kişisel zeka; kişinin duygularını ve kendi içsel psikolojik halini anlama, duygularını yönetebilme ve karşısındaki kişinin ihtiyaç ve amaçlarını karşılamaya yönelik davranış sergilemesini ve tüm bu konularda uzmanlaşmasını içerirken; kişilerarası zeka, empati, fedakarlık ve duygusal samimiyet gibi sosyal yeterlilikleri kapsamaktadır (Vandervoort, 2006 :4).

Kısaca, kişisel zeka kişinin kendi iç dünyasını bilme becerisi iken; kişilerarası zeka sosyal bir beceri olup (Sudak ve Zehir, 2013: 146) her ikisi de standart zeka kadar önemlidir (Gürbüz ve Yüksel, 2008: 176). Bir yıl sonra Steiner 1984 yılındaki çalışmasında Salovey ve Mayer’in 1990 yılında yapacakları, bilimsel anlamda ilk nitelikteki, duygusal zeka tanımına temel olacak biçimde, duygu literatürünü incelemiş; üç yıl sonra ise Payne 1986 yılında doktora tezinde duygusal zekadan bahsederek konunun gelişimine katkıda bulunmuştur (Carmeli ve Josman, 2006: 404). Duygusal zekayı ilk kez 1995 yılında Goleman “Duygusal Zeka: Neden IQ’dan Daha Önemlidir?” adlı kitabında ele alarak (Mustafayeva ve Ustun, 2018: 667) kuramsallaştırmış (Şahin vd., 2011: 975) ve çalışma ortamında performans ile ilişkilendirerek (Baba, 2017: 51), iş dünyasının ilgisini çekmiştir (İnce vd., 2015: 230; Mustafayeva ve Ustun, 2018: 667).

Thorndike’nin ortaya attığı sosyal zeka modeline göre insanların üçüncü kişilerin duygularını anlama ve algılama yeteneği, onların genel zekasından ayrı bir özellik olup;

sosyal zeka kapsamında yaptığı tanım duygusal zeka tanımına benzemektedir (Gürbüz ve Yüksel, 2008: 176). Thorndike, model kapsamında insanların zekasının mekanik, soyut ve sosyal olmak üzere üç boyutunun olduğunu ileri sürmektedir (Gürbüz ve Yüksel, 2008:

176). Thorndike duygusal zekayı, sosyal zeka teorisi kapsamında, insan ilişkilerinde

69 anlayabilme ve akıllı bir biçimde davranabilme becerisi olarak tanımlamış olsa da; 1990 yılında iki psikolog Jack Mayer ve Peter Salovey duygu ve zeka arasındaki ilişkiyi bularak duygusal zeka teorisini literatüre kazandırmış olup (Tischler vd., 2002: 204; O’Boyle, Humphrey, Pollack, Hawver ve Story, 2011: 789; Şahin vd. 2011: 975; Deniz vd., 2013:

409; Tokmak vd., 2013: 98; Özdemir ve Özkul, 2016: 1451; Perera, 2016: 229; Baba, 2017: 51; Göktaş Kulualp ve Erol, 2017: 121), duygusal zeka ile bilişsel zekanın farklı kavramlar olduklarını ilk kez ortaya koyan kişilerdir (Slaski ve Cartwright, 2002: 64;

Balanescu, 2018: 21).

