• Sonuç bulunamadı

2.1 DUYGUSAL ZEKA KAVRAMI

2.1.8 Duygusal Zeka ile İlgili Literatür Taraması

Son zamanlarda yapılan akademik çalışmalar duyguların çalışma yaşamındaki etkisini incelemeye yöneliktir (Gürbüz ve Yüksel, 2008: 174). Yaklaşık 10 sene önce nispeten daha yeni bir konu olarak sayılan duygusal zeka ise (Carmeli ve Josman, 2009: 412), özellikle örgütsel davranış ve insan kaynakları yönetimi gibi alanlarda dikkat çekerek;

(Lam ve Kirby, 2002: 133; Higgs, 2004: 443; O’Boyle vd., 2011: 788; Tokmak vd., 2013:

97; Gül vd., 2014: 32; Tatar vd., 2016: 6) üzerinde sıkça araştırma yapılmaya başlanmış bir olgu haline gelmiştir (Mustafayeva ve Ustun, 2018: 666). Duygusal zeka aynı zamanda popüler olması ile birlikte özellikle liderlik, performans, çalışma yaşamı, kariyer ve çatışma gibi kavramlar ile çalışılmaya da başlanmıştır (Sudak ve Zehir, 2013: 142). Bu çalışmada duygusal zeka kavramının, iş yeri mutluluğu ile akademik performans arasındaki olası ilişkide düzenleyicilik rolünün incelenmesi amaçlandığından, yapılan literatür taramasında iş yeri mutluluğu, performans ve akademik performansa odaklanılmıştır. Fakat ulusal ve uluslararası yazında iş yeri mutluluğu ve duygusal zekayı bir arada ele alan çalışmaya rastlanılamamıştır. Bununla birlikte bu bölümde öncelikle duygusal zeka ile performansı eğitim sektöründe ve/veya akademik ortamda ele alan ve aynı iki olguyu diğer sektörlerde araştıran çalışmalara değinilecektir.

Yapılan literatür taraması neticesinde duygusal zeka ile akademik performans arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalarda genellikle pozitif yönlü ilişkinin bulunduğu görülmektedir.

Örneğin Yusoff vd. (2014: 1-8) çalışmasında iş stresi, duygusal zeka ve performans arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamışlardır. Bu bağlamda Pakistan’daki biri kamu biri özel olmak üzere iki üniversitedeki toplam 65 akademisyenin oluşturduğu örneklem

94 üzerinde yapılan araştırma sonucunda duygusal zeka ve iş performansı arasında pozitif ve anlamlı ilişki bulunmuştur. Ngah vd.’nin (2009: 103-112) akademisyenlere uyguladığı çalışmasında duygusal zekanın iş tutumu ve performans ile pozitif yönlü ilişkili olduğu belirlenmiştir. Benzer şekilde Marembo vd.’nin (2018: 407-410) çalışmasında kariyerinin başında olan akademisyenlerde duygusal zekanın iş performansına etkisi incelenmiştir.

Güney Afrika Üniversitesi’nden 220 katılımcının yer aldığı çalışma neticesinde duygusal zekası yüksek olanların diğerleri ile daha iyi ilişkiler kurduğu, değişen çevre koşullarına daha proaktif bir şekilde uyum sağladığı ve daha yüksek performans gösterdiği saptanmıştır. Tüm bu görgül çalışmalara ek olarak ise Perera (2016: 227-249) çalışmasında özellik bazlı duygusal zeka ile akademik başarı arasındaki ilişkiyi kavramsal çerçevede açıklamaya çalışmıştır.

Akademisyenler dışında yine eğitim sektöründe aynı ilişkiyi inceleyen çalışmalara da rastlanılmıştır. Örneğin; Macht vd. (2019: 57-63) çalışmalarında duygusal zeka ile takım performansı arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamışlardır. Regresyon modellerinin geliştirilerek, mühendis adayı 294 öğrencinin 185 takıma bölündüğü çalışma neticesinde, kişilerarası ilişki ve genel ruh hali bileşenleri dışında takım performansının duygusal zeka tarafından anlamlı bir şekilde açıklandığı sonucuna varılmıştır. Kola ve Challapalli’nin (2019: 73-78) çalışmasında ise Hindistan’daki otonom mühendislik okullarındaki 73 öğretmenle yapılan çalışmada amaç duygusal zeka, ahlaki ideoloji, iş performansı ve çalışan katılımı arasındaki ilişkiyi incelemek olarak belirlenmiştir. Çalışma neticesinde ilgili olgular arasında pozitif ilişkinin varlığı tespit edilmiştir. Mohamad ve Hanafi (2018:

558-567) çalışmalarında duygusal zekanın öğrencilerin akademik performansı üzerindeki etkisini incelemeyi amaçlamışlardır. Malezya, Çin ve Hindistan gibi farklı milletlere bağlı 211 öğrencinin katıldığı araştırma neticesinde duygusal zekası yüksek öğrencilerin akademik performansının da yüksek olduğu sonucuna varılmıştır. Latif vd. (2017: 333-351) çalışmasında lise öğretmenlerinin duygusal zeka düzeyleri ile performansları arasındaki ilişkiyi incelemiş ve 210 kadın öğretmen ile yapılan araştırma neticesinde duygusal zekanın, performansı zayıf da olsa, olumlu yönde etkilediği ve yüksek duygusal zekaya sahip öğretmenlerin, düşük olanlara göre iş tatmin düzeylerinin daha yüksek olduğu ve ilgili öğretmenlerden mezun olan öğrencilerin daha yüksek notlar aldığı izlenmiştir.

