• Sonuç bulunamadı

III. BÖLÜM

7. TARTIŞMA

7.12 Duygusal Zekâ

Araştırma kapsamında zorbalık davranışları gösteren çocukların, duygusal zekâ ölçeğinin alt boyutlarından ve ölçeğin tamamından aldıkları puanları, ölçekten alınabilecek maksimum puanlarla karşılaştırılmıştır. Çocukların duygusal zekâ becerileri ve düzeyleri, bu karşılaştırmalardan elde edilen sonuçlardan hareketle yorumlanmıştır.

Zorbalık davranışları gösteren çocukların, Sullivan Çocuklar İçin Kısa Empati Ölçeği’nden aldıkları toplam puanlar incelendiğinde ise, çocukların maksimum puana yakın puanlar aldıkları görülmektedir. Bu durum ise zorbalık davranışları gösteren çocukların empati kurma konusunda problem yaşamadıkları şeklinde yorumlanabilir. Buna ek olarak bu gruptaki çocukların Sullivan Çocuklar İçin Duygusal Zekâ Ölçeği’nin alt boyutlarından olan Yüzler ve Hikâyeler testinden aldıkları puanlar incelendiğinde, çocukların maksimum puana yakın puanlar aldıkları görülmektedir. Bu durum, zorbalık davranışları gösteren çocukların yüzlerden, durumlardan ve hikâyelerden duyguları tanımak ve anlamlandırmak konusunda herhangi bir problem yaşamadıkları biçiminde değerlendirilebilir. Bununla birlikte bu gruptaki çocukların, Sullivan Çocuklar İçin Duygusal Zekâ Ölçeği’nin diğer alt boyutları olan Anlama ve Yönetme testinden aldıkları puanların ise, ölçekten alınabilecek maksimum puandan uzak olduğu belirlenmiştir. Bu durum zorbalık davranışları gösteren çocukların karmaşık duygusal durumları anlama ve duygularını yönetme konusunda problem

yaşadıkları biçiminde yorumlanabilir. Bu sonuca benzer olarak Elmacı (2007) duyguları yönetme ve duygusal farkındalık becerilerinin şiddet eğilimi ile olan ilişkilerini incelediği çalışmasında, bu beceriler ile şiddet eğilimi arasında negatif yönde bir ilişki olduğu sonucuna varmıştır. Buna göre duyguları yönetme ve duygusal farkındalık arttıkça şiddet eğilimi azalmaktadır. Bir diğer çalışmada ise Belacchi ve Farina (2010) erken çocukluk döneminde yaptıkları çalışmada duyguları anlama ve kavrama becerisi ile çocukların sergilediği prososyal davranışlar arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Bu sonucu doğrulayıcı benzer bir çalışma ise Önder ve Yıldırım (2017) tarafından yapılmıştır. Bu araştırmada ortaöğretim öğrencilerinin zorbalık davranışları duygusal zekâ açısından incelenmiş, duygusal zekâya ait olan kişilerarası beceriler, uyum, stres yönetimi ve genel ruh hali alt boyutları ile zorbalık arasında negatif yönlü bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Buna göre öğrencilerin bu becerileri geliştikçe zorba olma olasılıkları azalmaktadır. Bu çalışmada ifade edilen stres yönetimi ve kişilerarası beceriler alt boyutları, bu araştırmada kullanılan ölçme aracı yoluyla ölçülen karmaşık duygusal durumları anlama ve duyguları yönetme becerilerini de içermektedir. Ayrıca çalışmada yapılan regresyon analizi sonucunda, stres yönetiminin bir başka deyişle duyguları yönetmenin, zorbalığın en yüksek yordayıcısı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Buna göre diğer duygusal zekâ becerileri ile karşılaştırıldığında; duyguları yönetme becerisi, zorbalık üzerinde doğrudan etkisi en fazla olan beceridir. Ayrıca Garner ve Hinton (2010) tarafından yapılan çalışmada da bir çocuğun zobalık davranışları göstermesinin en büyük yordayıcısının, duyguları düzenleme becerisindeki eksiklik olduğu ifade edilmektedir. Araştırmasında problem davranışlar ile duygusal zekâ arasında negatif yönde bir ilişki olduğunu ortaya koyan Siu (2009), duyguları yönetmenin de bütün problem davranış türleriyle negatif yönde ilişkili olduğunu belirtmektedir. Downey vd. (2010), Esturgo-Deu ve Sala-Roca (2010), Lomas vd. (2012) ve Schokman vd. (2014) tarafından yapılan çalışmalarda da, duyguları anlama ve duyguları yönetme becerileri ile benzer sonuçlara ulaşılması araştırma sonuçlarının alanyazındaki çalışmalarla aynı doğrultuda olduğunu göstermektedir.

