• Sonuç bulunamadı

4. “SIFIR BİR” DİZİSİ ÖRNEĞİ

DİJİTAL PLATFORMLARDA DİZİ ÜRETİM VE DAĞITIMIN OLANAK VE SINIRLILIKLARI: “SIFIR BİR: BİR ZAMANLAR

4. “SIFIR BİR” DİZİSİ ÖRNEĞİ

Araştırmanın yapıldığı sırada 5.sezon bölümleri yayında olan dizi 6. Sezon onayını da almış bulunmaktadır. Dizi özellikle konusuyla ve gerçekçi anlatım diliyle dikkat çekmektedir.

Türkiye'nin gerçekçi dizisi olarak dikkati çeken Sıfır Bir “Bir Zamanlar Adana’da da bir getto olan Hürriyet mahallesinde uyuşturucu, kadın ticareti ve mahalleye sırtını dönenlere karşı mücadele eden Savaş, Cio, Özgür’dür. Bu üçlünün en yakın arkadaşları ise dizide öne çıkan diğer karakterler olan Sarsılmaz ve Anafor'dur. Bu üç yakın arkadaşın, bir de yeri geldiğinde kendilerine yardım eden, onlarla suç ortaklığı yapan akrabaları ve arkadaşları vardır. Ama temel kadro çoğunlukla bu üç kişidir.

Türkiye'de işsizlik oranının yüksek olduğu şehirlerden Adana'nın Hürriyet Mahallesi gibi bir yerinde büyüyen bu çocuklar bir şekilde yasadışı işlere bulaşırlar. Hırsızlık, gasp, yaralama gibi suçlardan farklı zamanlarda cezaevine girip çıkan bu arkadaş grubunun yaşadığı mahallede yasadışı işlerle geçimini sağlayan birçok grup bulunmaktadır. Tabi ki bunların aralarında bir güç dengesi vardır. Dizide grafiti, rap ve sokak kültürü ağırlıklı olarak hissedilmektedir. (Kırık, Çelebioğlu, 2019, ss.531)

Dizinin yönetmeni Kadri Beran Taşkın, dizinin fikir aşamasının 7-8 sene öncesinden itibaren oluşmaya başladığını belirterek, yaşadığı çevrenin, 15 yaşından itibaren izlediği dizilerin ve filmlerin ve hatta dinlediği Rap müziğinin bu fikre etkisi olduğunu belirtmektedir. Bu uzun olgunlaşma sürecinin ardından girişimlerde bulunarak yayın hayatına hazırlanan yapım ilk yayınını YouTube’ta gerçekleştirmiştir.

4.1 Sıfır Bir Dizisinin Ücretsiz Yayın Platformu YouTube Süreci 4.1.1 Bir Yayın Platformu Olarak YouTube

Sosyal ağ olarak öncelikle video paylaşım sitesi olarak kurulan YouTube, kullanıcılarına kendi kanallarını açarak video paylaşma olanağı sunmuş ve kullanıcı türevli içerik üretimini oldukça arttırarak internet televizyonculuğunun yaygınlaşmasında önemli bir paya sahip olmuştur.

Sosyal ağlar içerisinde video paylaşımı alanında ise YouTube belirgin biçimde öne çıkmaktadır.

Youtube bir video paylaşım sitesidir. Herkesin kendine bir kanal açabildiği ve site yönetiminin izin verdiği videoları paylaşarak, kendine bir kitle oluşturabildiği bir sitedir. (Koyuncu, 2017, ss.323)

Kullanıcılarını üretici konumuna getiren YouTube, önemli bir olanak olarak sunulan özelliği ile üretilen bu videolar olmadan var olamayacağı açıktır. Kullanıcılarının ödenmemiş emeği üzerinden üretilen içeriğe aldığı reklamlarla elde ettiği gelirle varlığını sürdürür. Fuchs’un Google’ın kullanıcılarını nasıl sömürdüğü ile ilgili yaptığı analizin YouTube için de geçerli olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Yine Fuchs’a göre kullanıcısı her ne kadar üreten tüketici gibi videolarıyla platformda var oluyorsa da daha çok tüketicidir aslında.