Duygusal zeka ile ilgili sonraki çalışmaların bazılarında yetenek modeli ve karma model olarak iki ayrı yaklaşımın benimsendiği (Rosete ve Ciarrochi, 2005: 389; Tokmak vd., 2013: 98; Gül vd., 2014: 33; Özcan, Geçici ve Günlük, 2016: 289; Özdemir ve Özkul, 2016: 1451; Tatar vd., 2016: 6; Mustafayeva ve Ustun, 2018: 667) bazılarında ise konunun yetenek/beceri/klasik modeli ve (kişilik) özellik modeli olarak ele alındığı görülmektedir (Ngah vd., 2009: 103; Deniz vd., 2013: 410; Macht vd., 2019: 57). Tatar vd. (2016: 6) ile Macht vd. (2019: 57) çalışmalarında karma modelin, (kişilik) özellik modelinin bir versiyonu olduğunu ifade etmekte ve konu ile ilgili karışıklığa açıklık getirmektedir. Bu yüzden iki model arasında aşağıda belirtilen farklarda karma model ile kişilik modeli eş alınmalıdır. Bununla birlikte akademisyenler arasında hala duygusal zekanın bir kişilik özelliği mi yoksa bir beceri mi olduğu konusunda tartışmalar devam etmektedir (Carmeli ve Josman, 2006: 406).

Tablo 8. Duygusal Zekada Yetenek Modeli ve Karma Modeli Karşılaştırması

Yetenek Modeli Karma Model Çalışma

Duygusal zeka bir yetenek kümesidir

Duygusal zeka, duygu ve zekaya ek olarak motivasyon, kişilik

Bilişsel olmayan modeller ve yetenek bazlı modelleri içerecek şekilde, geleneksel kişilik

70 Duygusal zeka, bilişsel yeteneğin

ölçüsü ya da kablolu bir nörolojik sürece benzetilmektedir

Kişilik ve genel zeka unsurları ile ilişkilendirilen bir öğrenme bileşeni anlamına gelmekte ve yetenek modeline göre performans bağlamında daha fazla öngörülebilir niteliktedir

Macht vd., 2019: 57

Duygusal zekayı zekanın merkezi olarak ele almakta ve bu kavramı;

duyguları anlama, algılama, yönetme ve duygulara adapte olma şeklinde dört alt başlıkta incelemektedir

Duygusal zekayı kişisel karakteristik özellikler ile zihni yetenekleri birlikte ele almaktadır

Kaynak: Tablo yazar tarafından literatür derlenerek oluşturulmuştur.

Duygusal zeka kapsamında literatürde ele alınan modeller sonraki başlıklarda detaylıca incelenecek olup, her bir modelin Tablo 8 de farkları belirtilen yetenek/karma modellerinden hangisini kapsadığı ilgili bölümde ele alınacaktır.

Duygusal zeka hakkında literatürde hem konuyu ilk kez ortaya atanlar, hem konu ile ilgili model üretenler hem de konu hakkında kavramsal ve/veya ampirik çalışmalar yapan araştırmacılar tarafından farklı tanımlamalar yapılmıştır. Buna rağmen; Salovey ve Mayer’in 1990 yılında yapmış oldukları “kişinin kendi ve başkalarının duygularını denetleyebilme, aralarında ayırım yapabilme ile düşünce ve eylemlerinde süreç boyu elde ettiği bilgileri kullanabilme becerisi” tanımı (Salovey ve Mayer, 1990: 189; Carmeli ve Josman, 2006: 404; Sudak ve Zehir, 2013: 146; Tokmak vd., 2013: 98; Özdemir ve Özkul, 2016: 1451; Alici ve Yılmaz, 2017: 73; Göktaş Kulualp ve Erol, 2017: 121; Huang, Shi ve Liu, 2018: 749) en çok kabul gören tanımlar arasındadır (Rezvani, Khosravi ve Ashkanasy, 2018: 1035; Zhang, Wang, Zhu ve Kim, 2018: 96). Kısaca bu iki psikologa göre duygusal zeka kişinin kendi duygularını tanıma ve başkalarının duyguları ile empati kurma yeteneğidir (Kola ve Challapalli, 2019: 73, 74). Ayrıca Salovey ve Mayer’in tanımı duyguları ve zihni eşit olarak ele alan tek tanımdır (Lam ve Kirby, 2002: 134).