95 Eğitim sektörü dışında duygusal zeka ile performans arasındaki ilişkiyi başka sektörlerde de inceleyen çalışmalara rastlanılmıştır. Fakat burada değinilmesi gereken bir konu bulunmaktadır. Her ne kadar birçok teorist duygusal zekanın performans üzerinde etkisinin olduğunu savunsa da bu konu hakkında yapılan görgül çalışmalarda farklı sonuçlar ortaya çıkmış olup; bunun sebepleri; genel zihinsel beceri ve kişiliği kontrol edememe, performansın birçok alt boyutunun olmasından dolayı ilişkinin kapsamının belirlenememesi ve bunun demografik özelliklere göre farklılaşabileceği gerçeğidir (Rode, Mooney, Arthaud-day, Near, Baldwin, Rubin ve Bommer, 2007: 400). Örneğin;

Tischer vd. (2002: 203-218) çalışmasında duygusal zeka, maneviyat ve iş yeri performansı arasındaki ilişkiyi teorik açıdan incelemiş olup, duygusal zekanın iş yerindeki tinsellik ve etkinliğe nasıl faydası olabileceğini çeşitli teorik modeller yardımı ile açıklamaya çalışmışlardır. Rezvani vd. (2018: 1034-1046) ise çalışmasında duygusal zeka, güven ve performans arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla 89 proje takımından toplamda 408 kişi ile yaptığı araştırma neticesinde duygusal zekanın güven ve performans ile pozitif yönlü ilişkili olduğunu bulmuşlardır. Muchhal ve Solkhe (2017: 18-21) çalışmasında, imalat sektöründe duygusal zeka ile performans arasındaki ilişkiyi incelemiş ve pozitif yönlü ilişki bulmuşlardır. Langhorn’un (2004: 220-230) çalışmasında duygusal zeka ve performans arasındaki ilişkiyi belirlemek için Birleşik Krallık’taki restoranların genel müdürleri ile bir araştırma yapılmış ve 100 yönetici ile yapılan çalışma neticesinde pozitif yönlü bir ilişki bulunmuştur. Slaski ve Cartwright’ın (2002: 63-68) 224 perakende yöneticisi ile gerçekleştirdiği çalışmada sağlık, performans ve duygusal zeka olguları arasındaki ilişki incelenmiş ve çalışma sonucunda yüksek duygusal zekaya sahip olanların daha sağlık ve yüksek seviyede refaha sahip olup, daha yüksek performans sergilediği görülmüştür. Rode vd. (2007: 399-421)’in yetenek bazlı duygusal zekanın bireysel performans üzerindeki etkisini incelediği çalışmasında işletme lisans öğrencileri ile yapılan anket neticesinde duygusal zekanın bireysel performans üzerinde doğrudan etkisi yerine dolaylı etkisi olduğu ve yüksek performans için sadece duygusal zekaya sahip olmasının yeterli olmayıp, aynı zamanda bu zekayı kullanacak motivasyona da ihtiyaç duyduklarını belirtmiştir. Carmeli ve Josman’ın (2006: 403-419) İsrail’de 215 işgören ile gerçekleştirilen çalışmasında işgörenlerin duygusal zeka, görev performansı ve örgütsel vatandaşlık davranışları arasında pozitif ilişki bulunmuştur. Davar ve Singh (2014:

722-96 733) çalışmasında ise Hindistan’daki bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren işgörenlerde duygusal zekanın iş performansı üzerindeki etkisini incelemiştir.

Çalışma sonucunda her iki sektördeki işgörenlerin duygusal zeka düzeylerinin performansı açıklayıcı konumda olduğu tespit edilmiştir. İnce vd.’nin (2015: 226-245) çalışmasında hastanedeki işgörenlerin duygusal zeka ile performans arasındaki ilişki incelenmiştir. Toros Devlet Hastanesinde farklı pozisyonda toplamda 122 işgören ile yapılan çalışma neticesinde iki olgu arasında pozitif ve güçlü bir ilişki bulunmuştur. Higgs (2004: 442-454) çalışmasında Birleşik Krallık’taki çağrı merkezlerinde görev yapan işgörenlerde duygusal zeka ve performans arasındaki ilişki incelenmiş ve yine güçlü bir ilişki bulunmuştur. O’Boyle vd.’nin (2011: 788-818) çalışmasında ise duygusal zeka ve performans arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalar meta analiz yoluyla ele alınmıştır.

İncelenen çalışmalarda genellikle iki kavram arasında zayıf da olsa pozitif yönlü ve anlamlı ilişki bulunduğu belirtilmektedir. Ayrıca, Lam ve Kirby (2000: 133-143) çalışmalarında duygusal zekanın bireysel performans üzerinde genel (bilişsel) zekaya göre daha üstün bir konumda olup olmadığını araştırmışlardır. Çalışma neticesinde; duygusal zeka ile alt boyutlarından duygusal algı ve duygusal nizamın bireysel performans üzerinde bilişsel zekaya göre daha açıklayıcı konumda olduğu tespit edilmiştir. Görüldüğü üzere, akademik performansta olduğu gibi diğer sektörlerde yapılan çalışmalar neticesinde de duygusal zekanın genel olarak performansı arttırdığı görülmektedir. Bununla birlikte Gürbüz ve Yüksel (2008: 174-190) çalışmalarında duygusal zekanın, performans, iş tatmini, örgütsel vatandaşlık ve demografik özelliklerle olan ilişkisini incelemeyi amaçlamışlardır. Bu bağlamda İstanbul’da çeşitli sektörlerde toplamda 494 işgören nezdinde yapılan çalışma neticesinde duygusal zeka ile iş performansı, iş tatmini ve örgütsel vatandaşlık arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Çalışmada literatürün aksi yönünde duygusal zeka ve iş performansı arasında bir ilişki bulunamamasının sebebi olarak, duygusal zekanın işgörenler, performansın ise yöneticiler tarafından doldurulmuş olması öne sürülmektedir.