Kullanıcılarının, online video yayınları yapabildikleri ve paylaşabildikleri ve birbirleriyle kolayca etkileşime geçebildikleri dijital televizyon formunun yeni hali. Fakat çoğu kullanıcı, Youtube izleyicisi ve tüketicisidirler, üreten tüketici değildirler. Kullanıcılar, bazı zamanlarda, ama her zaman değil, içeriği kendileri üretirler. ( Akt. Aydoğan, Fuchs, 2017, ss.1)

Fuchs, Youtube’ın medya üretimi ve dağıtımı için kullanıcıların katılımının seviyelerini açıklarken Jenkins’e başvurur. Bahsi geçen seviyeler incelendiğinde tüm sürecin kullanıcılarla ilerlediği ve onların katılımı olmadan gerçekleşemeyeceği anlaşılır.

10 Jenkins YouTube’un “tabana dayalı medyanın üretimi ve dağıtımı için” bir site olduğunu ve YouTube’ta “katılımın üç belirgin seviyede meydana geldiğini –bunlar üretim, seçme ve dağıtımdır-“

öne sürer. (Akt. Fuchs ; Jenkins 2008, ss.275)

Katılımcılarına sağladığı ‘olanakların’, sömürü sisteminin nedeni olduğu analizlerine ve araştırmalarına rağmen yaygınlığı ve içerik üretimi sürekli olarak artan YouTube, daha fazla insana erişim isteyen dünya liderlerinin ve etki alanını genişletmek isteyen siyasetin de en sık başvurduğu yayın kanalı haline gelmiştir.

Birkaç kısıtlayıcı düzenlemeyle herkes YouTube’da video paylaşabilir. Kullanıcı izlemek istediği videoyu seçer ve çok geniş bir olasılıklar listesi üzerine yorumda bulunur. YouTube’da özgür ifadeye baskı uygulanabilir tabi, özellikle de telif hakkı ihlalleri hukuksal tehditle karşılaşır ve kriz durumlarında hükümetler siyasi içeriği sansürler. Ne var ki YouTube o kadar yaygındır ki İngiltere Kraliçesi 2007 Noel tebriğini buradan yayınlamayı seçmiştir. ABD’de 2008’de başkan adaylarının televizyon tartışmaları ve İspanya parlamento seçimleri de YouTube’da eş zamanlı yayınlanmış, etkileşim kuran yurttaşların video yayınlarıyla desteklenmiştir. (Castells, 2016, ss.104)

Ödenmemiş içerik üretimi emeği bir yana yoğun etkileşim alan üretimlere katkısı söz konusu olmayan durum ‘Sıfır Bir’ dizisi için de geçerlidir. Dizinin Yönetmeni Taşkın, YouTube’tan bekledikleri desteği (küçük bir teknik destek dışında) alamadıklarını “YouTube bize evinden yayın yapan 12 yaşında bir çocuktan farklı imkanlar sağlamadı” ifadesiyle söylerken, yoğun etkileşim için aldıkları plaketi gülümseyerek anlatmaktadır.

4.1.2 Sıfır Bir Dizisinin Ücretsiz Yayın Platformu YouTube’da Yayınlanma Kararı

‘Sıfır Bir’ dizisinin yayın hayatına YouTube’ta başlaması, tüm bu yaygınlığı ve etkililiği düşünüldüğünde isabetli bir adım olarak görülmektedir. Yönetmen Taşkın, dizinin ilk olarak yayın hayatına başlamasına nasıl karar verildiğini açıklamaktadır:

“O dönemlerde Netflix vb. gibi şeyler yaygın değildi. Daha sonraları Youtube’da yayınlanan internet dizilerinden haberimiz oldu. “Yolunda A.Ş”, “”Bir Kezban Bir Mahmut” gibi dizilerin maddi olarak karşılık bulabildiğini; yeterince kitle toplarsa sinema filmine bile dönüşebileceği fikri beynimizde bir ışık yaktı o dönemlerde. Daha sonra fikrimize yatırım yapacak ve bize bu dünyada olup bitenleri anlatabilecek insanlarla bir araya geldiğimizde doğru bileşenlerin bir araya geldiğini anladık ve 6 günde 1. sezon 1. bölümü çektik. Kurgusu yaklaşık 2 ay sürdü. Bitirdikten sonra çevremizde fikrine güvendiğimiz insanlara da seyrettirip olumlu dönüşler alınca, bunu bir dizi olarak sürdürmeye karar verdik.”

Dizi olarak sürdürme kararının ardından projenin baştan itibaren televizyona alternatif olması yönündeki tutumlarını devam ettirdiklerini söyleyen Taşkın, çalışmanın TV’de yeri olmayacağını bilerek yola çıktıklarını belirtmektedir. Taşkın, “Klip yönetmenliği yaptığım dönemlerde de hep YouTube üzerinden yayın yapma fırsatı olan rap müzik sanatçıları ile çalışıyordum. Dolayısı ile zaten internet yayıncılığı zihniyeti ile geliştirdim kendimi” diyerek YouTube tercihine de açıklık getirmektedir.

Dizinin ikinci sezonundan itibaren diziye Cio’nun annesi rolüyle katılarak toplamda üç sezon 11 bölüm dizide yer alan, Adana Devlet Tiyatrosu Sanatçısı oyuncu Burçin Börü dizinin YouTube’ta yayınlanmasının diziye katılma kararını olumlu ya da olumsuz etkilemediğini belirtirken asıl etkinin senaryoda olduğu anlatarak; rolüyle ilgili değerlendirmesini şöyle açıklamıştır:

“Olumlu karar vermem kolay olmadı. Şiddetin, kanın, argonun hakim olduğu bir senaryoydu. İlk sezonu bir kaç defa izledim (ben 2.sezon diziye dahil oldum). Dizinin içinde göz göre göre kaybolmuş yaşamları görmek beni oldukça etkiledi. Bazen bazı şeyleri bütün gerçekliğiyle göstermek istersiniz;

farkındalık yaratabilmek için. İşte olumlu düşünmemin nedeni budur. Cio’nun annesi rolündeydim. Dizi gençlerin mahallelerinde kendi çetelerini oluşturup uyuşturucu ve fuhuşa karşı yasadışı yollardan mücadelelerini anlatıyor. Cio’nun annesi bu yasadışı oluşumun içinde oğlunun ve arkadaşlarının olmasını istemiyor. Erkek egemen bir dizi olduğu için Cio’nun annesi karakteri bana göre derinlemesine işlenememiştir. Öyle ki oynadığım karakterin adı bile yok sadece ‘Cio’nun annesi"

4.1.3 Finansman Sorunları

Televizyona alternatif bir üretim modeli olarak gelişen internet televizyonculuğu için -özellikle YouTube gibi ücretsiz dijital platformlarda yayınlanmak üzere- üretilen diziler önüne gelen en önemli problem kuşkusuz finansman problemidir. ‘Sıfır Bir’ dizisi için de aynı durum söz konusudur.

İlk sezonun finansmanını kendilerinin sağlamaya çalıştığını belirten Taşkın, “Ekipman konusunda, tabii ki bazı ekipmanları, teknik destekleri, aksesuarları, bütçemiz doğrultusunda alabildik ya da kiralayabildik” diyerek durumu açıklar. Dizinin gördüğü ilgi üzerine 2. sezon için kendileriyle irtibata geçen İstanbul’dan bir yapım şirketi aracılığıyla aldıkları teknik destekle dizinin görüntü ve yapım kalitesinin oldukça yükseldiğini belirtmektedir.