Zorbalık davranışları gösteren çocukların, Sullivan Çocuklar İçin Duygusal Zekâ Ölçeği’nden aldıkları toplam puanlar ise, Anlama ve Yönetme testinden aldıkları puanlara benzer biçimde, ölçekten alınabilecek maksimum puandan uzaktır. Benzer

biçimde aynı çocukların Sullivan Öğretmenler İçin Çocukların Duygusal Zekâsını Derecelendirme Ölçeği’nden aldıkları puanlarının da ölçekten alınabilecek maksimum puana uzak puanlar olduğu görülmektedir. Buna göre, hem çocuklar üzerinde yapılan ölçümlere hem de öğretmen değerlendirmelerine göre, zorbalık davranışları gösteren çocukların duygusal zekâları akranlarına göre daha düşüktür. Bu sonuçlara benzer biçimde Liau, Liau, Teoh ve Liau, (2003) ve Hafızoğlu (2007) tarafından duygusal zekâ ile davranış problemleri arasındaki ilişkinin incelendiği çalışmalarda, duygusal zekânın içselleştirilmiş ve dışsallaştırılmış problem davranışlarla ilişkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Buna göre düşük düzeyde duygusal zekâ; yüksek düzeyde stres, depresyon ve bedensel şikâyetler gibi içselleştirilmiş problem davranışlarla ve ayrıca yüksek düzeyde saldırganlık ve kurallara uymama gibi dışsallaştırılmış davranış problemleri ile bağlantılıdır. Esturgo-Deu ve Sala-Roca (2010) yıkıcı davranışlar ile duygusal zekâ arasındaki ilişkiyi inceledikleri çalışmalarında ortaya çıkan bir diğer sonuç ise yıkıcı davranışlar gösteren çocukların duygusal zekâlarının düşük olduğudur. Baltacı ve Demir (2012) ve Tetik, Ökmen ve Bal (2014) tarafından öğretmen adayları üzerinde yapılan çalışmalarda ise duygusal zekânın öfke ifade tarzları üzerinde belirleyici etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Buna göre duygusal zekâ becerileri yüksek olan bireylerin öfkelerini içe atmadıkları, dışa yöneltmedikleri ve öfke denetimi konusunda daha iyi oldukları belirtilmiştir. Duygusal zekanın duyguları tanıma ve ifade etme, duyguları anlama ve duygusal bilgiden yararlanma, duyguları yönetme ve empati gibi becerilerden oluşan, kısaca duyguların bilgece kullanımını ifade eden bir beceriler bütünü olduğu düşünüldüğünde, ortaya çıkan bu sonucun önemi büyüktür. Çocukların ayrı ayrı duygusal zekâ becerilerinden aldıkları puanlara göre, çocukların duyguları tanıma ve empati gibi becerilerde problem yaşamadıkları görülmektedir. Ancak çocukların duygusal zekâ puanlarını düşüren becerilerin, duyguları yönetme ve duyguları anlama becerileri olduğu görülmektedir. Bu noktada duygularını yönetmede problem yaşayan ve akranlarının duygularını anlamakta zorlanan çocukların, akran ilişkilerinde problemler yaşaması, bu araştırmada elde edilen sonuçlara da paralel biçimde beklendik bir sonuç olarak değerlendirilebilir. Bu noktada Denham vd. (2002) tarafından duyguları anlama ve saldırganlık üzerine gerçekleştirilen çalışmada da benzer şekilde çocukların 3 ve 4 yaşlarında duyguları anlama becerisinde yaşadıkları eksikliğin, sonrasında saldırganlığın bir nedeni olduğu belirtilmektedir. Ayrıca Zganec ve Hanzec (2014)

tarafından erken çocukluk döneminde duyguları anlama, düzenleme ve saldırganlık arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmada da benzer biçimde duyguları anlama ve duyguları düzenleme becerilerinde daha iyi olan çocukların, daha düşük düzeyde saldırganlık sergiledikleri ifade edilmektedir. Genel olarak alanyazında doğrudan duygusal zekâ ve zorbalık arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmaların sayısı az olsa da istismar, problem davranış, yıkıcılık, saldırganlık, şiddet eğilimi, öfke ve anti-sosyal davranış gibi zorbalık ile birlikte değerlendirilebilecek/ele alınabilecek davranışlar ile duygusal zekâ arasında negatif yönde ilişkiler tespit edildiği görülmektedir (Liau vd., 2003; Winters vd., 2004; Petrides vd., 2006; Santesso vd., 2006; Hafızoğlu, 2007; Mavroveli vd., 2008;Mansfield vd., 2009; Mavroveli vd., 2009;Oluyinka, 2009; Mavrovelli ve Sanchez-Ruiz, 2011; Baltacı ve Demir, 2012; Kokkinos ve Kipritsi, 2012; Castillo, 2013; Kaynak, 2013; Baroncelli ve Cuicci 2014; Garcia-Sancho vd., 2014; Tetik vd., 2014; Casas vd, 2015). Alanyazında doğrudan okulöncesi dönemdeki çocuklar için, duygusal zekâ özellikleri ile zorbalık arasındaki ilişkiyi ortaya koyan herhangi bir çalışmaya rastlanmamış olmakla birlikte, bu çalışmada elde edilen sonuçların, farklı yaş grupları ile yapılan çalışmalarda sunulan sonuçlarla benzerlikler gösterdiği görülmektedir.