Duygusal zeka literatürüne katkı yapan bir diğer önemli isim olan Goleman’ın tanımına göre duygusal zeka, kişinin kendini motive edebilmesi ve hem kendi hem de başkalarının

71 duygularını etkili bir şekilde yönetebilmesi için kendisinin ve başkalarının duygularını tanımlayabilmesidir (Tischler vd., 2002: 204; Balanescu, 2018: 22; Zhang vd., 2018: 96).

Bunlar dışında duygusal zeka ile ilgili literatürde yapılan diğer tanımlamalara da bakmak yerinde olacaktır. Örneğin Yusoff vd.’ne göre duygusal zeka (2013: 3); bilişsel olmayan beceri ve yeterliliklerden meydana gelen bir çeşit sosyal zekadır. Slaski ve Cartwright’a göre ise (2003: 234) duygusal zeka; kendi ve başkalarının duygularını okuyabilme ve yönetebilmedir. Rezvani vd.’ne göre duygusal zeka (2018: 1035) benzer şekilde, kişinin kendisinin ve başkalarının duygularının farkında olup, anlayıp, onları yönetebilme becerisidir. Sadeghi, Kiani, Saeidi, Moghaddam, Ghodsi ve Hoseini’ye göre (2018: 6488) duygusal zeka; kişinin detaylı bir şekilde hem kendi duygularını anlaması hem de başkalarının duygusal durumlarını doğru bir şekilde yorumlamasıdır. Ngah vd.’ne göre ise duygusal zeka (2002: 103); duyguları uyarlanabilir bir şekilde kullanma becerisidir.

Duyguları etkin bir şekilde yönetebilme, duyguları etkili bir şekilde açıklayabilme, düşünceleri daha kolay kılmak için duyguları kullanabilme ve anlayabilme ile duyguları yönetebilme yetenekleri literatürde duygusal zeka tanımlamalarında üzerinde durulan unsurlardandır (Deniz vd., 2013: 409). Bununla birlikte tanımlamalarda farklılık olsa da ortak nokta öz-farkındalıktır (Slaski ve Cartwright, 2003: 235). Tüm bu tanımlar neticesinde duygusal zeka; duyguların etkin bir şekilde ifade edilmesini, diğerlerinin duygularının doğru bir şekilde analiz edilip, anlaşılması ve hem kendi hem de diğerlerinin duygularını arzu edilen sonuçlara ulaşabilmek için etkili bir şekilde yönlendirilmesi yeteneğidir denilebilir. Salovey ve Mayer (1990: 190) çalışmasında duygusal zekayı Şekil 2’deki gibi kavramsallaştırmıştır.

72 Şekil 2. Duygusal Zekanın Kavramsallaştırılması

Kaynak: Salovey ve Mayer (1990: 190)

Duygusal zekada insanların genellikle izlediği süreç Şekil 3’de verilmektedir. Şekilde de görüleceği üzere kişi öncelikle duygularının farkına varmakta, sonrasında bu duyguları arzu ettiği şekilde kullanmakta, kendi duygularını karşısındakine doğru bir şekilde aktarmakta ve nihayetinde duygularını içinde bulunduğu duruma bağlı olarak istediği şekilde yönetmektedir. İnsanlar sosyal bir varlık olduğu için sürekli olarak başka kişilerle iletişim halindedir. Duygusal zekasını kullanabilen insanlar da bu durumdan dolayı süreçteki adımları dönüşümsel olarak uygulamaktadır.

Duygusal Zeka

Duygunun Değerlendirilmesi ve İfade Edilmesi

Bireyin Kendisi

Sözlü

Sözlü olmayan Başkası

Söz olmayan Algı

Empati

Duyguların Düzenlenmesi

Kendisinde

Başkasında

Duygulardandan Faydalanma

Esnek Planlama

Yaratıcı Düşünme

Yönlendirilmiş İlgi

Motivasyon

73 Şekil 3. Duygusal Zeka Süreci

Kaynak: Caruso ve Salovey, 2007: 12