Oyuncu seçimi ve cast oluşturma aşamasında finansman sorunlarını nasıl aştıklarını şöyle açıklamaktadır: “No-name isimlerle çalıştık, bunu bilinçli olarak yaptık zaten. Kendi cast çalışmamızı yürüttük, bazı özel roller için tiyatro/oyunculuk deneyimi olan yakınlarımızdan yardım istedik.”

Tüm bu problemleri aşarak yayın hayatına YouTube’ ta başlayan dizi beklenenin üzerinde ilgi görerek önemli bir başarı ortaya koymuş ve ücretli yayın yapan internet televizyon platformlarının dikkatini çekerek harekete geçirmiştir.

4.2 Sıfır Bir Dizisinin BluTv’ye Geçiş Süreci

Dizi ile ilgili geçiş görüşmelerini bir ajans aracılığıyla yürüten ekip ortaya konan başarının ardından gelen teklifler arasından BluTv’yi seçmiştir. Dizinin aslının korunması, senaryoyla ilgili dokunulmazlık gibi bazı şartların yerine getirilmesinin ardından anlaşma sağlanmıştır.

Yönetmen Taşkın, dizinin yakaladığı başarıyı birçok sebebe bağlarken, bunlar arasında en çok plana çıkan unsurun dizinin anlatı yapısının daha önce izlenen sinema filmlerine ve dizilere benzememesi olarak gösterir:

“İnsanların empati kurabilecekleri bir çok alan vardı. Fakir çocukların hikayesini sansürsüz bir şekilde anlatıyordu; üstelik izledikleri TV yapımlarına ve hatta sinema filmlerine benzemeyen bir ritm ve anlatı yapısı vardı SıfırBir'in. Bunun dışında o dönemlerde sosyal medyada da Adana şehrine bir ilgi vardı zaten. Bunun bir çok nedeni var, sosyolojik tarafları var, sosyal medya kullanımının, ülkedeki sosyo-kültürel durumun, bir çok şeyin etkisi vardır buna diye düşünüyorum.”

Börü dizinin başarısını yönetmen Taşkın’ın düşüncelerine benzer bir biçimde ‘samimi, gerçek, yalansız dolansız ve reyting kaygısı olmadan çekilmesine’ bağlamaktadır.

YouTube sürecinin ardından gelen teklifler ve içeriği hakkında, görüşmeleri kendisi yapmadığı için çok bilgi sahibi olmadığı söyleyen Taşkın, BluTv’ye geçişle birlikte teknik ve senaryo içeriğiyle ilgili önemli bir değişim yaşanmadığının altını çizer. Geçiş sırasında önemsedikleri ana konunun maddiyat olmadığını açıklayarak “İçeriğimizin çizgisine dokunmamaları şartı bizim için öncelikliydi.

Sağ olsunlar o konuda bizi serbest bıraktılar” diyerek asıl şartlarının ne olduğundan bahseder.

BluTv’nin dizinin hikayesi, anlatı çizgisi ile ilgili yapılan istişarelerde kendilerini serbest bıraktığını söyleyen Taşkın bunun nedeni olarak ispatlanmış başarıyı gösterir. Bu başarı beraberinde projeye olan güveni de getirmektedir.

İzleyici sayısına konusunda nasıl bir değişiklik yaşandığına dair soruya Taşkın’ın cevabı şöyle olmuştur:

“Sayıyı net olarak bilmemekle beraber, az da olsa bir düşüş olmuş olabilir. Fakat şu anda YouTube zamanından daha çok insanın BluTv’den izlediğini tahmin ediyorum. Kaçak yayınlar yapılıyor, bir kişinin şifresi ile başkaları seyredebiliyor. 6. sezonu yayına girmek üzere olan bir projeden bahsediyoruz.”

