• Sonuç bulunamadı

B) KURULUŞLARINA GÖRE CÜMLELERDE EKSİLTİ

2. Devrik Cümlelerde Eksilti

Yüklemi sonda olmayan cümlelere devrik cümle diyen Demir, devrik cümlelerde öğelerin yerinin çok değişken olmakla beraber şöyle sıralamaktadır:

a. özne yüklemden sonra gelebilir.

b. Nesne yüklemden sonra gelebilir.

c. dolaylı Tümleç yüklemden sonra gelebilir.

d. Zarf tümleci yüklemden sonra gelebilir.

e. Bileşik cümlelerde yancümlecik yüklemden sonra gelebilir.81

Hengirmen, yüklemi sonda olmayan cümleler devrik cümle diyerek, kurallı cümlelerde genellikle ögelerin sıralanışı özne+tümleç+yüklem biçiminde olduğunu, oysa devrik cümlelerde yüklemin başta ya da ortada bulunduğunu belirtir.82

Koç, Türkçede söyleyişi güzelleştirmek ya da anlamı güçlendirmek için, zaman zaman, kurallı cümlenin yapısının bozulduğunu ve yüklemin cümlenin başında ya da ortalarında yer aldığını belirterek bu tür cümleler devrik cümle demektedir. 83 Gencan, yüklemi sonda bulunmayan cümleler devrik cümle diyerek, devrik cümlelere gelişigüzel konuşmalarda, yazın yapıtlarında ve koşuklarda rastlanıldığını söylemektedir.84

Tümleçler, belirteçler ve cümledeki diğer ögeler devrik cümlelerde yer değiştirebilirler. Anlatımı daha etkili, güzel, çarpıcı bir duruma getirmek için konuşma dilinde, şiirlerde, atasözleri ve deyimlerde devrik cümleler kullanılır.

Devrik cümleler daha vurgulu, tonlu ve dokunaklı söylenmeye müsaittir. Bu tür cümlelerin yerinde kullanılmasıyla ifadeler daha derin, etkili ve coşkulu olur. Bu sebepledir ki, yazarlar ya da konuşmacılar, duygularını, düşüncelerinin dokunaklı ve anlamlı olması için devrik cümleler kurarak ifade ederler. Halk ağzında defalarca söylenen, duygu yönü ağır olan, etkili ve dokunaklı olan sözler de devrik cümle ile ifade edilirler:

“Bas git buradan, Aşk olsun sana, Ayıkla pirincin taşını…” örneklerinde olduğu gibi.

Çalışmamızda, devrik cümlelerde bulunan eksiltiye fazla olmasa da rastladık.

Duyguların ve düşüncelerin daha etkili ve derin anlatılmasında önemli bir ifade tarzı olan devrik cümlelerde sözü, düşünceyi, duyguyu daha da anlamlı bir hale getirmek için eksiltiye başvurulduğunu gördük.

“- Bugün senin sarışın kuzen mektebe geldi…

81 DEMİR, s. 251

82 HENGİRMEN, s. 364-365

83 KOÇ, s. 556

84 GENCAN, s. 139

- …

- Şüphesiz senin için…/ geldi mektebe /”

Çalıkuşu, s.50

Cümlenin asıl unsuru özne ve yüklemdir. Burada yüklemi düşürülmüş devrik bir cümle bulunmaktadır. Biz buradaki eksiltiyi “geldi mektebe” diye tahmin edebiliyor ve tamamlayabiliyoruz.

“- Gündüz söylediğin münasebetsiz lakırdıyı aklımdan çıkaramıyorum, mahzun oluyorum.

Müjgân şaşırdı:

- / gündüz sana / Ne dedim ben?”

Çalıkuşu, s.67

“Kendimi minimini ailemin saadetine vakfedeceğim. Şimdilik evimde üç kişi olacağız: Bir melek gibi temiz, masum zevcem; onun, çektiği bütün ıstıraplara rağmen yine bir melek gibi temiz ve masum kalmış annesi…/ ve ben evde üç kişi olacağız./

birkaç sene sonra aramıza belki bir iki de küçük çocuk karışacak…”

Acımak, s. 87

Özellikle duygu yönü ağır olan devrik cümlelerde, anlatıma aşırı duygusallık katmak, okuyucuyu düşündürmek ve okuyucunun anlatılanı tasavvur etmesini sağlamak için eksiltiye başvurulmaktadır. Bu cümlemizde de biz bunu görmekteyiz. Cümledeki diğer birimlerden biz “ve ben üç kişi olacağız.” eksiltisini rahatlıkla tahmin edebilmekteyiz.