Dizinin geleceği ile ilgili 6. sezon olarak devam edeceğini açıklayan Taşkın bir sinema senaryosu ile ilgili çalıştıklarını söylemektedir. Başka internet dizisi projelerini üzerinde çalıştıklarını da belirten Taşkın, Türkiye’deki internet üzerinden dizi yayıncılığı ve geleceği ile ilgili soruya şöyle cevap vermektedir:

“Gitgide yaygınlaştığını gözlemliyoruz. Hem de toplumun farklı kesiminden insanlar, belki bizim de etkimizle, para vererek internet üzerinden bir şeyler seyretme kültürüne alıştılar. Daha sonra Netflix geldi; Puhu TV açıldı, Fox Play ve diğer medya gruplarının benzer girişimleri var. Televizyon kullanımı giderek azalacak diye düşünüyorum. İnternet yayıncılığının TV’nin yerini alacağı aşikar.”

12 SONUÇ

Dijitalleşen yaşam ile birlikte geleneksel medyanın dijitalleşerek dönüşmesi kaçınılmaz olmuştur.

Yeni medya ve Web 2.0 ile birlikte pasif konumdan etkin aktif konuma yükselen medya tüketicisi içerik üreten ve üretilen içeriği dönüştüren bir role bürünmüştür. Ödenmemiş içerik üretimiyle söz konusu olan sömürü düzenine rağmen, yeni medya ile birlikte video üretimi yoğunlaşarak internet televizyonculuğunu başlatmıştır.

Başlangıç döneminde dijital platformların yaygınlık ve popülerlik kaygısıyla ücretsiz sunduğu üretim olanağının yanı sıra ücretli yayın platformları, bireysel abonelik sistemi ile internet dizi yayıncılığının başlamasını hızlandırmıştır. Türkiye özelinde giderek muhafazakarlaşan toplum çizgisinin ve RTÜK denetiminin ağır koşullarının yarattığı özgün dizi formatı talebi medya üreticilerini harekete geçirmiş ve alternatif üretim modeli olarak dijital dizi yayıncılığı modeli daha da yaygınlaşarak yapım sayısı artmıştır.

Tüm bu dönüşüm sistemi içerisinde ‘Sıfır Bir: Bir Zamanlar Adana’da’ dizisi ücretsiz dijital yayın platformu olan YouTube’ta yayın hayatına başlamış ve sağladığı izlenme başarısıyla ücretli yayın yapan platformlardan gelen teklifler üzerine BluTv’nin teklifini kabul ederek geçiş yapmıştır. Bu hikayesiyle diğer yerli yapımlardan ayrılan dizinin yönetmenin görüşüne göre -bir abonelik üzerinden çok kişinin izleme yapmasına dayanarak- dizi BluTv’de daha fazla izleme almaktadır.

Yapım-çekim teknik ekipmanı bakımından kendi imkanlarıyla ilk sezonu gerçekleştiren ekip, yakalanan başarının ardından ikinci sezondan itibaren İstanbul’dan bir yapım şirketinden teknik destek alınmasından dolayı, BluTv’ye geçişin ardından büyük bir teknik fark yaşamamıştır. Senaryo ve anlatı çizgisi bakımından serbest olunmasının garantisini sözleşme öncesi alan ekip, televizyona alternatif olmak için ürettikleri dizi sürecini 6. sezon planlamasını da yaparak sürdürmektedirler.

YouTube sürecinde yoğun ilgi görmelerine rağmen bekledikleri desteği alamadıklarını belirten Taşkın’a göre, evde kendi videosunu üreten 12 yaşında bir çocuğa sağlanan olanaklardan fazlasına sahip olmadıklarını belirtmiştir. YouTube izleme aldığı videoların kullanıcıları tarafından üretilmesi veya paylaşılması temelinde varlığını korurken, Fuchs’un Google üzerinden yaptığı değerlendirmeyle örtüşen bir biçiminde kullanıcılarının emeğini sömüren bir sistemin öznesi haline gelmiştir.

Bu sömürü sisteminden BluTV’ye geçerek maddi gelir kaynağı sağlama şansını yakalayan ‘Sıfır Bir’ dizisinin yönetmeni Taşkın’a göre önümüzdeki dönemde internet dizi yayıncılığı daha da ilerleme kaydederek televizyonun yerini alacaktır.

KAYNAKÇA