“Ne dedim ben? cümlesi yüklemi sonda olmadığından devrik bir cümlesidir.

Bu cümlede zaman bildiren “gündüz” sözcüğü eksiltilmiştir. Ayrıca “demek”

yükleminde yönelme anlamı bulunmaktadır. “demek” eyleminin yönü romandaki diğer cümlelerden anlaşıldığı gibi Feride olduğundan, buraya Feride’nin yerine geçen sana sözcüğünü getirerek, eksiltiyi giderebiliyoruz. Sana kişi zamirinin göndermesi de şüphesiz Feride’yedir.

“- Yazım pek çarpık çurpuk da meşk yazıyorum Hacı Kalfa, dedim. Yarın, öbür gün derse başlayacağım. Çocuklar ayıplarlar sonra. / beni /”

Çalıkuşu, s. 118

“Çocuklar ayıplar sonra.” cümlesi devrik bir cümledir. Bu devrik cümlede metnin tamamı göz önüne alındığında, “ayıplar” yüklemi ile ayıplanan kişinin Feride olduğunu anlamaktayız. Buradaki eksiltiyi “beni” sözcüğünü kullanarak giderebilmekteyiz.

“- Güzel terbiye usulü! Mektepte erkek çocuk da var mı?

- E, var, iki, üç, tane. / erkek çocuğu /”

Çalıkuşu, s.180

Son cümle yüklemi sonda olmadığından dolayı devrik bir cümledir. Bir önceki cümleyle bağlantılı olarak biz eksik olan “erkek çocuğu” sözcük öbeğini tahmin edebilmekteyiz.

“- İyi tahmin ettin Müjgân, çok uzaklara gittim, on senelik uzak bir maziye. / gittim /”

Çalıkuşu, s.389

“On senelik uzak bir maziye.” devrik bir cümledir. Bu devrik cümlenin yüklemini bir önceki sıralı cümleden hareketle “gittim” sözcüğü olarak tahmin etmekteyiz.

“Rumelili tahsildar, kahkaha ile gülmeye başladı:

- Amma açık söylersiniz be birader…/ bu kadar açık açık söylenmez / Ama severim açık sözlü insanı… Oldu bir şey…/ ne yapalım / Çıktı elinden bir kaza… / ne yapalım / Ucunda ölüm yok ya…/ ne olacak sanki / Herif, kitaba uydurur, alır çuval ile…/ parayı / kimse demez bir şey… Ama sen alırsın beş on kuruş… tıkarlar böyle deliğe…/ seni /”

Damga, s. 63-64

Biz bu konuşmadaki eksik olan birimleri koyu renkli yazdığımız sözcük ve sözcük öbekleri olarak tahmin etmekteyiz. Özellikle Rumeli ağzı ile yapılan konuşmalarda sıklıkla devrik cümle kullanıldığını görmekteyiz.

“- Evleneceğin adam bari iyi bir adam mı Fikret?

- Tahsin Bey isminde ellilik bir adam…

- Senin için fazla yaşlı değil mi?

- Benim gibi bir insana çok bile…/ ellilik bir adam / “

Yaprak Dökümü, s. 74 İçinde bulunulan duruma sitem edildiği duyguların anlatımında kullanılan devrik cümlelerde sıkça özne eksiltisine rastlamaktayız. Yazarın böyle bir eksiltiye başvurmasının nedeninini, anlatıma yoğun duygu katmak istemesi olarak düşünmekteyiz. Burada “ellilik bir adam” özne eksiltini yüzey yapıda görmesek bile derin yapıda var kabul etmekteyiz.

“- Evladım, nafıa mühendisi, karısına valinin düğünü için bir kadife elbise yaptırmış. Kadın, “Bakalım tahrirat müdürünün hanımı düğüne nesini giyip gelecek?”

diyormuş… Meveddet’in kulağına gitti. Üzüldü; bir hastalık filan bahane etsek de bu düğünden alıkoysak olur mu?

- Hiç öyle şey olur mu anne? / böyle bir şey olmaz / “

Acımak, s. 100

“Hiç öyle şey olur mu anne?” devrik cümlesinde, aslında yazar böyle bir şeyin olmayacağını söylemek istemektedir. Biz cümlenin derin yapısında elbette böyle bir şeyin olmayacağına anlamaktayız.